AKEVLER, aşırı sol kutup dışında bütün partilere eşit yakınlıktadır; “Adil Düzen”e olan yakınlıklarına göre yakınlık duyar. Biz Saadet Partisi’nden sonra onu Akevler’e daha yakın kabul ettik, bunu daha önce de beyan etmiştik. Oyumuzu AK Parti’ye verdik ama artık bizim için AK Parti de Saadet Partisi de diğer partilerle eşit hâle gelmiştir.
Saadet Partisi Fatih Erbakan’ı dışladığı için diğer partilerden farkı kalmamıştır; çünkü o Fatih’i değil Necmettin’i dışlamaktadır; o Millî Görüş’ü ve Adil Düzen’i dışlamaktadır. Yoksa Fatih’in bize yakınlığı sadece babasına duyduğumuz saygıdan ibarettir.
AK Parti’ye 7 Haziran Seçimi’nde Akevler’den iki profesör başvurmuş, ikisi de biri İlâhiyat olmak üzere iki fakülte bitirmişlerdir. Bunlardan Prof. Dr. Arif Ersoy, Çorum Belediye Başkanlığı’nı yapmış, uluslararası yerel yönetimin Türkiye tek temsilcisi olmuş, Millî Görüş partilerinin “Adil Düzen” öğretmenliğini yapmıştır. Prof Dr. Sabri Tekir iki fakülte bitirmiş, profesörlük dışında Devlet Bakanlığı yapmış, rektörlük yapmış ve üniversite kurucusu olmuştur. Türkiye’de bu iki profesör seviyesinde başka kaç kişi var, bilemiyorum. Bu iki profesörün iki vasfı vardır; Millî Görüşçü ve Akevler kurucularından olmak. Demek ki bu iki profesörü dışlamak sadece Akevler’den uzak kalma amacını gütmektedir.
Adaylar tesbit edilmeden yazdığım yazıda ‘bunları almazsanız Akevler’i dışlıyorsunuz demektir’ demiştim. Durum böyle olunca bizim AK Parti ile bir ilişkimiz kalmamıştır.
AK Parti Millî Görüş’ten Numan Kurtulmuş’u almış, dışarıdan bakan yapmıştır. Saadet Partisi’ne seçim birliği teklif etmiştir. Fatih Erbakan’ı davet etmiştir. Demek ki bu partinin Millî Görüş ile bir sorunu yoktur.
Eğer AK Parti tek başına hükümeti kursaydı bu makaleyi yazmayacaktım.
Ama şimdi dönemzedeleri uyarmam, hattâ dikenli sopa ile dövmem gerekir.
Demokrasilerde iktidar seçimle bırakılır.
Nerde görülmüş iktidarı durup dururken kendiliğinden bırakıp gitme!
Üç dönem kuralı geçerli idiyse Sayın Devlet Başkanı için de geçerli olmalı idi.
Şimdi ne yapacaksınız!?
Ben bütün konuşmalarımı fıkha göre yaparım. İlme ve dört çift delile dayanmayan bir kelime bile söylemek istemem. Ben sizlere, bana göre şeriatın emirlerini bildiriyorum.
1- Ahmet Davutoğlu AK Parti başkanlığından istifa etmelidir. Osmanlılar savaşı kaybeden çok sevdikleri vezirleri asarlardı. Biz sadece başkanlıktan istifa etsin diyoruz; partiden ayrılsın, başbakanlıktan ayrılsın demiyoruz.
2- AK Pati’ye Akevler’den gelen kadro tekrar yönetime gelmelidir. Kıdem sırasına göre Bülent Arınç, Mehmet Ali Şahin, Numan Kurtulmuş, Abdullah Gül, Beşir Atalay, Vecdi Gönül, Cemil Çiçek, Abdülkadir Aksu; bunlar bir araya gelerek kendi aralarında sıralama usulü ile bir başkan seçmelidirler. Burhan Kuzu, Ahmet İyimaya, Hayati Yazıcı gibi kimselerle yeni AK Parti kadrosu 20 kişiye çıkarılmalıdır.
3- Yeni hükümeti AK Partili olmayan bir milletvekili kurmalıdır. Parti, milletvekillerini bakan olmakta ve güvenoyu vermekte serbest bırakmalıdır. Kendisi mecliste faaliyet göstermelidir.
4- AK Parti, Akevler ile işbirliği yaparak Adil Düzen Anayasası’nı hazırlamalıdır. Parti bu çalışmalara katılmak isteyen tüm partilerle ve milletvekilleri ile birlikte olmalıdır.
5- ANAYASA HAZIRLAMA HEYETİ oluşturulmalı ve bu heyetin sekreterliğini Akevler’e havale etmelidir. Parti başkanı Erbakan gibi bizimle çalışarak yeni anayasa birlikte hazırlanmalıdır. Bu anayasayı diğer partilere arz edip onların eleştirilerini de değerlendirmelidir.
6- Parti, hükümet dışında ve meclis içinde anayasayı hazırladıktan sonra seçime gitmeli ve halktan Anayasa ekseriyetini istemelidir. İşte o zaman 400 milletvekili sizin yanınızda olur. Yeni hükümet yine millî mutabakat hükümeti olarak oluşur ve UZLAŞILMIŞ ANAYASA ortaya çıkar.
Eğer Ahmet Davutoğlu istifa etmezse…
O zaman biz bir gün bile kaybetmeden Adil Düzen Partisi’ni kurmalıyız.
Yirmi kişilik kadro, Akevler’le birlikte, onun hazırladığı program ve tüzükle Adil Düzen Partisi’ni kurmalıdır.