Diğer makalemde insanlığın çökmekte olduğunu ve bunun sebeplerininkadınların serbest cinsi ilişki kurmaları, sosyal güvenlik, bombalı savaşlar ve işçilik sistemlerinin olduğunu yazmıştım. Bu makalemde çözüm yollarını sizlere arz etmeye çalışacağım.
Yeryüzünde iki düzen/sistem vardır. Biri yerinden yönetimli ortaklık sistemi, diğeri ise merkezi yönetimli sömürü sistemidir: Hakkı üstün tutan sistemler ve kuvveti üstün tutan sistemler. Peygamberler Hakkı üstün tutan sistemleri getirmişlerdir. Bugünkü dört büyük uygarlık peygamberlerin oluşturduğu uygarlıklardı. Diğerleri ise kuvveti üstün tutan bugünkü sömürü düzenidir, mesela çağımızdaki komünizm Marks’a dayanan sistemdir.
İlâhi dinlerin kitapları tahrip edilmiştir. Kur’an’ın dili ve sözleri tahrip edilmemiş ama uygulamada tahribata uğramıştır. Hakkı üstün tutansavaşçı değil barışçı kimseler önce kitaplarını asıllarına irca etmelidirler. Bunun iki aracı vardır. 1) Kâinatı Allah yaratmıştır, bu kitapları da Allah göndermiştir, aralarında çelişki olmaz. Müspet ilme uymayan demek sonradan sokulmuş demektir. 2) Asla dönmenin ikinci aracı Kur’an’dır. Mademki bütün ilâhi kitaplar Allah’ın gönderdikleridir, aralarında çelişki olmaz. O halde Kur’an’ı yeniden anlayarak ortaya koyduklarımızla diğer kitaplar arasında çelişki olmaz. O kitaplarda Kur’an’a aykırı bir şey varsa, o sonradan ilave edilmiştir.
Böylece ilâhi kitaplar bize yerinden barışçı yönetim şeklini öğreteceklerdir.Akevler 1967’de bu amaçla kuruldu ve bugün bu amaçla faaliyettedir. İşe merkezden değil kendimizden başlayacağız. Yüz aile bir araya gelecek veSemt Kooperatifi’ni kuracaklardır. Üretim ve tüketim semtlerde yapılacaktır. 10’a yakın semt bir araya gelecek ve Bucak Kooperatifi’ni kuracaklar, sosyal düzen burada oluşacaktır. Her bucak istediği ekonomik ve sosyal düzeni kuracaktır. Kooperatifler arasında ilişkiler olacak ama hiçbir kooperatif diğer kooperatifin iç işlerine karışmayacaktır. İsteyenlerKur’an düzenini, isteyenler Marksizm düzenini, isteyenler Sermaye’nin sömürü düzenini kabul edip üretip tüketeceklerdir.
Bucaklar içinde içtihatlara, icmalara, sözleşmelere, dayanışmalara dayalı hukuk oluşacaktır. Ekseriyet sistemi yerine hicret demokrasisi olacaktır. Halk ocaklarını, semtlerini ve bucaklarını değiştirecek, hiçbir maddi zarara uğramayacaklardır.
Bucaklar ve semtler arasında yarış olacak, başarılı olanlar gelişecek, başarılı olmayanlar çekip gideceklerdir. Bucaklar güvenlik işlerine karışmayacaklardır. İç güvenlik ve dış savunma devletlere ait olup onlar bunları sağlayacaklardır. Biz kooperatif ortakları olarak askere gidecek ve vergileri vereceğiz. Cinayet işleyenleri kooperatiften çıkararak cezalandırmayı devlete bırakacağız.
Biz bucaklar arası bile ticaret yapmayacağız. Her bucak malları üretecek, tüccarlara satacak ve tüketeceği malları onlardan alacaktır. Para ile satmayacağız, ürettiğimiz mallarla değiştireceğiz. Dolayısıyla karşılıksız para ile bizi sömüremeyecekler ama karşılıklı çıkar içinde takaslaryapacağız. Bucaklar istedikleri iktisadî, ilmî ve dinî düzeni kabul edip uygulayacaklardır. Diğer bucaklar gibi bizim bucak da özgür olacak. Kur’an düzenini kabul edenler bizim bucağımıza gelecekler, Kur’an dışı düzenleri kabul edenler başka bucak kooperatiflerine gideceklerdir. Bizim bucağımızda on beş yaşına gelen her kadın evlenecektir. Evli olan her kadına bir ev tahsis edeceğiz, kocası ile çocuk yapacak, kocası onun ekonomik ihtiyaçlarını giderecektir. Karısını ve çocuklarını geçindirmeleri için erkeklere iş vereceğiz, gelir sağlayacağız, destekleyeceğiz. Ama karı koca boşanmak istediği zaman da engeller çıkarmayacağız, boşanma da evlenme kadar kolay olacak. Özgürlük gereği böyle olacaktır. Erkek kadını boşarsa, kadına boşanma tazminatını verecektir, kadın boşarsa boşanma tazminatı almayacaktır.
Biz kılıçla/süngüyle ve tabanca/tüfekle savunmayı öğreteceğiz, bombalara karşı nasıl savunma yapılırı öğreteceğiz ama biz bomba kullanmayacağız. Asker tabanca ve süngüyle semtimize gelmedikçe karşılık vermeyeceğiz ama semtimizi bastıklarında semtimizin topraklarını onların cesetlerine çukur yapacağız. Karşılıksız para olmayacak. Merkezden atanmış hâkimler değil, tarafların seçtiği hakemler davaları kararlara bağlayacaklar. Hakemlerin kararlarını infaz edeceğiz, cinayetlerde kooperatiften hakemlerin kararı ile çıkaracağız.
Böylece uygarlığı çökerten kötülükler bizim semtlerde, bizim bucaklarda kalkacak ve insanlık yeniden uygarlaşma şevkini bulacaktır. Bu şevki kaybetmiş olanları biz değil, onlar kendi kendilerini imha edeceklerdir ve insanlık yok olmaktan kurtulacaktır.
Not: “UYGARLIĞIN KAYNAKLARI” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.