Mısır’da idam kararları alındı. 529+183+13+17 kişi(*) idam edilecektir.
Herkes bu insanlara acıyor, üzülüyor. Oysa bunların hemen hemen hepsi Allah rızası için cihad ettiler, şehit olacaklar, sorgusuz sualsiz cennete gideceklerdir.
Kur’an’da böyle öldürülen bir kimse için "Kavmim bir bilse Rabbim beni nasıl mağfiret etti ve bana nasıl ikramlarda bulundu."(Yasin;26,27) deyişi vardır. Dünyadaki kısa ömürlerinde bir eksilme olacaktır ama ebedi hayatları şimdiden başlayacaktır.
Ben üzgünüm; üzülüyorum ama şehitlere acıdığım için değil, onları şehit edenlerin geleceklerine üzülüyorum. Kenan Evren yönetimi ele aldı ama o sokak hareketlerine kurşun sıkmadı, kurşun sıkanları durdurdu. Bugün İhvan mensuplarını şehit ettirenler yarın hem onu/onları da öldürecekler, hem de onlara âlet olanlar cennete değil cehenneme gideceklerdir Ben asıl ona üzülüyorum. Türkiye’de askeri müdahaleler oldu ama hiçbir asker müdahale sonrasında orada oturmadı, seçim yaptı ve iktidarı yeni yönetime devretti.
Ben yine de üzülüyorum...
Çok yakından tanıdığım, sevgi ve saygı duyduğum kardeşlerimizin yanlış hareket etmelerinden dolayı bu dünyadaki başarısızlıkları uzun sürüyor. Bu kadar canla başla cihat ettikleri halde başarısız olmalarının sebebini kendi hatalarında aramaları gerekirken, aramıyorlar; suçu başkalarına atıp hatalarında ısrar ediyorlar.
Üçüncü binyıl uygarlığı, ikinci binyıl uygarlığının içtihatları ile çözülemez.
Yeni dünyanın sorunlarını yeni içtihat ve icmalar çözecektir.
Bu kardeşlerimiz bunu bir türlü öğrenemediler.
Türkiye’de yeni içtihatlarla asrımızın sorunlarını çözme ekolünü Bediüzzaman kurdu. 1960’larda İzmir’de kurulan Akevler (Akevler Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi), Bediüzzaman’ın başlattığı cihadı yeniden formüle etti.
1- Medrese usulü eğitimle İslâmiyet kaynakları ile öğrenilecek; birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü asırdaki İslâmiyet ele alınacak. Ondan sonraki yapılanlar bizi ilgilendirmez, onları hiç okumayız bile.
2- Yalnız Kur’an delil alınacak, diğer deliller Kur’an’ı anlamak için olacak. Kur’an’ı anlamamız için bizim Sünnete ihtiyacımız vardır ama o günkü çözümler bugünün çözümleri değildir. Sünnete dayanarak fıkıh oluşturmayız, biz her sorunun çözümünü Kur’an’da aramalıyız.
3- Kur’an ilimle tafsil edilir. Bugünün müsbet ilimlerini bilmeden, Kur’an’ı bugünkü sorunları çözecek şekilde anlamamız mümkün değildir. O halde müsbet ilmin idrakinde Kur’an’ı yorumlamalıyız, sorunları onun gerekleri içinde çözmeliyiz.
4- Nihayet, teorik olarak Kur’an’ı anlamak bir şey ifade etmez. Biz kooperatifleri kurmalı ve kendimiz içtihatlarımızı uygulamalıyız. Amel ile ilim bir arada gitmelidir. Biz halkımıza İslâmî düzeni anlatmadan ve inandırmadan iktidar olmamalıyız.
İhvanı Müslimin kardeşlerimiz bizi gördüler ama ilgilenmediler, Necmettin Erbakan’ın anlattıklarına kulak vermediler, iktidar oldukları zaman bizi aramadılar ve hatalı işler yaptılar. Kendi atadıkları komutan kendilerine ihanet etti. Ne kadar haklı veya haksız olduğunu bilmiyorum ama kardeşlerimizin hatalı iş yaptıklarını biliyorum.
Siyaset yalnız ilim değildir, siyaset yalnız fıkıh değildir; siyaset güçtür.
Savaşı kazanırsanız devlet olursunuz.
O halde kardeşlerimizi cennete erken veya geç gönderebiliriz...
ASIL SORUN ŞUDUR; BİZ NE YAPACAĞIZ?
BEN SİZE KUR’AN’IN ANLATTIKLARINI SIRALAYAYIM.
1- Sisi’nin başkanlığını kabul edenler orada kalacak ve ona itaat edecekler, tüm Mısır halkını da ona itaate çağıracaklardır. Düşman Mısır’ın birliğini bozmak istiyor. Biz sabredecek ve iktidardaki askeri güçlendireceğiz.
2- Sisi’nin başkanlığını kabul etmeyen Mısırlılar Mısır’ı terk etmelidirler. Dünyada nerde melce bulurlarsa oraya gidecekler ve orda Allah’ın şeriat devletini kuracaklar.
3- İhvan-ı Müslimin kardeşlerimiz hakemlik sistemini benimseyecek ve Sisi’den hakeme gitmesini isteyecekler. Yoksa yol ver gidelim diyecekler. Bırakmazsa; bizim ve diğer Müslümanların Mısır’a girip kardeşlerimizi kurtarma hakkımız vardır.
4- Sisi de aklını başına almalı, hakemlik sistemini kabul etmelidir. Türkiye ve tüm barış düzenini isteyenler onu hakemlere gitmeye zorlamalıdırlar. Hakemin birini Sisi, diğerini İhvan seçmeli, başhakemi de hakemler seçmelidir.
(*) İdam kararları peş peşe verildi: Bu sene (2015) 24 Mart’ta 529; 5 Şubat’ta 183, 11 Nisan’da aralarında Müslüman Kardeşler Rehberlik Konseyi Başkanı Muhammed Bedii’nin de bulunduğu 13 kişiye idam, 37 kişiye müebbet hapis cezası verildi. 16 Mayıs günü ise önce 20 yıl hapis cezasına çarptırılmışken 17 arkadaşıyla Muhammed Mursi’nin cezası idama çevrildi.
Süleyman KARAGÜLLE