Haftalık bu iki makalemi, ABD seçimlerinin yapıldığı günden bir gün sonra yazdım. Kendimi denemek istiyorum. Varsayımları uyguladım, hemen sonuçlara vardım. Ne derece isabet ettiğimi de kontrol etmek istedim. İlerleyen günlerde, belki saatlerde farklı sonuçlarla karşılaşabilirim.

Bu makalemde Avrasya’dakilerin (ve dünyanın) ne yapması gerektiğini anlatmaya çalışacağım. Bunlar benim içtihatlarımdır, hiçbir zaman tam isabet ettiğimi iddia etmiyorum. Ben sadece tarihten ve Kur’an’dan anladıklarımı aktarıyorum.

Önce mağlup olan Rothschild Ailesi’nden başlamak istiyorum. Sermaye artık gittiği yolun yanlış olduğunu görmeli, siyasetini değiştirmelidir. Her zaman söylediğimi tekrar ediyorum; faizli sömürü düzeninden vazgeçmeli, şeriat düzenini benimseyip işletmelerini Adil Düzen’e göre ayarlamalıdır. İlahi kitaplara karşı dinsizlik siyasetinden vazgeçmelidir. Bizim Bin Dil Üniversitesi’nin kurulmasını desteklemeli ama hiçbir zaman tahakküm altına almayı düşünmemelidir. Onlar Allah’ın şeriatını ortaya koyacaklar ve tüm insanlar o şeriata göre üçüncü binyıl uygarlığını kuracaklardır. Faizsiz altın parasına dayanan kredileşme ekonomisini benimsemelidir. Sonra Sermaye makro ekonomide görev almalıdır. Malların mübadelesinde altın parası ile rekabet içinde tekel olmadan faaliyet göstermeli, üretime ve tüketime karışmamalı, serbest arz ve talep kanunlarının çalışmasına engel olmamalıdır. Bunun dışında sermaye ilme, dine ve siyasete karışmamalıdır.

Sonra Avrupa Birliği’ni ele alalım. İngiltere yeniden referanduma gidip Avrupa Birliği’ne dönmelidir. NATO dağılmalıdır. Avrupa Birliği tek devlet olmayı değil, uygarlaşmada birlik olmayı hedeflemelidir. Onlar da müstemleke zihniyetinden çıkıp hizmet zihniyetine geçmeli, dünyada eşitlik içinde yer almalıdırlar. Avrupa Birliği şuna karar vermelidir. Rusya, İran, Türkiye ve İsrail dâhil Arap Yarımadası ülkeleri birden ve hiçbir dayatma yapmadan Avrupa Birliği’ne alınmalı yahut Rusya, İran, Türkiye ve Arap Yarımadası ülkeleri -İsrail dâhil- ayrı bir birlik kurmalılar. Bu birlik Hindistan ve Çin ile iyi ilişkiler kuracağı gibi AB ve ABD ile de iyi ilişkiler içinde olmalıdır. Türkiye Rusya ve İran’sız AB’ye girmemeli ve Gümrük Birliği Anlaşması’ndan da çıkmalıdır.

Kuzey Amerika, Güney Amerika, Afrika, Çin, Hindistan ve Okyanusya’yla da barış içinde ve eşitlik ilkeleri içinde birlik kurmaya çalışmalıdırlar.

Çin gelişmektedir. Bu durum dünya için tehlike teşkil ettiği gibi dünya için denge unsuru da olabilir. Bunun için Çin Sermaye’nin emrinde olmayan bir ekonomi ve siyaset politikasını yürütmeli, tarafsızlığını korumalıdır. Rusya, Türkiye ve İran’la birlikte ABD ve AB ile de barış içinde olmalıdır. Her ülke ile ihracat ve ithalat eşitliğini sağlamalıdır.

Rusya ABD’nin iç işlerine karışmadığı gibi ABD de Rusya’nın iç işlerine karışmamalıdır. Şimdiye kadar yürütülen politika devam etmeli, Sermaye’nin oyunlarına karşı Putin’in barışçı politikaları sürmelidir. Türkiye ve İran’la birlikte Rusya, Arap Yarımadası ülkelerinin iç işlerine karışmama ilkesine uyarak onların barışçı hâle gelmesi, Sermaye’nin fesadından ve Batı’nın sömürüsünden kurtarılması için işbirliği yapmalıdırlar.

Türkiye İran’la işbirliği içinde ortak politika gütmeli, ABD’nin iç işlerine karışmamalı, oranın Müslümanları ile Müslüman olmayanları arasında farklı politika gütmemelidir. F. Gülen’in okulları Bin Dil Üniversitelerine dönüştürülmeli, tüm insanlık İbrahim Milleti’nin canlanması için ortak katkıda bulunmalı ve okulların denetimi de Birleşmiş Milletler’in emrine verilmelidir. ABD, AB, Rusya ve Türkiye yönetimde söz sahibi olmalıdır. Gülen’i ve Öcalan’ı Devlet Başkanı affetmeli ve Gülen de Türkiye’ye dönmelidir.

Tüm dünyada terör olaylarına son verilmelidir. Bunun için: 1) Adil yargı sistemine ihtiyaç vardır. 2) Yerinden yönetime ihtiyaç vardır. 3) Biat ile oluşmuş ordulara ihtiyaç vardır. 4) Yüz lojmanlı apartmanlara ihtiyaç vardır.

Türkiye artık bu gerçekleri görmeli ve insanlığa örnek örgütlenmeyi sunmalı, dünyaya insanlığa nasıl hizmet edileceğini öğretmeli, kendisi de onlar gibi sömürüye gitmemelidir.

Türkiye’de “Adil Düzen’e Göre İnsanlık Anayasası”nın uygulanmaya başlanması için yapılacaklara, Vakıflar Bankası’nın faizsiz banka haline getirmekle başlanmalıdır. Faizli Katılım Bankaları ile halkı kandırma yerine, Vakıflar Bankası’nın tedrici olarak faizsiz banka hâline getirilmesi ile bu barışa hizmet edilmelidir.

Türkiye Kur’an’ın emrine uyarak bütün dünya devletleri ile bir olmalı, kötülükte ise kimse ile iyi olmamalı, hakemlik sistemini kabul eden herkes ile stratejik ortak olmalıdır.