-
Hazreti Musa Peygamber, Firavun’dan basit bir şey talep etti; İsrail oğullarına izin ver, buradan gidelim. Sonunda kavmini ikna ederek Mısır’dan çıktılar ve kırk sene çölde dolaşarak İsrail kavmini oluşturdular.
Hazreti Muhammed Peygamber, Kureyşlilere sadece bir öneride bulundu; tek Allah’a ibadet. Sonunda Medinelilerle anlaştı ve Medine Devleti’ni kurdu. Medine’de hiçbir dini baskı yapmadı. Mekkeliler saldırdılar, onlar savundular. Sonunda savaşsız Mekke’yi fethetti. Arabistan’daki kabilelere birlikler gönderdi. Onlardan tek şey istiyordu; Müslüman olmak isteyenler varsa onlara baskı yapmayın. Kabilelerin çoğu bunu kabul etti. Bazıları elçileri öldürdüler. Onlarla savaştı. Sonunda tüm Arabistan kendi istekleri ile zorlanmadan Müslüman oldu.
Alpaslan, Malazgirt’te saldırı değil savunma savaşı verdi ve kazandı. Anadolu’daki savaşlar güvenliğin tesisi şeklinde olmuştur, halka asla dokunulmamıştır. Anadolu’da 900 sene beraber yaşadık ama onlar isyan etmedi, biz de âdil davrandık. Son asırda sermayenin kışkırtması ile isyan ettiler, bugün Anadolu’da yani Türkiye’de yoklar.
Bismark, Alman devletini barış içinde kurdu, bugünkü Almanya’nın güçlü devlet oluşu buradadır.
Avrupa Birliği barış içinde oluşmaktadır.
Dağılan Sovyetler şimdi barış içinde birliğe doğru gitmektedir.
“AVRASYA EKONOMİK BİRLİĞİ” oluşmaktadır.
“ADİL DÜZEN”İN ÖNERDİĞİ BİRLİK ŞÖYLEDİR.
1. Gönüllü katılanlarla birlik oluşmalıdır. Kimseye katılması için baskı yapılmamalıdır. Baskı yapan bir güce değil, baskıya mâni olan bir güce gerek vardır.
2. Her isteyen birliğe katılabilmelidir. Şartları kabul eden herkes birliğe alınmalıdır. Geleni almama diye bir sorun olmamalıdır. Katılmalara sınır koyan topluluklara katılmamak gerekir. Bu sebeple “Avrupa Birliği” İslâmî birlik değildir.
3. Topluluk katılanların çıkar paralelliğine dayanmalıdır. Savunma amaçlı olmalıdır. Başka toplulukları sömürmek veya onlara saldırmak için olmamalıdır.
4. Aralarında çıkacak ihtilaflar hakemler yoluyla çözülmelidir. Hakemlik sistemini kabul etmeyen hiçbir topluluk İslâmî değildir.
Avrupa Birliği, dünya hâkimiyetini kaybetmeye karşı yeniden sömürü düzeni kurmak amacıyla kurulmuştur. ABD’nin desteğinde ve hâkimiyetindedir. NATO ile iç içedir. NATO görünüşte Sovyetlere karşı savunma amaçlı kurulmuş, gerçekte ise Sovyetler dışında kalan ülkeleri disipline etmek için kurulmuştur. Sovyetler yıkıldıktan sonra görünürde bir fonksiyonu kalmadığı halde hâlâ varlığını sürdürmektedir. Korkuluk olarak durmaktadır. Hiçbir iş yapmamaktadır. Bu sebepledir ki biz saygılıyız ama bu kötü amaçları dolayısıyla taraftar değiliz. Görüşmelere devam edelim ama Türkiye’yi AB’ye benzetmek için değil, AB’yi ve Türkiye’yi Adil Düzen’e getirmek için devam etmeliyiz. Ümit olmasa da biz görüşmeye devam edeceğiz.
Bizim asıl görüşeceğimiz ülkeler “Avrasya Ekonomik Birliği” ülkeleridir. Bunun anlamı şudur. Bugün ABD’de dünyayı ekonomik olarak yöneten merkezi sistem vardır. Bu varlığını beş yüz sene daha sürdürecektir ama bundan sonra sömüremeyecektir. Ekonomik gücünü koruyacaktır. Biz ise “halk ekonomisini” kuracağız.
Rusya ve Çin sosyalist ülkeler oldukları için “Adil Düzen”i en kolay benimseyecek ülkelerdir.
Avrupa’da ancak “Adil Düzen” içinde birliğini sürdürür.
Hindistan, Müslüman ülkeler ve Afrika ülkeleri de bu düzene muhtaçtırlar.
Biz çalışmalarımızı bunlarla yapmalıyız.
İran’la beraber görüşmelere başlamalıyız.
Avrupa Birliği’ne karşı değil, Avrupa Biriliği ile beraber olmalıyız.
Hedefimiz sömürüye son vermek olmalıdır.
Sermaye ile eşitlik içinde anlaşmalıyız.
Not: Devamı ve daha fazlası; “Sayın Putin’e Açık Mektup” yazımızda:
SÜLEYMAN KARAGÜLLE