İlk yaratılan tek başına yaşayan hücre idi, Kur’an buna “dabbe” diyor. Başlangıçta çok hücreli canlıların yaşaması mümkün değildir. Tek hücreliler milyar yıllar içinde çalışarak çok hücreli canlıların oluşmasını sağladılar. En son gelişmiş ve en mükemmel varlık olan insandır. İnsanda 100.000 milyar hücre vardır. Yani yeryüzündeki bin misli hücreden oluşur insan. Canlıda bunlardan başka hiçbir varlık yoktur. Canlıdaki bütün işleri bunlar yaparlar. O halde canlının her işi hücrelerde oluşur. İnsanlar da başlangıçta ayrı ayrı yaşayacak şekilde yaratıldılar. İnsanlık gelişti gelişti ve bugün bir tek canlı oldu. İstanbul’da bugün 20 milyona yakın insan yaşıyor. Eğer İstanbul topluluğu olmazsa bu insanlar bir hafta bile yaşayamazlar. Artık insanlık bir beden olmuştur. Topluluğun temel hücresi “ocaklar”dır. İnsanlar yaşamayı ocak hücrelerinde geçirirler, çalışmayı da semt hücrelerinde geçirirler. İnsanlarda ekonomi ile sosyal alan ayrıdır. Hayvanlarda yalnız sosyal yapı vardır, ekonomik yapı yoktur. Yalnız reel ekonomi vardır. Finans ekonomisi yani para yoktur. Birbiri içinde ekonomik ve sosyal hücreler vardır. Sosyal hücre “ocaklar”dır. Ekonomik hücreler de semtlerdir (köylerdir). Bunlar birlikte “bucağı” oluştururlar. Topluluğun hücresi “bucak”tır.
Hücreler olmadan topluluk olmaz. Hücresiz canlı tasavvur edilemez. Sermaye kendi dışında topluluk olmasını istemez. İnsanlığı tek hücre haline getirip kendisi yönetmek istemektedir. Bu olamayan ve olamayacak bir şeydir, sermaye hayaller peşinde koşmaktadır.
Hücrelerde değişiklik yapmadan bütünde değişiklik yapılamaz, çünkü bütün hücreler dışında iş yaptıracağı ve iş yapacağı bir yer yoktur. Sosyalistlerin yanılgıları bu olmuştur. Cemaat’in ve Millî Görüş’ün yanıldıkları nokta da budur. Adil Düzen Çalışanları bu yanılgıya düşmemelidir. Saadet Partisi veya AK Parti yeni bir şey yapamaz, çünkü onu yapacak hücreleri yoktur. O halde ilk yapılacak iş olarak “kooperatifler” kurup “yüz lojmanlı apartmanlar” oluşturmalıyız. Devlette yapacaklarımızı önce orada yapmaya başlamalıyız. Orada yaptık mı, ondan sonra makroda eğer gücümüz varsa ülkede yaparız. Ne Erbakan ne de Gülen bu konuda bana kulak vermediler. Oysa Bediüzzaman ve Süleyman Tunahan doğrusunu yaptı. Biri Risaleleri okuttu, diğeri Arapçayı okuttu. Şimdi güçlü oldular.
Bütün siyasi veya dini görüş sahipleri şunu iyi bilmelidir ki Kur’an asla baskı yapmaz, o demokratik bir toplumun oluşmasını ister, insanların özgürlük içinde yaşamalarını sağlar. Sonra da özgür insanlara hitap ederek; bakınız, şimdi siz fiilen özgürsünüz, seyahat hürriyetiniz var. Bu hürriyet sadece sizin hareketinizi engelleyen birinin olmaması değildir. Seyahat imkânını sağlamak gerekir, gidecek araç olacak ki gitsin veya gitmesin.
İşte, KUR’AN böyle bir düzen istiyor; insanlar siyasi bakımdan özgür oldukları gibi ekonomik bakımdan o özgürlüğü kullanacak imkânları da olacaktır. Özgürlüğü sağlayan düzen içinde insanlara diyor ki; bak, Kur’an sana özgürlük sağladı, şimdi şu yoldan gidersen yolun seni selamete götürür, şu yola saparsan seni bataklığa yani felakete götürür. Sen şimdi hükmen de fiilen de özgürsün, istediğini yap, ister bataklığa yani felakete git, ister selamete.
Adil Düzen Çalışanları bu özgürlük dünyasını gerçekleştirmekle yükümlüdür. Kimsenin özgürlüğe karışma yetkisi yoktur. Birinci Akevler uygulamasında içinde oturacakların parasıyla inşaatları yaptık. Sonra bizim özgürlüğümüzü kısıtlamaya kalktılar. O uygulamadan aldığımız dersten dolayı şimdi küçük katkılarla halkın parasıyla yapacağız. Onlara kiralarını biz vereceğiz. Apartmanda oturacak ve çalışacak kimselere biz muhatap olacağız. Apartmanla işte, katlarla sosyal hayatta özgür olacaklardır. Baskı yapılmayacaktır.
Tabii bu arada Kur’an’a göre yaşayacaklar da özgür olacaklar. Komünistler de özgür olacaklar; Başkalarına zarar vermemek şartı ile herkes özgür olacak. Zarar verdiğini de tarafların seçtiği hakemler ile hakemlerin seçtiği başhakem karar verecektir. Kur’an düzen kuracak olan müminlere eşit şartlarda özgürlük ve özgürlüğü kullanma imkânı verecektir. Ondan sonra da isteyen istediği gibi yaşayacak. İnsanlar Allah’ın emrettiği gibi yaşama imkânına sahip olacaklar. İster şu partiden, ister şu mezhepten olun, Akevler’in “semt kooperatifi” önerisi hepimizin özgürlüğü içindir. Gelin, bizimle işbirliği yaparak kendi apartmanlarınızı yapınız. Biz herkesle işbirliği yapmaya hazırız. Biz kimseye yardım etmeyeceğiz, sadece işbirliği yapacağız. Biz sizinle bir olmaya hazırız.
Not: “İSTİKRAR!” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.
Bu makale
20 kez okundu