Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015
11258 Okunma, 4 Yorum

-DİN, EKONOMİ, SİYASET VE İLİMDE DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKESİ-

Dünya basınını ve Türkiye basınını ele alırsanız, istisnasız Türkiye en geri devlettir.

Oysa Türkiye bugün dünyada en ileri bir devlettir, güçlüdür de. Nüfusun azlığı ve toprağın yeterli olmaması nedeniyle etkin devletler arasında değildir. Buna karşılık DİNDE, EKONOMİDE, SİYASETTE VE İLİMDE DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKESİDİR.

DİNDE Türkiye dünyada en ileri devlettir. Dünyanın hiçbir devleti müsbet ilme dayalı ve bugün dünyada her yerde teşkilatlanmış başka bir dini kuruluş yoktur. Bediüzzaman Risaleleri ile çağın müsbet ilimleriyle Kur’an’ın imani cihetini yorumlamış ve insanlığa üçüncü binyıl din anlayışını ortaya koymuştur. Akevler’in desteği ile Gülen Cemaati kurulmuş, bugünkü müsbet ilim okullarını ve üniversitelerini kurmuş, dünyanın her yerine İslâm düzenini götürmüş ve örgütlenmiştir. Buna benzer hiçbir din ve mezhep yoktur. En güçlü dini teşkilat Papalıktır. Ne var ki Müsbet ilme dayanmayan inanış ile bugünkü insanlara hitap edemediği gibi Avrupa’da küçük kiliseler satılıyor, büyük kiliseler tamir ediliyor. Kilise Risaleler gibi müsbet ilme dayalı eserlere sahip değildir. Allah rızası için dünya çapında cihadını yapan tek cemaat Gülen cemaatidir. Dünyanın her yerinde kurduğu okullarda oranın kadrosunu yetiştirmiş ve tüm dünyayı etki altına almaya başlamıştır. Bediüzzaman’ın Risaleleri ve okullar sayesinde dünyanın ateizmini yenmiş bulunmaktadır. İslâm âleminde ve dünyada bu özveriye sahip bir cemaat, tarikat veya mezhep yoktur. Kendi aralarında bile etkin değildirler. O halde üçüncü binyıl uygarlının din anlayışını benimseyen yalnız Türkiye vardır.

EKONOMİDE dünyanın en güçlü HALK EKONOMİSİ Türkiye’de vardır. Dünya çökmekte olan tekel sermayeye dayalı bir ekonomiye sahiptir. Sanayi inkılâbının olması için faizli sömürü sistemine gerek vardı. İnkılâp tamamlandı. Yeni emek dolayısıyla yatırım yeri kalmadığı için faizli düzen artık çökmek üzeredir. Üçüncü binyıl ekonomisi HALK EKONOMİSİ olacaktır. Halk ekonomisi Anadolu holdingleri hâlinde ortaya çıkmıştır. Yaşlanmış faizli sistem dışında halk ekonomisi olarak en ileri sağlam ekonomiye Türkiye sahiptir. Dünyanın hiçbir yerinde KOMBASSAN yoktur, dünyanın hiçbir yerinde YİMPAŞ yoktur. 28 Şubat’tan beri tüm saldırılara rağmen halk holdingleri varlıklarını sürdürmektedir. Hz. Süleyman aleyhisselamın yönetim şekli olan devletçilik Türkiye’de doğmuş ve bugün de dünyada en güçlü KİT’ler Türkiye’de mevcuttur. Kayıt dışı çalışan ekonomisi ile tekel sermayenin sömürüsü dışında en güçlü ileri devleti Türkiye’dir. Avrupa’ya bakkalı, manavı, tamirciliği ve pazarcılığı Türkler götürmüş ve gittikçe halk kuruluşları batıda da yayılmaktadır. HALK EKONOMİSİ geleceğin ekonomisidir. Halen dünyada en ileri halk ekonomisine Türkler sahiptir. O halde ekonomi bakımından da Türkiye en ileri bir ülkedir.

SİYASETTE de en ileri ülke Türkiye’dir. Geleceğin siyaseti demokrasidir. Demokrasi ancak çok partili meclise sahip olmakla mümkündür. Dünyanın her yerinde sermayenin oluşturduğu iki parti sayesinde tekel sermaye siyasete hâkim olduğu halde, Türkiye Cumhuriyeti savaşmış ve Lozan’la barışı kurmuş devlettir. Almanların veya Japonların hala bir barış vesikası yoktur. Ülke olarak adım adım demokrasiye geçmiş ve sermayenin emrinde olmayan siyasi partileri olan yalnız Türkiye vardır. Seçim barajlarına rağmen halk mecliste en az dört partinin grubunu bulundurmaktadır. Gerçek demokrasi yalnız Türkiye’de vardır. ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da iki parti vardır, ikisini de sermaye yönetir. Türkiye’de çok parti vardır. Yirmi parti seçime girmiştir. Dört grup mevcuttur. Baraj engellemelerine rağmen halk çoğulcu demokrasiyi korumuştur. En yüksek seviyede seçime iştirak edilmiştir. Askeri müdahaleler olmuş ama en kısa zamanda anayasa değiştirilerek seçimlere gidilmiş, müdahale edenlerin hoşuna gitmese de halk iradesine boyun eğilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu’ndan kalma İslâmî öncülüğü fiilen sürdürmektedir. Demek ki sermayenin kurduğu tezgâhlardan oluşmayan partilere sahip yegâne ülke Türkiye’dir. Diğerlerinde ya demokrasi yoktur, ya da iki parti hâkimdir. Türkiye’de siyaset yavaş yavaş bürokrasiye hâkim olmaya başlamıştır. Siyasete de halk hâkim olmaya başlamıştır. Batı sentez edilmekte ve her iki uygarlık aynı derecede Türkiye’de anlayarak sindirilmektedir.

İLİMDE de Türkiye “Adil Düzen” ile üçüncü binyıl uygarlığının ilmini ortaya koymuş ve Kur’an ekollerini kurmaya başlamıştır. Tabii ilimlerde Batı bizden çok ilerdedir ama sosyal ilimlerde de Türkiye onlardan çok ilerdedir. Yeniden oluşmaya başlayan Kur’an uygarlığı ilimleri süratle gelişmektedir. Batı zaten bu ilimleri geçmişte de anlayamamıştır.

Sonuç olarak diyoruz ki Türkiye bugün dahi dünyanın en ileri ülkesidir.

Üzerinde düşünürseniz hepiniz bunları görürsünüz...

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
21.09.2015
08:34



Tehlike; Türk-Kürt bölünmesi

Son güncelleme: 21 Eylül 2015 08:04

Tarih boyunca bir toplulukta ayırımcılar olmuştur. Bunlar kendi halkını da istismar eden eşkıyalardır. Bunların ülkeyi böldüğü söz konusudur. Yabancılar destek olup devleti yıkmada yardımcı olabilirler ama, hiçbir zaman halk onlar tarafı olmayınca, devleti bölemezler, ayrı devlet kuramazlar veya ülke toprağını ayrı devlete vermezler. 

PKK şimdiye kadar Kürtleri temsil etmiyordu. Kürtlerin haklarını koruyacağız deyip aslında din düşmanı insanlık hainlerini temsil ediyordu. 

Bunu bilen halk, hele yaşlılar onlara oy vermiyordu. Kürtlerin samimi Müslüman olduğunu bilen dışarıdakiler Kürt Müslümanları desteklemiyordu. Bölünme tehlikesi yoktu. 

7 Haziran 2015 Seçimi’nde AK Parti halkın tasvip etmediği ve İslâmiyet ile ilgisi olmayan kimseleri aday gösterdi. HDP de tam tersini yaptı, İslâmiyet ile yakınlığı olanları ve C. Halk Partisi’nin dışladıklarını aday gösterdi. Müslüman Kürtler bu durumda onlara oy verdiler. Doğuda aşiret hayatı yaşanır, halk daha çok partiye değil adaya oy verir. 

7 Haziran Seçimi’nin en kötü tarafı, Kürt Müslümanlar da oylarını HDP’ye vererek doğuda dindar olanlarla dinsiz olanlar bir oldular. Böylece asıl bölünme tehlikesi 7 Haziran’da başladı. MHP’nin yanlış siyaseti milliyetçilerle Kürtçülerin meclisteki sandalye sayısını eşitleyerek bölünmeye hazır hal getirdi. 

Bu yetmedi, seçimden sonra doğrudan PKK kışkırtıldı. IŞİD için Batı Türkiye’den yardım istedi. PKK ile birlikte evet dedi. Bugün bu saldırı devam ediyor. Böylece bölünmeye doğru şiddetle yürünüyor. Yetmedi; HDP milletvekilleri alenen bölücülerin yanında yer alarak Türk ordusuna karşı cephe aldılar. Savaş Meclis’e kadar girmiş durumdadır. 

Türk Ordusu bu çabada galip gelmelidir; galip gelecektir. Ne var ki bu galibiyet Türkiye’yi bölünmekten kurtaramaz. Çanakkale’de büyük zafer kazandık ama iki sene geçmedi, İngilizler masa başında İstanbul’u işgal ettiler. Sonra İstanbul’da savaşmadık ama, Lozan’da İstanbul’u aldık. 

Türkiye, Türkiye’de yaşayan herkesin vatanıdır. Her vatandaş karnını burada doyurmaktadır. Kürtler bölünse birkaç yıl sonra paramparça olur, Irak’ı Suriye’yi işgal edenler Türkiye’yi işgal ederler. 

Gelin, hepimiz bu vatanı birlikte kurtarıp çocuklarımızı yurtsuz bırakmayalım. 

Avrupa birlik (Avrupa Birliği) kurarken Türkiye bölünme yolculuğunda!.. 

Sayın Devlet Başkanımızla bu önemli konuyu ve diğer konuları görüşmek üzere ısrarla randevu talep ettiğimiz halde, onun en yakınları görüştürmüyorlar. İşin vahametinden habersizdirler; onlar maalesef sadece iktidar olmak peşindedirler. 

İstiklâl Savaşı’nda Türkiye’yi bağımsız hale getirmek için sermaye çaba gösterdi; Türkiye dinsizleşecek, kurulacak İsrail devletinin tetikçisi olarak Türkiye devleti var olacaktı. 

Türkiye dinsizleşmedi, İsrail tetikçisi olmadı. Şimdi Türkiye’yi toptan ortadan kaldırma peşinde. 

Biliniz ki bugün 1920’lerden daha büyük tehlike durumundayız. Ne var ki Türkiye güçlüdür. En ileri devlettir. Türkiye’nin gücünü diğer makalemde anlattım, oradan okuyabilirsiniz. 

Anahtar Sayın Cumhurbaşkanımızın elindedir. Ordu görevini yapıyor ve başarıyor. 

Savaşı kazanmaktan çok zaferi değerlendirmek gerekir. Bunu bugün Erdoğan’dan başkası yapamaz. 

Herkes aklını başına toplamalıdır. Ülkemizi kurtarmak zorundayız. 

1) Önce herkes Erdoğan’ın etrafında toplanmalıdır. Lider kötü olabilir, zalim olabilir ama birliği sağlıyorsa o ülkeyi yaşatır. Devlet başkanına karşı olmak devlete karşı olmaktır. 

2) Türk Ordusu’nun itibarı iade edilmelidir. Bütün davalar bir af kanunu ile durdurulmalıdır. 

3) Risale-i Nurların okullarına, yurtlarına, dershanelerine dokunulmamalıdır. Paralel yapı ortadan kaldırılmalıdır. 

4) Hakemlik sistemi ve tam yerinden yönetimle halkların istedikleri gibi yaşamalarına izin verilmelidir. Doğudaki medreseler açılmalı, şeyhlerin itibarları iade edilmelidir. Sayın Erdoğan da Millî Görüş ve Adil Düzen’e dönmeli, yeniden Akevler ile irtibat kurmalıdır. 

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN… 

NotTÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ -DİN, EKONOMİ, SİYASET VE İLİMDE DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKESİ-” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.


Süleyman Karagülle
Süleyman KaragülleTüm yazıları için tıklayın »
Süleyman Karagülle
Süleyman KaragülleTüm yazıları için tıklayın »
Süleyman Karagülle
Süleyman KaragülleTüm yazıları için tıklayın »



Reşat Nuri Erol
21.09.2015
08:35




Süleyman Karagülle
Süleyman KaragülleTüm yazıları için tıklayın »
Reşat Nuri Erol
22.09.2015
08:24


...


Gelin, hepimiz bu vatanı birlikte kurtarıp çocuklarımızı yurtsuz bırakmayalım. 

Avrupa birlik (Avrupa Birliği) kurarken Türkiye bölünme yolculuğunda!.. 

Sayın Devlet Başkanımızla bu önemli konuyu ve diğer konuları görüşmek üzere ısrarla randevu talep ettiğimiz halde, onun en yakınları görüştürmüyorlar. İşin vahametinden habersizdirler; onlar maalesef sadece iktidar olmak peşindedirler. 

İstiklâl Savaşı’nda Türkiye’yi bağımsız hale getirmek için sermaye çaba gösterdi; Türkiye dinsizleşecek, kurulacak İsrail devletinin tetikçisi olarak Türkiye devleti var olacaktı. 

Türkiye dinsizleşmedi, İsrail tetikçisi olmadı. Şimdi Türkiye’yi toptan ortadan kaldırma peşinde. 

Biliniz ki bugün 1920’lerden daha büyük tehlike durumundayız. Ne var ki Türkiye güçlüdür. En ileri devlettir. Türkiye’nin gücünü diğer makalemde anlattım, oradan okuyabilirsiniz. 

Anahtar Sayın Cumhurbaşkanımızın elindedir. Ordu görevini yapıyor ve başarıyor. 

Savaşı kazanmaktan çok zaferi değerlendirmek gerekir. Bunu bugün Erdoğan’dan başkası yapamaz. 

Herkes aklını başına toplamalıdır. Ülkemizi kurtarmak zorundayız. 

1) Önce herkes Erdoğan’ın etrafında toplanmalıdır. Lider kötü olabilir, zalim olabilir ama birliği sağlıyorsa o ülkeyi yaşatır. Devlet başkanına karşı olmak devlete karşı olmaktır. 

2) Türk Ordusu’nun itibarı iade edilmelidir. Bütün davalar bir af kanunu ile durdurulmalıdır. 

3) Risale-i Nurların okullarına, yurtlarına, dershanelerine dokunulmamalıdır. Paralel yapı ortadan kaldırılmalıdır. 

4) Hakemlik sistemi ve tam yerinden yönetimle halkların istedikleri gibi yaşamalarına izin verilmelidir. Doğudaki medreseler açılmalı, şeyhlerin itibarları iade edilmelidir. Sayın Erdoğan da Millî Görüş ve Adil Düzen’e dönmeli, yeniden Akevler ile irtibat kurmalıdır. 

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN… 

NotTÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ -DİN, EKONOMİ, SİYASET VE İLİMDE DÜNYANIN EN İLERİ ÜLKESİ-” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.

Reşat Nuri Erol
23.09.2015
18:43


Özer Ataç 
beklentiler (*) 
23.09.2015 
30 Okunma, 0 Yorum

adil düzen,  mehdi, armegedon, deccal, illimunati vizyonu, pax american, küresel komünizm, kıyamet,  marduk, dünya dışı temasların açığa çıkışı... insanlık, eğitim ve bilimde geliştikçe sıçrama, kurtulma, yenilenme, dirilme… beklentileri artıyor.  bazıları geçmiş dini metinlerden, efsanelerden; bazısı, yeni bilgi kanallarından beklentilerini  kotarıp, "ihya" edip;  piyasaya sunuyorlar.

“üçüncü bin yılın düzeni, adil /denge /sosyal düzen” ve diğer beklenenler konusu; karmaşık,  yan etkisi şiddetli unsurlar içermektedir. onlara yasak uygulanmamalıdır;  yerel, kontrollü uygulama alanları, fırsatları  verilmelidir. bu  gibi arayışlarda yasaklık ve kısıtlamalar; siyasal ekonomik olumsuzlukların barışçıl geçişini önler; kontrolsüzlüğü, kalkışmayı besler. ayrıca, olası başarıları,  farklı yaşam  biçimi isteklilerine olanaklar sunar. bu tür araştırmalar, insanlık çeşitliliğinin yeknesak modellerde körelmesini engeller; farklı yaşam modelleri  oluşturarak sosyal çeşitliliği besler.  bilinendir;  baskın olan biçimler, diğerlerini kendilerine benzetir. amaç çeşitlilik olanağından,  tercihe dayalı, “iyilikte yarışır” modeller oluşturmaktır.

 

değerli üstat süleyman karagülle, aşağıdaki linkle ulaşılabilecek türkiye "güzellemesini"; sanırım yurdumuzun  adil düzene  kaynak olmasından  çıkarmıştır. bilinenin aksine doğru, göreceli ve pek çoktur. olgular, farklı algılayan ve alanlar sebebiyle tespite dahildir. diyalektik materyalist mantık ile ilahi teslimiyet mantığı; öngörülerine uygun  olgularla  kısa sürede “buluşmaktadırlar”. anlayacağınız üzere buluşma duygusal ve yorum ile dir.  çıkış, öngörülerden “kurtulup”, olanı öngörüsüz yaşamaktır. aşağıdaki linkteki yazıyı bu bağlamda kritik ediyorum.

 

 http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/2397/SonEk/0/Suleyman-Karagulle/Turkiye-Cumhuriyeti-Devleti

1. tasarladığınız sistem günümüzde   gerçekle örtüşmediğinden öngörülerde bulunuyorsunuz.  sosyal sistemlerde arayış durmayacaktır. günlük sorunlar, yumaklaşıp yığıldığında, sosyal patlamalar olacaktır.

insanlık  dünyada eşdağılımlı adaleti sağlayamamaktadır. bu yüzden arayışlarınız önerileriniz önemlidir. sorun şudur, bağımsız akıl deneyim gözlem araştırmayla sağlanabilir. aklın sayılanların yanında hatta üstünde, ilahi metne dayanması aklı bağlı kılar. ilahi kaynaklı metinler, tümden gelim modelini olgularla örtüştürmek için yorumlara ihtiyaç duyar; oysa yorum yapmak olası olguları değerlendirmek olduğundan,  olgusal değildir;  soyutlamadır. 

ilahi metin, olayları anlamamızı sağlayabilir;  bu anlayış olayları  “terbiye” etmemiz demek olmamalıdır.bütüncüllük  birimselliğin özgün  olasılıklarını engellemez; koşullamaz. Bütüncülük, birimselliğe indirgenliğinde  anlam ve kavramları bu yüzden başkalaşır. bu yüzden “gelecek”,  ilahi vaazlarda ve yorumlarda değil,  laboratuarlarda ortaya çıkar.  

2. siyasette dünyanın en ileri ülkesinin türkiye olduğu savınız; gerçekle örtüşmüyor,  temennidir. kanıtlarınız yorumdur; yaşanan ve tanıklıklarımız bu değildir.   tespitiniz orta doğu ve benzeri  bölgeler için doğru olabilir. kamu ve kurumsal  güdücülüğünün bireyi yok ettiği yönetimlerden insanlık için geliştirici örnek siyasetten söz edilemez. toplumsal olanın bireysel olana buyurganlık fırsatının devredildiği zamanlar bireyin palazlanmasına dur denilen zamanlardır. Bu yüzden gelecek modellerinde bireysellik toplumsallığın karşısında pozitif ayrımcılığa tabi tutulmalıdır. ek olarak, bireyin geliştiği toplumsallık definiştir; balk, şişme, obozit değildir.   

3. bu saatten sonra hatırlatmak yersiz olacaktır; “unutulduğunu” var-saymıyorum. on yılda otomatiğe bağlanan askeri darbeler, hangi a.b. ülkesinde olmuştur? Japonya, abd, kanada, ingiltere; yeni zellanda, avusturalya …gibi ülkelere girmiyorum.

4. “gelecek demokrasidir” doğru fakat kayıtlı   tespit.  demokrasi insan aklının öncü olduğu, serbest seçim  sistemidir; geçmişte daha çok olmakla beraber, günümüzde insan aklı;  yerel inançlar, örf, gelenek, kültür; din,  eğitim, medeni seviye ile bağlıdır. ayrıca demokrasi, seviye ile doğrudan bağlantılıdır.  yaşam deneyimi, birikimi; algı ve benzeri hususlarda aynı seviyedeki insanlar için değer taşır; değer üretir.

dünya ülkeleriyle  kıyasla sayılanların toplamında ileri olduğumuz savlamak; yine taraftar  türübününe kombine bilet almaktır.

5.  “türkiyedeki çok partili sistem, çözülen sömürü faiz sisteminin, iki partili seçim sisteminden üstündür.” Seçimlere çok partinin katılmasından dünya için örnek sonuçlar çıkarmanız taraftarlıktır.

birincisi abd lerinde sadece  iki parti yoktur; diğer partiler yeterli etkiyi gösterememektedirler. Kapitalist eleme sistemi, sonunda ki parti için haber değeri oluşturmaktadır. seçimlerde önemli olan eleme katmanlarının ne kadar adil olduğudur.bunu göstermeden çok partinin iki partiye  göre daha adil olduğunu söylemeniz; eksik, göreceli ve yanlıştır.

demokrasi katmanlar rejimidir.katmanları yok sayıp toptan elemeye koyulmak eşitsiz ilişkilerin sonuçlarından eşitlik beklemektir. başka deyişle, demokrasi  alt katmanların, üst katmanlarla oydaşması değildir; demokrasi, yatay ilişki ve değerlerin  tercih sistemidir. yatay ilişkilerin, dikey ilişiklerle ortak seçim-tercih sistemi doğru değildir;  ne birey ne de toplum için kullanılabilir sonuçlara ulaştırmaz.  türkiye de yüzde on  barajı ile  gelişmiş ülkelerde öne çıkan iki parti;  aynı toptancı, kademeleri örten, yok sayan, uyutmacı   yanlışlığın eseridir.

    

6. "halk ekonomisi geleceğin ekonomisidir." hükmünüz, sovyet kolhoz sisteminde somut ifadesini göstermiş öneridir. yanı sıra, modern zamanlarda gelişmiş teknoloji ile halk terimini aynı cümlede kullanmak çelişki arz ediyor. gelişmede kitleselliğin adil paylaşım olarak sunulması doğru değildir. şu soruları sormalıyız:  neden  yaşam ortalama adalet sağlandığında dahi durmaz; neden vasat, ortalama adaletle yetinmez?!

yetmeyen nedir ki yaşam ortalama adaleti bozma pahasına sürmektedir.  yaşam, nicelikleri nitelik için “biriktirir.”  birikmiş niceliğin, belli bir miktardan sonra  genelleşmeyle oluşan atıllığı kırmak adına, kendini bir niteliğe feda etmesine ne demeliyiz? ben buna, atıl olmayan adalet diyorum. Başka bir söyleyişle,  geliştirici  durağansız adalet tam da budur. diğer taraftan, maddenin,  evrimin tam da  amacı budur;  niteliğe adanmış niceliksellik.

ek olarak; çokluk niceliktir;  nitelikle bağdaşmaz.  hatta biri "sır" vereyim; canlılar nitelikli oldukça  üremesi kesilir; tersi  böcekler ve mikroplar,  çokluğun tadını çıkaran organiklerdir. 

7. "dünyanının en güçlü  kit leri türkiye dedir." ... özelleştirilmeyen kaldı mı sahi?!  önceki dönemler hala tazedir. Siyasi, askeri beleşçiliğin tavan yaptığı dönemler unutulur mu hiç?!  petrol ürünlerinin gözde tesisi  pektim, daima  zarar etmesi neyin nesiydi?!  son satışından önce, altı yüz  kişilik odacı kadrosu olduğunu biliyor musunuz?!  bu mu güçlü kit?! o dönemlerde kitleri batıran üretim katilleri, bu yığınağa "istihdam" diyorlardı!?.. üretimlerini geliştiremedikleri kit leri, istihdamda geliştirerek  dünyaya örnek oluyorlardı.

8. bunlara rağmen halk ekonomisi için geliştirici arayışlar sürüyor. cumhurbaşkanımızın yanında danışmanlık yapan yiğit bulut bey, bu noktada anmamak haksızlık olur.  bütün madenler, kritik kamu zenginlikleri, blok olarak satılmasın;  yüzde kırk dokuzu halka küçük paylar halinde   satılsın. blok satışlarda millet zarar eder; finans -israil karlı çıkar; üstelik alım değerinin faizini kullanan millete ödetir.  sanırım cumhurbaşkanımız stratejik zenginliklerde böyle uygulama başlattılar.

9. "müspet ilme dayanan din"  için bir kaç şey söylemek gerekiyor. benzetmemdeki hatalardan özür dilerim. ilim almış başını gitmiş; din  taraftarları,  peşinde kestirme yol bulup,  öne geçmek için çalışıyorlar.

diğer taraftan ezoterik din anlayışı, gizemli “kışkırtmalarıyla” felsefeyi oluşturmuş;  ruhbanlığın  zırhını kırarak; deneme yanılma, sonsuz sorgulama yolunu tutarak,  dinin yerçekiminden kurtularak, maddenin derinliklerindeki evrene yönelmiştir. ne yazık “bizler”;  dinin yerçekiminde hala “işaretler” aramaktayız. etnik sorguculuğun yansıması olarak,  ilme dayalı din, dine dayalı ilmin  etkisini yaşıyoruz.  

10. kuruluş anlaşmalarını güvence bilmemiz enteresan; ne de olsa güçlülerin onayı var!? "türkiyenin lozanı var; almanya ve japonyanın yok!" demişsiniz.

yok mu sahiden?! ikinci dünya savaşından sonra; a- birleşmiş millet kuruldu. b-almanya ve polonya için 4-11/02/1945 yalta kongeransı yapılıp hükümleri icra edildi. bu hükmlere 52 devlet katıldı, 49 onay vererip imza koydu. c- japonlar için 08.09.1951  san francizco-kalifornia  anlaşması yapıldı. bu anlaşma ile japonya emperyalist olanakları iptal edildi, abd kontrolüne girdi.

şimdi lozan anlaşması müstakil bir anlaşma mıdır diye soralım? hayır, lozan anlaşması sevr anlaşmasının türkiye için sovyet devrimi istisnasıdır. yani Japonya, almanya için yapılan kazandıcı istisnalar,  bizim için yoktur.  bizim süreli engelleyicilik içerirken; almanya ve japonya için süresiz  kalkınmacılık içermektedir.

(*) büyük harfsiz metin denemesi.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41466 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28753 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27326 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19435 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 17850 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17370 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16411 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15032 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 13852 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13317 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13299 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13237 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13196 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13131 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13101 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13017 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 12993 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 12940 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12492 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 11832 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 11784 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 11673 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11616 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11587 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11515 Okunma
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11327 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11258 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11103 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11042 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11039 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11036 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 10916 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 10814 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 10783 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 10770 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 10694 Okunma
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 10654 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10638 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10624 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10614 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10605 Okunma
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10484 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10453 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10423 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10418 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10400 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10385 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10381 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10300 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10295 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10292 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10230 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10221 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10163 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10086 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10034 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10022 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 9843 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 9834 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9702 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9687 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 9678 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9669 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9646 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 9575 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9553 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9540 Okunma
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9536 Okunma
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9449 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9445 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9392 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9362 Okunma
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9357 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9346 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9305 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9305 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9233 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9203 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9195 Okunma
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9096 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9058 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9032 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9003 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 8967 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 8966 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 8849 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 8772 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 8769 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 8753 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 8748 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 8747 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 8743 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 8672 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 8657 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8650 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8525 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8456 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8435 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8427 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8426 Okunma


© 2024 - Akevler