Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015
13332 Okunma, 3 Yorum

Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar. Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor. Türkiye devletinin kuruluşu 1071 Malazgirt Savaşı’na dayanır. Devletimizin bin yıllık varlığı da Kur’an’a dayanmaktadır. Cumhuriyetimiz bile Kur’an’a dayanmaktadır.

Onu benimsesek de benimsemesek de Kur’an’ı bilmemiz ve doğru anlamamız gerekmektedir. Onun yanında olmak için de onu bilmemiz gerekmekte, ona karşı olsak da bilmemiz gerekmektedir. Onu bilmeden Türkiye’de hiçbir şey yapamayız. Mustafa Kemal’in başarıları İslâmiyet’i çok iyi bilmesi idi; benimseyip yapmasa da onu çok iyi biliyordu. Siz de karşı olsanız da benimseseniz de, Kur’an’ı iyi bilmezseniz başarılı olamazsınız.

Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş, CHP bunun için ona cephe almış, yenemeyince de sözde onu kabul etmiştir.

Diğer partiler de onu anlamaya çalışmadan “Adil Kur’an Düzeni” çalışmalarına karşı çıkmışlar, Necmettin Erbakan’ı uğraştırmışlar, sonunda Kur’an’a teslim olmuşlardır. “Adil Kur’an Düzeni”ni devre dışı etmek için hâlâ uğraşmaktadırlar. Tekrar söylüyorum; Kur’an’a ister karşı olun, ister kabul edin, onu öğrenmek zorundasınız. Bilenler bilmeyenleri yenerler.

1- Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

2- Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

3- Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

4- Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

Kur’an’ı yukarıdaki çerçeve içinde anladıktan sonra onu kritik edebilir, yanlışları varsa, yalanları varsa, onları ortaya koyabilirsiniz. Ama onu anlamadan onu kabul etmek veya onu reddetmek elbette herkesin özgürlüğü içindedir. Ama onu anlamadan anlamlarını tahrif ederek kabul etmek veya reddetmek yanlıştır.

Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

Kur’an muhalifleri ona cevap veremediklerinden onun öğrenilmesini yasaklamaya çalışıyorlar ama bunu hiçbir zaman başaramayacaklardır.

Not:Daha fazlası için www.akevler.org sitemizin “KİTAPLAR” bölümünde “KUR’ANI ANLAMA METODU” ve “KUR’AN’I UYGULAMA METODU” kitaplarımız okunabilir. 

 


YorumcuYorum
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:12

Sayın Karagülle

 

Kitabı anlamaya yönelik önerilerinizi tenkit etmek ve ilaveler yapmak isteriz.

 

-          Bugün bütün etkin partilerimiz Kur’an’ın Allah sözü olduğunu söylüyorlar.Biz söylenenleri doğru kabul etmek zorundayız. Ne var ki bu partilerin hiçbirisi Kur’an’ı anlama çabası içinde değildir. Ordumuz da ilgilenmiyor.

 

İki soru sorabiliriz :

a.       Evrensel olduğu iddiasında olan ve iddianız olan bir metin ile ilgili algılarınızı neden bu kadar lokal ve sınırlı tutuyorsunuz? Bu metin insanlık ile ilgili değil mi?

b.      Neden sürekli Askeri çözümler öneriyorsunuz?

 

-          Ben size Kur’an’ı nasıl anlayacağınıza dair bir usul öğreteceğim.Klasik usullerle Kur’an’ı anlayamazsınız. 1400 senelik zaman Kur’an’ın manalarını kapatmış ve örtmüştür. Kur’an’dan olmayan birçok anlam değerlendirmeleri ve yanlış yorumlar Kur’an’ı anlamada büyük engel teşkil etmektedir. O yorumlara bakarak Kur’an’ın uygulanması imkânsız hâle gelmiş,

 

Haklısınız, kitabı tarih yoluyla anlamak imkansızdır. Kelimeler ve manalar tahrif edilmiş, ilkel korkulara dayalı anlama yöntemleri ve dayatma suretiyle bir “din” ortaya konmuştur. Teviller, yorumlar veya kişisel görüşler zaman içinde kitabın önerileri haline gelmiş ve içinden çıkılamaz bir hal almıştır.

 

1.      Kur’an’ı klasik Arapçayı öğrenmeden öğrenmeye çalışacaksınız, tercümeleri ve tefsirleri okuyarak anlamaya çalışacaksınız; değişik tercüme ve tefsirleri okuyacak ve üzerinde düşünmeye başlayacaksınız. Tercümelerin yazdıklarını, tefsirlerin yorumlarını aklınıza göre yorumlayıp sizce doğru olanları kabul edecek, aklınıza uymayanı reddedeceksiniz.

 

Öneriniz yanlıştır. Klasik Arapça ile kitabı anlamaya çalışmak bir yöntem olabilir belki, ancak bu kitabın ne demek istediğinden çok, dilinin nasıl bir şey olduğunu anlamaya yarar. Başka bir işe yaramaz. Tercümeler ve tefsirler tamamen yorumlara dayalıdır. Hiç biri orijinal metnin karşılığı değildir.

 

Biz başlangıçta tercümeleri okuyarak bir şeyler öğrenebilir miyiz diye düşündük. İngilizce mealler nisbeten daha sade, belki dilin getirdiği zorluklar sebebiyle ama Türkçe Mealler tamamen pagan anlayışları ve inanışlarıyla dolu. Çelişkiler, akıl almaz mantıksızlıklar ve daha pek çok inanılmaz hatalar var. Biz bunun farkına vardığımız zaman, kitabı tercümeler ile anlamanın mümkün olmadığını, tefsirlerle de mümkün olmayacağını anladık. Bunun üzerine Arapça öğrenmeye başladık. Bizim öğrendiğimiz Arapça, sizin bildiğiniz klasik Arapça gibi değildir. Yaşayan Arapçadır. Başlangıçta klasik Arapçadan uzaklaşınca kitabı anlayamayacağımız korkusuna kapıldık. Ancak zaman içinde elde ettiğimiz sonuçlar, durumun hiç de iddia edildiği gibi olmadığını bize gösterdi. Kitabın kullandığı kelimeleri günlük Arapçanın standart karşılıklarına göre anlamaya çalıştığımız zaman inanılmaz sonuçlar elde ettik. Bunların bir kısmını siz de biliyorsunuz. Ancak bu sonuçlara ulaşmak, ne tercümelerle, ne tefsirlerle mümkün değil.

 

2.       Kur’an’ın meallerini ve yorumlarını takip ederken Arapça metnini de takip edeceksiniz. Tercümelerden Kur’an’ın metnini çözmeye çalışacaksınız. Böylece Kur’an’ı Arapçası ile kendi aklınıza göre anlamaya başlar, size özgü bir Arapçayı öğrenmiş olursunuz.  Böylece sizce yanlış olan manaları Kur’an’a verdirmiş olmazsınız. Yani Kur’an’ı öğrendikten sonra onun dilini öğreneceksiniz. Arapça öğrendikten sonra Kur’an’ı anlamaya çalışmayacaksınız.

 

Bu öneriniz kısmen doğrudur. Ancak mealler, tefsirler ve geleneksel kaynakların hiç biri göz önüne alınmadığı zaman doğrudur. Tamamen kitabı Arapça metninden basit bir dil kullanarak anlamak bile yeterlidir. Biz böyle yaptık. Hiçbir yerde çelişkiye düşmedik. Anlayamadığımız yerler de çoktur, ama bunun bir önemi yok, şimdilik bilgimiz yeterli olmayabilir. Veya zaten tamamını anlamak zorunda değiliz. Biz anlayabildiklerimizle yetiniriz.

 

3.       Kur’an’ı anlamaya çalışırken Kur’an’ın varsayımını esas alacaksınız. Kur’an diyor ki; BEN ÂLEMLERİN RABBİ OLAN ALLAH’IN SÖZÜYÜM. Bu söz yanlış olabilir, siz bunu kabul etmeyebilirsiniz ama onun dediklerini anlamak için bu varsayımı kabul edeceksiniz. Söyledikleri yanlış olabilir, söyledikleri yalan olabilir ama ne söylediğini anlamak için onun varsayımını benimseyeceksiniz. Sonunda kabul eder veya reddedersiniz.

 

Bu iddianız da yanlıştır. Bir bilimsel çalışma, önkabullere dayalı olarak yapılamaz. Bilimsel bir çalışmada esas olan şey,

a.       Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın Sözüyüm

b.      Ben alemlerin rabbi olan Allah’ın sözü değilim

Önermelerini eşit derecede kabul etmedikçe doğru sonuçlara ulaşmak mümkün olmaz. Önceden belirlenmiş olan varsayımsal doğruluk, ancak o varsayımı doğrulamaya yönelik bir sonuç üretir. Ama bunun doğruluğu tartışılır. Çünkü aksinin olasılığı hiçbir zaman göze alınmamıştır.

 

Bize göre, kitabın da böyle bir dayatması yok. Tam aksine, her önerisinin test edilmesi gerektiğini ısrarla söylüyor. O halde önkabuller olmadan tüm varsayımları göze alarak kitabı anlamaya çalışmak gerekir. Tamamen tarafsız olarak. Eğere her iki olasılık dikkate alınmayacaksa, o zaman reddetme veya yalanlama ihtimali de ortadan kalkar. Bu sağlıklı bir yöntem değildir. Bilimsel de değildir. Her iki olasılık dikkate alınmalı ve sonuçlar neyi gösterirse ona uyulmalıdır.

 

4.       Her yazar kitabını yazdığı zamandan önceki olaylardan bahsedebilir, o zamana kadar olmamış olan olaylardan bahsedemez. Kur’an’ın sözleri ise geçmişi ve geleceği bilen, her şeyi bilen tarafından söylenmektedir. Bu kitabı ben okurken bugün bana hitap etmiş gibi okuyacağım. Kur’an geçmişte olanları hikâye etmektedir. Hazreti Muhammed’den de bahsedebilir ama Hazreti Musa’dan bahsettiği gibi bahsetmektedir. Muhatap ise şimdi benim diyeceksiniz. Kur’an’ı ona göre anlayacaksınız. Bu böyle olmayabilir, o zaman birinin sözleri olabilir ama Kur’an bu varsayım içinde söylenmiştir. Onu anlamak için onun varsayımlarını kabul ederek anlamaya çalışırız.

 

Bu önerinizde de iki önemli maddi hata vardır.

a.       Eğer kitap, geçmişi ve geleceği bilen biri tarafından kaleme alındı veya gönderildi ise, “Olmamış olaylardan bahsedemez” cümleniz tümüyle tutarsız hale gelir. Gelecekte olup bitecekleri de biliyor ise, bir olay gerçekleşmiş olsun veya olmasın her şeyi bilen bir varlığın olmamış bir olaydan bahsetmeye güç yetirememesi mantıklı değildir.

b.      Vahyin muhatabı biziz. Doğrudan bize hitap eder. Şu halde, geçmişte olup bitenler bizi ilgilendirmez. Kitabın bahsettiği olaylar veya örnekler geçmişte olup bitmiş olaylar olarak anlaşılamaz. Çünkü kitabın söz etitği hemen her şeyi biz zaten yapıyoruz. Ölüyü diriltiyoruz. Kalbi durmuş olan bir kimseye şok uygulayarak yeniden hayata döndürüyoruz örneğin. Hemen her şey zaten her gün olup biten olaylardır. Biz anlayalım veya anlamayalım, fark edelim veya etmeyelim. Eğer kitap, doğrudan bizi muhatap alıyorsa, geçmişte olup bitenleri hikaye etmesi de mantıklı olmaktan çıkar. Çünkü geçmişi bilmemizin imkanı yoktur. Tarihi değiştirme çok kolaydır ve bu sebeple de geçmişe dair rivayetler veya bize anlatılanlar veya kaynaklar doğru olmayabilir.

Bu nedenle, Biz kitabı daha önce hiç olmamış gibi anlamak zorundayız. Çünkü muhatabı biziz. Kitap Muhammed adında birinden söz etmez. Kuran bir Tanrı’dan da söz etmez. Gelenekçiler Tanrı varlığını kesinleştirebilmek için kitaptaki kavramları özelleştirerek (-ki bu tahriftir) birtakım sıfatlar ile Tanrı kurgusu yapmaya çalışmışlardır. Tanrı duyar, Tanrı görür…. Evet ama bugün mikrofon da duyuyor, kamera da görüyor. Bir uydu ile, yeryüzündeki en ince ayrıntıları canlı olarak izleme olanağımız var. Ama biz Tanrı falan değiliz. Öte yandan duyan ve işiten şey, toprağın basit özelliğinden başka bir şey de değil. Mikrofon da, kamera da topraktan üretilen şeylerdir. Topraktan üretlmiş olan bir şey görüp duyabiliyorsa, toprağın veya doğanın kendisi niçin görüp duyamasın?


-          Kur’an’ı öğrendikten sonra, Arapçayı tam öğrenmek için Klasik Arapça ilimlerini okumanız gerekmektedir. TECVİT, LÜGAT, SARF, NAHİV, MEANİ, BEYAN, BEDİ’ ve MANTIK ilimlerinin yanında SÜNNET, İCMA ve KIYASları da öğrenip size göre Kur’an’a uyanları kabul edecek, size göre Kur’an’a uymayanları reddedeceksiniz. Sonunda Kur’an’ı kabul veya reddedebilirsiniz.

 

Sarf Nahiv Mantık ve Analoji anlaşılabilir şeylerdir ki zaten bir dilin kullanımı, olayları ve kavramları anlamlandırmak için gerekli olan mantık bileşenlerinin anlaşılması, ve elbette varsayımların analoji yoluyla doğada olup bitenler ile kıyaslanmak suretiyle çözümlenmesi zaten gerekli ve bilimsel yöntemlerdir.

 

Ancak, tecvit ve lugat ne için? Meani neden? Kitabın kelimelerini hangi anlam kalıplarına göre anlamamız gerektiğini kim bize söyleyebilir? Daha önce vahiy mi vardı? Eğer varsa neden biz vahyin muhatabıyız?

 

Ve neyi süslememiz gerek? Bedi’ ilmi dediğiniz bir çeşit süsleme sanatından başka bir şey mi? Hangi kelimeyi hangi kutsal anlam veya anlam arka planıyla süslememiz gerekiyor ki daha kutsal olsun? Ve niçin? Kitabı anlamamız gerekmiyor mu? Muhatabı biz isek, kitabı bize kimse öğretemez, bizim onu anlamamız gerekir. O halde bunlar niçin?

 

Beyan derken, mecaz, istiare kinaye gibi, rasyonel olmayan varsayımlarla mı kitabı anlamamız gerekiyor? 1400 yıldır böyle yapılmadı mı? Ne anlaşıldı?

 

Sünnet, icma ve Kıyas  (Geeneksel manada) zaten başlı başına tartışma konusudur. Ve ne yazık ki mevcut karmaşa içerisinde ne kitaba uygunluğu test edilebilir, ne de kitabın anlaşılmasına katkı sağlayabilir. Çünkü mana ile kitap, kıyas ve sünnet ve icma ile de pratik tamamen dönüştürülmüş ve kitaptan koparılmıştır. İkisi arasındaki çelişikleri mevcut kısıtlamalar ile ortaya koymanın imkanı olmadığı gibi, geçmişin ortaya koyduğu kuralların bizi bağlayıcılığı da yoktur.

 

Eğer geçmişin anladıklarını kabul etmek veya onların ortaya koyduğu çerçevenin dışına çıkmamak gibi bir zorunluluk getireceksek, o zaman kitabın niçin bize hitap ettiğini açıklamak mümkün olmaz. Demek ki kitap bize hitap eder gibi görünerek başkalarına hitap ediyor. Aklınız alıyor mu bunu ? Yani kitap bizi kandırıyor mu?

 

Daha önceki tartışmalarımızda ifade ettiğimiz kitaptaki ifadeleri ve atıfları tekrar etmenin gereği yoktur sanırım. Ataların yanlış yapmış olabileceği e onlara tabi olmanın mümkün olmayışı, ayetlerin ve bilgilerin mutlaka karşılıklarının doğada var olduğu ve test edilmesi gereği gibi tamamen bize yönelik önerileri sebebiyle geçmişe dair hiçbir şey anlamlı değildir. Kitaba uygun da değildir. Siz öyle olmadığını iddia edebilirsiniz ama kuran ile bini kanıtlayamazsınız. Çelişkileri açıklayamazsınız.

 

Yeniden gözden geçirmenize yardımcı olabilir

 
Süleyman Karagülle
01.06.2015
21:18

,Yukarıda ki yorum SamAdyan'a aittir.

 Arapça bilmeden, tercümelerden de yararlanmadan Nasıl   anlamaya  başlayacaksınız .

Ahmet Yücel
27.11.2016
18:52

Kuran'a inanmayanlar, şüphesi olanlar okumak ve anlamak için gayret göstermeyeceklerdir.

Günde 10 sayfa okumak suretiyle 2 ayda Kuran mealini okudum. İnanarak okuyan Müslümanlar için genel olarak anlaşılmayacak ayetler yok. Daha geniş olarak ayeti anlamak isteyenler, o ayetleri tefsirlerden okumalıdır. Amaç okuyup, anlayıp, itaat etmek, yaşamak olduktan sonra, Arapça bilmek de şart değil sanıyorum.

İleri derecede Arapça bilenler, kelime kelime meal verebilirler. Fakat kelime kelime anlamaya çalışmak yerine, ayet mealini bütün olarak anlamak için, cümle cümle okuduğumda daha iyi anlıyorum.

İleri derecede Arapça bilerek, kelimelerin kökü vb ilgilenmekten; o ayetin kendisine indirildiği Peygamber efendimizin nasıl anladığı, nasıl açıkladığı, nasıl yaşadığı da çok önemlidir. Bu nedenle Kuran'ı anlamada sünnet ve hadisler de önemlidir.

Bir ayetin, nerede, hangi olaylardan sonra indiği, bir ayetin daha sonra bir başka ayetle nesh edilip edilmediği de önemlidir.

Ayrıca konularına göre yazılmış mealleri de okumak faydalıdır. ''KONULARINA GÖRE KURAN'' isimli eserlerde, aynı konudaki ayetlerin bir araya toplanmış olması, benim gibi ilmi olmayanların anlamasını kolaylaştırmaktadır.

Aslında bir Kuran mealini okurken, varsa okuduğum ayetle ilgili bir kaç hadis ile açıklandığı bir meal okumak istiyorum. Bu şekilde yazılan bir meal var mıdır, bilmiyorum. ''Hadislerle Kuran Tefsiri'' ile ilgili eserler olmakla birlikte, Kuran Meali daha kısa zamanda okunabilir. Burada Salı akşamları tefsir derslerine mümkün mertebe devam etmeye çalışıyorum.

Arapça bilenlerin Kuran'ı nasıl anlayacakları dışında, bizim gibi Arapça bilmeyen, ilmi ve tecrübesi olmayanlar için de tavsiyelerde bulunmanızda faydalı olacak kanaatindeyim.

Allah razı olsun.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41928 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29256 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27692 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19668 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18394 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17775 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16647 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15419 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14107 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13686 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13630 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13577 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13539 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13383 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13332 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13328 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13283 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13276 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12785 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12129 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12120 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11931 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 11919 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11907 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11692 Okunma
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11584 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11559 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11286 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11268 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11261 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11247 Okunma
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11191 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11087 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11073 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11059 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11020 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10950 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 10934 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10854 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10831 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10827 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10737 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10712 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10700 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10700 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10682 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10643 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10599 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10583 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10479 Okunma
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10478 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10475 Okunma
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10473 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10402 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10387 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10356 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10249 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10120 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10068 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9988 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9938 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9919 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 9904 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 9881 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9862 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9784 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9758 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9738 Okunma
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9729 Okunma
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9712 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9675 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9632 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9631 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9608 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9552 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9532 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9453 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9420 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9367 Okunma
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9313 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9284 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9256 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9246 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9203 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9193 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9060 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9043 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9033 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9004 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 8982 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 8979 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 8979 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 8910 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 8899 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8886 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8753 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8706 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8677 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8630 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8553 Okunma


© 2025 - Akevler