Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016
11043 Okunma, 0 Yorum

Sam Adian – S. Karagülle 

- Siz kendi açınızdan değerlendiriyor ve varsayımlarda bulunuyorsunuz; ancak biz de size şunu hatırlatmaya çalışıyoruz:

- Herkesi kendi varsayımları içinde kritik edeceksiniz. Var sayımlar tartışılamaz. Varsayımlar, uygulama sonunda denetlenmiş olur. Sorunları çözerse doğrudur, çözmezse eksiktir.

 

- Bildiğiniz gibi, tam istihdam, kaynakların tam olarak kullanılabildiği/üretime kazandırıldığı, toplumdaki herkesin eğitim, deneyim, yeteneklerine göre istihdam edilebildiği bir ekonomiyi tarif eder.

-Tam istihdamın sağlanamadığı düzende “açık emek” vardır. Tam istihdamın sağlandığı yerde ise “açık işyeri” vardır. Bugün böyledir. Eskiden yeter işyeri olmadığı için, “yeni işyerleri üretme” ekonomisine ihtiyaç vardı. Kapitalizm ve Sosyalizm ekonomileri bunun üzerinde kurulmuştu. Kuran ekonomisi ise işyerlerinin daha çok olduğu düzene göre oluşacaktır. Nüfus artışı ile yeryüzünün imarını dengeli bir şekilde geliştireceklerdir. İnsanlığın ihtiyaçları ise uygarlık seviyesine göre giderilir. Biz yoktan bir şey var edemediğimiz için, biz ancak tam istihdamı sağlarız. Refahı biz değil, düzen belirler.  Çağın ekonomisinde en büyük hata burada yapılmaktadır.

 

- Pek çok iktisatçı, makul işsizliğin tam istihdamı engellemeyeceği veya toplumdaki herkesin iş bulabildiği bir ekonomide tam istihdam olasılığından söz ederler.

- Faizli işçilik sisteminde işçileri disipline edebilmek için, ekonomilerini, küçük miktarda işsizlik üzerine kurarlar. Böylece işçilerin işyerlerini değiştirmelerini engellerler. Böylece işyerlerinin işçilerini tutsak yaparak işletmelerini işletirler. İşsizlik ekonomisinde bu zorunludur. Çünkü faizi ödemek zorunda olduğu için işçi çalıştırmak zorundadır. Yoksa batar. Ortaklık ekonomisinde faiz yok, kar vardır. Çalışırsa kazanır, çalışmazsa zarar etmez. Faiz ile kar arasındaki farkı inatla neden anlamak istemediğini anlamakta zorluk çekiyorum.

 

- Ne var ki, gerek makul işsizliğin toplumdaki çalışabilir nüfusa oranının ne olduğu, gerekse, çalışmak isteyen herkesin iş bulabildiği ve aynı şekilde kaynakların tümüyle ekonomiye kazandırılabildiği bir sistem veya yapı yeryüzünde yoktur. Bunun pek çok nedeni vardır, bilinçli eksik istihdam yoluyla talep yaratmak fiyatları etkilemekten tutun devlet politikasına kadar birçok açıdan ele alınabilir. Ancak tam istihdam koşulları henüz yeryüzünde oluşmamıştır.

- Bugün yeryüzünde “açık işyerleri” vardır. Tarım alanları tamamen boştur. Ortaklık sisteminde işsiz yoktur. Kiminin üretimdeki payı azdır, kiminin çoktur. Devlet, ücrette adaleti sağlamakla uğraşmaz. Kim ne üretebiliyorsa, kazancı odur. Sosyal denge üretimde değil, tüketimde sağlanır.  Devlet yeryüzü toprak kira payını alır, ücret payı az olanları tüketimde destekler. İhtiyaçlarına katkıda bulunur. Kuran Ekonomisini anlayabilmeniz için bunu iyi kavramanız gerekir. Siz, zekat kelimesini mevduat olarak tahrif ederseniz, sistem çalışmaz. Mevcut işçilik sistemini savunmaya  başlarsınız. Biz anlamalısınız. Kabul etmeniz gerekmez.

 

- Elbette tam istihdam koşullarında ücret/gelir dengesi de önemli bir faktördür. Günümüz dünyasında üreticilerin eksik kapasite çalışmasının en temel nedeni, asgari ücret gibi, işgücünü kiralamaya yönelik pazarlık gücünden doğan avantajlarını kullanmak ve bir bakıma arz miktarını azaltarak talep yaratmak gibi çabalardan da söz edilebilir.

- Bir ürünün “maliyet değeri” vardır. Bu, harcanan emektir. Bir de ürünün “yararlanma değeri” vardır. Bu da, yaşayan insandır. Biz bunu gün/saat olarak ifade ederiz. Doğa öyle yaratılmıştır ki, yararlanma değeri maliyet değerinden fazladır. Buna “artık değer” diyoruz. Kapitalistlerde artık değer sermayenindir. Sosyalistlerde artık değer kamunundur. Ortaklık sisteminde artık değer, üretici ile tüketici arasında bölüşülmüştür. Üreticiler çalışanlardır. Tüketiciler ise tüm insanlardır. Farklı kimselerdir. Üreticilere düşen payla yatırım yapılır. Tüketicilere yapılan payla nüfus arttırılır. Söylediklerimizi anlamak için bu cümleleri birkaç defa okuyup üzerinde düşünmeniz gerekir. Reflekslerle cevap vermemelisiniz.

 

- Genelde gelişmiş ekonomilerde, kırsalda yaşayan nüfusun tamamı tarım sektöründe istihdam edilmiş varsayılır. Oysa durum hiç öyle değildir. Köylerdeki görünmez işsizlik vardır ve buralarda ortaya çıkan işsizlik genel sanayi kesimine göre oransal olarak çok daha fazladır.

- Yüz dairelik lojmanlı sistemde tarım semtleri vardır. Sanayi semtleri vardır. Tarım semtlerinde gerekli tarım emeği tarımda harcanır, artık emek –ki, çoğu zaman olacaktır-  küçük sanayide harcanır. Böylece sizin ortaya koyduğunuz sorun çözülmüş olur.

 

- Teorik açıdan varsayımlar doğru olsa bile, realiteyi göz ardı eden varsayımların işe yaramayacağını size hatırlatmaya çalışıyoruz. Amacımız size eleştirmek değildir.

- Biz yüz hanelik bir semt kurup denemek istiyoruz. Varsayımlarımızı ondan sonra düzeltiyoruz. 1967’de kurulan Akevler birinci denemesini yaptı. Varsayımlarını uyguladı. Eksikliklerini gördü. Yeni proje hazırladı. Şimdi onu uygulama çabasındayız. Her varsayımın zamanla yeniden ifade edilmesi gerekir. Ortakları çalışmada ve yaşamada bir araya getirmeyi hedefledik. Yaşamada başardık, çalışmada başaramadık. Hatalarımızı anladık. O zaman yararlanma mülkiyetini bilmiyorduk. Şimdi yeni bir Akevler Sitesini kurma hazırlığındayız. Proje ve muhasebesini tamamlamak üzereyiz.

 

- Siz faizi karşılıksız paraya ve enflasyona dayandırıyorsunuz. Ancak tarihsel süreçte biliyoruz ki, faiz, sermayenin karıdır. Tanımını nasıl yaparsanız yapın bunu değiştirmenin imkanı yok gibidir. Sermaye bir işletmeye katıldığı zaman oradan kazanç elde etmesi gerekir. Bunun adına ister faiz deyin, ister kar deyin fark etmez. Sonuçta aynı şeydir.

- Nasıl duyuracağız, bilemiyorum. Aynı cümleleri tekrar ediyorsunuz. “Faiz, zarara katılmayan kazançtır”. “Kar ise, zararın tamamını yüklenen kazançtır.” Sermaye vergisi olan zekat ile düzen öyle kurulmuştur ki; toplam kar, toplam zarara eşittir. Yani tüccarın kimi kar, kimi zarar eder; ama toplam kar, toplam zarara eşittir ve tüccar sektörü aslında karsız çalışır. Ama arz talep kanunları sonuna kadar devam eder.

 

- Ancak finans ekonomisinin yaygın olarak uygulandığı yerlerde faiz, sermayenin sermayeden elde ettiği kazanç olarak karşımıza çıkar. Yani bankalar parayı satarlar. Bir mal gibi. Burada sanal bir değer oluşur ki asıl sorunlu olan şey budur. Bizim açımızdan finans ekonomisi diye bir şey Kabul edilebilir değildir.

- İşte bizim faiz dediğimiz budur. Demek ki,  siz de faize karşısınız. Sadece kelimeye itiraz ediyorsunuz.  Ne var ki, siz faizin fonksiyonunu yapan bir şeyi koymuyorsunuz. Biz faiz yerine kredileşmeyi koyuyoruz. Değiştirme fiyatları ile kredileşme fiyatlarını ayırıyoruz. Kredileşme fiyatları kasadaki senet blık secşlerikoyar, değiştirme fiyatları serbest piyasada oluşur. Kredileşme ona göre yapılır.

 

- Bir noktayı hatırlatmak isteriz: Siz “değer”in değiştirilebileceğini Kabul ediyorsunuz. Oysa değer denilen şey emek miktarıdır. Bir malın üretiminde veya dolaşımında harcanmış olan emek miktarıdır. Bunu değiştiremezsiniz. Nasıl üretilmiş olan bir malın miktarını değiştirmek mümkün değilse, emek miktarını da değiştirmek mümkün değildir. Çünkü o emek o miktarda harcanmıştır. Bu konuda sizinle anlaşamıyoruz, siz her ne kadar emeği Kabul ediyor olsanız bile, emek değeri üzerindeki değişimleri de meşru sayıyorsunuz. Bize göre bu mümkün değildir.

 - Maliyet değeri harcanan saattir. Biz değiştiremeyiz. Yararlanma değeri yaşanan gündür, onu biz de düşüremeyiz. Ekonomi düzeni ancak değiştirme değerini değiştirebilir. Sosyalistler sizin sisteminizdeki maliyet değerini esas alırlar. Kapitalistler de yararlanma değerini esas alırlar. Ortaklık ekonomisinde ise bu, arz ve talebe göre dengelenir. Stoklar çoksa fiyatlar düşer, stoklar fazlaysa fiyatlar yükselir. Halk ona göre üretir ve tüketir. Yani halka şunu üret, şunu tüket diyen, ne sermayedir, ne de yönetimdir; fiyatlardır. Sizin sistemde kim olduğu belli değildir. Bu sorduğunuzda da cevap yoktur, kendiniz de düşünmüyorsunuz. Devlet, sermaye ve fiyatlar? Ortaklık sisteminde bu fiyatlar da stoklara göre ya kendiliğinden ayarlanır yahut bilgisayarlar hesaplarlar.

 

- Biz batının geliştirdiği capitalist sistemin içinde yaşıyoruz. Burası Çin değil. Hong kong yeryüzünde kapitalizmin bütün kurum ve kuruluşlarıyla uygulandığı bir yerdir. Paranın ve ticaretin merkezidir. Ingilterede sistem nasılsa, hong kong da da öyledir. Dolayısıyla türklerin avrupada küçük işletmeler kurmuş olmaları onları başarılı yapmaz veya onları sistemin bir parçası haline getirmez. Kolaylıkla elenebilirler.

- Hong Kong bir seradır. Oradaki kurallar açık hava kuralları değildir. Kaldı ki, orası ne bir sosyalist ülkesidir, ne de bir Kapitalist ülkesidir. Hong Kong, benim bildiğim kadarı ile, Çin’in toprakları içindedir. Ama Hong Kong kapitalist dünyada gelişmiştir. Başınızı dışarı çıkarırsanız dünyayı görürsünüz. Ülkemiz de, sosyalizm ile kapitalizm arasında gelişen bir ülkedir. Hong Kong’a benzemektedir. Fark, Hong Kong’u iki blok da desteklemiştir. Merkezi sistemin uzantısıdır. Türkiye ise, iki sistemin de saldırdığı yerdir. Merkezi sisteme direnerek gelişmektedir. Siz merkezi sistemin himayesinde merkezi olmayan sistemi kuracağınızı iddia ediyorsunuz. Biz de; merkezi sistemin kendi kendisini bitireceğini, halk sisteminin kendi kedine olgunlaşacağını iddia ediyoruz. Yeryüzüne halk sistemi yayılmaktadır. Nitekim siz de, “sermayenin taşeronu değiliz”, diyorsunuz, “devletin uzantısı değiliz” diyorsunuz. Böylece bir halk sektörüsünüz, demek ki.

 

- Stagfasyon krizlerini hatırlarsınız. Normal koşullarda işsizlik ve enflasyonun ters orantılı olarak gelişmesi gerektiği halde stagfasyon durumunda bunun böyle olmadığı ortaya çıkmıştır. Ülkenizdeki durum da bunun gibi mevcut iktisadi varsayımları bir bakıma çürüten bir sonuç üretmiştir.

Bizim asıl sorunumuz, geleceğin dünyasını nasıl şekillendirebileceğimiz ile ilgilidir. Mevcut tanım ve varsayımlarla geleceğin dünyasını inşa edebilir miyiz? İşte asıl mesele budur. Bizim çalışmalarımızın hedefi de budur. Bu nedenle biz klasik varsayımları ve tanımları kullanmıyoruz. Geleceğin dünyası bambaşka bir dünya olacaktır ve bugün öngördüklerimizin belki de hiç biri işe yaramayacaktır. Özellikle küçük ve tarıma dayalı varsayımlar tamamen anlamsız hale gelecektir.

 - Uygarlıklar binanın katlarıdır. Bir üst kat, onun altındaki kata oturur. Alt katın yapısının bilmeden, onun kolonları ve kirişlerini hesaba katmadan kat çıkamazsınız.  Alt katın kolonlarını üst kata taşımak başkadır. Yeni kolonları eski kolonlara oturtmak başkadır. Mevcut din adamları alt kolon ve kirişleri aynen üste taşımak istiyorlar, bu mümkün değildir. Siz de alttaki kolon ve kirişleri hesaba katmadan üstte kolonlar dikiyorsunuz. Kapitalistlerin ve sosyalistlerin kolonlarını hesaba katıyorsunuz da, İslam’ın kolon ve kirişlerini hesaba katmıyorsunuz. Biz alt katımızı öğreniyoruz. Kapitalist, sosyalist, İslam veya ilkel kolon ve kirişleri göz önüne alarak üçüncü bin yıl katını yapıyoruz

 

 

- Bu nedenle tutarlı ve sürdürülebilir bir iktisadi sistemin nasıl oluşabileceği sorusuna cevap arıyoruz. Bu cevap ne sosyalizmde, ne de kapitalizmde vardır. Bu tamamen yen bir cevaptır.

- Biz bunu aramaya yarım asır önce başladık. İlk denemelerimizi de yaptık. Projelerimizi ürettik. Siz bizden yararlanırsanız zaman kazanırsınız. Yoksa yarım asır arkadan gelirsiniz.

 

- Saygılar

- Başarılar.

 

Sam Adian

S. Karagülle

 






Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 41466 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 28753 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27327 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19435 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 17850 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17370 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16411 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15032 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 13852 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13317 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13299 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13237 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13196 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13131 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13101 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13017 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 12993 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 12940 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12492 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 11832 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 11784 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 11673 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11616 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11587 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11515 Okunma
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11327 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11258 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11103 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11043 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11039 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11036 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 10916 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 10815 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 10783 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 10770 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 10694 Okunma
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 10654 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 10638 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10624 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10614 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10605 Okunma
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10484 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10454 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10423 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10418 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10400 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10385 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10381 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10300 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10295 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10292 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10230 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10221 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10163 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10086 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10034 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10022 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 9843 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 9834 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9702 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 9687 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 9678 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9669 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9646 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 9575 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9553 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9540 Okunma
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9536 Okunma
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9449 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9445 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9392 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9362 Okunma
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9357 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9346 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9305 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9305 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9233 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9203 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9195 Okunma
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9096 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9058 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9032 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9003 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 8967 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 8966 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 8849 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 8772 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 8769 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 8753 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 8748 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 8747 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 8743 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 8672 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 8657 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8650 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8525 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8456 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8435 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8427 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8426 Okunma


© 2024 - Akevler