Kur’an müminlerin dört ana vasfını sayar.
1. Mümin her söze kulak verir, en iyisine uyar.
2. Mümin iyilikte yardımlaşır, kötülükte yardımlaşmaz.
3. Mümin bir işte beyanda bulunurken yakınlısı da olsa taraf tutmaz, herkese hakkını teslim eder.
4. Mümin karşı karşıya konuşurken uyarır, arkasından gıybet etmez.
Buralarda dikkat edilecek hususlar vardır.
1- Her söyleyene değil her söze kulak verilecek, söyleyen değil söz tartışılacaktır. İyi sözü kötü insan söylese de kabul edilecek. Kötü sözü iyi insan da söylese reddedilecek. Ben asla kendim iyiyim demiyorum. ‘Ben doğru söylüyorum’ diyorum, kimileri bana saldırıyor! Ben hesabı Rabbime vereceğim, siz de Rabbinize vereceksiniz. Rabbim benim ağzımdan size söylüyor, Rabbim sizin ağzınızdan bana söylüyor. Dinliyorum. Savunmuyorum.
2- Sözün en iyisine uyulacak, adama uyulmayacak. En iyisini de insan kendi aklıyla tespit edecek, başkasının aklı ile gezmeyecektir. Beni dinleyeceksiniz ama sonra bana göre değil, kendi aklınıza göre en iyi ne ise ona uyacaksınız. Ben de sizi dinlemek zorundayım ama uymak görevim ise kendi aklımadır.
3- İyilerle değil iyilikte karşılıklı yardımlaşılacak. Tek taraflı yardım değil, karşılıklı yardımlaşma söz konusudur. Kötü olsa da iyi iş yapıyorsa onunla yardımlaşacağız.
4- Kötülerle değil kötülükte yardımlaşılmayacak. İyi insan kötü iş yapıyorsa onunla yardımlaşılmayacak. Kötülük yapanlara saldırmayacağız, sadece onlarla yardımlaşmayacağız. Savunma dışında başkasının işine karışma görevimiz ve yetkimiz yoktur.
Duydum ki AK Parti faizsiz banka kuracakmış; elbette sevindim. Duydum ki Saadet Partisi kooperatifler kuracakmış; elbette sevindim. Necmettin Erbakan da birçok defa Adil Düzen’le işler yapmak istedi. Banka kurdu, şirketler kurdu, dernekler kurdu. Akevler’den fikir aldı ama başkaları ile kurdu; hepsi serap oldu.
Allah herkese başka şey vermiştir. Akevler siyasi kuruluş değildir, Akevler ekonomik kuruluş değildir; Akevler bir ilim kuruluşudur. Akevler siyaseti de ekonomik faaliyetleri de ilim için yapıyor. Allah herkese başka nimetler vermiş, ondan sonra da “karşılıklı olarak yardımlaşın” emrini vermiştir.
Allah birine ilim, birine servet, birine makam, birine cemaat veriyor; sonra da Allah emrediyor ‘haydi yardımlaşın’ diyor.
Biz Akevler olarak hep yardımlaştık. Siz desteklediniz veya kösteklediniz ama iyi işler yaptığınız için yanınızda olduk; yine de öyle olacağız.
Biz kimin iyi veya kimin kötü olduğunu bilmeyiz. Biz şu iş iyidir şu iş kötüdür deriz, siz düşmanlık yapsanız da biz yapmayız.
Duydum ki herkes bizim aleyhimizde konuşuyormuş. Biz şimdiye kadar hiç kimseye kötülük yapmadık. Bizimle ilişkisi olan herkesle her zaman hakemlere gittik ve hakem kararlarını her zaman uyguladık. Biz size düşman olmadığımız halde siz neden bizden uzak duruyorsunuz? Başaramazsınız. Faizsiz banka kuramazsınız. Kooperatifleri sürdüremezsiniz. Çünkü Allah onu size vermedi, Allah onu bize verdi. Biz sizden bir pay da istemiyoruz. Sadece Allah emrettiği için “yardımlaşalım” diyoruz.
Biz sizi tahtınızdan indirmeyiz. Tam tersine sizi destekleriz. Ama bir gün gelir Allah sizi indirir, yerinize başkalarını getirir; sonra onlar sizin gibi olmazlar, lâ yekûnû emsaleküm.
Süleyman KARAGÜLLE