KUR’AN’ı Allah sözü olarak kabul etmeyenlere bir diyeceğimiz yoktur ama KUR’AN’ı Allah sözü olarak kabul eden partileri Kur’an’a davet etmek bizim hakkımızdır.Kur’an’daki emir sigası (kipi) vücubu ifade eder. Yani namaz, zekât, oruç, hac nasıl farz ise Kur’an’daki emirler de farzları ifade eder. Bazı emirler Kur’an nâzil olduğu zaman uygulanamadığı için Sünnet’te uygulaması bulunmaz. Bugün ise şartlar gerçekleştiği için bize onu yapmak farz olur, yapmadığımız zaman sorumlu oluruz, azabı hak ederiz. Kur’an’da “BİRR VE TAKVADA TEAVÜN EDİNİZ” deniyor; iyilik ve korunmada yardımlaşın diyor. Bu emirdir. Biz bu emri nasıl yerine getiririz?
Önce emri, usulü fıkıh kurallarına göre anlamaya çalışalım. Emri ayrı ayrı değil de birlikte yapmamız gerekmektedir. a) EMİR ÇOĞUL SİGASIYLA EMREDİLMİŞTİR. O halde emri ayrı ayrı değil de topluluk hâlinde yerine getirmek zorundayız; ya mevcut olan topluluk yapacak yahut yenisi kurulacaktır. b) “TEAVÜN” kelimesi kullanıldığına göre iki ortağın değil de çok kimselerin bir araya gelip bu emri yerine getirmeleri gerekmektedir. c) “TEAVÜN” karşılıklı yardımlaşma olduğu için bu bir hayır birliği değil, karşılıklı alışveriş topluluğudur. Yani vakıf, dernek, parti, cemaat değil ORTAKLIKTIR. Karşılıklı değiştirme şeklinde olmalıdır. d) “TEAVÜN” insanlar arasında olmaktadır. Yani malların değiştirilmesi değil de emeklerin değiştirilmesi şeklindedir. O halde sermaye ortaklığı değil kişiler ortaklığı olmalıdır. e) BİRR VE TAKVA MARİFEDİR. O halde bugün bizim bildiğimiz birr kişi ortaklığıdır. Yani icat edeceğimiz yeni ortaklık değil de mevcut ortaklıktır. Bugün bilinen kişilerin oluşturduğu ekonomik ortaklık teavün ortaklığıdır, kooperatif ortaklığıdır.
Kur’an onlu sistemi kabul etmiştir; “KİŞİ, AŞİRET, KABİLE, ŞA’B, KAVM, NÂS” tüzel kişiliği olan ortaklıkları gösterir; “aile, karye, belde, medine, mısr” tüzel kişiliği olmayan ortaklıkları gösterir. En küçükten başlayıp büyütülecektir. Kur’an’ın metodu budur. Allah bize Kur’an’da 10 kadar aşiretten oluşacak “yüz hanelik semt kooperatifimizi” kurmamızı emretmekte; her katta 10 lojmanlı, 10 katlı apartmanları inşayı emretmektedir.
Böyle işyerli lojmanların arsa hariç maliyeti 100 000 TL olmalıdır. Bir işçinin saatini 5 lira kabul edersek, bir daire 20 000 saat etmektedir. Günde 10 saat çalışsa 2000 gün eder. Ayda 25 gün çalıştığını kabul edersek 80 ay etmektedir. Bu da 6 veya 7 sene eder. Demek ki bir kimse 7 sene çalışırsa “III. Binyılın Lojmanlı İşyeri Apartmanı”nda bir daire üretebilir.
Bugünkü sistemde askerlik, okul, erken emeklilik sebebiyle iki erkekten biri işsizdir, üretim yapmamaktadır. Kadınlarımız da uygun iş bulamadıkları için çalışamamaktadırlar, dolayısıyla onların da yarısı işsizdir. Bu atıl emekleri harekete geçirdiğimiz zaman, karı-koca olarak çalıştıklarında, dört senede bir tane lojmanlı işyeri üretebilmelidirler. O halde kooperatifler yüz lojmanlı işyerleri yapan semt kooperatiflerini kuracaklar, ortaklarını bu amaçla harekete geçirecekler, kendi üyelerine dört sene sonra lojmanlı işyerleri kuracaklardır. Bunun için iktidarda olunması gerekmez, sadece ortaklarını kooperatifte çalıştırmak yeterli olacaktır. Bir kimse 100 lokma yerine 99 lokma yese, bir sene kullandığı elbiseyi bir sene bir hafta uzun kulansa, yüzde 1 artırabilir. Yani her ay 200 lira verebilir. Bu, senede 2500 lira eder, dört senede 10 bin lira eder. Ekonomide bir kural vardır, 1 TL serbest emek varsa 5 TL’lik iş yapar, 10 bin lira 50 bin lira eder. Böylece dört sene içinde bir lojmanlı işyeri yapılabilir.
Demek ki Kur’an’ı Allah’ın sözüdür diye kabul ediyorsa; seçimden sonra, seçimi ister kazansın ister kaybetsin, bir şey değişmez, her parti bu organizasyonu yapmalıdır.
PARTİLERİN GÖREVİ iktidar olup hükmetmek değildir, partilerin görevi halkı organize ederek onların sömürülmeden yaşamalarını sağlamaktır. Bürokratları atamak değil, bürokratların ezmesine karşı halkı korumaktır. Bunu ancak halkı örgütlemek suretiyle sağlarlar. Halkı yüz veya iki yüz ortaklı kooperatifler hâlinde organize etmelidirler. Yöneticiler kooperatif ile bürokratlar arasında dengeyi sağlarlar.
Biz 1967 yılında bu amaçla İzmir’de ilk kooperatifimizi kurduk. Bugün hâlen faaliyettedir. Bu hususta büyük deneyimlerimiz vardır. Parti hangi parti olursa olsun, bilgilerimizi paylaşmaya hazırız. Bütün partiler bizim için aynı durumdadırlar. CHP’nin ana muhalefetten aşağı düşmesini bunun için istiyoruz, bu işi en iyi başaracak parti CHP’dir.