Necmettin Erbakan İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldu. Almanya’da doktora yaptı. İTÜ’de hoca oldu ve profesörlüğe yükseldi. S. Demirel ve T. Özal ile arkadaştır. Milli Kalkınma Partisinde birlikte yönetim kurulu üyeliği yaptı. Başkanlık teklifini Gümüş Motor girişimine zarar vermesin diye kabul etmedi.
Sömürü sermayesi Erbakan’ın Gümüş Motor girişimini engelledi. S. Demirel onu Odalar Birliği sekreteri yaptı. Odalar Birliği başkanlığının engellemeleri nedeniyle orada bir hamle yapamadı. Bunun üzerine kendisi Odalar Birliği başkanlığına adaylığını koydu ve kazandı. Her ilde toplanan mevduat o ilde kredilensin diye bir öneride bulundu. Bunun üzerine S. Demirel tarafından hukuk dışı uygulamayla görevden alındı.
1969 yılında Süleyman Karagülle ve diğer arkadaşlarıyla birlikte bağımsız milletvekili adayı oldu. Bir milletvekili için gereken oyun üç mislini aldı. Millî Nizam Partisi’ni kurdu. Bağımsız adaylarını çağırmadı. Millî Nizam Partisi kapatıldı.
Millî Selâmet Partisi kuruldu (1972) ve o da kapatıldı (1980).
Refah Partisi’ni kurdu. Tekrar Akevler ekibiyle çalışmaya başladı “Adil Düzen” programını oluşturdu, seçimlere girdi ve birinci parti oldu. Parti iktidar olup hükümet kurdu, Erbakan 54. T.C. Hükümeti başbakanı oldu. Refah Partisi kapatıldı. Fazilet Partisi’ni kurdu; o da kapatıldı. Saadet Partisi’ni kurdu...
Erbakan siyasete bağımsız aday olarak Akevler’in desteği ile girdi. “Adil Düzen” çalışmalarını Akevler Ekibi ile yaptı. Yayınladığı “Adil Düzen” broşürleri tamamen kendisinin kaleme aldığı ve benimsediği görüşleri ihtiva eder. Akevler Adil Düzen anlayışından yüzde 5 kadar bir fark mevcuttur.
Erbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller hanım ile yaptığı koalisyon döneminde “Adil Düzen” söyleminden vazgeçti. Partisi (SP) ise bugün de vazgeçmiştir.
Erbakan son yıllarda insanlığa sunacağı düzen arayışına girdi ve yeniden “Adil Düzen”de karar kıldı.
Erbakan’ın yeniden hamle yapması “Adil Düzen” bakımından çok sevindiricidir. Ne var ki Erbakan hâlâ “Adil Düzen”e karşı olan Saadetçileri desteklemeye ve onları çukurdan çıkarmaya çalışmaktadır. Kendisi de orada zaman kaybetmektedir. Onun parasına veya makamına göz koyanlarla ve ölümünü bekleyenlerle bir yere varacağını zannediyor.
Biz “Adil Düzen”i siyasî ve ilmî hüviyeti ile ortaya koyan Akevler olarak her zaman destekledik. Kendisi siyasetin başında iken bunu sorun yapmadık. Ancak şimdi biz siyasetin emrinde olan bir ilmi kabul etmiyoruz. Siyaset ilmin emrinde olmalıdır. Din de ilmin emrinde olmalıdır; ekonomi de ilmin emrinde olmalıdır.
İlim adamlarının icma ile ortaya koyduğu hususlarda artık siyasilerin veya din adamlarının veya iktisatçıların muhalefet etme yetkileri yoktur. İlmin kesin sonuçlarına herkes uymalıdır. İlim adamlarının ihtilaf ettikleri hususlarda siyaset adamları, din adamları, iş adamları bunlardan birinin içtihatlarını seçip uygulamak zorundadırlar. Kendileri ilim adamı iseler kendi içtihatlarını uygularlar.
ESAM ilmî çalışma yapmalıdır. İcmalar tesbit edilmeli ve ayrı ayrı yayınlanmalıdır. Değişik ilim adamlarının çözümleri de ayrı ayrı yayınlanmalıdır. Sonra siyasiler, din adamları ve iş adamları kendilerine bir mezhep seçmeli; ona göre kendi partilerini, işyerlerini veya cemaatlerini düzenlemelidirler.
Erbakan’ın çok büyük gücü vardır. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada “Adil Düzen”i hemen ulaştıracak güçtedir. Erbakan kendisine anlatılanları çok çabuk kavrar, gerekli ayıklamaları yapar ve kendi mezhebini hemen kurabilir. Erbakan kendisi istişare etmeden, başkalarını dinlemeden fikirler ve görüşler üretme kabiliyetinde değildir. Allah herkese başka meziyet vermiştir. Bu işi Akevler başarmıştır. Millî Görüş ile Akevler’in birleşmesi sonunda “Adil Düzen” ortaya çıktı. O gün için bu çok büyük aşama idi. Yapacağını yaptı. Bugünkü Putin, Papa, Obama ve Gülen olayları hep Milli Görüş’ün “Adil Düzen”i sayesinde oluşmuştur.
Millî Görüş 1995’ten beri uyumaktadır. T. Çiller’le yapılan koalisyondan sonra “Adil Düzen rafa kaldırılmış, 14 senedir uyumaktadır. Akevler’le de irtibat kesilmiştir. Biz gerek ESAM aracılığı ile gerekse doğrudan devamlı irtibat kurmak istedik. Zaman zaman görüşmelerimiz oldu. Ama Erbakan “Adil Düzen”i anlamamış ve benimsememiş siyasilerden bir türlü kurtulamamış ve bizimle yeniden çalışmaya girmemiştir. Biz her zaman onunla çalışmaya hazırız. Akevler olarak son hamleyi onunla yapmak istiyoruz. Akevler, Erbakan katılmasa da Adil Düzen Çalışmalarına devam ediyor. Belki geç olacak. Erbakan’sız zaman kaybetmiş olacağız. Ama arkadaşlarımız bizden sonra da olsa başaracaklardır.
Bu yazımla Akevler, Erbakan, “Adil Düzen” ve Saadet Partisi’nin konumlarını sizlerle paylaşmış oluyorum. Biz, kabul ederse Erbakan’ın yanındayız ama “Adil Düzen”i benimsemeyen Saadetçilerin yanında değiliz. Erbakan, “Adil Düzen” olmaksızın Saadet’in emrinde olduğu müddetçe de başarı şansı yoktur kanaatindeyiz.