Benim insanlığın gelecekteki ihtiyacını tesbit edip onu yapmam gerekiyor. Bu yaptıklarıma karşı bir pay belgemi alacağım, sonra mevcut mallara döneceğim ve benim ihtiyacım olan malları alacağım ya da eskiden aldığım için borcumu kapatacağım. Bu ancak mevcut stokların bilinmesi ile sağlanır. Mal havuzunda eksilme varsa ben onu üretmeliyim. Hangi malların havuzunda fazlası varsa onu tüketmemin doğru olacağı aşikârdır. Eğer fiyatları stok seviyesine göre ayarlarsak herkes şunu bilir. Hangi mal pahalı ise benim onu üretmem gerekir, hangi mallar ucuzsa benim o malları tüketmem gerekir. Bu sayede eksik mallar tamamlanır, fazla mallar ise eritilir. Stokların azalması ile fiyatlar yükselirse üretim artar, stoklar arttığında fiyatlar düşürülürse tüketim çoğaltılır. Böylece malların stokları dengesini korur.
Ben pahalı olan malları üretirsem ve ucuz malları alıp tüketirsem ben en az emekle en çok malları tüketmiş olurum yani ben en kârlı durumda olurum. Bu sayede daha çok insanı yaşatabilirim, nüfusun artmasını sağlarım, ömrümü uzatırım.
Burada şu sonuca varıyoruz. Stoklara göre fiyatların ayarlanması hem topluluk için hem de kişi için kârlı durumdur, çıkar paralelliği vardır.
Kişi yapabileceği en pahalı işi yapar. Dolayısıyla işi kişi kendisi seçmelidir. Herkesin yapabileceği iş durma göre farklı olduğu için merkezi kararlarla sen şunu yap sen bunu yap denmez. Erzurum’da olan biri zeytini çok zor üretir, bilmeyen de inşaatı zor yapabilir. Bu üretirken böyle olduğu gibi tüketirken de herkesin ihtiyacı farklıdır. Susayana ekmek verirseniz bir işe yaramaz, acıkana da su verirseniz bir şeye yaramaz. Demek ki kişi tüketeceği malları da kendisi seçmelidir. Merkezi yönetimle ve başkasının talimatı ile tüketim yapmak sorunları çözmez.
Evet, stoklara göre bir fiyat düzenlemesi olacaktır. Mal havuzunda malların stokları dengede tutulacaktır ama kişiler kendi imkânları ile neyi en az emekle elde edebiliyorlarsa onu üretip havuza aktaracaklar, kendileri en az emekle hangi malları daha bol alabiliyorlarsa ve o mallar onların ihtiyacını sağlıyorsa onu tüketeceklerdir.
İşte kişilerin ne yapacaklarına kendileri karar veriyorsa, kişilerin ne tüketeceklerine yine kendileri karar veriyorsa buna “serbest piyasa” denmektedir. Bir kimsenin yapacağı işi başkası karar vermiyorsa, bir kimsenin tüketeceği mala başkaları karar vermiyorsa bu “serbest piyasa”dır ve ideal piyasadır.
Kapitalistler bu işçi yapamamışlar, üretilecek mallara “sermaye” karar versin diyorlar, kimin ne tüketeceğine yine “sermaye” karar versin diyorlar. Yani kapitalistlerde fiyatları ve ücretleri “tekel sermaye” tesbit etmektedir.
Buna karşı sosyalistler buna “yönetim” karar versin diyorlar.
Her ikisinin çözümü merkezi tekelin üretim ile tüketim arasında dengeyi sağlamsı önerisinde bulunuyorlar. Yani serbest piyasa ilkesini terk ediyorlar.
Bu ikisi neden ileri gelmektedir?
Biri serbest fiyat ve ücret sorunlarını çözmüyor, müdahale zorunlu oluyor. Diğeri de tekeller oluşturuyor ve sömürülerini ancak böyle sürdürüyorlar.
Bizim onların kötü niyetli olduğunu söyleyebilmemiz için bizim fiyat ve ücret sorununu çözmemiz gerekmektedir.
İşte Mala-Mal Market Projesi bu sorunun çözüldüğünü gösteren bir çalışmadır. Müdahalesiz fiyat ve ücret sorununu çözmüş olacağız. Herkes istediği malı üretecek ve mala-mal piyasasında arz edecektir. Müşterisini bulduğu fiyatla satılmış olacaktır. Yani Mala-Mal havuzuna ürettiği malı koyacak, o mal karşılığı başkalarının ürettiği malı alacak veya almış olacak.
Bütün dünya üzerinde bir deneme yapmamız mümkün değildir. Mümkün olsa bile denemeler çok pahalıya mâl olur. Bilgisizlikten veya hatadan dolayı ağır zararlara uğrar iflas ederiz. Oysa bunu yüz hanelik bir kooperatif ortaklığında yaparsak ve ortaklarımız mallarını bize satıp satmakta, bizden alıp almamakta serbest bırakırsak, denememizi çok az zararla sona erdiririz. Başardığımızda serbest piyasa içinde başarmış olacağız. Çünkü isteyen malı koyacak, serbest piyasa kuralları içinde alıp satacaktır.
Mala-Mal Marketlerinde serbest piyasa nasıl oluşturulacaktır?
Bunun üzerinde durmalıyız…
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92