Yüz hanelik bir semt marketini oluşturduk. Burada üretenler ürettiklerini getirip markete koyuyorlar. Onların mallarını başka ortaklar alıyorlar. Koyduğu mallara bir fiyat koyuyoruz. Onlara semt senedini veriyoruz. Semt senedi ile markete girip istediği malları satın alıyorlar.
Bizim yaptığımız satıcılarla alıcıları buluşturmaktır yani bir pazar yeri açmaktır.
Bizim yaptığımız yenilikler nelerdir?
1- Alıcı ve satıcı karşı karşıya gelmeden onları fiyatta anlaştırmadır. Satıcı malını bırakıyor ve gidiyor. Alıcı sonradan geliyor, alıyor ve gidiyor.
Satıcı ve alıcı fiyatta anlaşmış olmalıdır. Yan yana gelmeden anlaşmış olmalıdır.
Bunu nasıl sağlıyoruz?
a) Satıcı bir fiyat koyuyor ve gidiyor. Sonradan o fiyatı kabul edenler parayı verip malı alıp gidiyorlar.
b) Alıcı tezgâha bir örnek mal koyuyor veya bilgi koyuyor. Bir fiyat veriyor. Gidiyor. Parayı da bırakıyor. Satıcılar malı getirip koyuyor ve parasını alıp gidiyor. Alıcı ve satıcı birbirinden uzak anlaşmış oluyor.
c) Satıcı mal koyuyor. Seçme hakkını müşteriye tanıyor. İlkin iyi mallar satılmış okuyor. Birinci alana pahalı satıyoruz. İkincisine biraz ucuzlatıyoruz. Sonuncuya malı en ucuza yarı fiyatla satıyoruz. Böylece satıcı ile müşteri karşı karşıya gelmeden fiyatta anlaşmış oluyorlar.
d) Bazı mallar vardır ki belli zaman içinde dayanır. Onun için de satıcı belli zamanı belirler. Zaman geçtikçe daha ucuz satılır. Mal normal satılıyorsa yani zamanla orantılı azalıyorsa fiyata müdahale edilmez. Eğer satılmamışsa ucuzlatılır, fazla satılmışsa pahalılaştırılır.
İşte böylece müşteri ile satıcı yan yana gelmeden de fiyatlar arz ve talep kanunlarına göre çalışmış olmaktadır.
Tabii müşteri ile satıcı market dışında analaşırlarsa malını istediği kimseye istediği fiyatla satabilir. Yani serbest pazarlık korunmaktadır. Biz kooperatif olarak fiyata asla müdahale etmiyoruz.
2- Bugün bir markete konan mal para ile alınmıştır. Parayı merkez bankaları çıkarmakta ve bankalara vermektedir. Bankalar da faizle bunları tüccarlara vermektedir. Tüccar malı marketlere koymaktadır. Duran mallar gün gün pahalanmaktadır çünkü her gün değerinin faizi ona binmektedir. Tüccarlar satamayacakları malları alıp satmamaktadır. Böylece bekleyecek mallar üretilmemekte, bunun sonucu işsizlik ve açlık ortaya çıkmaktadır. Bunun çözümü kooperatif “semt senedi” olarak bulmaktadır. Mallar para ile değil de “semt senedi” ile alınmaktadır. Mallar para ile değil de “semt senedi” ile satılmaktadır. Dolayısıyla marketlerde bulunan mallar için bankalardan kredi alınmaktadır. Tüccarlar üreticilerin mallarını kendilerine kredi olarak verilen “semt senedi” ile satın almakta, götürüp para ile piyasada satmakta, piyasadan hemen bekletmeden o para ile mal alıp Mala-Mal Marketinde beklemektedir. Yani markette bekleyen mal tüccarın değil üreticinindir. Dolayısıyla faizsizdir ve zamanla pahalanmamaktadır.
3- Kooperatif ortaklara kredi açmakta ve kefil olmaktadır. Ortaklar birbirlerinden alıp verdiklerini kooperatiften alıp vermiş olacakları için rahatlıkla almakta ve vermektedirler. Ne var ki alıp verirken borçlanıyor ve alacaklı oluyorlar. Dolayısıyla kooperatif onların fiyatlarına karışmamakta, sadece güvence sağlamaktadır. Bunun için de malların korunması ve nakliyesi kooperatifin denetimi altındadır. Kooperatif genel hizmetle bu güvenceyi sağlamaktadır.
4- Kooperatifin yaptığı dördüncü iş gerek genel hizmet payını gerekse kamu payını vergiyi paradan değil mallardan almaktır. Üretici veya satıcı malı getirip markete teslim ettiği zaman ona semt senedini kredi olarak vermektedir. Onunla alışveriş yapmaktadır. Satılmadıkça da ondan bu kredi istenmemektedir. Gerek nakliye, gerek ambar masrafları, gerekse kamu ve genel hizmet payları bir defaya mahsus olarak mal olarak verilmektedir. Yani 100 kilo patates veren kimseye 100 kiloluk patates değil de diyelim 60 kiloluk patates senedi veriliyor. Kalan kırk kilo ile ambar masrafları karşılanıyor. Ambarda az veya çok kalmış etki etmiyor. Nakliye masrafları karşılanıyor. Uzakmış yakınmış etki etmiyor. Kamu payı sigortadan karşılanıyor. Genel hizmet payı karşılanıyor.
Vergiler ve aracı kârları üründeki paydan alınıp verildiği için satıcı ile alıcı arasındaki aracı farkı ortadan kalkıyor. Malı olan kaça satıyorsa malı alan o fiyatla almış oluyor. Bunun anlamı şudur. Aracılar para üzerinden kâr etmiyor kazanmıyorlar, mal üzerinden kazanıyorlar. Para artıp eksilmeden devamlı dolaşıp duruyor ve dolayısıyla işsizlik ve açlık gibi olaylar olmamakta, ekonomik krizler doğmamaktadır.
Bu mekanizmanın çalışması için serbest rekabet sağlanmalıdır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92