TÜRKİYE, İRAN, RUSYA NE YAPMALI
Rusya Devlet Başkanı Putin; biz İran ve Türkiye ile Suriye sorununu çözmek istiyoruz diyor.
Suriye sorununu çözmek demek, üçüncü cihan savaşını başlatmak demektir.
Türkiye, İran ve Rusya anlaşıyor, Suriye’ye barış getiriyorlar.
Bunun anlamı nedir?
Batılıların Suriye üzerindeki hükümranlıkları sona eriyor demektir.
Birinci Cihan Savaşı’ndan sonra Suriye Fransızlara düşmüştü; İkinci Cihan Savaşı’ndan sonra Amerikalılar hâkim oldu. İngiltere bu durumdan pek hoşlanmadı. Amerika Irak’a da el attı. Fransızlar Humeyni’yi desteklediler, Amerikalılar İngilizlerle bir olup Irak’ı desteklediler. İran galip geldi.
ABD Sermaye ile bir olup dünyayı hâkimiyetleri altına aldılar...
Sonra İzmir Akevler’de başlayan Adil Düzen çalışmaları Prof. Dr. Necmettin Erbakan tarafından benimsendi. Gerçekten barış isteyen Millî Görüş CHP ile koalisyon yaptı. Bunu gören Humeyni de solcularla işbirliği yaptı. Gorbaçov SSCB’ni Afganistan’dan çekti. Solun dünyayı fethetme politikası sona erdi. Sosyalizm kenara çekildi.
Ne var ki solun aşırılığın terk edenler kapitalizmi benimsemediler. Dünya şimdi boşluk içinde; sosyalim ve kapitalizm etkisini kaybetmelidir ama yerine gelecek hiçbir şeyleri yoktur. Ne var ki dünyanın hiçbir yerinde artık din düşmanlığı yoktur.
O halde sorun çözülmüştür, yapacağımız iş çok basittir.
Önce bir araştırma merkezi kurulacak. Burada her görüş ve düşünce peşin hükümsüz ele alınacak. Hiçbir şey baştan kabul edilmeyecek ve hiçbir şey baştan reddedilmeyecek. Her şey müspet ilmin verileri ile incelenecek. Allah varsa kabul edilecek, yoksa reddedilecek. Ahiret varsa kabul edilecek, yoksa reddedilecek. Kur’an Allah’ın kitabı ise kabul edilecek, değilse reddedilecek. Marks’ın iddiaları doğru ise kabul edilecek, değilse reddedilecek.
Önce veriler toplanacak, tasnif edilecek, sıralanacak ve öncelik sırasına göre ele alınacak. Sonra ekoller oluşup o konudaki görüşler ortaya konacak. İttifak hâsıl olursa o kesin olacak, o konu çözülmüş olacak. İttifak hâsıl olmazsa, ocak ve bucaklardan başlayarak her topluluk kendi beğendiğini uygulayacak. Anlaşanlar kendi ocak ve bucaklarını kuracaklardır.
Öyle bir hukuk düzenini getirmeliyiz ve öyle fonlar oluşturmalıyız ki, anlaşanlar kendi ocaklarını ve kendi bucaklarını kursunlar. Kendi yasalarını kendileri yapsınlar. Anlaşamayanlar ayrılıp başka bucağa gitsin, başka ocağa gitsinler ve yeterli sayıyı oluştururlarsa kendi bucaklarını, kendi ocaklarını kursunlar.
Başarılı olan ocak ve bucaklar kalabalıklaşınca ocak ve bucak bölünsün, o düzendeki bucaklar ve ocaklar artsın. Başarısız bucaklardan halk ayrılacak. Yeter sayıdan aşağı düşünce bucak ve ocak tasfiye edilsin. Böylece bir taraftan ilim adamları tartışıp ileri uygarlıkları önerirken, diğer taraftan halk bunlardan istediklerini seçsin ve uygulasın.
İlim adamları bu uygulamalardan yararlanır, buralardaki gözlemlere dayanarak hatalarını bulur ve daha iyi çözümler üretirler. Böylece sosyal ilimlere de müspet ilmin metodu girmiş olur. Bugün deneyler yapılamadığı için sosyal ilimler müspet ilim metotları ile incelenemiyor. Oysa bağımsız ocak ve bucak sisteminde bu kendiliğinden olacaktır. Astronomide de deney yapamıyoruz ama gözetleme ile astronomi müspet ilmin merkezindedir. Böylece her ocak ve bucak bir müşahede kaynağı olacaktır.
Putin yani Rusya, İran ve Türkiye samimi iseler, bir an önce sosyal araştırma merkezini kursunlar.
Biz bu merkezi yarım asır önce kurduk. Sermaye’nin ve bürokratların baskısıyla istediğimiz sonuçları alamadık. Ama bugünkü dünyamız son yarım asır içinde çok değişmiştir. Yenilik Akevler’den önce başlamışsa bizim bir etkimiz yoktur ama yenilik Akevler kurulduktan ve orada ortaya konduktan sonra gerçekleşmişse, ilmen onların etkisiyle olduğu sonucuna varılır.
İlimde tahlil esastır.
Hiçbir illet, daha uygun bir illet bulunmadıkça reddedilmez.
Tercih vardır. Reddetme yoktur.