Sermaye ve bürokrasi işbirliği yaparak birlikte ilim ve dinleri emirleri altına almışlardır.
Gerçek âlimler kenara itilmiş bir şekilde kendi hallerinde yaşamaktadırlar.
Diplomalı fakat yetersiz cahiller ilim dünyasını oluşturma ve gençlerimizi ilimden soğutma çabası içindedirler. Kendilerinin cahil olmaları yetmiyormuş gibi gençlerimizi de cahil bırakmak için dolar aşkına çaba göstermektedirler.
Şimdi ben Birleşmiş Milletlere önerilerde bulunacağım.
Kimi zavallılar; sen kimsin Birleşmiş Milletler kim, sen nasıl öneride bulunursun, onların milyar imkânları ile bilmediklerini, sen emekli maaşı ile zor geçinen zavallı biri olarak onlara nasıl akıl vereceksin, derler. Yanılıyorlar.
İlmin özelliğidir. Söyleyen kim olursa olsun, kimse ne para ne de siyasi güçle onu değiştirebilir. Kimse yılı 380 gün yapamaz. Bunu ben söylemiyorum. Doların susturduğu ağızların söylediklerini söylüyorum. Allah korumuş, dolar batağına düşürmemiştir.
1- Sn. Erdoğan’ın, İzmir ve İstanbul Akevlerde yarım asırlık çalışmalar ve denemeler sonunda oluşturulan “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” nı ciddiye alması gerekir. Süleyman Akdemir’in “İnsanlık Anayasası Kavramı (2017)” adındaki en son eserini incelemelidir. Sn. Erdoğan bunu Birleşmiş Milletlere sunmalıdır.
2- Birleşmiş Milletler dünyanın 1.000 üniversitesinden gönderilen bin ilim adamı ile İstanbul’da bir değerlendirme üniversitesini kurmalıdır. Bu ilim adamları dünya devletlerince sunulan önerileri ele alıp müsbet ilim metotları ile incelemelidir. Devletler nüfusları sayısınca öneri sunabilirler. Elli milyona karşı bir öneri. İkiyüze yakın öneri oluşur.
3- Öneriler üzerinde tartışılacak ve öneriler sistem hâline getirilecektir. Üniversite bir heyet oluşturmalıdır. Heyet önerinin sistem olup olmadığına bakmalı, içeriğini değerlendirmemelidir. Yani kendi içinde mantık olarak tutarlı mıdır? Çelişkiler yok mudur? Varsayımlara dayalı olarak mı geliştirilmiştir? Müspet ilme aykırı tarafı var mıdır? Sonunda sistem insanlığın adaletini ve refahını hedefliyor mu? Barışı hedefliyor mu?
4- Bu heyet tarafından sistem olarak kabul edilen öneriler bin hanelik bir bucakta, uygulama denemesi yapılmalıdır. Bunu devletler değil, Birleşmiş Milletler denemelidir. Hiçbir devlete ait olmayan topraklar içinde denemelidir. Gönüllüler varsa öncelik bunlara verilmelidir. Birleşmiş Milletler sadece kredi olarak bu imkânı sağlamalıdır.
5- Denemenin başarılı olması için; a) Uygulamayı kabul eden bine yakın aile var mıdır? b) Sistem taviz vermeden uygulanmış mıdır? c) Başarının ölçülerine uygun mudur, örnek olarak gün/sat ne kadardır? d) Kullandığı krediyi itfa edebiliyor mu? Burada başarı elde edilen sistemler kabul edilir sistem haline gelmelidir.
6- Bundan sonra Birleşmiş Milletler Altın Bonosunu kredi olarak vermeyi kabul edecektir. Bin ortağı bulan ve o siteye hicret etmeyi kabul eden gruba kredi vermelidir ve kredi itfasını istemelidir. Yapıları yapacak semt kooperatifleri oluşturulacak ve kooperatifler çalışmaya başlayacaklardır. Kooperatife giriş ve çıkış serbest olacaktır. Yapılara taşınanların sayısı arttıkça o bina onlara tahsis edilecek ve kredi işletmelerden ödenecektir.
7- Birleşmiş Milletler semt apartmanlarının hisse senetlerini alıp satacaktır. Talip olanlara satacak, iade edenlerden alacaktır. Kârsız verip kârsız satacaktır. Böylece hisse senetlerinin tamamı iade edilinceye kadar o semt canlı kalacaktır. Tamamı iade edilince de semt tasfiye edilecektir.
8- Bu sistem bir pilot uygulama sistemidir. Her semt bir örnek uygulamadır. Bundan sonra ilim adamları buradaki uygulamalara bakarak sistemleri geliştireceklerdir. Zamanla sistemler azalır, elenir ve birkaç sistem varlığını sürdürür.
Akevler’in yarım asırlık çalışmasını Birleşmiş Milletlerin değerlendirmesine sunuyoruz. Bizim Size ihtiyacımız yoktur. Ancak Sizin sisteme ihtiyacınız vardır.