Türkiye’de başbakanlar geldi ve Türkiye tarım döneminden sanayi dönemine geçti.
Bunlar kimlerdir?
İsmet İnönü, Celal Bayar, Şemsettin Günaltay, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Tansu Çiller, Recep Tayyip Erdoğan.
*
İnönü Dönemi: 1920’lerde devletimizi kurduk. İlk işimiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bağımsızlığını sağlamaktı. Bunun için iki temel hedef edindi; Türkiye’yi dış borçlardan kurtarmak, yabancı sermayeyi ülkeden çıkarmak. Türkiye 1920’lerde başlayan bu siyasette başarılı olmuştur. Türkiye altyapı tesislerini kendisi imal etmeyi ve kurmayı bu dönemde öğrendi.
Bayar Dönemi: Celal Bayar ülkeyi faizciliğe alıştırmak amacıyla KİT’leri oluşturmuştur. Bu konuda örnek başarılar elde edilmiştir. Devlet sektörü hâlâ başarılı olarak faaliyettedir. Türkiye devlet sektörünün oluşmasını bu dönemde sağladı.
Günaltay Dönemi: İkinci Cihan Savaşı olmuş, dünyada kıtlık gerçekleşmiş, yiyecekler 20-30 misli pahalılaşmıştır. Devlet yüzde 25 vergi aldı, kalanı üretip satanlara izin verdi. Anadolu halkı mübadele tarımını bu dönemde öğrendi.
Menderes Dönemi: Altyapı yapsın diye kredi verdiler. Sonra kendileri gelip taşıyacaktı. Türkiye tarım döneminden sanayi dönemine geçmeye başladı. 1954 yılında krediyi kestiler. Menderes altınları sattı ve sanayileşmeye devam etti. Altın bitince karşılıksız para çıkardı ve sanayileşme hamlesi yine devam etti. Türkiye tarım döneminden sanayi dönemine bu dönmede geçti.
Demirel Dönemi: Menderes’i asarak Türkiye’nin sanayileşmesini durdurmak istediler. Demirel devam etti, Menderes’in başlattığı işi tamamlamaya çalıştı. Anadolu köylüsü yola, suya, elektriğe o zaman kavuştu. Türkiye artık uygarlaşmıştır.
Erbakan Dönemi: 1970’lere kadar sanayileşme İstanbul’da başlamıştır. Fabrikalar orada kuruldu, Anadolu sadece bir tarım alanı olarak kullanıldı. Erbakan büyük mücadeleler vererek sanayiyi Anadolu’ya taşımıştır. Bugün her kasabada sanayi sitesi ve fabrika vardır, bunlar Erbakan’ın çalışmalarının eseridir. Anadolu fabrikalar kurmayı bu dönemde öğrendi.
Özal Dönemi: 1980’lere kadar Türkiye’de sanayi yatırımlarını devlet yapmaktadır. Özel sektör devrede değildir. Özal devlet yatırımlarından çok özel sektöre imkân sağladı. İstanbul özel sektör fabrikaları ile doldu. Sanayi mallarının ihracı onun zamanında başladı.
Çiller Devri: Tansu Çiller’e baskı yaptılar ve ekonomiyi krize sokan tedbirler aldırdılar. Çiller de sermayeye dış kapıları açtı ve destekledi. Türkiye emek ihraç eden ve dışarıda iş kuran ülke hâline geldi. Bugün yeryüzünde faaliyet gösteren Türk firmaları onun zamanında ortaya çıktılar.
Erdoğan Dönemi: 28 Şubat olduğu zaman ne olacaktı? Nasıl bir avantaj sağlanacağı hususunda merak içindeydik. Bu dönemdeki gelişme de şöyle sağlandı. Türkiye’yi batıracak kriz ortaya çıkardılar. İstanbul’dan bile krizi kaldırmadılar. İstanbul yaşanmaz haldeydi. İstanbul esnafı ve sanayicisi Anadolu’ya taşındı. 28 Şubat sayesinde Anadolu istiklâlini kazandı ve kendi imkânları ile sömürülmeden yaşamayı öğrendi. 2002 yılında AK Parti iktidar olduğunda Anadolu ekonomisi düzlüğe çıkmıştı. AK Parti halkı serbest bıraktı. Devlet yatırımlarını yapmadı ama Anadolu kendi kendine yaşamayı öğrendi. Dünyadaki krizler Türkiye’ye etki etmektedir. Dış borç dışında Türkiye’nin ekonomik sorunu kalmamış gibidir.
*
Şimdi ne yapmak istiyorlar?
Şimdi AK Parti iktidarında sanayi dışında mesken ve sağlık gibi tesisler kuruluyor. Bununla Türk halkını inşaata yöneltiyor. Bol ücret verilecek ve binalar yapılacak. Yerli üretim duracak, inşaat hızlanacak. Tarım çökecek, orta ve küçük ölçekli sanayi çökecek. Üç dört sene sonra lüks dairelere taşınan halk işsiz hâle gelecek. Batı sermayesi gelecek ve bu sefer gelişmiş fabrikalar kuracak. Dört beş senede halkımız oralarda iş bulacak ve çalışacak. On sene sonra ülkede fabrikalar kurulmuş, ihracata dayalı olarak yüzde on civarında insanımıza büyük gelirler sağlanmış olacaktır. Ama Anadolu artık harabeye dönmüş, tarlalar kalmamış, atölyeler ve küçük fabrikalar kapanmış olacaktır.
İşte o zaman Türkiye halkı açlık içinde birbirine girer ve Sevr kapıyı çalar.
*
Yukarıda anlattıklarıma dikkat edecek olursanız, Batılılar bize hep oyun oynadılar, batmamız için gerekenleri denediler ama sonunda hepsinde biz kazandık.
Bu sefer de yine biz kazancağız.
*
Beklenen Başbakan…
Beklenen başbakan ne yapacaktır?
Bir bankayı çalışma bankası hâline getirecektir.
Bu banka kooperatifleri destekleyecek ve ülkedeki emeği faaliyete geçirecektir. Herkesin hem gelirini artıracak hem de işin kalitesini yükseltecektir.
Bu nasıl sağlanacaktır?
Anadolu’nun her yerinde yüz dairelik apartmanlar oluşacak; yaylada bayırda, köyde kırda şehirde yani her yerde yüz dairelik apartmanlar yapılacak. Halk tarlasını işleyecek, mallarını değer fiyatı ile satacak, artan zamanlarını da küçük sanayide değerlendirecek.
Kasabada oturanlar da bunların mamullerini değerlendireceklerdir.
Beklenen başbakan işte bunları yapacak olan başbakan olacaktır.
Böyle bir başbakanı AK Parti çıkarırsa varlığını sürdürür, çıkaramazsa DYP ve ANAP’ın akıbetine uğrar, çıkacak bir parti onun yerine gelir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92