Bedenimizde sabit hücreler vardır. İnsan yaratıldığı günden itibaren yerlerini almışlardır. Canlı ölünceye kadar yerlerini alırlar. Beyin hücreleri yenilenmezler. Zamanla ölerek azalırlar. Diğer sabit hücreler zamanla yenilenirler. Eskileri ölür, yerine yenileri gelir ama yerlerini korurlar. Vücudun asıl yapısını bunlar oluştururlar. Bunun dışında hareket eden hücreler vardır. Kan hücreleri böyledir. Akyuvar ve alyuvar hücreleri vardır. Bunlar hareketli hücrelerdir. Akyuvarlar savunma hücreleridir, alyuvarlar ise taşıma hücreleridir.
İlkel canlılar tek hücrelidir. Hepsi hareketlidir. Evrimleştikçe sabit hücreler çoğalmaya başlar. İnsanda yahut memelilerde en ileri durumdadır.
İnsanlar ilkel olarak yani ayrı ayrı yaşayacak şekilde yaratılmıştır.
Zamanla yavaş yavaş uygarlaşarak bugün en üst seviyeye çıkmışlardır.
Yani 20. yüzyılın sonunda yeryüzündeki insanlık tek bir topluluk hâline gelmiştir. Birileri ürettiği malları artık kendileri tüketmez, onları tüm insanlığa satar, bakkala ve diğer satılan yerlere giderek tüm insanlığın o zamana kadar ürettiği malları satın alır.
Başlangıçta insanlar aşiretler hâlinde göçebe olarak yaşıyorlardı.
On bin senedir yerleşerek köyler ve kentler kurmaya başladılar.
Ayrıca nakliye başlamıştır ama henüz nakliye hücreleri oluşmamıştır. Bu sebepledir ki trafik sorunu bugün terör sorunu kadar önemlidir. İşte bundan dolayı insanlığı organize etmemiz ve güvenlik sorunu ile trafik sorunlarını çözmemiz gerekecektir.
Yüz dairelik projemiz her iki sorunun çözümü olacaktır.
*
Önce yüz daire beş dönüm arazi üzerinde çevrilmiştir. Gelişigüzel içeriye girilemez ve çıkılamaz. Apartmanın içine girme bir veya iki kapıdan yapılır. Sıkı kontrol olmayacaktır. Kapıdan herkes kolayca girecek ve çıkacaktır. Ne var ki kartla girecek ve kartla çıkacaktır. Kartın girişi ve çıkışı kaydedilecektir. Sonra bir olay olduğu zaman bir düğmeye basılarak kapılar kilitlenecek, apartmana giriş ve çıkışlar durdurulacaktır. Apartman sık yerleşimli bir alandır. İnsanın olmadığı yer yoktur. Nerde ne iş yapsanız mutlaka çevrenizce görülmektedir. Apartmandaki herkes herkesi tanımaktadır. Gelen yabancıyı hemen görmekte ve o da derhal tanınır hâle gelmektedir. Böylece güvenlik sorunu çözülmüş olmaktadır.
Diğer taraftan herkes bulunduğu yerde iş yapmaktadır. İhtisas apartmanları doğmaktadır. Aynı işi yapan kimseler aynı apartmana kolayca gelebilmektedir. Bu da “yararlanma mülkiyeti” ile “işletme mülkiyeti”nin birbirinden ayrılması sayesinde olmaktadır. İnsan nerede iş bulursa orada evi de bulmakta ve oraya taşınmaktadır. Kira derdi de olmamaktadır. Bu insanların iş sebebiyle evlerinden başka yerlere hareket etmelerine yani gitmelerine gerek kalmamaktadır. Trafik sorunu da işte böyle çözülmektedir.
Geliştirilmiş haberleşme imkânları ile insanlar bedelsiz görüşmektedirler. Birbirlerine bir şey göndereceklerse bedelsiz gönderebilmektedirler. İnsanlar bucaklarında oturup dışarıya fazla gidip gelmedikleri ve evlilikler bucak içinde olduğu için akrabalık seyahati de yapmak zorunda kalmayacaklardır. Genel Hizmetler (25 hizmet) ayaklarına gelecektir. Kişi doktora gitmeyecek, doktor onun evine gelecektir. Böylece dolaşma ihtiyacı olmayacak ve ulaşım sorunu da çözülmüş olacaktır.
*
Yüz dairelik apartmanların yeryüzünde organize olması sonucunda mal en kısa yol takip ederek üreticiden tüketiciye gidebilmektedir. Ben Brezilya’da kahve üreten kimse ile ürettiğim zeytini değiştirebiliyorum. O internete satılık kahveyi koymakta, ben de internete satılık zeytini koymaktayım. Ben fiyatımı koyuyorum, o da fiyatını koyuyor. Bilgisayar değişmelerin listesini çıkarıyor. Satın aldığını tuşa basarak belirtmekte, karşı tuşa basan da satmış olmaktadır. Nakliyeye vermekte, nakliye de onu benden alıp ona götürmekte, kahveyi de bana getirmektedir.
Nakliye bedelsiz yapılmaktadır. Uzak veya yakın nakliye değişmemektedir. Ürettiğim zaman ben diyelim % 10 fazla nakliye bedeli vermekteyim. Bu vasat mesafedeki nakliye masrafıdır. Ondan sonra uzağa da göndersem artık fazla bir şey vermiyorum, yakına da göndersem geriye bir şey almıyorum. Böylece tüm yeryüzü bir vücut olmaktadır.
İnsan vücudu da öyle değil midir? Kanı kalp pompalamakta, hücreler kandan istediklerini alıp istediklerini vermektedirler. Her hücre kendi ihtiyacını başkasından kendisi alsaydı o zaman canlı yaşayabilir miydi?
İşte; yüz dairelik apartman projesi yalnız bir “mesken projesi”, yalnız bir “işyeri projesi” değildir, aynı zamanda tüm insanlığın “yeni uygarlık projesi”dir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92