İnsanlarda bazen kendi dünyasına çekilip tek başına yaşama arzusu doğar. Biraz sonra canı sıkılır, görüşeceği ve konuşacağı birini arar. Evde eşi, anne babası, çocukları varsa onlarla beraber olduğunda neşelenir. Bazen akrabalarının veya arkadaşlarının yanına gider, ailedeki herkes onun eksikliğini hisseder.
Aşiret hayatı da böyledir.
Aşiret mensupları birbirlerini özlerler.
Aralarında kavga etmiş olsalar bile onlarla olmayı isterler.
***
İşte bu beraber olma arzusu insanlarda çok daha geniştir. Tüm dünyadaki insanlarla beraber olma arzusu vardır. Televizyon ve gazete o insanlarla beraber olma arzusunun tezahürüdür. İnsanın özgürlüğünü koruyarak topluluk içinde olma özelliğinden dolayıdır ki bazen “tek başına” bazen de “birlikte” olma ihtiyacındadır.
Bugün insanlar günün en az iki saatini dışarıda yolda geçirmektedirler. Sekiz saat çalıştıklarını kabul edersek hem zamanlarının dörtte biri boşa harcanmakta hem de gezdikleri yerlerdeki insanlarla hiçbir ilişkileri yoktur. Ormandaki ağaçlarla çevredeki insanlar arasında fark yoktur. Ayrıca bir yerde oturanlar başka başka yerlerde çalıştıkları için sosyal yapı doğmamaktadır. Akşam eve geliyor, yatıyor, sabah işe gidiyor. Bu durumda insanlar adeta tek başlarına yaşıyorlar.
İnsan topluluğun ferdi olma özelliğini kaybetmiş. Kişi tüm varlığını sigortaya bağlamış, emeklilik yaşına geldim diye seviniyor. Emekli olduğunda rahat edeceğim zannediyor. Sonra birden iş hayatından da kesiliyor, topluluktan tamamen kopuyor. Çocukları ve torunları bile artık onu istemez hâle geliyor. Çocuklar veya torunlar ‘bende kal’ diyeceklerine ‘sende kalsın’ yahut ‘huzurevine gitsin’ diyorlar.
Bugün çocuk doğar annesiz büyür.
Kişiler yaşlanır torun sevgisiz ölür.
Bu dünya çekilmez hâl almaktadır.
Acı duymasa hastalığa aldırmayacak. Onun için ölüm korkulu bir şey değildir. Çünkü seveni yoktur. Arkasından ağlayanı yoktur. Onun dünyadaki fonksiyonu yok olmuştur.
***
100 dairelik apartmanlarda her kat bir aşiretin yani on aileden oluşan bir ocağın barındığı yer olduğu gibi 100 dairelik apartmanın altında ayrıca 200 kişilik çalışma yerleri vardır. Apartman sakinleri istedikleri zaman oraya inip iş yapmaktadırlar. İşler öyle ayarlanmıştır ki işe gitmedikleri zaman sadece kendi gündelikleri yani günlük yevmiyeleri gelmez ama kimseye zarar vermiş olmaz. Kazanmak ve yaşamak için dışarıya gidip saatlerce yolculuk yapma durumunda olmayacaklardır. Evinin altındaki işyerlerine inip çalışacak, hem boş vakitlerini dolduracaklar hem de gelirlerini ve geçimlerini temin edeceklerdir.
Bir apartmanda oturan insanlar yalnız akşamları ve geceleri kendi katlarında değil, gündüzleri iş zamanında da beraber olacaklardır. Sosyal yapı tam olarak oluşacaktır. Kişinin kendi odası var, kendi dairesi var, kendi katı var ama bir de aynı çevrede kendi işyeri var. Doğduğunda başlamıştır bu birliktelik. Birbirlerine her yönüyle alışmış olan bu insanlar için dünya adeta kendi 100 dairelik apartmanlarından ve 200 kişilik işyerlerinden oluşmuştur.
Çalışanların bir işyerindeki birliktelikleri yanında çalışmayanlar da o saatlerde çatıdaki teras katına çıkmakta, orada birlikte eğitim ve beraber olma ihtiyaçlarını gidermektedirler. Geniş bahçeye inen çocuklar oyun oynamaktadırlar. Büyüklerin nezaretinde çıkıp kırlarda gezebilmektedirler.
İşyerlerinde artık herkes her şeyi üretmiyor. Her apartman yalnız bir veya birkaç mal üretmektedir.
Amcalardan öğrendiği bu sanatı ömrü boyunca icra etmektedir. Üretilen malların pazarlanmasına karışmamaktadır. Mallar semt tüccarları tarafından pazarlanmaktadır. Tüm dünya pazarlarına ulaşmaktadır. İhtiyaçlar da tüm dünya pazarlarından gelmektedir. Ham maddeyi tüccar getirmektedir. Bunlar sadece işçilik yapıp teslim etmektedirler.
Kişilerin iş bulma veya malları pazarlama dertleri yoktur. Kiramı ödeyemedim, elektrik parasını ödeyemedim diye dertleri yoktur. Orta veya asgari değerde her şey bedavadır, sigortalıdır.
Bununla beraber herkesin çalışma zevki, üretme arzusu, okuma arzusu artmaktadır. Çünkü kim çok bilirse meslekî derecesi ona göre artacaktır. Kim çok çalışırsa ona göre kazancı fazla olacaktır. Dışarıda apartmanı dışında daha kazançlı iş bulduğu zaman oraya gidip orada çalışacaktır. Bakkalından daha ucuz bakkal bulursa oradan alışveriş yapacaktır.
İnsanlar arasındaki yarış devam etmektedir ama bu yarış yaşamak için değil daha üstün seviyedeki hayat için olacaktır.
***
Böyle bir yarış cennette de vardır. Cehennemde daha az azap çekme yarışı vardır. Cennette daha çok kazanma yarışı vardır.
Bugünkü dünya düzeni cehennem hayatıdır.
100 dairelik apartman projesi ise cennet hayatıdır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92