Türkiye’nin dört ana sorunu vardır:
İşsizlik, yargı sürüncemesi, basının sermayeye bağımlılığı ve dış borçlar.
Bunlardan en zor çözüleni dış borçtur.
Dış borç sorunu; borcu dövizden TL’ye çevirmek, faizi kredileşmeye çevirmek, para borcunu mal borcuna çevirmek, borcu iştirake çevirmek suretiyle çözülür.
Biz bugün döviz borcunu TL borcuna nasıl çevireceğimizi anlatmaya çalışacağız.
Önce Türk Lirasını altına kote ederiz. TL’nin altın-gram cinsinden değeri Merkez Bankası tarafından her gün ilan edilir. Merkez Bankası cumhuriyet altını olarak bu değerlere fark koymadan alıp satar. Bu değer öyle değiştirilir ki hazine tüm arz ve talepleri karşılasın. Yani altın satmak isteyene almıyorum demeyecek, satın almak isteyene de satmıyorum demeyecek, bütün alış ve satış isteklerini yerine getirecektir.
Devlet borçlanmaları altın üzerinden yapacaktır.
Ama ödemeleri ve tahsili o günkü değeriyle TL ile yapacaktır.
Bu teklifi önce alacaklı olanlara götürür. Kabul etmezse bu şekilde borcu bulunur. O ülkeden döviz alınır ve borç kapatılır. TL borç verilir. Dışarıda bunu yapacak devlet bulunamazsa, yurt içinde vatandaşlardan bu şartla TL borç olarak alınır. Döviz satın alınarak ödenir. Borç TL’ye çevrilmiş olur. Piyasaya yeni para girmemiş olacağından etki etmez.
Bunun yararı nedir?
Dolar borçlandığınızda günü gelince mallarınızı yarı fiyatla satar ve doları öylece bulur ödersiniz. Yarı fiyatla ihracat sözkonusu olunca ihracat yapmazsınız. Dolayısıyla üretiminiz durur, borcunuzu ödeyemezsiniz. Ama TL borcunuz varsa, taksitinizi ödediğinizde yabancılar sizden TL ile mal almak zorunda kalırlar. Bu durum ülkede üretilen malların fiyatlarını yükseltir. Dolayısıyla üretim artar veya ihracat mallarına katar. Siz borcunuzu kolayca ödersiniz.
Borcunuz altına kote edildiği için faturaların artması alacaklıları zarara sokmaz. Onların da alacakları artmış olacağı için satın alacakları mallar aynı kalır.
Demek ki bu borçlanma sistemi ile kimse zarar etmiyor. Aksine üretimi artırdığı için ülke kazanıyor, alacaklının alacağı ödendiği için o da kazanıyor.
O halde iyi niyetli alacaklının bu öneriye derhal razı olması gerekir.
Alacaklının yapılan bu TL borçlanma teklifini kabul etmemesi demek, kötü niyetli olması demektir. Yani maksadı parasına para kazandırmak değildir; maksadı Türkiye’yi borçlandırıp borca boğmak ve Türkiye’yi yıkmaktır.
Osmanlı İmparatorluğu’nu böyle borçlandırıp yıkmışlardır.
İşte bu kötü niyetli alacaklıların borçlarını ödemek ve iyi niyetli alacaklılara borçlanmak suretiyle dış borcumuzu dengeye getiririz.
Alacaklı aldığı Türk Lirasını ne yapacaktır?
Alacaklı TL almakta ve o günkü rayiçle altın satın almaktadır. Çünkü onu hemen Merkez Bankası’nda altına çevirebilecektir. Altın ile de piyasadan dolar satın alacaktır, sonra doları alıp götürecektir. Bu sefer doların altına göre değeri yükselmiş olacaktır. Doların değeri yükseleceği için doların satın alma gücü artacaktır. Böylece ihracatımız artmış olacaktır.
Ülke içi ekonomilerde neler olur?
a) Ülkede eksik işsizlik varsa, yeni işyerleri açılacak veya mevcut işyerleri üretimlerini artırarak üretim artmış olacaktır. Çalışmayan emek faaliyete geçerek borçlar ödenmiş olacaktır. Ülkedeki farklar asla etki etmeyecektir. Ülkemizin durumu budur. Türkiye’de emekliler çalışmıyor. Türkiye’de ev hanımları çalışmıyor. Türkiye’de öğrenciler çalışmıyor. Türkiye’de çalışanlar ve görevliler zamanlarını tam doldurarak çalışmıyor. Bunların hepsinin miktarı yüzde 50’dir. Yani Türkiye’de millî hâsıla yüzde 100 artacaktır. Türkiye’de 30 milyon işçi vardır. Bunların yıllık 20 000 TL brüt kazançları olsa, 600 milyar TL’lik millî hâsılamız olabilir demektir. Bunun yarısını dış borcumuzu karşılayacağına göre, iki yıl içinde dış borçlarımızı ödemiş oluruz.
b) Bazı devletlerde tam istihdam sağlanır durumda olabilir. O takdirde iç tüketim yerine ihracat malları üretme cihetine gidilecektir. Bu takdirde ödenecek borçlar kadar enflasyon olacaktır demektir. Yüzde 20 yıllık enflasyonla beş senede dış borçlarımızı tasfiye ederiz. Başka bir deyimle yüzde 20 tüketimi azaltırız. Türkiye’de buna gerek yoktur. Çünkü fazla fazla âtl emeğimiz vardır.