2000 yılında bir yazı yazdım, AK Parti’nin iki yıllık ömrü vardır dedim. Sermaye 6 ay verileri toplar, sonra 6 ay onu istediği yöne yöneltmek için proje hazırlatır, bir şirkete ihale eder. Şirket 6 ay içinde hazırlanıp operasyonu yapar. Sermaye AK Parti’yi kendi havasına çevirecek olan bu operasyonu uygulayacak ve geçmişte olduğu gibi başaracaktır demek istedim. Yanıldım. Aslında ben yanılmadım. Sermaye buna benzer projeleri AK Parti’ye uyguladı. Meclis resepsiyonu ile başlayan operasyon 15 senedir devam ediyor ama sonuç alınamıyor...

Acaba neden sonuç alınamıyor?

Bunun tek sebebi vardır. Ordu halkın yanında olmaya karar verdi. Önce Cumhuriyet Halk Partisi’ne, sonra Turgut Özal’a dayanarak halkın istemediği iktidarı destekledi. 28 Şubat’tan sonra başka bir karar aldı; ben artık kişilere değil halkıma dayanacağım, halk kimi seçerse onun emrindeyim dedi. Bu karar Hüseyin Kıvrıkoğlu tarafından alınmıştır, sanıyorum.

Türk halkı ordunun eski durumunu beğenmiyordu ama orduya olan saygısı nedeniyle sabrediyor, dayatılan iktidarlara boyun eğiyordu. Ordunun bu kararını görünce, ondan sonra hep AK Parti’ye oy verdi. “Ordu Millet Dayanışması” sonunda Sermaye artık eskisi gibi Türkiye’de at oynatamıyor. AK Parti’nin fahiş hatalarına rağmen devletimiz dimdik ayaktadır.

Şimdi “Yeni Anayasa” yapıldı. Anayasa’nın diğer maddeleri tartışılabilir.

Anayasa’nın askeri yargının kaldırılması maddesi, Türk ordusunu yok etme maddesidir. Bu maddenin doğruluğunu iddia edecek biri çıkmaz, çıkamaz. Devlet Bahçeli’nin buna nasıl olur dediğini anlamak mümkün değildir. Ordu eskiden bir şeyi söylemek isterse Bahçeli’ye söyletirdi ve o da olurdu. 3 Kasım 2002 Seçimi böyle oldu.

Şimdi bu Anayasa’nın halk tarafından onaylanması ulusal intihardır. Halkımızın bu gaflete düşeceğini hiç düşünmüyorum. Ayrıca matematiksel hesaplarla hareket ettiğimizde de olur (Evet) çıkması ihtimali çok azdır.

AK Parti’nin şimdiye kadar aldığı en büyük oy oranı %52’dir. O oy oranına Milliyetçi Hareket Partisi oyları da dâhildir. Bugün AK Parti’nin %50 oyu vardır. Bu oylar içinde aşağıdaki oylar da mevcuttur.

1) Akevler kanadı. 2) A. Gül kanadı. 3) Millî Görüş kanadı. 4) MHP’de M. Akşener kanadı. 5) HDP’nin Müslümanlar kanadı. 6) Gülenciler tarafı. 7) HDP’nin muhalifler grubu. Bunlar yüzde 2’şer oya sahip olsalar, toplam yüzde 14 eder. MHP’nin üçte ikisinin evet oyu %10 eder. Demek ki ‘Evet’ çıkacak oy miktarı %4 daha azdır yani ‘Evet” oyu %46’dır.

Bunlar tahmindir. Bu tahmin benim ilk tahminimdir. Bir tahmini de sağlığım imkân verirse referandumdan bir veya iki hafta önce yazacağım.

Tabii bunlar bugünkü durumdur. Erdoğan faktörü bellidir, %50’yi onun içinde düşünüyoruz. %48 de olabilir, %40’ın altında da olabilir.

1900’larda Meşrutiyet ilan edildi. Türkiye’de kapatılmış bulunan içtihat kapısı açıldı. Sonra Cumhuriyet’i kuran zevat bu dönemde yetişti.

1910’larda I. Cihan Savaşı’nı kaybettik ama bu vesileyle “Kuvâ-yi Milliye” doğdu. Hanedan devleti yerine halka dayalı devlet kuruldu.

1920’lerde inkılâpları yaşadık, Türkiye ve Anadolu o on yıl içinde Türkleşti ve İslâmlaştı. Azınlık kalmadı.

1930’larda Celal Bayar yönetimi hükümet oldu. Türkiye’nin KİT’leri onların zamanında oluştu.

1940’larda sosyalist İsmail Hakkı Tonguç, okulları Türkiye’yi zehirledi ama demokrasiye o dönemde geçtik. Muhalif parti iktidar oldu.

1950’lerde Batı sömürü sermayesi ile Türkiye’yi yıkacağız derken, Türkiye tarım döneminden sanayi dönemine geçti.

1960’larda darbe oldu ama çok partili Anayasa’ya geçtik.

1970’lerde 71 müdahalesi oldu ama CHP-MSP Hükümeti kuruldu, ülke içi sağ-sol kavgası sona erdi.

1980’lerde darbe yapıldı ama Türkiye istikrarlı Anayasa’ya kavuştu ve ülkemiz Batı’nın oyuncağı olmaktan kurtuldu, İslâm ve Batı sentezi politika takip edildi.

1990’larda Millî Görüş yani Adil Düzen en büyük partisiyle iktidar oldu ve kısmen de olsa kendisini gösterdi.

2000’lerde Türkiye Anayasa ekseriyeti ile İslâmî partiye kavuştu ve Türkiye Avrupa devletleri seviyesinde bir devlet oldu, G-20 devletleri arasına girdi.

2010’larda AK Parti Sermaye’nin esaretinden kurtuldu. Şimdi onun savaşı verilmektedir. Bu Anayasa oylaması da hayırlı olacaktır; ben yanılsam da hayırlı olacaktır.