Süleyman Karagülle
III.Bin yıl uygarlığı nasıl doğacak?
24.03.2012
5921 Okunma, 2 Yorum

          İnsan uygarlaşan bir varlıktır. Mağara devrinde maymunlar seviyesinde yaşarken, ağaç yapraklarını örtünürken, bugünkü uygarlığa ulaştık. Bu insanların yaptıkları yenliklerle olmuştur. Tarih yenlikçiler ile tutucular arasındaki çatışma ile oluşmuştur.

En büyük değişme tarihte iki defa olmuştur/olmaktadır.

Göçebe halinde yaratılan insanlar yerleşik döneme geçerken büyük sıkıntı çekmişlerdir. Nuh Tufanı ile bunu aşabildiler.

Bugün de tarım döneminden sanayi dönemine geçiyorlar. Büyük sıkıntıları var. Zorluklar içinde oluyorlar.

Acaba biz tarım uygarlığından sanayi uygarlığına nasıl geçeceğiz?

Bundan sonra da üçüncü uygarlık olacak mı?

Bundan sonra üçüncü uygarlık denizlere açıldığımız, deniz içinde kentler kurduğumuz zaman olacaktır.

Sonra da gezegenlere çıktığımız zaman yine sıkıntılı bir geçiş kaydedeceklerdir.

Kara uygarlığında “yeni bir tufana” gerek olmayacaktır. Şimdi “sosyal tufan” beklenmektedir. Atom savaşı tufandan beterdir.

Tarihte ilk uygarlıklar Mezopotamya’da doğdu. Barajlarla bol ürün elde edilince onların depolanması söz konusu oldu. Mabetler bu görevi yüklediler. Halk buraya mallarını koydu. Tüccarlar aldı ve pazarladı. Rahipler yazı ve hesabı geliştirdiler. Alacağını ve borcunu öğrenmek isteyen tüccarlar din adamlarından yazıyı ve hesabı öğrendiler. Resmi ve zorunlu öğrenme değil, halkın kendi isteğiyle öğrenmesiyle ilk uygarlık doğdu.

Mısır Mezopotamya’yı taklit etti. Yine din adamları yazı ve hesabı öğrenmeğe başladılar. Bu devlet tarafından resmen yapıldığı için herhangi bir gelişme olmadı. Mısır’da Mezopotamya’nın müsbet ilimleri doğmadı.

Mezopotamya’da ve Mısır’da şekil yazısı vardı. Halkın öğrenmesi zordu. Tevrat nazil olunca harf yazısı ile halkın okuması emredildi ve halk Allah’ın kitabını anlamak için Tevrat’ı tedris etmeye başladı. Bu sayede çok ileri adımlar attılar. İbrani uygarlığı böyle doğdu.

Yunanlılar, Yunanistan’ı Dorlar istila edince Batı Anadolu’ya geldikleri zaman kendilerinden çok ileri İbranileri buldular. Tevrat okuyorlardı. Zenginleşmişlerdi. Tevrat’ı okuyamadılar ama Tevrat benzeri halk Mezopotamya ilimlerini okumaya başladı. Resmi değil halk girişimi. İşte Yunan uygarlığı bu halk okumasıyla doğar. Hattâ binaları olmadığı için sokakta yürüyor ve ilimleri tedris ediyorlardı. Bundan dolayı onlara “meşeaiyyun” deniyor.

Yine Tevrat ve Yunan felsefesinin etkisi altında Roma’da forumlarda hukuk okunmaya başlandı. Halk okuyordu. Devlet okutmuyordu. İşte, Roma uygarlığı da halk girişimi olarak bu okullarda doğdu.

Kur’an nazil olunca medreselerde halk önce Kur’an’ı, sonra hadisleri, sonra fıkhı, sonra da müsbet ilimleri okumaya başladı. İslâm uygarlığı böyle doğdu.

Müslümanlar Mezopotamya’nın vârisi olmakla kalmadılar; Hint ve Yunan uygarlıklarını da tamamen adapte ettiler. Medresede ders verenler maaş almıyordu. Okuyanların da bir gelirleri yoktu. Sadece hobi olarak yapılan çalışmalarla uygarlık doğdu.

Haçlı Seferleri ile Batı uygarlaşmaya başladı. Tüccarlar ortaya çıktı. İtalya’da, Sicilya’da, Endülüs’te tüccarlar Kuzey Afrika ile ticarete başladılar. Romen rakamlarıyla hesaplar yapılamadığı için tüccarlar zorluk içindeydiler, hâlbuki Araplar çok kolay hesaplar yapıyorlardı. Onların yaptığı bugün bizim için bilgisayarın sağladığı kolaylığı sağlıyordu.

Fibonatti soyadlı bir tüccar 12 yaşlarındaki oğluyla (Leonardo Fibonacci) Kuzey Afrika’ya gidiyor ve ticaret yapıyordu. Oğluna hesap öğretmesi için bir hoca tuttu. İşte bu çocuk bugün bizim de kullandığımız sıfırlı rakamları kullanmayı öğrendi. Avrupa’ya o tanıttı. Tanınmış matematikçi oldu. Halk kahvelerde matematik öğrenmeye başladı. Bugünkü Avrupa uygarlığı böyle doğdu. Newton gibi meşhur fizikçi de buralardan yetişti.

Bu makalede anlatmak istediğimiz şey şudur.

Uygarlık halkın yeni bir ilmi öğrenmeye başlamasıyla doğar...

Resmi kuruluşlar ve “MUHAFAZAKÂRLAR” ise mevcudu yaşatmaya çalışırlar, düzenlerini (mevcut düzeni) değiştirmek istemezler, bu sebeple yeni uygarlık doğmaz...

III. Bin Yıl Uygarlığı da bugünkü üniversitelerden, bugünkü okullardan, bugünkü resmi kuruluşlardan doğmayacaktır…

III. Bin Yıl Uygarlığı halk kuruluşlarından doğacaktır; ilim ve amel veya teori ve pratik çalışmalar yapan “AEVLER” benzeri kooperatiflerle doğacaktır; halk hareketi ile doğacaktır; 100 lojmanlı 200 işçili işyerlerini kurduğumuz ve burada öğrenenlerin yapacağı yeniliklerle doğacaktır...

“ADİL DÜZEN MEDENİYETİ” böyle doğacaktır…

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org   (0532) 246 68 92

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
25.03.2012
05:50

100 DAiRE projesi...

"AŞ/EŞ" VE "İŞ" BİR ARADA...

BU BİR "MEDENİYET" PROJESİDİR...

ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARINA "SELAM" OLSUN...

reşad

Sam Adian
25.03.2012
21:04

Günümüz dünyasında bir tartışma yaparken, daha tartışma bitmeden konuştuğumuz, anlattığımız şeyler eskimiş, değerini yitirmiş oluyor. Çünkü konuştuğumuz şeyler hemen o anda dünyadaki diğer insanlar tarafından bilinir hale geliyor ve neticede tartışma bittiğinde konuşulan her şey de eskimiş oluyor. 21. yüzyılda bizim tartıştığımız şey, hala tarihi süreçler ve bu süreç içerisinde oluşmuş medeniyetlerdir. Insanlar önce küçük guruplar oluşturdular, kabileler kurdular, güçlü olanlar kararları verdi ve herkes ona uydu. Sonra organize olmayı öğrendiler, birlikte avlanmaya ve birlikte tüketmeye başladılar. Bu vahşi bir sistemdi. Çünkü sadece yetenekli ve güçlü olanların kazanabildiği, karar verdiği bir sistemdi. Çünkü hayatta kalmak için böyle olmak gerekiyordu. Bugün, geçmişi araştırmak araştırmacıların işi olabilir. Ancak kimse artık yazının ne zaman bulunduğuyla, Musa’nın ne zaman yaşadığıyla ilgilenmiyor. İlgilenmesine de gerek yok. Çünkü yazı bulunmuştur ve insanlar bunu kullanıyorlar, bilimsel gelişmeler olmuştur insanlar sonuçlarından yararlanıyorlar. Zaten bunları kullanıyorlar. Bugün insanların ilgilendikleri şey Geleceğin dünyasıdır. Şimdi bir düşünün, “Nasıl bir gelecek” var? Bizler eğer bundan 100 yıl önce bir sistem tasarlamak isteseydik muhtemelen şöyle yapardık: birbirine yakın gurupların bir arada olduğu küçük yerleşim birimlerinden gittikçe büyüyen bir yapıya kayan ve nihayetinde merkeze bağlı federatif bir sistem düşünürdük. Çünkü, çalışma olanaklarının gelişmesi, bilginin çoğalması, refahın artması, insanların daha çok özgürleşme ihtiyaçlarını da oraya çıkarmıştı. Böyle olduğu için totaliter uygulamaların veya rejimlerin geleceğinin olamayacağını hesaplayabilirdik. Oysa bugün, yüz yıl önce hesaplanması dahi mümkün olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. Çünkü bir asır önce insanlar zamanın önünde iken bugün zamanı yakalamanın peşindeler. Çünkü artık zaman insanların önündedir ve daha ne kadar hızlanacağını tahmin etmek dahi mümkün değildir. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye çalışan süreçte iletişim toplumu denemeleri yapıyoruz. Ancak bunun da ömrü çok kısadır. Ben dünyanın diğer ucundan, binlerce kilometre uzaklıktan eş zamanlı olarak sizlerle tartışabiliyorum. Artık şirketler belli merkezlerdeki ofislerden yönetilmiyor. Dünyanın neresinde olursanız olun, toplantı salonunuz önünüzdeki klavyede basacağınız bir düğme kadar uzaktadır. Çünkü bir toplantıya katılmak için yapacağınız seyahate zaman harcamak yerine, o zamanı kendiniz için kullanıp daha hızlı hareket etmek gerekmektedir. Hatta toplantı salonunuzu cebinizde bile taşıyabilirsiniz. Küçük bir PDA mobile aygıtıyla dünyanın her yerinden toplantı yapabilir, kararlar alabilirsiniz. Bunlar artık basittir. Geçmişte küçük bir yerleşim birimi kurup orada yaşamı sağlamak için onlarca yıl harcamak gerekirdi. Oysa bugün, içerisinde milyonlarca insanın yaşadığı, gökdelenleri, ulaşım olanakları, altyapısı, yolları, üretim merkezleri üniversiteleri parkları bahçeleri kısaca her şeyi ile birlikte bir kent oluşturmak için harcamanız gereken zaman sadece 5-6 yıldır. Geleceğin dünyasında ise bu çok daha kısa zamanda gerçekleştirilebilecek bir şey olacaktır. Geçmişte bir malı satın alabilmek için insanlar yollara düşer, kervanlar oluşturur, aylarca seyahat etmek zorunda kalırlardı. Sanayi toplumunda ulaşım imkanlarının gelişmesi ile bu süre biraz daha kısalmıştı. Ancak günümüz dünyasında bir malı satın alabilmek için yapmanız gereken şey, bilgisayarınızı açıp düğmeye basmaktan ibarettir. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir ürünü kolaylıkla satın alabilir, kısa sürede ona sahip olabilirsiniz. Bugün üretimi insanlar değil makineler yapmaya başlamıştır. Böyle olduğu için insanlar işsiz kalmamıştır, çünkü insanlar çok daha özgür şartlarda, çok daha uygun koşullarda o makinelerin çalışmasını sağlayacak işler yapmaya başlamışlardır. Üstelik fabrikaya gitmek zorunda bile kalmadan. Oturdukları yerden bunu yapabilmektedirler. Kısaca, zamanın hızlandığı digital bir dünyada yaşıyoruz. Geleceğin dünyasını şekillendirirken geçmişin uygulamaları ile bir medeniyet kurmak ne yazık ki mümkün değildir. Geleceğin dünyasında da kurallar olacak. Çok daha az olacak ama kurallar mutlaka olacak. Geleceğin dünyasında da topluluklar olacak ama bu topluluklar digital topluluklar olacak. Geleceğin dünyasında insanları bir araya toplamanın imkanı olmayacak, Seminerler, konferanslar için toplantı salonlarını doldurmak gerekmeyecek. Bugün hala, parayı tartışmak, toplulukların nasıl yönetileceğini hesaplamak, kabileleri, kasabaları tanımlamak anlamsızdır. Basitçe Cebinizdeki banknotun ifade ettiği şey, banka hesabınızdaki rakamlardan başka bir şey değildir. O rakamlarla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Bugün bir sistem ortaya çıkacaksa eğer, bu geleceğin dünyasına uygun bir sistem olmalıdır. Ocak bucak ilçe il adına ne derseniz deyin, bütün bunları oluşturan şey, fiziksel birliktelikler değildir artık. Bugün insanları bir araya getiren, onları örgütleyen ve harekete geçiren şey toplanıp uzun tartışmalar sonucu aldıkları kararlarla değildir. Dünyadaki toplumsal hareketlere bakın, küçük bir kıvılcımla başlamış, iletişimle gelişmiştir. İnternetteki bir satırdan yola çıkarak insanlar milyonlarca kişilik gösteriler yapmışlardır. Devrimler yapabilmişlerdir. Geleceğin dünyası göğüs göğse yürütülen savaşların dünyası da değildir. Savaşlar da digitalleşmektedir. Artık uydularla, bilgisayarlarla savaşlar yapılmaktadır. Gelecekte ise savaşmak için bir sebep de kalmayacaktır. Dünya giderek küçülmektedir, topluluklarda giderek küçülmektedir. Insanların birbirlerine olan ihtiyaçları azalmıştır. Artık komşudan ateş almaya gerek yoktur. Yakın bir gelecekte topluluklar sadece aileden ibaret hale gelecek, sosyal guruplar ise digitalleşecektir. Bugün ortaya koyacağımız sistemin önümüzdeki yüz yıl geçerli olacağını varsayabiliriz. Ancak bilmemiz gereken şey, bu sistemin birkaç yıl sonra eskiyip kullanılamaz hale geleceğidir. Geleceğin dünyasında ihtiyaç olan şey sadece bilgidir. Soru şudur: Parası olanın değil, bilgisi olanın güçlü olacağı geleceğin dünyasında nasıl bir sistem tasarlamak gerekir? Bize gerekli olan sistem mi yoksa yöntem mi? Cevap verilmesi gereken soru budur.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42250 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29518 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27987 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19837 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18805 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17933 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16845 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15610 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14270 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13970 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13793 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13731 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13690 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13560 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13553 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13477 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13438 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13427 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12968 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12310 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12297 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12116 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12076 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12059 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11846 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11742 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11735 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11486 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11449 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11410 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11380 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11372 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11251 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11241 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11240 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11225 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11139 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11077 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11020 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11010 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10986 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10885 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10885 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10867 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10864 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10820 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10791 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10762 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10718 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10638 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10618 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10607 Okunma
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10606 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10599 Okunma
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10576 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10509 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10396 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10269 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10183 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10141 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10074 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10069 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10031 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 10017 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10009 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9984 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9972 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9886 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9872 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9860 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9836 Okunma
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9834 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9829 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9785 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9685 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9664 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9595 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9582 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9551 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9498 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9484 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9427 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9382 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9308 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9295 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9264 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9188 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9186 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9156 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9141 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9126 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9111 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9085 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9030 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8997 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8886 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8828 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8793 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8787 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8709 Okunma


© 2025 - Akevler