Süleyman Karagülle
REJİMLER
21.03.2012
3554 Okunma, 4 Yorum

 

 

 

 

 

REJİMLER VE ADİL DÜZEN EKONOMİSİ

 

Sam Adian'a sunulur.

(Dünyada Adil Düzen zaten vardır, iddiasına karşı savunmadır İslam ekonomisini öğrenmek için ekonomiyi bilmeye gerek yok. Kuran ekonomiyi de öğretir.)

 

Yaşama Şekilleri

Canlı çalışıp yaşayan varlıktır. Ağaçlar gibi ayrı ayrı çalışıp ayrı ayrı yaşarlar. Arılar gibi ayrı ayrı üretip birlikte yaşarlar. Canlı hücreleri birlikte çalışıp birlikte yaşarlar. Yalnız insanlar, birlikte çalışıp ayrı ayrı aile içinde yaşarlar. Yaşarken kişiliklerini korur, özgür yaşarlar. Çalışırken topluluğun üyesi olup birlikte üretirler.

 

Uygarlaşma

Canlılarda türler arsı evrim vardır. DNA yapılarında değiştirilerek evrim gerçekleşir. Salt okunur bilgisayarları vardır. Ona göre yaşarlar. Tür içinde evrim yoktur. İnsan evrimde son türdür. Onların beyinlerindeki bilgisayarlar salt okunur değildir.  Ruhları bilgisayarı kullanarak yeni programlar yapabilmektedir. Bununla da kendi dışında topluluk içinde evrimleşmeyi sağlamaktadır. Kişide evrim yoktur. DNA’ları değişmektedir. Ama topluluğu kişiler evrimleştirmektedir Buna uygarlaşma diyoruz.

Kendi kendine evrim mümkün olmadığı için insan hem kişiliğini koruyarak toplulukta evrim yapmaktadır. Hem de oluşturduğu topluluğun bireyi olmaktadır.

 

Para

Kişinin özgürlüğünü koruyarak, topluluğun üyesi olabilmesi için para denen belgeyi kullanmaktadır. Üretirken yaptığı katkı karşılığı ücret almakta, sonra ortak üründen bedelini ödeyerek istediği ürünü pay olarak almaktadır. Böylece ücret ve fiyata dayanan bir ortaklık oluşturmaktadır.

 

Arz talep dengesi

Bir mal fazla üretildiği zaman onun fiyatı dolayısıyla onu üreten ödenen ücret düşer kişiler onu üretmekten vazgeçerler. Stoklar eriyince fiyatlar yükselir onu üretenlere fazla ücret ödeneceği için üreticiler çoğalır. Buna arz talep dengesi denir.  Arz talep dengesi ile kimin neyi nerede ne zaman ne kadar, ne ile üreteceği ve kimin neyi ne kadar ne zaman ne için tüketeceğine en uygun şekilde karar vermeyi sağlar.

 

Dengenin bozulması

Piyasaların büyümesi, enerji gibi depo edilemez malların devreye girmesi, araçların tekelleşmesi taşınmazlarda ihtiyaçların baştan bilinmesi sebebiyle arz ve talep kanunları çalışmamaktadır. Tekeller oluşmuştur. Değişik ekonomik ekolar doğmuştur.   Kuran’ın önerdiği arz ve talep dengesini karşılaştırarak kavrayabilmemiz için, ekonominin temel kurallarını bilmemiz gerekmektedir.

 

Çalışıp Yaşama

Ekonominin iki ana kutbu vardır. Çalışma ve yaşama kuralları. İnsanlar çalışır faydayı üretirler.  Faydayı tüketip yaşar ve gücü üretirler. Böylece insan iki kutup arasında sarkaç gibi gider gelir. Çalıştıkları kadar yaşarlar,  yaşarlar yaşlandıkları kadar da çalışırlar.

 

Üretim ve yatırım

Her şey çift olduğu için çalışma anında iki kutbu vardır. Günlük ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaparlar. Artan emekleri ile de yatırım yani inşaat yapıp imar ederler. Yeryüzünü daha çok insanın yaşayacağı hale getiriler.  İşyerleri çoğalınca nüfuz artırılır, nüfus çoğalınca işyerleri çoğaltılır. Bunlar da birbirine eşittir. İşyeri olmayan emek bir emek işe yaramaz. Emeksiz işyeri de bir işe yaramaz.

 

Değiştirme ve kredileşme

Yaşamak için ürünlerin bölüşülmesi gerekir. Üretilenler depolanır sonra tüketilir. Depolama kredileşme ilkesi içinde yapılır. Tüketme ise değiştirme ilkesi içinde gerçekleşir. Kredileşme de değiştirmeye eşit olur. Böylece altı kutupla bir alan uzay elde eder.

 

Reel Ekonomi Küresi

Çalışma ile aynı eksendedir. Birbirinin negatiftir. Üretme ile imar aynı eksendedir. Birbirinin negatifidir. Kredileşme ile değiştirme aynı eksendedir ve birbirinin negatifidir. Böylece ekonomiyi bir küre denklemi ile ifade edebiliriz.

Ekonomi^2= Çalışma^2+Üretme^2 + değiştirme^2 Bu formülle reel ekonomiyi ifade eder.

 

Finans ekonomi Küresi

Birde finans ekonomisi vardır.  Bu insanlara özgü olan değer ekonomisidir. Çalışma saatle, üretme kilo ile değiştirme vermeyle gerçekleşir. Bunların olabilmesi için eşyada fayda bulunmalıdır.  Olmalıdır. İnsanın ihtiyacını gidermelidir.  Kişinin verdiği emeğe karşı ortak üretimdeki paya ücret denir. Bir maldaki pay miktarına da fiyat denir.  Benzer şekilde finans ekonomisinin de formülünü yazabiliriz.

Ekonomi^2= Fayda^2+Ücret^2+Fiyat^2

 

Dengeli Ekonomi

Finans ekonomisi reel ekonomisine eşit olmak zorundadır. Çünkü finans ekonomisi reel ekonominin değerini göstermektedir. Değer sonunda insanın yaşamsı için gerekli ihtiyaçlarını giderme demektir.  Bunun ifadesi paranın reel karşılığı olması gerekmektedir. Yani benim elime aldığım belgenin, paranın bir yerde karşılığı olmalıdır. İşte buna sadaka ekonomisi karşılığı olan ekonomi diyoruz. Eğer piyasada karşılığı olmayan bir para dolaşıyorsa bu da bağşiş ekonomisidir. Riba ekonomisidir. Adil ekonomi demek sadık ekonomi demektir. Bunu sağlayabilmek için fiyat ve ücretlerin arz ve talep kanunlarına göre oluşması gerekir. Arz ve talep kanunları çalışmıyorsa fiyatlar bilinmiyor demektir. Ücretler bilinmiyor demektir. Orda denge yoktur.  Zoraki yaşama vardır.

Reel Ekonomi=Finans Ekonomisi

 

DÜZENLER

 I-Adil Düzen Ekonomisi

1- Çalışmada emeğin hakkın olarak özel mülkiyeti

2- Yaşamda yeryüzünün nimetlerinin paylaşılmasında kamu mülkiyeti

3- Değiştirmede arz ve talebin işleyebilmesi için serbest piyasayı(fiyatı)

4- Kredileşmede sömürünün olmaması vergi karşılığı faizsiz kredileşmeyi

5- Üretimde arz ve talep kanunların çalışması için serbest girişimciliği

6- İnşaatta, arz ve talep kanunlarının çalışması nedeniyle ortak olan topraklarda kamu planlamasını esas alır.  Kürenin merkezinde konan fiyat-ihtiyaç, kar-vergi, ücret-kira pompaları ile ekonomide arz ve talep dengesi sağlanmakta, ideal bir şekilde çalışıp yaşamayı sağlamalıdır.

Finans ekonomisi reel ekonomiye eşittir. Karşılıksız para yok.

 

II-Dengesiz düzenler

Arz ve talep kanunları çalışmayınca, müdahaleci merkezi sistem oluşur. Altı tür müdahale vardır.

 

Komünizm

1- Komünizm.  Özel mülkiyet yoktur herkes ortaklıktaki eşyadan ihtiyaca göre yararlanır. Bölünmenin nasıl sağlanacağını Marks açıklayamamıştır. Ancak küçük topluluklarda başkanların kendi takdiri ile bölüştürmek suretiyle sağlanabilmektedir.  İlkel ekonomide mümkün olabilir. Bunlar özel mülkiyeti reddederler. Pompa yaşamada yerleştiriliyor.  Çalışma hesapta yok.  Para yok. Özel Mülkiyet=0

 

Kapitalizm

2- Kapitalizm.  Her şey özel mülkiyetindir. Kendi mülkünü isteyen istediğine istediği fiyatla devredebilir. Bu sistemde de fiyatla tekel sermaye vardır. Üreticilerden istediği fiyatla malları alır, istediklerine istediği fiyatla satar. Komünizmde parti tekeli, kapitalizmde sermaye tekeli vardır. Bunlar kamu mülkiyetini reddederler.  Pompa çalışmada yerleştiriliyor. Fayda düşünülüyor. İhtiyaç hesapta yok.  Karşılıksız para var. Kamu Mülkiyeti=0 :

 

Liberalizm:

3- Liberalizmde serbest fiyatlar vardır. Halk mallarını pazarda alır satar. Kâğıt para yoktur. Altın ve gümüş para vardır. Yalnız küçük pazarlarda tüketim malları için çözümler üretmektedir. Bunlar kâğıt parayı reddederler. Pompa değiştirmede konuyor. Kâr var. Vergi yok. Kâğıt para yok.  Kâr=0

 

Sosyalizm:

4- Sosyalizmde kağıt para vardır. Devlet para çıkarır fiyatları ve ücretleri o takdir eder. Bunlar serbest fiyatı reddederler. Tüm tasarrufları tarifeye bağlar.  Pompa kredileşmede konuyor. Vergi var kâr yok.  Para, mübadele aracı değildir. Kamu Katkısı=0

 

İnsiyativizm:

5- Teşebbüs kapitalizminde işyeri sahibi tekel patronlar vardır. Halka iş verirler ve mallarını sonra onlara satarlar.  Sektör tekleri ile denge oluşur. ABD böyle bir ekonomiye sahip olmuştur. Bunlar planlamayı reddederler.  Pompa üretimde yerleştiriliyor. Ücret var kira yok. Bir çevrede değişik paralar var.  Planlama=0

 

Planizm

6- Planlama sosyalizmi. Devlet üretimi, tüketimi planlar.  Merkez planlama ile ekonomi oluşur. Sovyet sosyalizmi böyle idi. Bunlar girişimciliği reddederler.

 

Bu ekonomilerin özelliği altı kutuptan birini reddetmeleridir. Yasaklık üzerine rejimi oturturlar. Uygulama mümkün olmadığı zaman karmasına giderler. Pompa yatırımda yerleştiriliyor. Kira var ücret yok. Taşınmaz özel mülkiyet yok.  Girişim=0

 

Sonuç:

Rejimlerde pompalar, kutuplardan birine yerleştirilmiş olup karşı taraf boşaltılmıştır. Dolayısıyla dengesizdir. Altı kutup atı bozuk düzeni oluşturur. Oysa Adil Düzende pompa kürenin merkezine konmuştur. Her tarafı dengeli olarak sulamaktadır. Her yer eşit şekilde aydınlanıyor.

 

İslamiyet’in bu pompaları nasıl yerleştirdiğini da anlatamazsak iddiamız havada kalır.

 

ÇALIŞMA KREDİSİ:

1- Evde: Çalışan herkesin resmi ücreti vardır. Herkesin resmi ücreti kadar faizsiz kredi alma hakkı vardır. Kredisini iki yerde kullanır.

   a) Ya inşaata gider müteahhidin yanında çalışır. Resmi ücretini, alır ve kredisini kapatır. İnşaat borçlanmış olur. İnşaat müteahhidine çalıştırdığı işçi ile orantılı malzeme kredisi verirler. Onunla müteahhit malzeme alır. Arsayı devlet %40 iştirakle koymuştur. İnşaat yapılır İnşaat satılınca devlet kredisini tahsil etmiş olur.

 b) Kredi alan işçi isterse inşaata değil de üretime gider.  Orada iş yerleri vardır. Kredi resmi ücret kadardır. Ama orada ücret serbesttir. İşverenle pazarlıkla tespit edilir. Arz talep kanunları çalışır. İşçi emek ve sermayesi ile gelmiştir. İşçi güçlüdür. İşçi yalnız emek getirmiştir. Aynı zamanda hammadde kredisini de faizsiz getirmiştir. İşveren işçinin sermayesi ile hammadde alır. Kamu da genel hizmetle iştirak eder. Tesisler ciro üzerinden kiralıktır. Girişimci sadece bilgiye muhtaçtır. Girişimci çoktur. İşçi zaten çoktur. Ücret arz ve talep kanunları ile oluşur. İşçi pazarlıkla elde ettiği kısmıyla işveren borçlu olur.  Resmi ücretini bankaya satınca öder. Fazlasını da sonra işçiye öder. Mal üretilmiş olur.

 

Piyasa

Yapılan inşaat veya üretilen mal kamu ambarına teslim edilir. Müteahhit veya işveren görevini tamamlamış olur. Girdilere de pay bedeli verilir. Ambara giren malların pay belgeleri verilir. Arz edilmiş mal var. Herkesin elinde de o maldaki payı var. Taşınmazlar hisse senetleri ile paylaştırılır. Pay sahipleri iki yoldan birini takip ederler.

a) İstese pay belgesini tüccara satar onun yerine tüccardan para alır, sonra gider başka tüccardan başka mal satın alır. Böylece ücretini mala çevirmiş olur. Buna satın alma diyoruz.

b) isterse bankaya gider mal belgesini bankada rehin bırakır. Ona karışık kredisini alır, gider ihtiyaçlarını temin eder. Böylece banka ambarda bulunan mal karşılığı para çıkarmış olur. Sonra parayı iade edersen de geri alır götürür sonra kıymetlendiği zaman satar. Böylece piyasaya para ambardaki stok miktarı kadar çıkar. Faizsiz olduğu için borçlanma da olmaz.

 

YAŞAMA KREDİSİ

Yaşayan herkese yaşam kredisi verilir. Bu kişi başına sabit bir kredidir. Birimi bir insanın bir günlük yiyeceğidir. Çalışma kredisi de bununla ölçülür. Bir insanın bir günde ürettiği miktardır. Ortalamaları alınır. İşletme kredisi nüfus başına verilir. Herkese verilmez. Bakmakla mükellef olan kimseye verilir.

Halk bu kredi ile bucak tüccarlarına sipariş verir. Sipariş veren peşin para ödediği için güçlüdür. Sipariş alan da sermayesiz ticaret yaptığı için karlıdır. Bucak tüccarları il tüccarlarına sipariş verir. Onlar da sermayeleri ile gidecekleri için ucuz sipariş verirler. İl tüccarları ülke tüccarlarına sipariş verirler. Ülke tüccarları işyerlerine sipariş verir. Böylece devre başında herkes ihtiyaçlarını sipariş vermiş ve işletmeler de üretecekleri malların siparişini almışlardır. Fiyatlar devre başında oluşmuştur. Arz ve talep kanunları çalışmıştır. Enflasyon piyasaya etki etmeyecektir. Artan emek de devre başında belli olmuştur.

Tüccar ülke içinde üretilmeyen mallar karşılığı ülke içine satacağı malları sipariş verir. Üretici satar, karşılığında sipariş aldığı malları alır. Ülke içine getirir siparişlerini kapatır. Ticaret yine sermayesiz yapılabilmektedir. Tüccarlar çoğalmakta serbest rekabet sağlanmaktadır. Ayrıca ithalat ve ihracat dengesi kurulmakta tüm yeryüzü tek piyasa haline gelmektedir. Çünkü gümrükler ve vizeler yoktur.

 

Son hatırlatma:

Faiz stoklardaki malların fiyatlarını zamanla artırmaktadır. Eski mallar pahalanmaktadır. Zaten satılmadığı için bekleyen mallar hiç satılmamaktadır. Bu da stoklamayı engellediği için üretimi engellemektedir. Krizler doğmaktadır. Faizli sistemde faiz karşılıksız para üretmekte ayrıca stoklara da mani olduğu için ekonomi çalışmamaktadır.

 

 

 


YorumcuYorum
ziya küçük
22.03.2012
14:49

Stoklardaki mal fiyatlarının zamanla artmasını anlayamadım. Ben 1 ton şeker alıyorum , bankadan kredi kullanarak. Maliyetim peşin alsam 2 lira ise kredi ile 2,25 'e çıkıyor kiloda. Stokluyorum. Ne kadar süre kalırsa kalsın maliyet yine 2,25 TL.

Zamanla artma kısmını açıklar mısınız?

Süleyman Karagülle
22.03.2012
16:28

İşletme bankadan kredi alıyor. Satmak üzere bekletiyor. Her geçen gün o paranın faiziı ödeniyor. Böylece maliyet hergün artmakatrdır.

Sam Adian
22.03.2012
18:45

Teşekkür ederim

"Zaten vardır" ifdesinden kastım, "Kur'an ın bu çerçeveyi zaten koyduğu" idi. Öte yandan diğer sistemlerden de Kur'an esaslarına göre doğru olan tarafların alınması ile bir bütün sistem elde edilebilir. Bu da tümüyle olmasa bile, var akli olarak var olduğunu gösterir. Ancak benim kastım bu değildi.

Öte yandan : “Pay Belgeleri”nin takas edilmesi veya satılmamış mal karşılığının önceden satılması fiyatların düşmesine ve tüccarın veya bankanın haksız kazanç elde etmesine neden olur. Çünkü elinde “pay belgesi” bulunan işçi veya üretici, bunu ihtiyacı sebebiyle bir an önce paraya çevirebilmek için değerinin altında satacaktır veya satmak zorunda kalacaktır. Böylece emeğinin karşılığı düşecek, eline daha az para geçecektir. Aradaki fark ise tüccarın veya bankanın cebine girecektir. Bu haksızlıktır. Bu serbest piyasadaki rekabet değildir.

Süleyman Karagülle
22.03.2012
20:21

Teşekkür ederim "Zaten vardır" ifadesinden kastım, "Kur'an ın bu çerçeveyi zaten koyduğu" idi. Öte yandan diğer sistemlerden de Kur'an esaslarına göre doğru olan tarafların alınması ile bir bütün sistem elde edilebilir. Bu da tümüyle olmasa bile, var akli olarak var olduğunu gösterir. Ancak benim kastım bu değildi. -Öte yandan : “Pay Belgeleri”nin takas edilmesi veya satılmamış mal karşılığının önceden satılması fiyatların düşmesine ve tüccarın veya bankanın haksız kazanç elde etmesine neden olur. -Üretici, ambara teslim ediyor, pay belgesini alıyor. Eğer piyasada o mal uygun değerde ise üretici satıyor. Eğer piyasadaki fiyatı beğenmiyorsa, genellikle hasat zamanı böyle olur. O zaman belgeyi, bankaya götürüyor, rehin bırakıyor faizsiz olarak bankadan kredi alıyor, ihtiyaçlarını gideriyor. Zaman geçip stoklar eridiği için değer kazanınca üretici malını değer fiyatı ile satıyor. Kredisini kapatıyor. Şimdi ise hasat zamanı üretici ambarı olmadığı için yarı fiyattan daha aşağı bedelle satıyor. Ambarı olsa bile ihtiyacını giderecek parası olmadığı için yarı fiyattan aza satıyor. -Çünkü elinde “pay belgesi” bulunan işçi veya üretici, bunu ihtiyacı sebebiyle bir an önce paraya çevirebilmek için değerinin altında satacaktır veya satmak zorunda kalacaktır. -Bugün öyle yapıyor. Biz işte bunu yapmaması için pay belgesini rehin olarak alıp faizsiz krediyi üreticiye veriyoruz. Bugünse bu kredi tüccara verilmekte, halk sömürülmektedir. - Böylece emeğinin karşılığı düşecek, eline daha az para geçecektir. Aradaki fark ise tüccarın veya bankanın cebine girecektir. Bu haksızlıktır. Bu serbest piyasadaki rekabet değildir. - Banka aldığı belgeyi satamaz. O da ihtiyacı olan varsa faizsiz malı kredi olarak verir. Adil düzeni anlamak için iki nokta unutulmamalıdır. Cebri icra yoktur. Kredi zamana değil malın satışına bağlanmıştır. İkinci önemli nokta adil düzende ticari bankalar yoktur. Bankalar kamu bankalarıdır. Masrafları kamu payından karşılanır. Aracı ortaklardan aldığı iştirakleri ile ancak iştiraklere katılabilir. Kredileşme ilkesi içinde aldığı karzları, ancak kredileşme ilkesi içinde faizsiz olarak verebilir. İştirak istikraza ve istikraz iştirake dönüştürülemez.





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42243 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29514 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27977 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19835 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18803 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17918 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16840 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15604 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14270 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13969 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13791 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13730 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13689 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13559 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13547 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13474 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13436 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13423 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12958 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12307 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12293 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12114 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12068 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12054 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11844 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11740 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11734 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11483 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11447 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11408 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11378 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11368 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11240 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11238 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11238 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11221 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11138 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11075 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11017 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11009 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10984 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10884 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10882 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10865 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10860 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10818 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10791 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10761 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10717 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10634 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10616 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10606 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10604 Okunma
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10597 Okunma
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10573 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10509 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10396 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10265 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10182 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10140 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10072 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10069 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10031 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10009 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9998 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9983 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9972 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9883 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9870 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9858 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9832 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9827 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9826 Okunma
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9782 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9679 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9662 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9592 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9581 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9548 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9494 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9480 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9426 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9381 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9304 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9294 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9262 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9186 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9186 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9149 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9138 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9124 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9111 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9083 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9030 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8996 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8885 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8825 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8792 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8785 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8707 Okunma


© 2025 - Akevler