AKEVLER’İN ADİL DÜZEN MODELİ
İstanbul Kanalı çok gerekli ve kârlı bir projedir.
Ne var ki YAP-İŞLET MODELİ ile inşa etmek Türkiye’nin satılması demektir.
Artvin’de uygulaması yapıldı ve Artvin’in nüfusu 220 binden 180 bine düştü.
Düşünülen model uygulanırsa, halkımız işlerini ve güçlerini bırakacak, İstanbul Kanalı inşaatında yüksek ücretlerle çalışacak, böylece Anadolu’da tarım biraz daha çökecek, İstanbul’daki atölyeler ve fabrikalar iflas edecektir.
Gelin, Kanalı Akevler’in ADİL DÜZEN MODELİ ile inşa edelim.
Rakamlar yuvarlatılmıştır.
1- Kanal güzergâhı 50 kilometredir. İki taraftan ikişer kilometrelik alan tahsis edilecektir. Bu alan içindeki özel arsalar ve yapılar karşılığı sahiplerine İstanbul’da başka yerde onun kadar arsa tahsis edilecek ve bu arsalara imar verilecektir. Devlet bütçesinden 1 kuruş çıkmayacaktır.
2- 50*4=100 kilometrekarelik kanal yerleşim alanı olacaktır. Kanal yerleşim alanı 10’ar dönümlük parsellere ayrılacaktır. Parsel büyüklüğü 5 dönüm olacak ve her parselin 120 metrekaresinde on katlı apartman yapılacak, her katta 12 daire olacak, bunların ikisi ortak daireler olacaktır. Zemin katı yazıhane ve dükkânlar olacak, çatı katı ise apartmanların ortak alanı olacaktır. Ayrıca apartmanın üç bodrum katı olacak; alt bodrum katı garaj ve sığınak, orta bodrum depolar, üst bodrum da işyerleri olacaktır. İşyerleri ile bir daireye 200 metrekareden fazla alan düşecektir. Kanal alanında bu dairelerin sayısı 2 milyon daire olacaktır.
3- Dairelerin beşte biri kanal alanının sahibi devlet olacak, devletin 400.000 dairesi olacaktır. İşyerleri ile beraber kirasını 2 000 TL kabul edersek, bütçeye buradan ayda 800 milyon Türk Lirası gelecek, devlet yılda 10 milyar TL gelire sahip olacaktır. Türkiye’de İstanbul Kanalı’na benzeyen 50 proje gerçekleşirse, devletin yarım milyar TL kira geliri olacak ve halktan vergi alma ihtiyacını duymayacaktır.
4- Yabancılar kooperatifleri kurulmalıdır. Türkiye’de çalışacaklar o ülkenin kooperatifine ortak olacaklar. Bunlardan kanalda çalışacak olanlara “Kanal Bonoları” verilecektir. Kooperatif bu kanal bonolarını yukarıda bahsettiğimiz dairelere sahip olmak isteyenlere pazarlayacaktır. Böylece elde ettiği nakdi dövize çevirip o çalışanlara verecektir. Ayrıca bunları kendi ülkelerinin kanunlarına göre sigorta edecek ve ülkelerinin bu sigorta kurumalarına yatıracaklardır. Bu kooperatifler Kanal İnşaat İşletmesi’ne işçilik faturasını keseceklerdir. Türk işçilerinin burada çalıştırılması yasaklanmalıdır. Türk işçileri burada çalışanlara mal satmakla paylarını alacaklardır.
5- Ayrıca “Sermaye Ortaklığı” kurulmalı, buraya inşaat makineleri ve malzeme ile iştirak edilmelidir. Karşılığında kanalın “İnşaat Bonolarını” alacaklardır. İsterlerse bunu piyasaya satarak nakde çevireceklerdir. Bu işe Ordu da iştirak ederek atıl bulunan inşaat makinelerini faal hale getirebilecektir. Bu makinelerin kullanılması için Türk işçisinin çalışmasına izin verilmeyecektir. Sahibi veya sürücü ayrıca kanal inşaatından ücret alamaz.
6- Beşte biri ile kanal alanının altyapısı yapılacaktır. “Yüz Lojmanlı Apartmanlar”ın arsaları altyapısı ile teslim edilecek, projeleri de yapılmış olacaktır. Ayrıca ruhsat alma gereği duyulmayacağı gibi her türlü vergiden muaf olunacaktır. Devlet beşte birini almakla vergisini almış olacaktır.
7- Kooperatif “Genel Hizmet Ortaklıkları” kurarak bu işleri organize etmiş olacaktır. Genel Hizmet verecek herkes burada çalışabilecek ve “Kanal Payı Bonosu”nu alacak, isterse paraya çevirebilecektir.
8- Kanal Bonosu’nu herkes alabilecek, vatandaş olmaları aranmayacaktır. Bu bonolara sahip olanlar burada oturmaktan çok burada oturanlardan alınacak gelirlerden yararlanmış olacaklardır. Paylarını istedikleri kimselere devredebileceklerdir.
Burada oturmak için ikinci makalemde anlatacağım usul uygulanacaktır.