Süleyman Karagülle
Müteşebbis (Girişimci)
19.12.2011
6170 Okunma, 1 Yorum

Cengiz Demirci’nin İddiası

 

Kırmızı ile işaretli kısım karanın eri 2007deki bir tefsirinde tasdiki. Allah ayete göre eri tasdik etmiş, karayı ise tasdik etmemiştir.


Buna göre işletmenin girdileri 4 değil 5tir. Müteşebbis beşinci ortaktır.


Buna göre karanın 4lü sistemi yanında erin 5lli sistemi de vardır.


Madem er islami ilimleri bilmezdi, ve madem kara 80 yıldır islami ilimlerde rusuh idi, neden Allah karayı tasdik etmedi de eri haklı çıkardı...


Çünkü o müçtehidi mutlaktı, tüm zamanın alimlerinin içtihatları onun içtihatları ile değer kazanır. Onun içtihatları ile çelişen içtihatlar hatalı çıkacaktır. Onun içtihatları ise zamanla icma haline gelecektir. Tıpkı Milli Görüşün ilkelerinin, ileride tüm siyasi partilerin icmaları haline gelerek, Milli Görüşün siyasi askeri düzene gönüşmesi gibi..


İşin garibi kara bu içtihat değişikliğini tekrardan unutmuş gibi, eski içtihadına dönmüştür.

 

 

فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ (FaLaHuM EaCRuHuM GıNDa RabBiHiM)  

 

“Rablerinin indinde olan ecirleri onlarındır.”

 

Buradaki “Fa” harfi “Ellezîne Yunfikûne Emvâlehum”un haberine gelmiştir. Mübteda “ellezîne” ile başlarsa şart cümlesi olabilir ve “Fa” gelir. “Ellezî Darabenî Fa Hüve Maktulün” derseniz, kim beni dövmüşse o öldürülecektir denmiş olur. Burada da kim infak ediyorsa onlara ücret vardır denmiş oluyor.

 

“Lehum Ecruhum” ücretleri kendilerinindir denmiş olur. Yani ücretleri başkalarına verilmez, kendilerine verilir. Yahut ücretlerini kendileri kazanmışlardır. “Ecruhum” mübteda, “lehum” haber olur. Haber mübtedan önce gelmiş olur.

 

“Ecr” tekildir. Çok olan infak edenler bir ücreti istihkak ediyorlar; ortak ücreti istihkak ediyorlar. Buradaki bu durum da “işçilik sistemi” yerine “ortaklık sistemi”ni ortaya koyuyor. Birlikte çalışacaklar ama elde ettikleri ücret ortaktır. Sonra kendi aralarında bölüşecekler, hattâ bir kısmını ortak işlerde harcayacaklardır. Ücret bunun için tekil gelmiştir.

 

Bir işletmede dört çeşit girdi vardır: Bir pay tesislerin kirasıdır. Bir pay genel hizmet karşılığı kamu payıdır. Bir pay ham madde payıdır. Bir pay da işçilik ücretidir.

 

 Burada önemli bir ifade vardır. Yukarıda “mallarını infak ederler” deniyor, sonra da “ücretleri” deniyor; yani “malların bedelleri” denmiyor, “ücretleri” deniyor. Yani mallarını satıp semenlerini almıyorlar, mallarının karşılığını almıyorlar, ücretlerini alıyorlar. Ham maddeyi verenler karşılığında mamul madde alıyorlar, bu aldıkları semen değil ücrettir. Yani emek verenler neyi istihkak ediyorlarsa, ham madde verenler de onu istihkak ediyor demektir.  

 

Burada şu sonuçlara varıyoruz: Dört girdinin istihkakı aynıdır. Hepsi ücret alanlar gibi karşılık  alıyorlar. Peki, sorumlu kimdir, sorumlular kimden alacaklı oluyorlar?

 

İşletmeden alacaklı oluyorlar, yani işletmenin kurucularından alacaklı oluyorlar.

 

Onlar işletme sermayesine sahip değildirler, onlar bina sahibi değildirler, onlar emek sahibi değildirler, onlar genel hizmet yapmıyorlar. Bunlar kuruculardır. Bu kuruculara kamu kefildir, dayanışma ortaklığı kefildir, taşınmazlar kefildir. İşletmenin kurucuları onlardır. İşte herkes onlara karşı sorumludur. Buna bugün “müteşebbis” denmektedir.

 

Bu âyette bugün ikinci noktada içtihadımızı değiştirme durumunda kalıyoruz; bu da dört girdinin yanında bir de beşinci olarak “müteşebbis” vardır.

 

Erbakan’la ihtilafımızda Erbakan haklı çıkmaktadır, yani demek ki “müteşebbis” de varmış.  

 

Yeni içtihatlarımıza göre;

 

-Ticarî işletmelerde gizlilik vardır.

 

-Bir de beşinci girdi “müteşebbis” vardır.

 

O halde müteşebbis kimdir?

 

a)      Müteşebbisten önce dayanışma ortaklığı vardır, ona müteşebbis olma yetkisini vermiştir. İşletmede başarısızlık olursa dayanışma ortaklığı sorumludur.

 

b)     Müteşebbisler işletmeyi teminata alacak taşınmazlara sahiptirler. Bunlar kendilerinin olabilir veya birileri ile anlaşır ve onları ortak ederler; müteşebbislikte ortak ederler. Bir taşınmaz yalnız değeri kadar işletmeye konabilir. Dolayısıyla ülkedeki bütün işletmeler sınırlanmış bulunmaktadır.

 

c)      İşletme sözleşmesini yapacaklar ve işletme taahhüdünde bulunacaklar, bir işetme senedi ortaya koyacaklar, yani yazılı belge hâline getireceklerdir.  

 

d)     Nihayet, tesis sahiplerini bulacak ve ortak edeceklerdir; emek sahiplerini bulup ortak edeceklerdir; tüccar ortakları bulup ortak edeceklerdir; genel hizmet sorumlusunu bulup ortak edeceklerdir. Bunlardan biri ortadan kalktığı zaman yerine birisini bulup koyacaklardır.

 

Ben şimdiye kadar bunu emek sorumlusuna yaptırıyordum. Ancak burada “ecr” kelimesinin müfret gelmesi ve infak edenlerin de semen değil de ücret almaları bizi bu istidlâle götürmektedir.

 

Demek ki müteşebbis olacaktır. Müteşebbisin sadece kredisi olacaktır. Tüm sorumlulardan sonra müteşebbis sorumlu olacaktır. O da cirodan bir pay alacaktır. Bu müteşebbislerin tekelleşmeleri ancak tüm taşınmazların bunların olması ile mümkündür; bunun olması da mümkün değildir. Çünkü inşaat kredisi işçiye verilmekte, dolayısıyla yapılar halkın olmaktadır.  

 

“İnde Rabbihim” denmiştir. Bu âyette başka bir çözüme daha gitmiş oluyoruz, o da “Rablerinin indindedir” denmektedir. Bunun mânâsı nedir? Kâinatı var eden Allah’ın indindedir” denmiyor, “Rablerinin indindedir” deniyor. “Allah” devleti temsil ediyor. “Rab” neyi temsil ediyor?

 

Bunun için bir varsayım ortaya koyabiliriz. Şimdi biz bu varsayıma göre “dayanışma ortaklıklarının yanındadır” denmiş olur diyebiliriz. Eğitim görevi dayanışma ortaklıklarına aittir. Öyleyse âlemlerin Rabbi olan Allah’ın yeryüzündeki rab sıfatının tecellisi dayanışma ortaklıklarıdır.

 

Bu varsayımı şimdi ortaya koyuyoruz. Doğruluğunu tahkik etmek size ait olacaktır. Kur’an’ı baştan sonuna kadar okuyup “Rabb”e bu mânâ verildiği zaman ne sonuçlar çıkacağını denetleyeceksiniz. Eğer uygun ise bu varsayım doğru olacak, değilse bu varsayım yanlış olacaktır.

 

Bu çalışmalardan maksat sizlere sonuçları sunmak değil, usûlü anlatmak, içtihada doğru götürmektir. Bu sebepledir ki sadece varsayımlar için de örnek vermiş oluyorum.

 

 

Süleyman Karagülle’nin açıklaması

 

Biz  bağımsız adaylığımızı koyduk. Erbakan milletvekili oldu. Parti kurdular, beni kurucu yapmadılar. Bunu hiç sorun yapmadım, yetki belgesini alarak Ege bölgesinin teşkilatlanmasını sağladım.

Necip Fazıl’ın etkisiyle Millî Görüş kelimesini kendilerine slogan yapmışlardı. Bu yanlıştı. Tüm insanlığa rahmet olan bir düzeni getiriyorduk. Sadece Türkler için faaliyet göstermek şeriata aykırı idi. Başkan içtihat yapmamış ve sloganı ortaya koymuştur. Buna karşı çıkmam meşru olmazdı. Hatayı düşünmemiz gerekir. Ama başkanın içtihatlarına da karşı çıkmamamız gerekir.

Spor salonunda bölge konferansı yaptık. Ve oradaki açış konuşmamda Milli Görüş’ü açıkladım: Herkes kendi içtihadıyla hareketle mükelleftir. Her topluluk da kendi icmaları ile amel etmek zorundadır. Türkler kendi kanunları ile idare edilmelidir. Milli Görüş demek kendi içtihat ve icmalarımızla yönetilecektir diye açıkladık. Erbakan’ın hatalı içtihatlarını zımnen tashih ederek tasdik ettik.

Yine Erbakan hatalı olarak beşinci müteşebbisi ortaya koydu. Buna uymamız mümkün değildir. Çünkü biz daha önce kitaplarımızı yazmıştık. Bir işletme senedinin çıkarılması var. Ondan sonra işletilmesi vardır. Dört girdi işletme senedi çıktıktan sonra işletmesi ile ilgilidir. Baştan ise müteşebbis dört girdiyi temin ettikten sonra iki şey daha bulmak zorundadır.

Bu da dayanışma ortaklığı ve bir de bir gayri menkulu rehin olan kimseyi bulma durumundadır. Dayanışma ortaklığı genel hizmet içindedir. İpotek edilen gayri menkulun tesis içinde sayılması olabilir. Ayrı da olabilir. O taktirde işletmeden pay alanlar dört değil beş grup olur. Beşincisi senet gayri menkulü rehin edenler olur.

Erbakan’ı desteklemek, ona karşı çıkmamak için onu da beşinci pay sahibi olarak değerlendirdim. İçtihadımda değişme aslında olmamıştır. Çünkü rehin payı her zaman ayırdım. Sadece bunun ayrı girdi olup olmadığı konusudur. Sadece sınıflamada adlandırmadan ibarettir. Bu da uygulamada herhangi farklılık yapmaz. Sadece ifade şeklini değiştirir. Başkana uymak için de ben ifademi değiştirmiş oluyorum.

Ben hata etmiş olabilirim. Ben hatamı düzeltmiş olabilirim. Bu benim içtihatlarıma zafiyet değil sağlamlık getirir. Siz delil isteseniz benim delilimle sizin deliliniz eşit seviyede olsa ben sizin delilinize uyarım. Çünkü sizin o görüşte olmanız güçlendirir.

Erbakan siyasetçidir. O içtihadını kolay kolay değiştiremez. O zaman Cengiz gibiler ortaya çıkar onun siyasi gücünü kırarlar. Ben ise siyasi bir emele sahip değilim. Kimsenin benim içtihadıma uymasını da istemiyorum. Cengiz kardeşimizin işi, Karagülle’yi düşürmek Erbakan’ı yukarıya çıkarmak. Erbakan hayatta değildir. Yükseltemezsin. Çünkü siyaseti hayatta olanlar yapabilir. Benim de seviyemi düşüremezsiniz. Çünkü ben siyasette zaten en az seviyedeyim. İlimde ise rütbe yoktur. Her meselenin doğrusu ve yanlışı vardır.

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
20.12.2011
18:26

GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)

Akevler Çalışmalarında işletmelerin girdilerini tesis, emek, ham madde ve genel hizmet olmak üzere dört olarak tesbit etmiş bulunuyorduk. Çalışmalarımız esnasında Erbakan buna beşinci girdiyi ortaya koydu, “müteşebbis” olarak koyduk. Biz bu görüşü benimsemedik ama onunla da tartışmadık. Kendi görüşü idi. Herkes kendi içtihadına göre amel eder. Eğer o benden olur isteseydi açıklardım. İstenmedi. Benim de bir şey deme yetkim olamazdı. Aksi halde onun içtihatlarına müdahale etmiş olurdum. Ben niye onun içtihadına katılmıyorum? İşçilik sisteminde bir müteşebbis vardır. İşletme merkezden yönetilir. Dolayısıyla bir baş sorumlu olmalıdır. Ortaklık sisteminde herkes müteşebbistir. Herkes kendi işini kendisi yapar. Kimse kimsenin emrinde değildir. Herkes sözleşmedeki kurallara uymak durumundadır. İşletmelerde işçiler arasında çalışırken bir merkezi sistem vardır. Ama dört girdi arasında bunlara emreden, bunları yöneten biri yoktur. Herkes içtihadına göre hareket eder. Yanlış yaparsa hakemlere hesap verir. Burada da işlerin aksamaması için bir Genel Hizmet Sorumlusu vardır. O aynı zamanda işletmenin sorumlusudur. Geçici olarak kararları o alır, ona göre hareket edilir. Mağdur olan olursa hakemlere gider. 25 Genel Hizmetin ilki bu kimsedir. İşletmeyi ancak bu şekilde kabule edersek ortaklık olur. Bunun dışında yani Genel Hizmet Sorumlusu dışında bir işletmeci koyarsanız, o ortaklık olmaz, işçilik olur. Erbakan onun yetkilerini ve sorumluklarını ortaya koymamıştır. Kur’an seminerlerinin birinde (âyet), infak edenlerin ücretlerinden bahsedilmektedir. Demek ki onlar da ecirlerini alıyorlar. O halde dıman kimin yani sorumlu kim? Zarar kime ait olacaktır? O zaman bunun girişimci olduğunu söylemiş ve orada öylece Erbakan’ın haklılığını belirtmişim. Cengiz Demirci kardeşimiz bunun benim hatam olduğunu, Erbakan’ın hata etmez biri olduğunu yazdı. Zafer Kafkas kardeşimiz de bana; unuttun mu yoksa, içtihadını bir daha değişti mi diye sormaktadır. Bu makalem Zafer Kafkas’a açıklama mahiyetindedir. O âyetten onu istidlâl ettim. Ne var ki sistemde yerine oturtamadığım için ondan sonra da girdileri dört olarak korudum. Çünkü onun yetki ve görevlerini bilememiştim. Sonra da o sorunu unuttum. Şimdi bu kardeşlerim hatırlattılar, Allah onlardan razı olsun. Cengiz Demirci kardeşimizin hatası Erbakan’la Karagülle’yi tartışmasıdır. Şahısları değil konuyu tartışmalı idi. Mesela, girişimcinin görev ve yetkilerini ya sormalı ya da kendisi koymalı idi. Onun yapması gerekeni şimdi ben yapıyorum. Bir araba yapmak ayrıdır, arabayı kullanmak ayrıdır. Uçağı yapan fabrikanın sahibi pilot olacak, yaptığı uçağı da o kullanacak demek değildir. O halde bir işletmeyi kurmak ayrı, bir işetmeyi işletmek ayrıdır. Ben işletmenin girdilerini sayarken dört girdiden bahsediyorum, tamamen haklıyım. Orada beşinci bir müteşebbis yoktur. Bu içtihadım hep böyledir, böyle devam ediyor. İşletmeyi kurarken de yani sözleşme yaparken ve işletme senedi çıkarırken ise bu girdiler yoktur. İşletme senedinin tarafları farklı kimselerdir. 1- İşletme senedi bir dayanışma ortaklığının kefaleti altında çıkar. 2- İşletme senedi senet için ipotek edilen bir taşınmaz karşılığı çıkar. 3- İşletme senedi bir senet sorumlusu tarafından çıkarılır. 4- Nihayet hamiline yazılmış bir işletme senedi çıkar, bunun genel hizmet sorumlusu vardır. Burada işletme sorumlusu kimdir? Dört girdiden biri olabilir. Yani tesis sahibi senedi çıkartır, tesisleri öyle kiraya verebilir. İşletme genel sorumlusu olabilir, tesisleri kiralar, işetme senedini çıkarabilir. Yahut bir tüccar böyle bir tesisi kiralar, işletme senedini çıkartmış olabilir. Hattâ bunlardan hiçbirisi olmayan biri genel hizmet içinde bir işletme senedi çıkarabilir. Bunun payı genel hizmetten karşılanır. Burada beşinci bir girdi vardır. O da işetme senedine rehin koyan kişidir. Taşınmazı ipotek ettiği için işletmenin cirosundan bir pay alır. Başka hiçbir şeye karışmaz. Peki bunun görevi nedir, sorumluluğu nedir? 1- Önce bu taşınmazı koymazsa işletme senedi çıkarılamaz. Her senet için değeri kadar bir taşınmazın rehin edilmesi gerekir. O halde kurulurken birinci derecede rol oynar. Çünkü önce taşınmazın bulunması gerekir. 2- Sonra, eğer işletme tasfiye edilirse, önce bunun taşınmazı satılır, devlet alır. Senetleri iflas ettirenden tasfiye eder. Sonra dayanışma ortaklığına rücu eder ve onlardan tahsil eder. Aldığı parayı ipotek sahibine öder. Yahut dayanışma ortaklığı önce öder, sonra daireyi satar. Bu da tartışma konusudur. Hangisinin olacağını âyetlerden istihraç etmek gerekir. İşte bu sorumluluğu olan ipotek sahibine bir yetki veriyoruz. İflasa gitmekte olan işletmeyi hakemlere giderek tasfiye ettirmiş olur. Bu şekilde düşündüğümüz zaman beşinci girdi de ipotek sahibidir. Bu anlamda girdiler beş olur. Sonuç: İşetme kurulurken ve tasfiye edilirken girdi beş tanedir, işletme devam ederken dört tanedir. İpotek sahibi mahkeme kararı alınmadan hiçbir yetkiye sahip değildir, hiçbir sorumluluğu da yoktur. SÜLEYMAN KARAGÜLLE





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42027 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29326 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27792 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19711 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18560 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17824 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16725 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15490 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14182 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13796 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13679 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13615 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13581 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13426 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13421 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13367 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13316 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13311 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12864 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12207 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12201 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 11987 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 11967 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 11951 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11734 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11650 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11638 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11330 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11328 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11309 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11301 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11286 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11173 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11146 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11144 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11083 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11029 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 10986 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10902 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10901 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10898 Okunma
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10799 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10785 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10757 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10744 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10721 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10688 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10680 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10625 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10548 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10534 Okunma
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10510 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10506 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10457 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10455 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10420 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10313 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10159 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10121 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10028 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 9983 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 9978 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 9972 Okunma
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 9955 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9928 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9849 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9806 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9783 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9781 Okunma
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9756 Okunma
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9744 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9744 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9693 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9665 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9586 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9585 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9502 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9452 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9440 Okunma
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9368 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9350 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9324 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9318 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9236 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9216 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9173 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9099 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9076 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9065 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9052 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9026 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9004 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 8996 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 8971 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8914 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8790 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8726 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8722 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8697 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8597 Okunma


© 2025 - Akevler