PKK’yı kim oluşturdu?
CIA’nın emriyle MİT oluşturdu.
Gayesi ne idi?
Kürtleri organize edip devletimize sorun çıkarmak. Bu yolla Türkiye, İran ve Irak arasında çatışmayı alevlendirmek, bu devletleri parçalayıp küçük devletler hâline getirmek ve İsrail imparatorluğuna eyalet yapmak. Otuz yıldır bu amaca ulaşmak için ne gerekiyorsa yapılmıştır. Ne var ki sermayenin bu hedefine ulaşması imkansız hâle gelmiştir.
a) İsrail’de adil bir devlet yönetimi oluşturulamamış, İsrail imparatorluğunu yönetecek bir düzen oluşturulamamıştır.
b) İsrail’in Yahudi nüfusu on milyonu bile bulamamıştır.
c) ABD’deki Yahudi nüfuzu etkisiz hâle gelmiştir.
d) İran, Türkiye, Irak ve İsrail arasında istenen boğuşma sağlanamamıştır.
Bu durum karşısında PKK artık işe yaramaz hâle gelmiş bulunmaktadır. Tasfiye edilecektir. Önce Öcalan kurtarılmış, Türkiye’ye teslim edilerek hapishane köşküne yerleştirilmiştir. Şimdi de PKK tasfiye edilip cezalanmadan Türkiye’ye dönme yolları aranmaktadır. Yani Batı diyor ki; Biz PKK’yı tasfiye edeceğiz ama onların cezalandırılmasını istemiyoruz, onların işsiz güçsüz kalmasını istemiyoruz.
Şimdi biz Türkiye olarak ne yapmalıyız?
Henüz PKK’yı yenmiş değiliz. Şimdi onları affedin, biz de tasfiye edelim diyorlar. Ak Parti bunu yapıyor. Aldığı teklifi uygulamak için kendine göre zemin hazırlıyor. “Açılım” falan yok. Kimse ne Kürtleri ne de demokrasiyi düşünmüyor. Bugünkü çatışma tamamen ve sadece ‘sen niye yapıyorsun da ben yapmıyorum’ çatışmasından ibarettir. Öcalan’ı kabul eden zihniyetin ikinci uygulamasıdır. Bahçeli neye itiraz ediyor?!.
Ak Parti: Ben bir öneri aldım, PKK’lıları affedeceğim ama savaş da bitecek dese, bu benim siyasi tercihimdir dese; kimse sesini çıkarmaz, kararını saygıyla karşılar. Ama bizi aptal kabul edip ‘açılım/maçılım’ diyor! Böyle oyalaması beni ve milletimi sıkıyor.
Ak Parti gerçekten çözüm arıyorsa, ilk baş vuracağı merci “Adil Düzen”dir. Yani Kur’an’dır. Ama o bunu yapmıyor da; eski solcu yazarları toplayıp onlardan medet umuyor!!!
PKK’lıları affedeceksiniz. Kendi isteğinizle değil de, dışarıdan gelen isteğe uyacaksınız. Bu korumalı haktan yararlanacak PKK’lılar Türkiye’de ne yapacaklar? Rahat ve konforlu hayat isteyecekler. Vermezseniz organize olup bağımsız eşkıyalığa başlayacaklardır. Yanı çıban dağılmış ve vücuda yayılmış olacaktır.
Batı PKK’yı tasfiye ederken gayesinden vazgeçmiş ve teslim olmuş değildir. PKK yerine başka güçler oluşturacak ve o hedefine doğru yürümeye devem edecektir. O da öyle yapmak zorundadır. Başka türlü hayat şansı yoktur. Canı çıkıncıya kadar mücadelesini sürdürecektir. O halde Öcalan’ı köşke yerleştirmek, onu asmayalım diye idamları kaldırmak sorunu çözmemiştir. PKK’lıları affetmek de sorunları çözmeyecektir. Yarayı kaşımak yarayı iyileştirmez.
O halde ne yapılmalıdır?
Yapılacak işleri Kur’an göstermiştir. Çözüm çok basittir. Ama kulak veren var mı? Gerçekten bu sağırlığı, körlüğü ve suskunluğu anlamayı sadece takdiri İlâhi ile açıklayabiliriz. Uçuruma doğru giderken bizim onu durdurma gücümüz yoktur.
Çözüm için neler yapılacak?
a) Ocaklar, bucaklar ve iller kanunu çıkarılacaktır. Yerel yönetim sağlanacak. İç güvenlik illere verilecek. Kendi illerinde istedikleri dilleri konuşacaklar. Lise tahsilini kendi il dilleri ile yapacaklar. İsteyen askere alınacak, isteyen bedel verecek.
b) Hakimlik sistemi yerine hakemlik sistemi getirilecektir. Hakemlerden birini bir taraf, diğerini diğer taraf seçecek; baş hakemi hakemler seçecek. Onların kararları kesin olacaktır. Hükümet de, meclis de, parlamento da, ordu da ona uyacak.
c) Çalışana faizsiz kredi sistemi getirilecek. İşveren borçlandırılacak, çalışana ödenecek. Ham madde bedeli ödenecek. Mamul ambara konacak. Sattıkça kredi tasfiye edilecek. Böylece herkese iş bulunmuş olacak. PKK’lılara ve herkese.
d) PKK mensubu benzer suça bir daha katıldığında eski suçların da cezası çektirilecektir. Yani afv edilmeden önce muhakeme edilecek ve cezasının ne olduğu belirlenecek, sadece infaz edilmeyecektir. Suçlarını itiraf etmeyenler affedilmeyecektir.
Değil bir ülke ve bir memleket, basit ve küçük bir işletme bile başkasının talimatı ile yönetilemez. Yönetici olanlar herkesi ama bu arada başta bizi yani “Adil Düzen”i dinleyecek. Kırk senedir verdiğimiz mücadele sonunda onlar bugün iktidardadır. Sırtımıza basa basa oraya geldiler. Halkımızdan oy alarak orada oturuyorlar. Bize ve halkımıza kulak tıkayıp oyalama hareketleri ile bir yere varamazlar.
Meclis görüşmesinde herkes Başbakan R. Tayyip Erdoğan’ın ne çözüm önereceğini beklerken, o yaptıklarını anlattı. Oysa seçimlere daha çok var.