Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025
489 Okunma, 0 Yorum

?

 

بسم الله الرحمن الرحيم

و كان امره فروطا

(KEHF SURESİ – 28. ÂYET)

İFRAT VE TEFRİT

 

Geçen hafta ele alıp tamamlayamadığımız âyetin son sözü فروطا  “FuRuOan” idi. FaROferd sözü ile akrabadır. Arapçada, kimyadaki elementlerin molekül oluşturması gibi harfler de mânâlarını korurlar, yani benzer harfleri taşıyan kökler benzer mânâları taşırlar. Bu konu üzerinde çok az çalışma yapılmıştır. Ferd, dağlar içindeki en yüksek tepeye verilen addır. Bazan bunlar çift olurlar. O zaman bunlara Hasan ile Hüseyin denir. Sonra tek başına arkadaşsız mânasında kullanılmaya başlanmıştır. Kervanda ileri gidip ayrılma “ferdi”dir,  mastar olarak böyle işler yapmak “furut”tur. “İfrat” ileri giderek kervandan ayrılmadır. “Tefrit” geri kalarak kervandan ayrılmadır.

Fart, aşırılık demektir. İfrat ve tefrit olarak adlandırılmaktadır. Yani orta yol tutulacağı yerde sağa veya sola sapmak demektir. Konuşma dilimizde birçok kelimeler kullanırız. Ne var ki, bunların sınırları kesin değildir. İfrat nerede başlar, tefrit nerede başlar, vasat yer neresidir? Bunların riyazi olarak tanımlaması yapılmadıkça iddialar havada kalır. İlim bu tanımları yapar ve ondan sonra kesin konuşur. Tanımlama sınır çizme ile olur yani matematikle olur. Taraflar önce tanımlarda anlaşır. Sonra o tanıma göre hüküm verilir.

İfrat ve tefritten önce “vasat” olan tanımlanır. Mesela, insanın boyu  istatistikle bulunur. Bin tane adam alınır. Boyları ölçülür ve uzunluğa göre sıralanır. Orta değer vasat değerdir. Orta değerdir. Bu vasat değerin bir tanımıdır. Vasat değerin başka bir tanımı, bin kişinin boyları ölçülür, toplanır, bine bölünür, vasat boy denir. Birincisine “orta değer”, ikincisine “ortalama değer” denir. Orta değer, orta sıradaki değerdir. Ortalama değer, değerlerin ortasındaki değerdir. Şimdi yeni bir tanım getirebiliriz. Ortalama değer ile orta değerin farkının orta değere bölümü “sapma”yı verir. Mutlak sapma  d1, d2,   dn  d(n+1)   d2n  değerler dizisi ise  dn     orta değerdir. Çift ise onların en yakınlarından daha yakın olanı hangisi ise o değer orta değerdir. Ortalama değer  {(di/ n)  şeklinde ifade edilir.

Bu tanımlardan sonra ifrat ve tefriti tanımlamaya çalışalım:

İfrat ve tefrit Kur’an’da değişik şekilde tanımlanmıştır.

a) İkili Sistem: Bir değerin yarısından daha alt olan değer tefrit, iki katından fazla olan değer ifrattır. Kuran her ikisini aşırı kabul eder ve her ikisini Fart olarak zemmeder.

b) Üçte Birlik Sistem: Bir değerin üçte birinden aşağı değer tefrit, üçte ikisinden fazla olan değer ifrattır. Kur’an’da bu nisbet gece kalkmaları için verilmiştir.

c) Değerlerin beşte birden az veya fazla ifrat veya tefrittir. Kur’an’da bu kamu payı olarak belirlenmiştir. Onda bir, yirmide bir ve kırkta bir, yarılama sistemi ile elde edilmektedir.

d) Yahut onda bir, yüzde bir, binde bir onda birleri esas almadır.

Sayılarda aralık yerine sahalarda aralık da alınabilir. Sahalarda orta değer  n (n+1) dir. Oysa daha evvel açıkladığımız gibi alanlarda   n*n dir.

İfrat ve tefrit sınırı ihtimaliyat hesapları ile belirlenir. Şöyle ki, bizim  bilgimiz ve yaptığımız işlerde mutlaka hata vardır. Zira bizim bilgimiz olasıdır, yaklaşıktır, dış görünüşe göredir, kendi bakış açımıza göredir. Bütün bunlar bize %100 doğrudur dememizi engeller. Madem ki hata yapıyoruz, o halde gerek işte gerek bilgide hatamızın sınırını bilmemiz gerekir. Bu hata sınırı içinde karşımızdan isabet bekleyebiliriz ve alacağımızı isteyebiliriz. Hataların hesaplanması ölçmedeki hata ile başlar. Tahtada bir çizgi çizelim ve seyircilerden ölçmelerini isteyelim. a) Gözle, b) Karışla, c) mm’lik cetvelle, d) Pertavsız ile. Her birinin ayrı ayrı orta değerlerini bulalım. Beklenen, bu orta değerlerin birbirine yakın olmasıdır. Şimdi ortalama değerleri hesaplayalım. Sayının sıra ile küçüldüğü görülür. Kişinin sapmasını orta değerden uzaklığı ile ölçebiliriz. Kişinin sapması ortalamanın sapmasından küçük veya büyük olması ile ölçülür. Büyük ifrat, küçük tefrittir.

 

 

Hata kaidelerini söyleyelim:

Toplama ve çıkarmadaki hatalar, hataların sayı değerlerinin toplamına eşittir. (Çıkarma ve toplamada hatalar toplanır.)

Çarpma ve bölmelerde hata yüzdesi, hata yüzdelerinin toplamına eşittir.

(Çarpma ve bölme aynı şekilde devreye girer.)

Hesaplarda hata istenildiği kadar küçültülebilir.

Ölçmelerdeki hata ölçme sayısındaki hataların toplamı kadardır.

Hata sınırının bilinmesi kararlarımıza etki eder.

Bir ilacın hastayı tedavi yüzdesi vardır. Genel olarak %5’ten fazla hasta tedavi oluyorsa o ilaç uygulamaya konur. Bir hastahanede hasta tedavi ediliyor. Hastaya uygulanan tedavi reçetesi belirlenmiştir. Her birinde yanılma payı vardır. Bu yanılma paylarının toplamı beklediğimiz yanılmamızı verecektir. Tedavi yüzdesi de böyle bulunacaktır. Gelecekte tıp:

a)     Hasta üzerinde belli teşhis denemeleri yapılıp bilgisayara yüklenecektir. Bilgisayar hesaplar yaparak teşhisi koyacaktır. Yanılma payını da verecektir.

b)    Hastanın üzerinde uygulanacak reçeteleri hazırlayıp verecektir. Tedavi sonuçlarını ve isabet yüzdelerini verecektir.

c)     Hastaya bilgisayarın tedavi reçetelerinden biri isteğe göre uygulanmaya başlanacaktır.

d)    Alınan cevaplar bilgisayara yüklenecek, bilgisayardaki cevap şekliyle sürekli olarak karşılaştıracaktır. Size her gün beklenen cevap ile alınan cevaplar karşılaştırılarak hata yüzdeleri bulunacaktır.

Cevaptaki hata yüzdeleri baştan hesaplanan hata yüzdelerine eşitse, tedaviye devam edilecektir. Hata yüzdesi beklenen hata yüzdesini aşmışsa, tedavi durdurulacaktır. Bu sefer burada alınan neticeler de bilgisayara girilerek teşhis ve tedaviye yeniden başlanacaktır.

Şimdi bir hasta üzerinde beklenen hatanın doğrulanması mümkün değildir. Yani bir hasta üzerindeki yanılma ile sistem için, doktor için, hastahane için bir şey söylenemez. Deneyler çoğaldığında beklenen hataya yaklaşılacaktır. Bu yaklaşmanın da hesabı yine hata hesabı ile olur. Bu tababette böyle olduğu gibi teknikte de aynı şekildedir. İnsan her zaman yanılmaktadır. Reçeteler denenerek kesinliğe gidilebilir. Deneylerin artması kesinliğe gidilen yolda bir adım olarak görülür.  Deneydeki hatayı beklenen ihtimale böldüğümüzde “beklenen ihtimal” ortaya çıkar. Deney sayısını bir fazlasına böldüğümüzde “beklenen isabet”i bulmuş oluruz.

            1          deney              1/2

2          deney              2/3

.......

1000    deney              1000/10001

Yüzde yüz isabet için sonsuz deneye ihtiyaç vardır.

Misal Hesap: Biri diğerine tarla vermiştir. Tarla üçgen şeklindedir. Kenarları ölçülmüş ve  100, 50 ve 60 gelmiştir. Boyları ölçülmüş. Ölçme hatası 100 metrede 5 cm’dir. Buna karşılık metrekare başına 10 kg buğday verilmektedir. Yüzer kiloluk kantarla tartılıyor. Kantardaki yanılma 250 gramdır. Bu alışverişte bir tarafın zararı daha fazla mıdır? Takastan insanların hoşlanmamasının  haklı sebebi var mıdır? Üçgenin alanını hesaplarken kenarlarının toplamı 210 m’dir. Üç defa ölçme yapılmıştır. 3*5/21000 kadar hata vardır. Alan hesabını yaparken dört defa çevre kullanılmaktadır. Demek yanılma payı 15/21000 dur.

Üç kenarı bilinen bir üçgenin alanını hesaplamak için

           A

        c        b

 

  B                     C

            a

Kolayca görüleceği gibi

c* CosB+b *Cos C= a  dır.  Benzer yazılışlarla

0    +  c* CosB+b*Cos C= a  

c* CosA+          0   +a*Cos C= b  

b* CosA+ a *Cos B +    0       = c         şeklini alır.

0  c  b   -a

c   0  a  -b    

b  a  0  -c            Takımını çözmeliyiz. Matris işlemleri ile

(Cos A)=  (-a^2+b^2+c^)/(2*b*c) elde edilir. Buradan sinüs bulursak

SinA = [(a+b+c)* (a+b-c)*(a-b+c)*(-a+b+c)] ^.5/(2*b*c)

SinA = [(a+b+c)* (a+b+c-2*c)*(a+b+c-2*b)*(a+b+c-2*a)] ^.5/(2*b*c)

a+b+c=2*U ise 2* b*c*SinA *c =ha/2 =  (U*(U-a)*(U-b)*(U-c))^.5    bulunur.

Misalimizde U=105 dir.

S=(105*5*55*45)^.5=1140 metrekare eder.

11.400 Kg 114 defa tartılıyor.  ¼ *114= 28.5 Kg hata vardır.

Bu da 2.85 metrekarelik hata demektir. Halbuki arazide toplam hata 4*15=60  60/21000*11.400= 32.67 Kg buğday eder.

+28  +32      +28  -32   =    60     - 4

 -28  +32       -28  -32           4     -60   

Toplam hata 160 kilogramdır.  160/11400  = 1.6/114  bulunur.

Taraflar eşit riziko altındadır. Takasta bir tarafın zararı sözkonusu değildir.  Yeter ki ölçüde hile olmasın. Kanunların da fayda ve zararları vardır. Herkese eşit şartlarla uygulanırsa zulüm olmaz. Zulüm kanunlarda değil uygulamalarda ortaya çıkar. Kanun kimine uygulanır, kimine uygulanmazsa, bazan uygulanır bazan uygulanmazsa zulüm ortaya çıkar. Tekrar iddia ediyorum. Tayyib’in veya Erbakan’ın yıllar önceki konuşmalarının şimdi dava konusu yapılması suçtur. Demek istendiği zaman uygulanacaktır. Öcalan’ın asılmaması da suçtur. Demek isteyen asılacak, istenenin sonuna kadar cezası ertelenecektir. Hata zulmün fonksiyonu değildir. Zulüm kasdın fonksiyonudur. Hatadan muafiyet herkes için olduktan sonra sorun olmaz. İdam cezasını kaldıralım. Eğer herkes için kalkmışsa intikam duygusuyla öldürür. O da idam edilmez. Bu mantıkla hareket ettiğimiz zaman ceza kanununa gerek kalmaz. Yine zulüm olmaz. Kanunların çoğalması eşit uygulamayı engeller, zulüm olur. Kanunları az yaparsak kişiler birbirine zulmederler. Kanunları çok yaparsak, bu sefer de kanunları istediği kimseye uygulayacağı için devlet zulmeder. Kanunların sayısı dengeli olmalıdır. Devlet kurulduktan sonra meclis ancak bir kanunu kaldırıp yerine başka kanun koymalıdır veya kanunların ifadesi değiştirilmelidir. Acaba ne kadar kanun olmalıdır? İşte ilahi kitaplara bunun için ihtiyaç vardır. Kur’an 600 sahifedir. Esas kanunların metni 600 sahifeyi geçmemelidir. Her sahife 10 sahife ile yorumlanabilmelidir. Yanı sayıları da 6000 sayısını geçmemelidir. Bu metin emredici değil tamamlayıcı olmalıdır. Bu sorunları Avrupa çözmemiştir. Bu sebepledir ki AB’nin gelişme şansı yoktur. Bu sebepledir ki “kanun devleti” yerine “içtihat devleti” daha uzun ömürlü ve huzurlu olmaktadır.

Demek ki, yine ifrat ve tefritle karşı karşıyayız. Kanunların azlığı ifrat ise çokluğu da tefrittir. Güneşten uzak olursanız ifrattır, yakın olursanız tefrittir. Herhangi bir konuyu tartışmadan önce onun uygun miktarı ve yolu bulunmalıdır. Sorun bunun nasıl tesbit edileceğidir.

Niçin orta yolun tutulması gerektiğini bir kaç misalle anlatalım:

a) Fiyatlarda ifrat ve tefrit varsa denge bozulur. Ekonomi çöker. Fiyatlar az ise çalışanların eline az para geçer ve üretim yapamazlar. Üretim yapamayınca da halkın eline daha da az para geçer. Fiyatlar daha da düşer. Sonunda ekonomi çarkı durur. Fiyatlar çok ise halkın satın alma gücü yetmez. Mallar satılmaz. Mallar mağazalarda yığılınca çalışanlar artık üretmezler. Bu sefer işsizlik olur. Mallar daha da  fazla mağazalarda yığılır. Sonunda ekonomi çöker. Fiyatlar istikrarlı olursa halk çalışır, üretir, ürettiği ile de malları satın alır ve hayat böyle devam eder.

b) Piyasada gereğinden fazla para varsa enflasyon olur. Yeteri kadar para yoksa işsizlik olur.

c) Soğuklar zararlıdır. Sıcaklar da zararlıdır.

d) Aç kalmak zararlıdır. Çok yemek de zararlıdır.

e) Merkezi hakimiyet zararlıdır. Merkezi hizmetin yokluğu da zararlıdır.

f)  Türkçeyi bilmemek devlet için zararlıdır. Başka dili bilmeyi yasaklamak halk için zararlıdır.

g) Tetkik etmeden karar vermek zararlıdır. Karar vermemek de zararlıdır.

h) İçtihatla kendin amel etmemek zararlıdır. İçtihadını başkasına zorlamak da zararlıdır.

i)   Hukukta merkezi sistemi uygulamak zararlıdır. Askerlikte yerinden yönetime gitme de zararlıdır.

Hayatımızı hep dengede tutmak zorundayız. İfrat ve tefritten kaçınmalıyız. Bugün insanlık ifrat tefrit içindedir. Faizi yasak edeyim derken, ticareti de yasaklıyor. Ticareti serbest bırakayım derken, faizi de serbest bırakıyor. Barışı koruyayım derken silahını da bırakıyor, oysa barış silahla korunur. İnsanı öldürmeyim derken idamı kaldırıyor. Oysa idam daha çok insanın ölmesidir. Bizzat ihkak-ı hakkın durdurulmasıdır.

Liberalizmde kişiler tamamen serbesttir. Sosyalizm ve kapitalizmde merkezi müdahale vardır. “Adil Düzen”de ise halk işinde ve sermayesinde tamamen serbesttir. Ancak kooperatifler gibi halk kuruluşları tarafından müteşebbisler genel hizmetle desteklenmektedir. Hâkim değil hâdim olmaktadır

İşte sabah-akşam bir araya gelerek Kur’an’ı anlamıyla mealden okumak bizi her türlü aşırılıklardan kurtaracak, bize orta yolu gösterecektir. Gelin, biz yapamıyoruz, ama gelecekte yapılabilmesi için hazırlıklarımıza hız verelim.

 






Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42191 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29469 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27928 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19808 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18741 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17894 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16803 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15578 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14250 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13948 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13772 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13703 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13673 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13530 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13498 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13437 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13415 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13410 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12942 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12276 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12271 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12088 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12047 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12032 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11832 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11721 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11716 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11439 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11417 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11386 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11373 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11362 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11227 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11215 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11200 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11169 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11110 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11056 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10984 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10969 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10968 Okunma
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10864 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10846 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10843 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10841 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10778 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10772 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10746 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10710 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10620 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10590 Okunma
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10586 Okunma
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10578 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10550 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10547 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10501 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10379 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10241 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10173 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10113 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10057 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10049 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10023 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10003 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9979 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9957 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9923 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9858 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9849 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9826 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9820 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9818 Okunma
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9791 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9759 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9670 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9655 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9572 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9556 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9535 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9460 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9448 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9413 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9368 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9285 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9282 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9239 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9179 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9162 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9140 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9116 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9100 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9098 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9066 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9021 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8968 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8859 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8821 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8781 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8773 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8678 Okunma


© 2025 - Akevler