Türkiye’deki darbeler Mithat Paşa ile başladı. Osmanlı Hanedanı yerine Mithat hanedanı getirilecekti. Başlangıçta başarılı oldu ama başarısızlık sonrasında Mithat Paşa ülke dışına kaçarak kurtuldu. Abdülhamit ile anlaşarak Hanedan yerinde bırakıldı. Sultan Abdülhamit önce Meşrutiyet’i ilan etti, sonra erteledi. 1908’de Abdülhamit’e karşı harekete geçildi ve tahttan indirildi.
Hanedanın artık yaşayamayacağına karar veren paşalar, İstiklâl Savaşı’nı kazandılar. Mustafa Kemal inkılâplar yaptı. Türkiye ateist devlet hâline getirilecekti. İkinci Cihan Savaşı sonunda Türkiye’yi Sovyetlere bırakmak istemediler ama Türkiye’nin inkılâplardan vazgeçmesini de istemediler. Sonunda Celal Bayar üzerinde karar kıldılar. Türkiye ateist olmaya devam edecek ama Batı bloğunda kalacaktı. İsmet İnönü, Şemsettin Günaltay’ı başbakan yaptı ve demokratik seçim kanunu getirdi.
Batı, Adnan Menderes’i sevmedi çünkü Türkiye’yi kalkındırıyordu. Onu iktidardan indirmek için 1960 darbesini askerlere yaptırdı. Askerler yönetime el koydular ve çok partili sistemi getirdiler. Bu Sermaye’nin hoşuna gitmedi. 1980 darbesini yaptırdılar. Kenan Evren cephe değiştirdi. Türkiye tekrar İslâm âlemine döndü.
28 Şubat ile bu duruma son vermek için müdahale ettiler. Askerler beş sene sabrettiler ve sonunda Millî Görüş’ün iktidar olmasına izin verdiler.
1- 2002 SEÇİMLERİNDE Ak Parti’nin kazanacağı anlaşılınca, seçimi ertelemek, hattâ hiç yaptırmamak kararını alan Sermaye, büyük bir kampanyaya girişti. O zamanın Genelkurmay Başkanı; seçim olacak, bu millet daima isabetli oy verdi dedi. Böylece Ak Parti’yi iktidar eden seçim gerçekleşti. Yani 2002 seçimi ordunun demokrasiye sadakati sayesinde gerçekleşti.
2- İKİNCİ OYUNU OYNADILAR. Listenin tek sahibi olan Erdoğan’ı, yasalara aykırı olarak Meclis’e sokmadılar. Ordu yine devreye girdi. Yüksek Seçim Kurulu’na gizli baskı yaparak, yine yasalara aykırı olarak Erdoğan Meclis’e girdi ve başbakan oldu.
3- YETMEDİ. Bu sefer iktidar partisini kapatma gibi saçma bir eyleme girişildi. Ordu CHP kanalı ile müdahale etti, Anayasa Mahkemesi’nin kapatma kararını geri aldırdı. Böylece Türkiye anarşiden kurtuldu.
4- YETMEDİ. Bu sefer Ordu’yu çökertmek için Ak Parti’ye saçma saçma yasalar çıkarttılar. Böylece Ordu ile Ak Parti’nin arasını açacak ve Türk ordusu da perişan edilecekti. Türk Ordusu bunu da sabırla ve yine kapalı müdahalelerle çözdü, Ak Parti ile arasını açmadı. Çünkü Ak Parti’nin Ordu’nun dostu olduğunu biliyordu.
5- ŞİMDİKİ BU OPERASYON BEŞİNCİ OPERASYONDUR. Hedefi Ordu’yu bölmektir. Yapan, Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri darbeleri düzenleyen Sermaye’dir.
Sermaye’nin taktiği vardır. Onu bilmeli ve anlamalısınız.
SERMAYE büyüyen ve güçlenen gücü önce ikiye böler ve ikisini de destekler, sonra birbirine kırdırır. İki taraf da mecalsiz hâle gelince, sonunda birisi galip gelir ama artık ayakta kalacak halleri kalmaz. Sonra yenilerini destekler, biri mağlupken onu galip getirir. Ondan sonra masa başına geçerek bunları barıştırır, kendisi nasıl isterse öyle kurallar koyar, denge böylece sağlanmış olur.
Zaman geçer, barış içinde iki taraf da gelişir, varlıklı hâle gelirler. Bunlar artık Sermaye’yi dinlemez olurlar. Bu sefer Sermaye yeniden kolları sıvar, içlerine nifak sokar ve gücü ikiye ayırıp birbirlerine çatıştırır. Senaryo devam eder.
O halde 15 Temmuz harekâtı da bu genel senaryonun tekrarından ibarettir: Türk Ordusu’nu bölmek ve Türkiye’de iç savaş çıkarmak. Böylece iç savaşla mecalsiz hâle getirerek, sonunda masa başına oturtup üçüncü cihan savaşına elverişli iki kuvvet olarak savaşa başlatmak. Birilerini Batılılar destekleyecek, birilerini de İran ile Rusya destekleyecek ve istenen olmuş olacaktır.
Bir darbe hareketinin gerçekleşmesi için şartlar vardır.
a) Ülkede siyasi ve ekonomik karışıklık olacak. Halk artık bıkmış ve ne olursa olsun birileri gelsin diyecek. Bugün Türkiye’de böyle bir durum oluşturulamadı. PKK çıbanı da bertaraf edilmiştir. Dolayısıyla bu darbenin başarılı olması düşünülemezdi.
b) Ekonomik kriz olmalı idi. Halk açlık içinde ve yolsuzluk içinde ölümlerden ölümü beğenecekti. Bugün Türkiye’de böyle bir durum da yoktu. Halk genel olarak ülkedeki durumdan memnundu. Bundan dolayı başarılı darbe ihtimali yoktu.
c) Darbenin başarılı olması için İstiklâl Savaşı, demokrasi, büyük Ortadoğu gibi halkın rağbet edeceği bir ideal ortaya koyulmalıydı. Halk onu bir kurtuluş ümidi olarak görmeliydi. İstiklâl Savaşı’nın gayesi hilafeti ve saltanatı kurtarmaktı. Oysa Sermaye’nin gayesi hilafeti ve İslâmiyet’i yok etmekti. Evet, bir gaye olmalıydı ve halk da ona inanmalıydı. 15 Temmuz hareketinin, göstermelik de olsa, böyle bir hedefi yoktu. Asker neden el koyuyordu? Halkın peşinden gideceği böyle bir kelime bulunamamıştı.
d) Bir darbenin başarıya ulaşması için halkın inandığı bir değer olmalıdır. Halk onu kurtarıcı olarak görecek ve onun galip geleceğine inanacak. Bu hareketi yürüten kişinin ismi ortada yoktu. Darbenin başarısızlığa uğramasından sonra, darbeyi yapan kadro henüz bulunamamıştır.
Başarısız olacağı bilinen böyle bir darbe hareketi neden planlanmıştır?
Onu da ikinci makalemde okuyunuz.