KÂİNAT 13,7 milyar yıl önce bir ceviz kadar sıvı halde idi. Patladı ve gaz haline dönüştü. Gaz parçacıkları birbirini çekmeye başladı ve ayrı ayrı gaz yığınları oluştu. Gaz molekülleri birbirlerine yaklaşırken gaz yığınları birbirlerinden uzaklaşmaya devam ediyor. Gaz molekülleri birbirini çekerek ayrı yıldızları oluşturdular. Dönmeye başlayarak daha fazla yaklaşmaları önlendi. Birer güneş olan yıldızların etrafında gezegenler dolaşmaya başladı. Bizim yıldızımız olan Güneş’in etrafında on kadar gezegen dolaşır. Bunlardan merkezden uzaklığa göre üçüncüsü bizim gezegenimiz Dünya’dır.
GEZEGENİMİZ sıcak gaz idi, ancak zamanla soğuyarak kabuğu oluşmuştur. Girintili çıkıntılı yerler oluştu. Çukurları sular doldurdu, çevresini ise hava kapladı. Güneş’in ısıttığı denizler havada bulut oluyor, dağlara çarparak kar veya yağmur olarak ırmak oluyor ve denizlere akıyordu. Bu döngü sayesinde kayalar kırmızı toprağa dönüştü. Güneş’imiz 7 milyar yıl önce, Yer’imiz (Dünya) de beş milyar yıl önce var edildiler. Bundan üç milyar yıl önce yeryüzüne bir CANLI HÜCRESİ kondu, bu canlı çoğalmaya ve evrimleşmeye başladı, bugünkü Dünya’mız oluştu. Bundan 60 bin yıl önce insan var edildi ve insanlık TOPLAYICILIK, AVCILIK, ÇOBANLIK, ÇİFTÇİLİK dönemlerini geçirdi. Peygamberler geldiler ve insanları uygarlaştırdılar. Kabile hayatı ve kişi yönetimi sürüyordu.
Bundan 5000 yıl önce Hazreti NUH Peygamber geldi ve ilk uygar topluluğu oluşturdu, kişi için yazılı kuralları getirdi. Ardından HazretiİBRAHİM Peygamber müsbet düşünce ile şeriatı dünyaya yaydı. HazretiMUSA Peygamber şeriatı kitaplaştırdı. Hazreti DAVUT Peygamber geldi, özel işletmelerin yanında kamu işletmelerini kurdu. Hazreti İSAPeygamber geldi, dine dayalı laik düzeni getirdi. En sonunda KUR’AN ictihad, istişare ve icma düzenini getirdi.
İCTİHAD DÜZENİNDE herkes kendi kurallarını kendisi koyar ama koyduğu kurallara -kendisi değiştirinceye kadar- uyar. Ortak içtihatlarla sözleşmeler oluşur ve ortak sözleşmelerle oluşan topluluklar yaşarlar.OCAKLAR, BUCAKLAR, İLLER, ÜLKELER oluşur. Tüm ortak sözleşmelerleİNSANLIK birlikte bir varlık olur.
İNSANLIK çoğalmakta ve uygarlaşmaktadır. Bin senede bir yeni uygarlık gelir. İki çeşit uygarlık vardır; UZLAŞMALI ve DAYATMALI uygarlık. Uzlaşarak topluluklar kuranlar sorunlarını “HAKEMLER” yoluyla çözerler. Dayatmalı topluluklar ise sorunlarını silahla çözerler. Bu iki uygarlık peş peşe gelir, ömürleri biner senedir. Uzlaşma uygarlıkları Miladi tarihlerin başında doğarlar. Dayatmalı uygarlıklar Miladi tarihlerin (bin yılların) ortalarında doğarlar. Uzlaşma uygarlıkları HUKUKTA yenilik yaparlar, dayatma uygarlıkları SANAYİDE yenilik yaparlar. Bugün UZLAŞMA UYGARLIĞI YENİDEN DOĞUYOR... Dayatma uygarlığı ise zirvede; kapitalizmi ile karması ile sanayiyi zirveye çıkarmıştır. HUKUKTA ise en geri durumdayız, çünkü gelişen sanayiye göre gelişmiş hukukumuz yoktur.
Yeni medeniyet, en son iki medeniyetin sentezi ile doğar. Sentez yapacak topluluklar birkaç asır önceden yetiştirilirler. Bugün bu sentezi yapmak üzere TÜRKİYE hazırlanmıştır, iki medeniyeti de bilmektedir, TÜRKİYE insanlık için sentezini yapacaktır.
Eskiden yeni medeniyetleri yeni kitaplarla gelen yeni peygamberler kurarlardı. KUR’AN’dan sonra yeni kitap gelmeyecek, KUR’AN kıyamete kadar olan ihtiyaçları ilim ve içtihatla çözecektir. Peygamberlerin yerini de ÂLİMLER almıştır.
AKEVLER, Kur’an’a göre üçüncü binyıl medeniyetini kuracak âlimleri yetiştirmek gayesiyle kurulmuş kooperatiftir. Batı’nın sömürü düzenini ezberleyen âlimler yerine, Peygamberlerin “ADİL DÜZEN”ini ortaya koyan âlimler yetiştirmeyi hedef almıştır. Birinci Akevler uygulaması yapılmıştır. Bu Mekke dönemidir, tebliğ dönemidir, duyurma dönemidir. ERBAKANsayesinde KUR’AN DÜZENİ tüm dünyaya duyurulmuştur.
Bundan sonra İKİNCİ DÖNEM başlayacaktır. O da uygulama dönemidir. Medine dönemidir. Bunu da yeni nesil yapacaktır. Kırk yaşını geçmiş nesil artık yorgundur, yeni hamle yapacak durumda değildir, ancak gençleri destekleyebilir.
YENİ NESLİ BEKLEYEN
GÖREV NEDİR?
Yeni nesil örgütlenme ile işe başlayacaktır. Örgüt legal olmalıdır. Resmi kayıtları bulunmalıdır. En uygun örgüt şekli “KOOPERATİFLER”dir; HİZMET VE DAYANIŞMA KOOPERATİFLERİ kurulmalıdır. Ayrı ayrı kooperatifler olmalı, on kişi kurmalı, en çok yüz ortaklı olmalıdır. Kooperatifler ortakların dışında kimseden yardım almamalıdır. Tüzel ve gerçek kişileri ortak edebilirler. Ortaklar ortaklığa istedikleri katkıda bulunabilirler. Kamu kuruluşları da ortak olup faaliyete katılabilirler, istedikleri zaman da paylarını alıp gidebilirler. Ama kooperatif bağış kabul etmemeli, ortakların kredileşme ilkesi dışında kredi kabul etmemelidir. Ortaklar cari düzende çalışıp yaşayacaklardır. Artırdıkları malları, tesisleri, emekleri ve nakitleri kooperatifler içinde değerlendirmelidirler. Ortakların katkısı ile bir işletme kurup KUR’AN’A GÖRE işletmeye çalışmalıdırlar. Bu işletmede çalışanlara diğer ortakların sermayesinden FAİZSİZ KREDİ verilmelidir. Kuracakları işletme kazanırsa işletme o kredileri öder. Kazanamazsa, diğer kooperatif işletmeleri arasındaki dayanışma ile karşılanır. Onlarla da karşılanamazsa, ortaklar arasındaki dayanışma ile karşılanır. Kooperatifin bilhassa kurucu üyelerinin günde en az İKİ SAAT bir araya gelip KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİNİ sürdürmeleri gerekir. Kooperatifin sözleşmelerini ve yazılarını okumalı ve yazmalıdırlar...
Ondan sonra ne yapmaları gerektiğini KUR’AN onlara bildirecektir...
Not: “KUR’AN’I ANLAMADA KOLAYLIK” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “MAKALELER” bölümünden okuyabilirsiniz.