Topluluklar bir mıknatıs gibidir. Gruplar olur ve iki kutup oluşur. Halk ise ortada tarafsızdır. Çevre şartları hangi kutbu güçlü kılıyorsa mıknatıs ona göre hareket eder. Çoğu zaman bunlar arasında denge vardır. Topluluğu küçük bir güç yönetir. Büyük kutuplar anlaşamadığı için arada bulunan gruplardan birine taraflar razı olur ve topluluğu o yönetir.
Türkiye’deki Sabataistler böyledir. Tarihte siyaset ile Sermaye kutup oluşturmuşlar, Sabataist Yahudiler, her iki taraf rıza gösterdiği için uzun yıllar etkili olmuşlardır. Davutoğlu da, AK Parti’deki Erdoğan kutbu ile Gül kutbu arasında başka türlü uzlaşma olmayınca, sonradan katılan biri üzerinde anlaşmış ve onu başbakan yapmışlardır; ne var ki ömrü uzun sürmemiştir.
Şimdi anlaşmazlık daha derin kutuplar arasındadır. Sermaye ile Ssiyaset arasında gergin bir kutuplaşma vardır. Parti içindeki sermaye paralelleri Cemaat paralelleri ile bir olup Davutoğlu’nu gönderdiler ve şimdilik Binali Yıldırım’da anlaştılar. Binali Yıldırım, Erdoğan’ın dostudur ama Sermaye’nin de uzlaştığı kimsedir.
Şimdi Binali Yıldırım başbakanlık yaparken Erdoğan ile Sermaye’yi uzlaştıracaktır. Yani öyle bir siyaset takip edecektir ki, hem Sermaye’nin dediği olacak hem de Erdoğan’ın dediği olacak. Erdoğan İslâmî inançlara sadık olmasaydı, Sermaye de dış Sermaye’ye bağımlı olmasaydı, bu mümkün olurdu. Ama benim bildiğim Sermaye’nin sermayesi dışa bağımlıdır, ayrılması fiilen mümkün değildir. Erdoğan da samimi bir Müslüman’dır, irtidat edeceğine ihtimal bile vermiyorum. İslâmiyet ile Sermaye arasındaki çatışma şimdilik sürüp gidecektir. Düzen değişmedikçe bunlardan biri galip gelmez. Sorunların çözümü için Adil Düzen gelmelidir.
Adil Düzen makrodan gelmez. Adil Düzen bir kooperatiften başlar. Bir semt kooperatifi yüz lojmanlık apartman yapar, orada Kur’an düzenini uygulamaya başlar ve bu kooperatifler yaygınlaşır. Ancak o zaman Sermaye mağlup olmuş olur. Birinci Akevler Kooperatifleri uygulaması Mekke devri idi, başarılı olarak sona erdi. İkinci Akevler uygulaması Medine uygulaması olacaktır. Onun başarısı için de belki yarım asır beklemek gerekecektir.
O halde Sermaye ile Erdoğan’ın anlaşması mümkün değildir. Yıldırım bu arada çok iyi bir siyasetle kalabilir. Ama dış Sermaye istikrarlı Türkiye’yi istemediği için onu da gelecek yıl değiştirmeye çalışacak, böylece Türkiye’nin kalkınması önlenecektir.
Bu ara AK Parti’nin yönetimi kayacak, halk bıkacak, yeni parti kuracak veya partilerden birinde toplanmayı deneyecek. AK Parti’de yeniler gelmiştir, deneyimsiz bu kadro bu işi götüremeyecektir. Uzaktan idare edilen bir parti yaşayamaz. Bunlar denenmiştir; Özal denedi, Demirel denedi olmadı, hattâ İnönü denedi hiç olmadı.
Sermaye, 7 Haziran seçimlerinde AK Parti’ye var gücüyle saldırdı, başaramadı. 1 Kasım’da saldırıyı bıraktı, partiye paralelcileri soktu. Davutoğlu basamağı ile Yıldırım basamağına geldi. Bu değişimlerin Erdoğan’ın isteği ile olduğunu zannedenler yanılıyorlar. Erdoğan bu oluşmaya olur vermiştir ama bu onun fikri değildir, Sermaye’nin fikridir.
Davutoğlu’nun işi kolaydı. Kutuplaşma doğaldı ve aralarındaki çekişmeler basının abartması idi. 20 ay dayanabildi. Oysa Sermaye ile olan ayrılık çok daha köklüdür, dışarıya ve tarihe dayanmaktadır. Tabi olan Türkiye’ye oluyor. İstikrar ortadan kalkmış bulunmaktadır. Türkiye çok ağır sorunların sonuna gelmekte iken hükümeti değiştirmiştir. Bir yıl sonra değişecek hükümet döneminde ise daha ağır darbeler indirir.
Sermaye Binalı Yıldırım’ın dosyasını hazırladı, ondan sonra başbakan olmasına izin verdi. Davutoğlu, Binali Yıldırım’ı dinletmiş diyorlar; Davutoğlu dinletmedi, Sermaye dinletti. Yeter derecede dosya oluşturduktan sonra başbakan yaptı. Türk Milletine tavsiyem; gelecekte Binali Yıldırım aleyhinde çıkacak çarpıtma suçlamalara kulak vermeyip onun başbakanlığını sürdürmesini ve Erdoğan’ı dinlemesini sağlamasıdır.
AK Parti’nin dağılması için bu acemi kadro işbaşına gelmektedir. Ama halkın ve ordunun desteği devam ederse iktidarda kalabilir. Bu arada; Adil Düzen Çalışanları da gerekli hazırlığı yapmış olurlar. AK Parti ya Adil Düzen’e gelir, ya da yerini Adil Düzen’i benimseyen partiye bırakır. Olan her şey hayırlıdır. Şer gibi görünenler hayırların müjdecisidir.