Fizikte, cismin kitlesi ile ivmesini çarparsanız, kuvveti verir. Ekonomide de, mal ile fiyatı çarparsanız, parayı verir. Fiyat, paranın mala bölümdür. Bunu yedi yaşındaki çocuk bile bilir, bakkala gider ve ona göre sakız satın alır.
Eskiden para altın ve gümüştü.Altın ve gümüş de emekle elde ediliyordu. Ne var ki, o zamana kadar altın ve gümüş için harcanan emeğin toplamı idi. O halde para, birikmemiş emek idi. Harcanan emek birikmiş emekle ölçülüyordu. Birikmiş emek artıyordu. Buna karşılık artan nüfusla da emek artıyordu.
Bugün ise para, birikmiş faizden ibarettir. Eskiden birikmiş emek para idi. Şimdi birikmiş para faizdir. Merkez Bankaları parayı emeksiz çıkardığı için para artık emek karşılığı değildir. Eskiden ekonomiye emek hâkim idi. Şimdi ekonomiye faiz hâkimdir. Eskiden fiyatları mal ve emek tesbit ederdi, ona göre de arz ve talep kanunları çalışırdı. Şimdi ekonomiye Merkez Bankaları hâkimdir, fiyatları onlar tesbit ediyor. Dolayısıyla arz ve talep kanunları çalışmıyor, üretim ve tüketim dengesi kurulamıyor.
Merkez Bankası faizi yükseltirse mevduat çoğalır, istikraz azalır, böylece piyasadan para çekilmiş olur. Fiyatlar yükselir. Üretim artar, tüketim azalır. Faizi düşürse mevduat azalır, istikraz çoğalır. Bu da üretimi düşürür, tüketimi artırır. Klasik faizli iktisat teorisi budur. 1929 krizi bu teoriye göre çalışmadı. Keynes, sürekli enflasyonlu ekonomi formülünü önerdi, böylece dengeler oluşmaya başladı. Ne var ki sürekli enflasyon yeterli değildir. Enflasyon yüzdesini devamlı artırmak zorundasınız. Yoksa reel faizi elde edemediğiniz için faizli ekonomi çalışmaz. Faiz üssel fonksiyon olarak artar ve sonunda para para olmaktan çıkar. Buna ekonomik devrilme diyoruz.
Ekonomik devrilmeler ancak cihan savaşları ile dengelenebilir. Birinci ve İkinci Cihan Savaşları bunun için yapıldı. Üçüncü cihan savaşı da bunun için körükleniyor. Erbakan’ın dünyayı uyarması sonunda üçüncü cihan savaşı olmuyor. Böylece faizli ekonomideki devrilme sancıları yaşanıyor. Rockefeller savaş çıkarma gayretindedir. Rothschild savaşsız ekonomiyi devirip yeniden kurma çabasındadır.
1970’lerden beri dolar bağımsız olarak altın yerine geçmiştir. Dünya artık altını değil doları para olarak kullanmaktadır. Yani artık dolar batmak üzeredir. Rockefeller doları kendisi batırmayı planlamaktadır. 1990’larda bir gram altın 8 dolardı. Şimdi 100 dolar 300 liradır. 1 gram altın 100 liradır. Yani 20 senede altın dolara göre üç misli ucuzlamıştır. Bunun anlamı, doları batıracaklar demektir. Alacakları da batmış olacağı için şimdi ikinci hamle yapılıyor. Faizi yükseltip doları Amerika’da topluyor, Nevada’da topluyor.
Rothschild bunu ABD dışında, mesela Panama’da yapmak istedi. Hillary Clinton buna izin vermemiş olmalı ki Nevada eyaletinde toplamada anlaştılar. Mevduat olarak paralar ABD’de toplanacak. Ondan sonra üçüncü hamle yapılacak. O da şudur: Bu mevduatla ABD Merkez Bankası (FED) taşeronları altın satın almaya başlayacaklar. Herkes altını verip doları alacak. Böylece altınlar ABD Merkez Bankası’na toplanacak, dolar ise tekrar dünyaya geri dönecek, dolayısıyla düşmeye başlayacaktır.
Dördüncü hamlede Amerika Merkez Bankası veya ABD’de bir şirket “altın bonosu”nu çıkaracak, yani bonoyu getirene altın verecek, altını getirene bono verecek, fark istemeyecek. Adı “altın dolar” olabilir veya “dolar bonosu” olabilir. Böylece yeni parayla, dolar bonosuyla piyasaya girecek. Herkes doları satıp dolar bonosunu alır, böylece dolar batmış, yerine dolar bonosu uluslararası para olmuş olur.
Sermaye bu oyunla ne yapmış olur? Doları mevduat olarak toplamakla, alacaklı değil borçlu hâle gelecek, dolayısıyla kendi doları değil, dolar alacaklısı insanlığın parası batmış olacaktır. Sermaye’nin parayı batıracağını, dolar kıymetlenip altın yerinde saymaya başladığı gün sezdim ve bir yazımla halkı uyardım. Ergün Diler’in (Takvim gazetesi) Nevada ile ilgili yazılarını okuyunca, önce ne yaptıklarını anlayamadım. Sonra görüşümü teyit eder istikamette yorumladım. Hedef doğrudur. Uygulama yanlıştır. Sermaye’nin bu yaptıklarına karşı biz de tedbirimizi alırsak, bu hedef üçüncü cihan savaşından dünyayı korumuş olur. Devletlerin ne yapması gerektiğini bu haftaki ikinci makalemde yazmış oldum; www.akevler.org sitemizden okumalısınız...