Hafta içinde değişik olaylar oldu.

Okurlarımla hepsi hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istedim.

1- KUR’AN 180 DİLE ÇEVRİLECEK

Diyanet Vakfı’nın Kur’an’la ilgilenmesi büyük bir aşamadır. Allah yardımcıları olsun. Bu yolda kendilerine bazı hatırlatmalar yapmak isterim. Kur’an hiçbir dile tercüme edilemez, bir harfi bile değiştirilemez. Kur’an’ın resmi tercümesini yapmak meşru değildir. Kur’an’ı herkes kendisi anlar ve uygular. Yani kişiler içtihat yaparlar, topluluklar da kendi seviyelerinde icma yaparlar. Bunun dışında, her kavme kendi dilinden uyarıcılar gelir. Merkezden atana yapılmaz. Oralardan gelenlere Kur’an öğretilir. Kendileri ülkelerine dönerler ve tebliğlerini yaparlar. Diyanet Vakfı’nın yapacağı tek iş vardır; Akevler ile işbirliği yaparak BİN DİL ÜNİVERSİTESİ kurmak. Bunun dışındaki faaliyetler Kur’an’ın yanlış anlaşılmasına sebep olmakta, İslâm âlemi zilletten kurtulamamaktadır.

2- FATİH MEDRESELERİ ANAYASASI

Tarikat vardır. Şeriat vardır. Tarikat, tuğla gibi, doğrama gibi, fayans gibi, cam gibi inşaat malzemesi üreten bir müessesedir, iyi insan yetiştirir. Şeriat ise bu malzemeyi alır ve topluluklar meydana getirir, içtimai bina yapar. Anayasa tarikat işi değildir, şeriat işidir. Anayasa dört delile dayanır ama bugünkü icma ve içtihatlarla oluşur. Bunun için Klasik Kur’an Arapçasını, Usulü Fıkhı bilmek gerekir ama bu yetmez. Bugünkü teknoloji ve sosyal ilimlerin de bilinmesi gerekir. Anayasayı şeriatçılar hazırlar, tarikatçılar onu halka indirir ve onlara inandırır. Halk da şeriat anayasasına inanan siyasi partileri iktidar eder. Erbakan bizimle çalıştı ve “Adil Düzen”i getirdi. Sizinle de halka gitti ve iktidar oldu. Şimdi sizin yapacağınız, bizden anayasayı istemeniz ve görüşlerinizi de ekleyerek Ak Parti’ye sunmanız gerekir. Anayasanızı biz şeriatçılara göstermeden göndermeniz, bin sene önceki hayatı geri getirmeye kalkışmak demektir. Bu bir Hakkı tavsiyedir. Başarılı olmanız için duacıyız.

3- YETENEK ÖLÇME PROJESİ

İnsanlar farklı yetenekte yaratılmıştır. Herkesin kendi yeteneğine göre çalışması ve yaşaması esastır. Bunun için namaz, zekât, oruç ve hac farz kılınmış, herkese beşikten mezara kadar ilim tahsili emredilmiştir. Öğrenme ve öğretme farz olduğu için bunlar kazanç kaynağı olamaz. Ancak zekâttan pay verilebilir. Yüz lojmanlı apartmanlar kurulacak, herkes kendi istediği işi kendisi seçecek ve seçtiği işin apartmanında oturacaktır. Batı’nın geliştirdiği yetenek projelerini paralı olarak değil, parasız olarak kooperatiflerin genel hizmetleri içinde olacaktır.

4- İSLÂMÎ TARIM

İslâmiyet’e ait bir hükmü ortaya koyarken, Kur’an’a dayandırmak gerekir. Diğeri sadece İslâmiyet’in istismarıdır. İslâmiyet’te yeryüzü kıtalara ayrılır. Kıtalarda devletler bulunur. Devletler bölgelere ayrılır. Bölgelerde iller bulunur. İller ilçelere ayrılır. İlçelerde bucaklar bulunur. Bucak köylere ayrılır. Köylerde üretim ve tüketim yapılır. Her köy ayrı tarım ünitesidir, yüze yakın haneden oluşur. Buralarda yüz lojmanlı apartmanlar vardır. Tarım aile işletmesi şeklinde yapılır. Lojmanların altında destek sanayi işyerleri vardır. Halk tarımdan artırdığı zamanlarını buralarda destek sanayide (yan sanayide) değerlendirir. Köylü ürünlerini para ile değil, sanayi malları ile takas yaparak satar.

5- BİR SURİYE ZİYARETİ

Şükrü Sina Gürel’in Suriye’ye gidip Beşar Esed ile şahsı adına görüşmesi İslâmî bir vecibedir, farzı kifayedir. Bizi bu külfetten kurtarmıştır. Allah ondan razı olsun. Beşar Esed büyük devlet adamı olduğunu göstermiştir. Devleti küçük ama davranışları büyüktür. Bizim eskiden beri savunduğumuz tez vardır. İktidarı beğenmeyen hicret eder. İktidara isyan yoktur. Ben bunu 1970’lerde yazıp yayınladım. Türkiye’nin, Suriye ve/ya Mısır’ın iç işlerine karışma yetkisi yoktur. İltica edeni değil, hicret edeni kabul eder ve onlara yüz lojmanlı apartmanlarda iş verir. Onların ülkelerindeki mallarını satın alır. Türkiye, saat bile kaybetmeden bu yanlış dış siyasetini değiştirmelidir.

6- YERALTI ORGANİK YAKITLARI

Rockefeller ailesinin yeraltı yakıt rezervleri işletmelerinden çekilmesi değişik amaç güdebilir: Atom enerjisine yönelip sonunda güçlü bir atom silahı elde ederek insanlığı böylece dize getirmek veya hidrojen enerjisine yönelip artık enerji tekeli ile dünyayı sömürmekten vazgeçmek... Birincisi ise; korkunç bir uçuruma doğru gitmesidir. İkincisi ise; barış müjdesidir. İlerideki yatırımlardan bu husus örenilecektir.