Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024
695 Okunma, 0 Yorum

ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ
HALK VEYA SINIF YÖNETİMİ

Tarihte iki türlü yönetim şekli gelip geçmiştir:

Birinci yönetim şekli “demokratik yönetim”dir. Bu halkın kendi kendisini yönetmesi ve bir yönetici sınıfın olmamasıdır. Mezopotamya, İbrani, Hıristiyanlık ve İslâmiyet’te yönetim şekli böyledir. Hanedanlar başkandırlar. Halkı doğrudan doğruya onlar veya atadıkları valiler yönetirler. Krallar ve başkanlar halktan istedikleri kimseleri kamu işlerinde istihdam ederler. Onların bir ayrıcalıkları yoktur. Kazai yargının dışında bir idari yargı yoktur.

İkinci yönetim şekli ise “sınıf yönetimi”dir.  Örgütlenmiş bir sınıf halkı yönetir. Başkan adına, kral adına yönetir. Bunlar halkın üstünde bir sınıf oluştururlar. Halkı muhakeme eden mahkemeler bunları muhakeme edemez. Bunlar için özel yargı sistemi oluşmuştur. Yetkililer karar vermedikçe bunları kimse muhakeme edemez. Bu imtiyazlı sınıf da ikiye ayrılmaktadır; askerler ve sivil görevliler. Askerlerin mahkemeleri de ayrıdır.

 

HALK YÖNETİMİNE GİDİŞ

İnsanlık on bin yıldır peygamberler tarafından halk yönetimi için eğitilmektedir. Gelişen ilim ve teknoloji de bu eğitime büyük katkılarda bulunuyor. Zamanla halk yönetimi ortadan kalkıyor. Hanedanlık yirminci yüzyılın başında sona erdi, yerine diktatörler geldi. Asrın sonunda diktatörlük de sona erdi, yerine parti diktatörlüğü doğdu. Bunlar görünüşte böyledir. Dünyanın her yerinde devletleri “sivil ve asker bürokratlar” yönetiyor. Memleketin hâkimi, bu bürokratları emri altına alan kimselerdir. Bunlar sermaye sahibi olan kimselerdir. Bunlar silahlı gücü elinde bulunduranlarındır. Ne var ki, bu hakimiyet de sona ermektedir. Artık toplulukları seçkin sınıf, bürokratik sınıf yönetmeyecektir.  Halk kendi kendisini yönetecektir. Demokrasi yeryüzünde hâkim olacaktır.

 

SİVİL BÜROKRASİ KAMU HİZMETİNE DÖNÜŞECEKTİR

Bugün birçok kamu hizmetleriserbest meslek erbabı” tarafından görülmektedir. Avukatlık, mali müşavirlik, mühendislik, tabiplik, noterlik... Gelecekte bütün kamu hizmetleri serbest meslek erbabı tarafından görülecektir. Serbest meslek icra edebilmek için;

  1. Devlet okullarından imtihan edilerek diploma alınması şart olacaktır.
  2. Kamu hizmeti yapacakların mesleki dayanışma ortaklıklarınca sigorta edilmesi şarttır. Kamuyu veya vatandaşı mağdur eden kamu hizmetlisinin zararlarını dayanışma içinde ortaklar öderler.
  3. Halkın onu hizmetli olarak seçmiş olması da şarttır. Bu seçim sözleşme ile olup bir ilçede on kişiye yakın bir konuda kamu hizmetlisi olacak, halk kimi isterse onu seçecektir.
  4. Hizmetlilerin ücretleri kamu bütçesinden karşılanacaktır. Halka hizmet karşılıksız götürülecektir.
  5. Kamu hizmetlilerinin herhangi bir hata işlemesi halinde, hakemlerden oluşmuş tarafsız ve bağımsız yargı karar verecek ve kararı kesin olacaktır. Hakemler aleyhine dava açılabilir.

 

ASKERİ BÜROKRASİ DE DEMOKRATLAŞTIRILACAKTIR

Sivil yönetimde kim haklı ise kuvvetli odur. Askeri yönetimde kim kuvvetli ise haklı odur. Sivil yönetimde mevzuat hâkimdir. Askeri yönetimde emir-komuta hâkimdir. Sivil yönetimde sorumluk davranışlardandır. Askeri yönetimde sorumluluk sonuçlardandır. Askeri yönetimde sorumluluk kollektiftir, sivil yönetimde şahsidir. Devlet askeri yönetimle kurulur ve korunur, sivil yönetimle yaşar ve gelişir. İki yönetimden de vazgeçilemez.

 

ASKERİ BÜROKRASİ ŞU ŞEKİLDE DEĞİŞECEKTİR
  1. Türkiye 12 orduya ayrılacaktır: Erzurum, Samsun, Tekirdağ, Bursa, İzmir, Adana, Diyarbakır, Van, Sivas, Konya, Afyon, Ankara.
  2. Erkeklerden isteyen askerlik yapacak, isteyen her yıl bedel ödeyecektır. Bedellilerin devlet içinde seçme ve seçilme hakları olmayacaktır.
  3. Erkekler kendi bölgeleri dışında istedikleri bölgeyi seçip orada asker olacaklar ve orada savaşacaklardır. İsteyenler barış zamanında ordularını değiştirebileceklerdir. İşte askerlikle ilgili demokrasi bu kadardır. İsteyenler bedelli olabiliyor ve seçme-seçilme haklarını kaybediyorlar. Kişiler ordularını seçebiliyor ve değiştirebiliyorlar. Bu bugün beş senede bir yapılan seçim ve oy hakkının çok üstünde bir demokratik yönetimdir.
  4. Ordunun faaliyet sahaları tamamen ayrılacaktır ve o yerlerde askeri yönetim geçerli olacaktır. Devlet başkanı asker olacak ve aynı zamanda fiilen başkomutan olacaktır. Kuvvet komutanları ile Genel Kurmay Başkanı karargah sorumluları olacaklardır.

Askeri yönetim” “sivil yönetim”den tamamen ayrı olacaktır. Emekli orgenerallerin de katıldığı Askeri Meclis olacaktır. Anayasa değişmeleri çift meclisin uzlaşması ile sağlanacaktır. Sivil Meclis’in çıkaracağı kanunlar askeri yönetimde, Askeri Meclis’in çıkaracağı kanunlar sivil yönetimde geçerli olmayacaktır.

Ordunun bütçesi bağımsız hâle getirilecektir. Kamu bütçesinin beşte biri silahlı kuvvetlerin olacak, askerlik bedelleri silahlı kuvvetlerin olacak, gümrükler silahlı kuvvetlerin olacak ve silahlı kuvvetler kendi tüketimleri için her türlü üretimi yapabilecektir. Hiç bir şeyi sivillere satamayacaktır. Dışarıya da ancak silah takasını yapabilecektir.

28 Şubat’tan beri patlak veren sorunlar hep bu bürokratik yönetimin düzenlenmemiş olmasıdır.

  1. Sivil bürokrat açlıkla boğuşmaktadır.
  2. Sivil bürokrat mafya ile boğuşmaktadır.
  3. Sivil bürokrasi mevzuatın içinde boğulmuş mefluç haldedir.
  4. Sivil bürokrasi yolsuzluğa ve rüşvete müptela olmuştur.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bürokratlar her gün atılmak korkusu içinde sayıklaya sayıklaya günlerini geçiriyorlar. Teselliyi halkı ezmekte buluyorlar.

Hakemlerden oluşacak tarafsız ve bağımsız etkin bir yargı sistemi geliştiremediğimiz için dış güçlerin örgütlemeleri ile bir çok yıkıcı ve gerici güçler oluşmuştur. Bürokratlar içinde bunlardan yer alanlar olmuştur. Devlet hukuk dışı yöntemlerle devleti savunmuştur. “Susurluk Olayı” patlak vermiş ve askerler kendilerini savunmak için 28 Şubat’ın aktörleri olmuşlardır.

 

BU DURUMDA KARARNAME ŞU ŞEKİLDE YENİDEN DÜZENLENMELİDİR:

Madde-1 Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinden oluşan, Milli Savunma Bakanlığı’nca finanse edilen, kamu kuruluşları dışında kalan jandarma ve emniyet teşkilatı da dahil tüm kamu kurumunda çalışan kişiler bu kanun hükümlerine bağlı olarak yargılanırlar.

Madde-2 Kamu görevlileri sadece hakemlerden oluşacak tarafsız ve bağımsız yargıya karşı sorumlu olup başka herhangi kurum veya kişilere karşı sorumlu değildirler. Üstelerin astları görevlendirme, görevden alma veya görev değiştirme yetkileri olup görevler mevzuata göre yapılır. Yazılı da olsa üstün verdiği emirler altı sorumluluktan kurtaramaz.

Madde-3 Kama görevlileri ancak hakemlerden oluşan tarafsız ve bağımsız mahkemeler tarafından azledilebilirler ve cezalandırılabilirler. Kendilerine hiçbir görev verilmese de, mahkeme kararı kesinleşinceye kadar görevli aylığını almaya devam ederler.

Madde-4 Suç işleyen veya yetkilerini kötüye kullanan görevli aleyhine ancak siyasi partiler kamu davası açabilirler. Kaymakam ve yargıçlar dışında ilçede görevli memurlar aleyhine dava açma yetkisi siyasi ilçe başkanlarına aittir. Halk bunlardan birine baş vurur, isteği kabul edilirse dava açılmış olur. Askeri mıntıkalarda siviller görevli değildir. Oradaki fiiller siviller tarafından işlenmiş olsa bile askeri mahkemelerde muhakeme edilir. Askeri mıntıka dışında kalan yerlerde fiil asker tarafından işlenmiş olsa bile yetki sivil görevlilerde ve yargıdadır. Vali ve il hakimleri dışında kalan tüm bürokratlar aleyhine ancak il parti başkanları dava açabilir. İl hakimleri ile tüm devlet görevlileri aleyhine dava açma yetkisi parti genel başkanlarına aittir. Partilerin bu yetkileri kullanabilmeleri için o mahalde en az yüzde beş oy almış olmaları gerekir.

Madde-5 Görevliler hakkında soruşturma parti müfettişlerince yapılır. Bunun için;

  1. Müfettişler kendileri ile ve ilgililerle görüşerek sözlü soruşturma yaparlar. Bu soruşturma teyp veya kamera ile tesbit olunur. Müfettişler bu konuda bir zorlama yapamazlar.
  2. Yazılı sorular haline getirilerek ilgillere baş vurulur. Onlar da yazılı cevapları verirler. Müfettişler bu safhada bir soruşturma yapamazlar.
  3. Cevap vermeyenlerin cevaba icbar edilmesi için müfettişler mahkemeye başvururlar. Hakim uygun görürse polis refakatinde müfettiş gider ve gerekli cevapları alır.
  4. Tehlikeli durumlarda polis ile birlikte tanzim ettikleri bir raporla mahkemeye başvurarak mahkeme kararı ile karakola çağırılıp orada sorulara cevap verilmesi istenebilir.

Müfettişler bu şekilde tamamladıkları soruşturmayı parti başkanlarına takdim ederler. Parti başkanları uygun görürlerse hakemini seçer ve dava açılmış olur. Baş hakem müfettişlerin soruşturmasını yeterli görmezse kendisi müfettişler atayarak yeniden soruşturma yaptırabilir. Hakemlerin kararı mahkemeye gider. Hakim onaylarsa kesinleşir. Onaylamazsa yeni hakemler atanır.

Madde-6 Devlet işgal edilmiş ve hukuk düzeni işlemez bir hâl almışsa;

  1. İlçelerde bir kurmay subay,
  2. İllerde bir general,
  3. Bölge çapında bir korgeneral,
  4. Ülke çapında bir orgeneral sıkıyönetim komutanı olarak atanır ve sorun askeri yöntemle çözülür. Bu atamalar Devlet Başkanı tarafından yapılır. Gerekli gördüğünde sona erdirir.

 

SİYASİ YORUM

Sayın Genel Kurmay Başkanı gazetecilerin sordukları sorulara cevap vermiştir.

  1. Ben Fenerliyim. Komutanlardan başka kulübü tutanlar var. Ama benim yanımda onlar da Fenerlidir. Yoksa terfi edemezler. Şaka.
  2. Yalnız Fethullah yok. Süleymancılar var, Millî Görüşçüler var.
  3. Bizbölücü ve gericileri atıyoruz. Siviller de bizim gibi kararlı olsunlar.
  4. Memurlar kararnamesi yasallaşmalıdır. Uygulanmalıdır.
  5. Bizim için kararname, yasa önemli değildir. Sonuç önemlidir.
  6. Siz bunları yazın, sizin silahınız güçlüdür.
  7. Çelişkili kararlar var. Demek ki hakimler içinde de gerici ve bölücü var.

 

DEĞERLENDİRME:

1. Şeriata göre kurum adına verilen şifahi beyanların hiçbir değeri yoktur. Söyleyen kim olursa olsun sözlü konuşma kişinin görüşüdür. Yazılı hâle gelince emir olur. Firavunlar “böyle yazıla ve böyle yapıla” derlerdi. Askerler de görüşme yaparken serbestçe tartışırlar. Ast hiyerarşisi yoktur. Ama komutan “yazın” dedi mi akan sular durur. Emir demiri keser. O halde Sayın Komutan’ın bu beyanları kendi fikirleri olup hukuki ve siyasi hiçbir resmi değer taşımaz.

2. Hukuk düzeninde askerlerin söyledikleri yazılı olsa da resmi olsa da hiçbir bağlayıcılık taşımaz. Nasıl bir profesör bir tümeni yönetemezse bir general de bir köyü bile hukuk düzeni içinde yönetemez. Fevkalâde hallerde hukuk düzeni çalışmazsa sıkıyönetim ilân edilir ve sorunlar sıkıyönetimle çözülür. Uzaktan gazel okunmaz. Ordu gerçekten bölücü ve gerici tehlikesini görüyorsa, MGK’da sıkıyönetim önersin, yönetimi ele alsın, askeri metotla ayıklayacaklarını ayıklasın. İşgal edilen devlet hukuk düzeni içinde çözülemez. Gerçek şudur ki, devlet gericiler ve bölücüler tarafından işgal edilmemiştir. Bunlar münferit kişilerdir. Rüşvetçiler ise örgütlenmiş ve devleti işgal etmişlerdir. Asıl tehlike budur. Bunun çözümü askeri metotla da mümkün değildir. Ancak “Adil Düzen” çözer. Bir konuşmamızı buna ayıracağız.

3. Herhangi bir asker suç işlerse onu cezalandıracak yalnız askeri mahkemelerdir. Komutanlardır. Askerin tek sorumlusu vardır, Genel Kurmay Başkanı. Ona verilecek ceza da azledilmesidir. Suçu varsa yine askeri mahkemede muhakeme edilir. Bir askerin beyanatı suç ise sivil mahkemede o sorulamaz. Ancak onu yayan, neşreden, o beyanata çanak tutan siviller suçu kendileri işlemiş gibi cezalandırılır. Memur kararnamesi değil de sivil - asker dengesini sağlayan kanun çıkarılmalıdır.

4. Savaş bir defa olur; ya yenersiniz ve artık siz hükümransınız, karşı taraf tarih olmuştur. Yahut yenilirsiniz ve yok olursunuz. Dolayısıyla askerlikte her yol meşrudur. Yalan ve şaşırtmaca beyanlarda da bulunursunuz. Mesela Mustafa Kemal, “gayemiz saltanatı ve hilafeti kurtarmaktır” demiştir. Ama gayesi onları kaldırmaktı. Asker her zaman sağı gösterip sola vurmuştur. Böyle yapmak zorundadır. Çünkü sol güçlüdür. Çünkü kendisi millete dayanmak zorundadır. Onun ordusudur. Enternasyonal ordu değildir. Bu itibarla Türk halkı askerine güvenmeli ve onun beyanatlarını bir taktik olarak görüp aldırmamalıdır.

Bununla beraber Sayın Komutan’ın beyanını kendi açımızdan yorumlayabiliriz:

 

Y O R U M

 

  1. Ben Fenerliyim. Komutanlardan başka kulübü tutanlar var. Ama benim yanımda onlar da Fenerlidir. Yoksa terfi edemezler. Şaka.

 

(Askerlikte çok seslilik yoktur. Düşünce ayrı da olsa komutan ne derse öyle düşünmek zorunluğu vardır. Ordudan çatlak ses beklemeyin.)

 

  1. Yalnız Fethullah yok, Süleymancılar var, Millî Görüşçüler var.

 

(Ne yapmak istiyorsunuz? Ülkenin ekserisi hapishaneye mi girsin? Sizin gerici dediklerinizin sayısı ilericilerden çok fazla. Gericileri bölücülere eklemekle onları güçlendirmiş olmuyor musunuz? Bu yolla bölücülük yapıyorsunuz.)

 

  1. Biz bölücü ve gericileri atıyoruz. Siviller de bizim gibi kararlı olsunlar.

 

(Mevzuatı uygulamak önemlidir. N. Erbakan’ı, R. Tayyib’i yasalar olmadan mahkum ediyorlar da neden basit bir memuru mahkum edemiyorlar?)

 

  1. Memurlar kararnamesi yasallaşmalıdır. Uygulanmalıdır.

 

(Gerçekten bölücü ve gerici varsa bunların hukuki yoldan ayıklanmasını sağlayan mekanizmayı bulmalıyız. Bulamazsak, hukuk devleti yaşamaz. Ama bunları ayıklayacağız derken namuslu insanları ayıklar da rüşvetçileri bırakırsak devlet yine yaşamaz.)

 

  1. Bizim için kararname, yasa önemli değildir. Sonuç önemlidir.

 

(Sonuç gerçekten gerici ve bölücü kimseleri bulup ayıklamak. Yol araçtır, gaye değildir. Müfettiş raporları ile bu iş hallolmaz.)

 

  1. Siz bunları yazın, sizin silahınız güçlüdür.

 

(Biz komutan olarak beyanat vererek çizmeden yukarı çıkıyoruz, ama siz yargısız infazlarla tepenin üstüne çıkıyorsunuz.)

 

-  Çelişkili kararlar var. Demek hakimler içinde de gerici ve bölücü var.

 

(Hakimi hakimle yeneceksiniz. Gericilik tanımlanmamış, bölücülük tanımlanmamış. Minare bölücü değil de minare için yazılmış şiiri okumak bölücülük! %98’i Müslüman olan Türkiye’de İslâmiyet aleyhinde söz söylemek bölücülük değil mi? Müslümanları gericilikle itham etmek, bölücülerle Müslümanları tek cephe yapmak ülkeyi yok etmek değil midir?)

 

Bence Komutan bunları söylemiştir.

Anlamayana davul zurna az...

 

 

Yazan ve Anlatan: SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yayına Hazırlayan: REŞAT NURİ EROL

 






Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42390 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29630 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 28072 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19931 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18941 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 18026 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16899 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15726 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14338 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 14101 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13873 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13784 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13748 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13638 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13634 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13551 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13524 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13475 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 13044 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12459 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12359 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12182 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12131 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12123 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11929 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11807 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11793 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11549 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11503 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11480 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11449 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11429 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11306 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11292 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11290 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11290 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11211 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11132 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11123 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11069 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 11047 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10975 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10935 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10932 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10924 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10901 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10846 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10822 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10770 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10698 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10694 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10684 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10674 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10662 Okunma
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10659 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10560 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10449 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10324 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10239 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10218 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10135 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10130 Okunma
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 10092 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10088 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10063 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 10034 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 10031 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9959 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9926 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9903 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9892 Okunma
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9882 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9876 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9868 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9753 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9707 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9650 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9641 Okunma
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9595 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9548 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9535 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9487 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9435 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9376 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9364 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9305 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9260 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9230 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9212 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9198 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9173 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9160 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9127 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9089 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 9045 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8971 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8873 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8835 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8832 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8759 Okunma


© 2025 - Akevler