Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024
603 Okunma, 0 Yorum

İNSANIN  GÖREVİ

 

HER ŞEYİN BİR İŞİ VARDIR.

Allah boş yere, işe yaramaz, abes bir şey var etmemiştir. Her zerrenin ve her yapının görevi vardır. O görevi aksatmadan yerine getirirler. Gözümüz görmek, kulağımız işitmek, burnumuz koklamak içindir. Bunların her biri kendi görevini görmektedir.

 

İNSANLARIN DA İŞLERİ VARDIR.

İnsan kainatın görünür varlıklarının en ekmelidir. Elbette onun da görevi vardır. Boş yere yaratılmamıştır. Kişilerin şâkilesi farklıdır. Yani birbirine benzerler ama değişik hizmetleri görecek şekilde var edilmişlerdir. Yapacakları işler ve hizmetler de farklıdır. Herkes kendi görevinden sorumludur. Bu görevi diğer insanlar değil, Allah verdiği kabiliyetle vermiştir.

 

HERKES KENDİ KABİLİYETİNİ DENEYEREK ORTAYA ÇIKARMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.

İnsan, “benim kabiliyetim nedir, Allah beni hangi şâkilemde yaratmıştır, bana ne imkânlar vermiştir?” şeklinde düşünmeli, araştırmalı ve kendisini keşfetmelidir. Bu keşif aynı zamanda kendisinin ne ile görevli olduğunun keşfidir.

 

HERKES KENDİ DURUMUNDAN MEMNUN OLMALIDIR.

Allah onu hangi konumda yaratmışsa ona razı olmalıdır. Bir kapıcı, “ben neden müdür olamadım” diye hayıflanmamalıdır. Kendisinde müdürlük kabiliyetinin olup olmadığını test etmeli, varsa müdür olmaya çalışmalı, onun yollarına başvurmalıdır. Ama eğer müdür olma kabiliyeti yoksa boşu boşuna müdür olmak için uğraşmamalı ve iyi kapıcı olmaya çalışmalıdır.

 

ONBEŞ YAŞINA KADAR ÇOCUKLARIMIZA YARDIMCI OLMALIYIZ.

Onbeş yaşına gelinceye, daha doğrusu erginlik çağına erinceye kadar veli olarak ona yol göstermeli, yardımcı olmalıyız. Onun kabiliyetini biz keşfedip ona göre yönlendirmeliyiz. Ama onbeş yaşına geldikten sonra kız olsun, erkek olsun kişiyi kendi başına buyruk yapmalıyız. Biz ona veli olarak, topluluk olarak yardım etmeliyiz. Ama artık onun ne yapmasına biz karar vermemeliyiz. Ne heves ederse, neyi severse o onu yapmalıdır. Hatta iyilik ve kötülükte bile sadece uyarıcı olmalıyız, zorlayıcı olmamalıyız.

 

HERKES KENDİ İŞİNİ YAPMALIDIR.

Göz görmeye çalışmalı; ben niçin işitmiyorum dememelidir. Burun da koku almakla meşgul olmalı; ben niçin yazamıyorum dememelidir. Vücudun bütün uzuvları eşit şekilde önemlidir. Kalbin bir kapakçığı görev görmezse ölürsün. Mide bir iğne deliği kadar delinse hayatın son bulur. Bu dünyadaki servet, güç, ilim, itibar hepsi geçicidir. Asıl âhirette insan kalb-i selim ile mükâfatını bulacaktır. Orada müdürle kapıcı arasında herhangi bir fark gözetilmeyecektir. Kapıcı iyi kapıcılık yapmışsa illiyine (en üstün seviyeye) çıkarılacaktır. Müdür iyi müdürlük yapmamışsa esfel-i safiline atılacaktır. Yarım günlük ölümlü dünya hayatında ben şuradayım, ben buradayım dememeliyiz. “Ben bulunduğum yerde gerekeni yapıyor muyum? Allah’ın bana verdiği nimetlerin şükrünü ifa edebilyor muyum?” İşte üzerinde titizlikle duracağımız nokta budur.

 

BİZ KENDİMİZLE MEŞGUL OLMALIYIZ.

Bizim işimiz başkalarının ne yaptığı değildir. Bizim ne yaptığımızdır. Biz kimiz? Bir araya gelerek Kur’an üzerinde çalışan insanlar biziz. Evimizde, mahallemizde, işyerimizde, katıldığımız topluluklar içinde bir şey yapmalıyız. Her vesile ile Kur’an’dan birşeyler okumalı ve anlatmalıyız. Ondan birşeyler öğrenip uygulamalıyız. Sizler her Cumartesi günü bizimle beraber bir araya geliyorsunuz. İşte buraya gelenler “biz”dirler. “Biz kendimizle meşgul olalım” derken bunu kastediyorum.

 

HEDEFİMİZ NEDİR?

Buraya sırf eğlence olsun diye gelmiyoruz. Allah bize başkalarına vermediği bir kabiliyet vermiş. Onun şükrünü edaya geliyoruz. Benim gayem nedir? Her hafta İzmir’den kalkıp buraya niçin geliyorum? Bana göre insanların aşağıdaki şekilde hareket etmeleri farzdır. Bana da farzdır. Bu farzı eda edebilmemiz için buraya geliyoruz. Siz de bana göre bunun için buraya geliyorsunuz.

 

ALLAH’IN KİTABINI ÖĞRENMEMİZ GEREKİR.

Biz bu kainatta yaşıyoruz. Bu kainatın sahibi Allah’tır. O bize iş veriyor ve ücretimizi ödüyor. O’nun işini yaptığımıza göre onun fabrikasının talimatlarına ve yönetmeliklerine uymamız gerekir. Allah bizim başımıza yönetici koymamış, kendi başımıza kendimizi buyruk etmiş; bunun yerine dört yol gösterici koymuştur:

  1. Kur’an’ı bir kitap olarak elimize vermiştir. Onu anlamak için de bütün imkanlara bizi mirasçı yapmış.
  2. Peygamber Kur’an’ı ilk defa uygulamış ve bir örnek uygulamayı göstermiştir. Bu örnek uygulama da bütün hadislerde elimizde mevcuttur. Örnek kişi var.
  3. Bizden önce gelen nesil “Birinci Kur’an Medeniyeti”ni kurmuştur ve bize bütün teferruatıyla bu medeniyeti ulaştırmıştır. Örnek topluluk var.
  4. Müsbet ilimdeki gelişme ile “Birinci Kur’an Medeniyeti”nden daha üstün bir medeniyet kuracak seviyeye gelmiş bulunuyoruz. Kur’an’ı asrımızın müsbet ilimleri ile daha ileri bir seviyede anlayarak uygulamaya geçmemiz gerekir.

İşte “Kuran Matematiği Seminerleri”ne bunun için devam ediyorsunuz.

 

ALLAH’IN KİTABINI NEFSİMİZDE UYGULAMALIYIZ.

Kur’an, geçen konuşmamızda belirttiğimiz gibi “din kitabı” ve “düzen kitabı”dır. “Biz bugün Kur’an’ı yeniden anlarken, din bakımından değil düzen bakımından anlıyoruz” diyoruz. Kur’an’ı din bakımından anlamağa ve yaşamağa çalışan tarikatlar vardır. O hizmet onlarındır. Siz de bu husustaki eksikliğinizi onlardan birine katılarak giderebilirsiniz. Bizim buralarda o hususta bir hizmet aramayın. Burasını onlara âlet de etmeyin. Onları da buralara bulaştırmayın. Hereksin işi başkadır. Kulak görmeye kalkışmasın.

 

ÖNEMLİDİR.

Dinin güç kaynağı sevgidir.

İlmin güç kaynağı tartışmadır. (Tartışmanın olduğu yerde sevgi olmaz.)

Ekonominin güç kaynağı pazarlıktır. Serbest rekabettir.

(Rekabette ne sevgi ne de tartışma olur. Sessiz yarış olur.)

Siyasetin güç kaynağı korkudur.

(Korkunun olduğu yerde, ne sevgi ne tartışma ne de pazarlık söz konusu olur.)

Burası ilim yeridir. Burada esas olan tartışmadır. Bu tartışmaya dayanılarak bir kuruluş oluşturulacaktır. Burası kazanmayacak. O kuruluş içinde herkes katkıları nisbetinde kazanacaktır. Arkadaşlarımızın bu hususları baştan iyice kavraması gerekir. Biz bir topluluk oluşturmak istiyoruz:

  1. İlmi çalışmalarını yaparken, kendi görüş ve düşüncelerini, buluşlarını anlatacak bir topluluk olsun. Bu çalışmalar değerlendirilsin. Bu değerlendirme nasıl yapılacak?
  1. Önce kişi bir dinlensin. Yani görüşlerini açıklayabildiği bir vasat olsun. Kimse susturulmasın. Çalışmalar ve görüşler sansür edilmesin.
  2. Sonra görüşler tartışılsın. Kritik edilsin. Doğrular duyuru olarak ortaya konsun. Yanlışlar elensin.
  3. Görüşler bir imtihan sistemi ile değerlensin ve değerli olanlar yayına girsin. Bilgisayarda yazılsın. Teksir yapılsın, yayınlansın, tedris edilsin. Derecesine göre duyurulsun.
  4. En sonunda proje hâline gelip uygulansın. İşte bizim hedefimiz böyle bir topluluk oluşturmaktır.
  1. Öyle bir ekonomik düzen kuralım ki kişilerin nesi varsa oraya katabilsinler.
  1. Boş artan zamanları varsa buraya katkı yapsınlar ve katkıları nisbetinde ortak hâsıladan pay alsınlar.
  2. Taşınmazları veya arabaları varsa buraya zaman zaman da olsa kullandırsınlar ve sonra katkıları nisbetinde pay alsınlar.
  3. Ellerinde değerlendiremedikleri mallar, taşınır mallar varsa, tesbit edilecek değerle ortaklığa koysunlar ve diğer ortaklar bunu değerlendirmeye çalışsınlar. Çatalcalılara 100 000 dolarla ortaklığa katılmalarını teklif ettik. Onlar 30 000 dolarla satmayı tercih ettiler. Çünkü bize inanmıyorlar. Yarın bize inandıkları zaman böyle hatalar yapmayacaklardır.
  4. Kişilerin biriktirdikleri nakit varsa ortaklıklara katılsınlar. Her zaman geri çekebilsinler. Karzlarını aynen, iştiraklerini kâr veya zararı ile geri çekebilsinler.Kira, likiditeden feragat karşılığıdır. Kâr iseriziko karşılığıdır. Likiditeden feragat olmamalıdır.
  5. Ortaklar faizsiz olarak ama para değerini korumak şartı ile kredileşebilmelidirler.

İşte bu amaçladır ki “KURAN MATEMATİĞİ” yanında “AHŞAP EVLER” ve “Süper Market Zinciri” üzerinde ilmi çalışmalar yapıyoruz. “AHŞAP EVLER PROJESİ”ni fiilen gerçekleştiriyoruz.

  1. İlmi çalışmaların, ekonomik çalışmaların yanında; sosyal dayanışmamız da olmalıdır. Bizim topluluğumuza katılanların sosyal güvenceleri olmalıdır.
  1. Dünyaya gelen kimseler hayat hakkına sahip olmalı. Bunu anne baba yüklenmeli. Ama anne baba yoksa yakınları bunu taşıyamıyorsa destek olmalıyız.
  2. Yaşlı ve hastalara da haklarını vermeliyiz.
  3. Gelirleri yeterli olmayanlara gelir sağlamalıyız.
  4. İşi olmayanlara iş bulabilmeliyiz.

Bunlar ancak “Süper Market Zinciri”ni oluşturduğumuz zaman yapabileceğiz.

  1. Bugün siyasi partiler vardır. Bu siyasi partiler onları ekonomik bakımdan destekleyen güçlerin istekleri doğrultusunda iş yapmaktadırlar. Yapmadıkları zaman da ekonomik güçlerini harekete geçirerek siyasi güçlerini yok etmektedirler. Bu gün;

i) Siyasi partilerin itibari temelinden sarsılmıştır.

  1. Meclisin varlığı ile yokluğu bir olmuştur.
  2. Cumhurbaşkanı sadece gürültü çıkaran bir rektörü atama gücünü gösterebilmiştir.
  3. Hükümetin kendi iradesiyle hareket ettiğine kimse inanmıyor.
  4. Yargının durumunu anlamanız için Refah Partisi kapanmadan önce Erbakan’a bir öneri gelmiş; “Şu kadar Trilyon verirseniz Refah Partisi kapatılmayacak.” Erbakan kurye göndermiş, o zamanın Anayasa Mahkemesi Reisine sormuş: “Bu neyin nesi?” O da cevap vermiş: “Ordu kapatılmasını istiyor. Bunu sizden alırlar ve yine kapatırlar.”
  5. Şimdi, bu olay ister cereyan etsin, ister etmesin. Hepsi uydurma olsun. Önemli değildir. Halk böyle inanıyor. Artık o yargının halk nazarında bir itibarı olur mu?
  6. Bu yolla yalnız yargının itibarı zedelenmiş değil. Ordu da yıpratılmış ve ordu ile ulus arasına nifak sokulmuştur.

Bugün Milli Hakimiyet şöyle dursun, ülkede hakimiyet kalmamıştır. İktidar parçalanmıştır.

Tek çıkar yol Yeniden Milli Hakimiyetin Tesisi olacaktır. Bunun için;

  1. Siyasi partilere maddi kaynak sağlanmalıdır. Bütçeden sağlanan bu pay parti başkanlarının baskısını artırmaktan başka işe yaramamıştır. Halk doğrudan bu desteği sağlamalıdır. Bunun için ortak gelirlerden ortakların istedikleri partilere resmen destek verilmelidir. Yani her ortağın kooperatifte bir payı bulunacak. Bu payını siyasi partilerden birine aktarmak zorunda olacaktır. Partiyi kendisi seçecek. Böylece halkın sermayesine dayanan siyasi partiler oluşacaktır. Bu yeni partinin kurulmasından ziyade mevcut partiler bu yolda desteklemekle olacaktır. O zaman siyasi partiler artık sermayeye esir olmayacaklardır.
  2. Partilerin itibarı artınca meclisin itibarı da artar. Milletvekilleri artık kanunları kendileri çıkarır. Hükümet kanunları hazırlamaz. İcra ile yasama arasında denge oluşur. Şimdi kanunları hükümet hazırlıyor. Onu da kendisi değil baskın sermaye hazırlatıyor. Türkiye yağmalanıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi iç yargısını kurmalıdır. Hakimlerini kendisi seçmelidir. Dışarıdan atanmış hakimler meclisin tasarruflarına karışamamalıdır. Anayasa Mahkemesi iç mahkeme olmalıdır. Yani meclis tarafından ve milletvekilleri arasından seçilmelidir.
  3. Cumhurbaşkanı devletin başında, herkes onun emrinde ama o da meclisin emrinde olmalıdır. Meclise itaat eden bir başkan millete itaat emiş olur. Sonra da kendisine itaat edilmeye hak kazanır.
  4. Hükümet mutlaka meclis tarafından dış baskıya maruz kalmadan oluşturulmalıdır. Bunun için ordu hükümetten bağımsız devlet başkanına bağlanmalıdır. Ama ondan sonra da artık ordu idarenin işlerine karıştırılmamalıdır. Böylece hükümet itibarını kazanmış olur.
  5. Yargı tarafların seçecekleri hakemlere dayandırılmalıdır. Tarafsız ve bağımsız olmalıdır. Hakimler davaları yürütmeli, soruşturma yapamamalı, kararlar vermemelidir. Sadece reddetme yetkisi verilebilir.
  6. Ordu doğrudan Cumhurbaşkanına bağlanmalıdır. Bütçesi anayasa ile belirlenmelidir. Bütçenin beşte biri ordunun olmalıdır. Emekli ve muvazzaf orgenerallerden askeri meclis oluşturulmalıdır. Devlet başkanı onlarla istişare ettikten sonra kanunları ve hükümet kararlarını onaylamalıdır. MGK kaldırılmalıdır. O zaman ordunun itibarı da iade edilmiş olur.

İşte biz burada bunun için toplanıyoruz. İleride Türkiye’nin bu seviyeye çıkmasını istiyoruz. Sonra bütün dünyanın bu seviyeye yükselmesini istiyoruz. Bunu nasıl başaracağız? Örnek olarak önce kendi ocağımızı kuracak, sonra kendi bucağımızı kuracağız. Burada söylediklerimizi yaşayarak göstereceğiz. Başardığımızı gördükçe diğer insanlar da bizim gibi yapacak ve dünya yeni medeniyete doğru hızla ilerleyecektir. Bizim büyümemizden çok örnek olmamız ve bu siteler arasında ileride dayanışmayı sağlamakla gerçekleştireceğiz.

Şimdi bu açıklamamızdan sonra kendimize dönelim.

Biz niçin yaratıldık? Görevimiz nedir? Onu ele alalım:

  1. Allah bizi iş yapmamız için yarattı. “Biz insan ve cinleri ibadet etmeleri dışında bir amaçla yaratmadık” âyeti bunu açıkça ifade eder.
  2. İnsanın işi yine insanın kendisine hizmettir. “Arzda olanların hepsini birlikte sizin için yarattık” âyeti buna delalet eder. Biz de arzın içindeyiz. O halde Allah bizi de bizim için yarattı. Kendisine halife yaptı.
  3. İnsan önce kendisine karşı, sonra bakmakla yükümlü olduğu kimselere karşı, sonra komşularına karşı sorumludur.
  4. Komşular aşiret, kabile, şa’b, kavm ve insanlıktır. Biz kabilemize kadar kişilerle doğrudan ilgileniriz. Ondan sonrakilerin bize hicret etmelerini bekleriz. Gelirlerse barındırırız. Gelmezlerse biz sorumlu değiliz.

Ayrıca herkese aş ve herkese iş müesseselerinin kurulması için çalışırız.

Bu amaçla kurmakta olduğumuz “Ahşap Evler Ortaklığımız”ın planını veriyoruz.

Beş kişilik bir ekip bizim “Ahşap Ev”i bir ayda çıkarır:

  1) Biçme                   100 saat

  2) Doğrama             100 saat

  3) Yönme                 100 saat

  4) Delme                  100 saat

  5) Dizme                  100 saat

  6) Bağlama              100 saat

  7) Silme                    100 saat

  8) Yerleştirme         100 saat

  9) Kapı Pencere      100 saat

10) Temel ve Örtü     100 saat

On kişilik ekip ayda dört ev çıkarır.

100 kişilik ekip yılda 300 ev çıkarır.

Şimdi biz ilkini ayda bir ev çıkaracak şekilde bir teşkilatlanma istiyoruz.

Bir ev için 10 000 dolara ihtiyacımız olacaktır. Yüz ortak yüzer dolar vererek ayda bir ev yapabileceklerdir. Yapılan evler satılacaktır. Bu evler %10 kârla satıldığı zaman senede %100 kazanç sağlanacaktır demektir. Bunun anlamı, senede ödenen 1200 dolar bir sene sonra 3600 dolar olacaktır. İki sene sonra 8400 dolar olacaktır. Üç sene sonunda kişi dairesini alabilecektir. Satılmaz da kiraya verilirse o zaman senedeki gelir %10’lara düşecektir. Ona göre yıl uzayacaktır. Kiraya da verilemezse, sekiz seneye kadar çıkacaktır demektir. Bu işin oluşması için iki temel hazırlığımıza ihtiyaç vardır:

1- Örnek ev ortaya çıkmalıdır.  2- Muhasebe işlemeye başlamalıdır.

Bu iki müessese doğum sancıları içindedir ama henüz doğum olmamıştır.

Başarılı olmak için Allah’a dua ediyoruz...

 

 






Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42191 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29469 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27928 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19808 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18741 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17894 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16803 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15578 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14250 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13950 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13772 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13703 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13673 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13530 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13498 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13437 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13415 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13410 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12942 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12276 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12271 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12088 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12047 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12032 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11832 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11721 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11716 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11439 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11417 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11386 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11373 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11362 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11227 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11215 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11200 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11169 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11110 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11056 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 10984 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10969 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 10968 Okunma
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10864 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10846 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10843 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10841 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10778 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10772 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10746 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10710 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10620 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10590 Okunma
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10586 Okunma
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10578 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10550 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10547 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10501 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10379 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10241 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10173 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10113 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10057 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10049 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10023 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10003 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9979 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9957 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9923 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9858 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9849 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9826 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9820 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9818 Okunma
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9791 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9759 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9670 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9655 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9572 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9556 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9535 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9460 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9448 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9413 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9368 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9285 Okunma
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9282 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9239 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9179 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9162 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9140 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9116 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9100 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9098 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9066 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9021 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8968 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8859 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8821 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8781 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8773 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8678 Okunma


© 2025 - Akevler