http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/suleyman-karagulle/menderes-ve-erdogan-13546.html
Sermaye, I. Cihan Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmış, yerine ateist bir cumhuriyetin kurulmasını sağlamıştır. Türkiye, Sermaye’nin bu hedefini benimsemiş görünerek Cumhuriyetimizi kurmuştur. Mustafa Kemal, Mareşal Fevzi Çakmak, Kazım Karabekir ve İsmet İnönü ülkeyi demokrasiye kadar getirmişlerdir. Sermaye de dinsiz kalınması şartı ile buna izin vermiştir.
1950’de iktidar olan Demokrat Parti dışarıdan aldığı kredi ile ülkeyi tarım döneminden sanayi dönemine getirmiştir. Ne var ki kavga 1954’de başladı. Adnan Menderes’in Türkiye’yi kalkındırmaya başladığını gören sermaye kredisini kesti. Hasan Polatkan, CHP’nin biriktirdiği altınları sattı ve sanayileşmeye devam etti. 1957’de altınlar bitti. Bunun üzerine karşılıksız para ile sanayileşme devam ettirildi.
Bundan rahatsız olan Sermaye, askeri darbe ile Adnan Menderes’i indirdi ve bir daha kimse onlara göre böyle uygunsuz iş yapmasın diye astırdı. Ne var ki; olaylardan ders alan ordu kendisini toparladı ve artık başbakanları asmadı. Demirel, Özal, Erbakan ve Çiller bıraktığı yerden Menderes’in yolunda yürümeye devam ettiler. Sermaye zamanla onları da indirdi ama asamadı.
Erdoğan da şimdi aynı durumdadır. Sermaye ülkemizin sanayileşmesini istememektedir. Oysa istikrarlı bir yönetim sayesinde ülke zamanla sanayileşir. Türkiye gibi dünyanın merkezinde olan bir ülke de sanayileşince kendiliğinden süper güç olur.
İşte, Erdoğan düşmanlığı buradan gelmektedir. Bu kararın alındığını bilenler onların muvaffak olacaklarını sanarak onların yanında yer almışlardır.
Oysa bugün şartlar çok değişmiştir. O dönemde Türkiye en zayıf günlerini yaşıyordu. On seneden fazla süren savaştan bitkin halde çıkmış 12 milyon nüfuslu devlet savaşın yaralarını ancak sarmıştır. Osmanlıların ağır borç yükünü ödemiş, yabancıların sömürü sermayesi ile oluşan tesisler satın alınmıştı. İkinci Cihan Savaşı’nın sıkıntıları henüz atlatılmamıştı. Ülke sanayileşmeye başlamış ama henüz sanayileşmemişti.
Bugün ise durum tamamen değişmiş, Türkiye sanayileşmiş, Batılıların kredisine ihtiyaç olmadan kendi kendisine üretim yapacak duruma gelmiştir. Borçla da olsa gerekli tesisler kurulmuş, halk eğitilmiş ve nüfusun yarısı kentlere taşınmış bulunmaktadır. Batıda çalışan Türkler ülkelerine dönmüş ve sanayileşme faaliyetine katkıda bulunmaktadırlar.
1950’lerde hâlâ altın ve gümüş para hâkimdir. Bugün ise artık bir ülkenin yaşaması ve kalkınması için altın ve gümüşe ihtiyaç yoktur. Merkez Bankası’nın çıkardığı ülke parasını iyi idare ettiğiniz takdirde sağlam paraya sahip olabilirsiniz. Dolayısıyla bugün parayı kullanmayı bilen ülkeler ekonomi bakımından bağımsız olurlar.
1950’lerde henüz makine parkımız yoktu, dövize ihtiyacımız vardı, Batılılara muhtaç idik. Bugün ise yeterinden fazla makine parkımız vardır. Makineleri biz üretebiliyoruz, fabrika kuran fabrikalarımız vardır. Dolayısıyla güçlüyüz. Artık onlar ne derlerse onu yapmak zorunda değiliz.
1950’lerde ordu silah üretmiyor ve savaşma gücüne sahip değildi, değişik yerlerden silah temin etme imkânına sahip değildi. Bu sebeple ordu, Batının etkisinde olup onların dediklerini yapmak zorunda idi ve her seferinde onların isteklerine göre hareket etmek zorunda olmuştur. Bugün ise Erbakan’ın konuşmaları ile cesaretlenmiş, imkânlar da ona bunu sağlamıştır. Ordumuz artık Devlet Başkanımızı koruyacak seviyededir. Bundan dolayıdır ki, Erdoğan’a karşı girişilen her hareket başarısız olmuştur. Erdoğan’ın listesi kazandığı halde Meclis dışında bırakılması, Anayasa ekseriyetine sahip bir partinin kapatılma girişimleri, 17 ve 25 Aralık hareketleri ve 7 Haziran hezimetinin giderilmesi hep ordunun desteği ile sağlanmıştır. Sermaye, Türk ordusunu hesaba katmadan hareketler yapıyor ve başaramıyor. Türk Ordusu en büyük zafer olarak Ergenekon benzeri davaları da kazanmış ve sermayeyi çökertmiştir. Başka bir durum daha vardır. Dünya artık Erbakan’ın anlatmaları sayesinde uyanmış ve sermaye ile siyaset arasına ayrılık girmiştir. Sermaye gücünü kaybetmiştir. Erdoğan da siyasilerin yanında halkın oyuna dayanarak iktidardadır.
Sonuç: Erdoğan galip gelecektir; onun yenileceğini sananlar yanılmaktadırlar.
Not: “DEVLET BAŞKANINA HAKARET EDİLEMEZ” makalemi de tavsiye ederim; www.akevler.org sitemizin “Makaleler” bölümünden okuyabilirsiniz.