Henüz Adil Düzen çalışmalarını yapmamıştık. Yeni Asya gazetesinde yazılarımıza cevap verdiler. Kırkıncı Hoca ile yazıştık, bunlar yararlı olmuştu...
Bir de o zamanki MİT Millî Gazete’de bizi susturarak onu (Tosçuoğlu’nu) konuşturdu ve yazdırdı. İlmî tartışma değil siyasi bir boğuşma olduğu için Adil Düzen’den sonra artık karşılaşmadık. Şimdi yeniden saldırıcı bir yazı yazmıştır...
Okuyucularımı bilgilendirmek isterim.
TOSÇUOĞLU - Yeni bir müctehid var, mühendistir, adıSüleyman Karagülle…
TOSÇUOĞLU - Biz onunla epey boğuştuk. Karagülle çıkıyor:
KARAGÜLLE - Kur’an’dan sonra vahiy yoktur, onun yerine içtihat vardır. İçtihat her mümine farzdır, kendisi yapamıyorsa bilene soracak. Bileni de içtihatla bulacak. Demek ki o da müçtehittir.
T - “Müslümanlar kendi dini inançlarını yürürlükte olan mevzuata göre çözmeleri zaruridir.” diyor. Peki, mevzuat ne?
K - Mevzuat o memleketin düzenini oluşturan şıradır, kurallardır. Yaşadığınız düzeni bozmayacaksınız. Fiili muhalefet yapmayacaksınız. Fikri muhalefet yapacak, ülkenin mevzuatını düzeltemeye çalışacaksınız.
T - Diyelim ki Paris’te Meclisi topluyorlar, mirasta kadın 5, erkek ise 1 alacak diye karar alıyorlar. Şimdi ben mirasımı bu mevzuata göre mi yürüteceğim?
K - Varisler kabul ederlerse içtihadınıza göre bölüşürsünüz. Kabul etmiyorlarsa elbette ona göre bölüşeceksiniz veya oradan hicret edeceksiniz. Başka yol var mı?
T - Belediyede nikâh oldu diye ayrıca dinime göre bir nikâh yaptırmayacak mıyım?
K - Nikâh aile hukukunu içeren bir akittir. Tebbet Sûresi’nden istidlal edilerek kâfirlerin de kendi sözleşmelerine göre yaptıkları nikâh akdi muteberdir. Bunlar zina yapmamış olur. Evlilik dışı ilişkilerde bulunurlarsa zina cezası verilir. Ayrıca siz kendi şeriatınıza göre kanunların amir hükümlerine aykırı olmayan sözleşme yapabilirsiniz. Dini nikâh fıkıhta yoktur.
T - İngiltere’deki bir Müslüman, hemcinsin birbiriyle evlenmesi kanununa uyarak oğlunu başka bir erkekle mi evlendirecek?
K - Mevzuata uyacaksınız demek mevzuatın amir hükümlerine uyacaksınız demektir. İngiltere’de eşcinsellik amir hükümlerden değildir. Kur’an size izin verir, tebliği yapmanız için şunları şunları yapabilirsin. O da senin içtihadınla tespit edersin. Yoksa orasını terk edip hicret edecektir. Bazen Kur’an onlara göre yasak olan fiili işler ve cezasına katlanırsın. Tebliğine devam edersin. Ama o memleketi içten yıkmaya çalışmazsın. Hicret edersin, ondan sonra şeriata göre hareket edersin.
T - Müctehid devam ediyor: “Müslüman İslâmiyet’i yaymak için İslâm’a aykırı kanunlara uyar, bundan dolayı da hiçbir günaha girmez.”
K - Yalan söylüyorsun. Öyle demedim. Müslüman İslâmiyet’i yaymak için Kur’an’ın izin verdiği yerlerde İslâm’a aykırı kanunlara uyar, bundan dolayı da hiçbir günaha girmez şeklindedir. Kur’an izin verdiği için o da İslami’dir.
T - İslâmiyet’i yaymak için erkeği erkekle çiftleştireceğiz ve de hiçbir günaha girmeyeceğiz öylemi?
K - Hayır. Eğer sizi böyle bir fiile zorluyorlarsa oradan hicret edeceksiniz. Hicrete izin vermezlerse o zaman çıkarken onlara karşı silah kullanabilirsiniz. Diğer İslam ülkeleri de çıkmanıza izin vermezlerse o ülke ile savaşabilirler. Hicretin serbest olduğu ülkelere onlar saldırmadıkça saldırmak meşru değildir.
T - Bunlar nasıl içtihad?
K - Tabii sen içtihada karşı olduğunuzdan söylenenleri anlayamıyorsun. Kur’an, bilmediğiniz konularda tartışmayın diyor. O halde öğren de ondan sonar tartış. Bu soruları filan köydeki halka anlatma, gel dergimizde yaz ve cevabını al, müslimsen öğrenirsin, kâfirsen de sen bilirsin.
T - Bundan sonra din diye bir şey kalır mı ortada?
K - Tabi siz düşünmediğiniz için din nedir bilmiyorsunuz. Din düzen demektir. Düzenin olmadığı veya batıl yahut fasit düzende yapılacaklardan bahsediyoruz. Dinleri İslam dini yapmak için cihad ediyoruz. Yok edilecek bir düzeni düzelteceğiz. Birden hepsi değişmediği için bir kenardan süpürmeye başlıyor, diğer taraflara şimdilik dokunmuyoruz. Yoksa ortalık toz duman olur ve temizlik yapmayız.
TOSÇUOĞLU - Kanun bu, daha ne kanunlar çıkabilir? Dinimizin icaplarını yürürlükteki mevzuata uyduracağız, yok asra uyduracağız, dersek dinimiz, mevzuat veya kanunlar olmaz mı?
KARAGÜLLE - Bizim kendi İslâm ülkelerimizde kendi mevzuatımız olacaktır. O Kur’an’a, Sünnet’e, icmaya ve kıyasa dayalı mevzuatımız olacaktır. Sadece İslam ülkesinde yaşamayan kimseler için söylüyoruz. Ülkemizi İslam ülkesi saymadığımız için bunları yazıyoruz. Hicret edeceğimiz yer olarak kendi köyümüzü ve kooperatifimizi seçiyor, orada kendi şeriatımızı uyguluyoruz.
Benim söylediklerimi ben söylüyorum değil, böyle diyorlar dersiniz ve onu eleştirirsiniz. Ama benim söylemediklerimi bana söyletir, ondan sonra da bana saldırırsanız iki defa hata yapmış olursunuz. İftira ediyorsunuz. İkincisi, fikirlerime değil şahsıma çatıyorsunuz. Ben hatasızım günahsızım demiyorum ama hesabımı Rabbime vereceğim. Kendimi savunmuyorum.