İslâm dendiği zaman Kur’an ehli anlaşılıyor. Oysa İslâm demek Hazreti Âdem’den başlayıp bugüne kadar gelen ve kıyamete kadar devam edecek olan bütün ilâhi dinlerin adıdır. “Adil Düzen” hak düzendir. Hıristiyanların, Hinduların, Budistlerin ve Müslümanların ortak adıdır. Bugün bütün dinler -Kur’an düzeni dâhil- bozulmuştur. Kur’an düzeninin tek farkı, Kur’an’ın uygulaması bozulmuş ama Kur’an düzeni bilgi/ilim olarak mevcuttur. Her zaman aslını bulabilir ve ona dönebiliriz. Öbür dinlerin kitapları da tahrif edilmiştir ama Kur’an’ın yardımı ile onlar da aslına ulaşabiliriler.
Yunanistan da İslâm ülkesi olduğuna göre, “Adil Düzen”i ülkelerine getirmeleri Türkiye kadar muhtemeldir. Dolayısıyla “Adil Düzen” de bu konudaki görüşünü ortaya koyacaktır. Bunun için önce Yunanistan’ın neden sıkıntıya girdiğini ortaya koymak gerekir.
Avrupa’da Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya (Papalık) gibi etkili ülkeler vardır. Belçika ve Hollanda gibi gelişmiş ülkeler vardır. Bunların yanında Yunanistan ve Bulgaristan benzeri gelişmiş ülkeler de vardır. Beklenen, gelişmemiş ülkelerin de zamanla gelişmiş ülkeler seviyesine gelmeleridir. Gelişmiş ülkeler buralara yatırım yaptılar ve borç verdiler. Sonunda geri olan ülkeler bu uygulama ile daha da gerilemektedirler.
Bunun iki sebep vardır. Borç alan ülke artık yani artırabildiği emeği yoksa, borç sadece o ülkenin israfını artırır. Halk önceleri rahat yaşar ama zamanla sıkıntılara gider. Borç veren ülkeler zengin olur, borç alan ülkeler ise çok fakirleşir. Bu sebepledir ki Türkiye gümrük birliğine girmekle zarar etmiştir.
İkinci sebep ise; serbest işçi dolaşım sebebiyle halk Yunanistan’da çalışacağına gelişmiş ülkelerde çalışmaya başladı. Ülkenin zenginliği değerlendirilemedi, kiraya verilmeyen tesisler hâline geldi. Bir de çalışanlar vergilerini çalıştıkları devlete verirler. Bu da o devletin daha da güçlenmesi ve diğer devletin daha da çökmesi demektir. Benzer sebeple Türkiye’nin doğusuna o kadar yatırım yaptığımız halde, bir türlü batının yarısı seviyesine dahi getiremedik. Artvin’e yatırımlar yapıldı ama Artvin’in nüfusu üçte bire yakın azaldı.
Bu kısım sorunun teşhis kısmıdır.
Eğer siz üretirseniz ortak piyasada fakirlerin malları değerlenmeye başlar. Bunlar tasarruf eder ve zenginleşirler, zenginler de israfla fakirleşirler ve eşit seviyeye doğru kayılır. Ama siz üretimi kendi ülkenizde yapmazsanız, o zaman gelişmiş ülke içinde ezilir gidersiniz.
İşte bu ekonomi ilmidir.
Şimdi Adil Düzen’e göre tedavi kısmına gelelim.
Adil Düzen’de insanın özgürce yaşaması esastır. Bunun için herkesin işi ve oturacağı işyeri olacaktır. Faiz yoktur. O halde herkes işyerine ve meskene sahip kılınacak demektir. Diğer taraftan israf haramdır. Günün dörtte birini yollarda geçirmek israftır ve israf haramdır. O halde mesken ile işyeri aynı yerde olacaktır. Bunlar bütün mukaddes kitapların emridir. İsraf her dinde haramdır. Her dinde fakirlerin zenginlerin mallarında hakları vardır.
O halde Yunanistan Avrupa Birliği’nden ayrılmayacaktır. Yunanistan Euro para birimini de terk etmeyecektir. Peki, çare ve çözüm olarak ne yapacaktır?
Yunanistan’da semt kooperatifleri kurulacaktır. Bu kooperatifler yüz lojmanlı binalar yapacaklardır. Arazi sahipleri beşte bir, altyapı getirenler beşte bir, işçilik beşte bir, malzeme de beşte bir olacaktır. Alt bodrum garaj ve sığınak, orta bodrum depolar, üst bodrum işyerleri, zemin kat yazıhaneler ve onun üstünde de her katta onar daire bulunacaktır. Buralarda bina sahipleri oturmayacaklardır. Burası lojmanlı işyeridir. Parsı olanlar buranın kirasından yararlanmak üzere yatırım yapmış olacaklardır. Gelişmiş ülkeler buralarda yatırım yapacaklar, malzeme vererek apartmanların beşte birine sahip olacaklardır.
Yunanistan dünyanın en güzel yaşanacak yerlerinden biridir. Dolayısıyla Yunanlılar kendi ülkelerinde yaşamış olacaklar. Kendi arazilerini kullanacaklar. Ürettikleri malları da Yunan tüccarları Avrupa pazarlarında en iyi şekilde değerlendireceklerdir.
Her yüz dairelik apartman kendi bono senetlerini kullanacak, Euro veya başka para Yunan sitelerine girmeyecektir. Sonunda doğanın imkânlarını değerlendirmiş olurlar. Bu durum Avrupa Birliği’ne de katkıda bulunur. Hem onların mallarını almış hem de onlara mamulleri satmış olurlar.
Yunanistan’da yaşayan Türkler bu işi yapmaya başlasınlar. Bunu yaparlarsa oranın sevilen halkı olurlar.
Adil Düzen Çalışanı, nerde olursa olsun bir sorun çıktığı zaman onu çözme durumundadır.