Türkiye’de sorunlar vardır.
Bu sorunların sebebi mevcut anayasa ve kanunlar zannediliyordu...
1960 yılından beri anayasa dâhil hep yasalar değiştiriliyor...
Anaysalar değiştiriliyor ama sorunlar çözülmüyor...
Sorunun ikinci sebebi ise ordu kabul ediliyordu. Kedileri yapıyor orduya yüklüyorlardı. 2000’den sonra ordu sorunu kalmadı, ordu kendisi bunu çözdü.
Bir ara cumhurbaşkanı bizden deniyordu. Bunların hepsi bahane idi. Bunlar, oyun bilmeyen köçek yerim dardır kabilinden bahanelerdi. Bunların hepsi tükendi.
Şimdi yeni bahane bulundu; Başkanlık Sistemi!
Bu sistemde bozukluk vardır; bu sebeple başkanlık sistemi gelirse sorunlar biter.
Sorun sistemde değildir, sorun anayasada değildir.
Sorun sadece ve sadece bilgisizliktedir.
Ülkemizin yapısı fiilen var olan başkanlık sistemidir.
Halkımız asker bir milletin halkıdır, meşhur ifadeyle “asker millet”tir.
Halkımız yani asker Türk milleti, başkan önlerine düşmedikçe hiçbir şey yapmaz.
Biz Necmettin Erbakan ile ilmî çalışmalar yaptık, O da bizimle bir “öğrenci” gibi çalıştı, ADİL DÜZEN’i oluşturduk, başarılara imza atıyorduk...
Sonra ne yaptı?
ADİL DÜZEN’i uygulayacağına, iç ve dış baskıların etkisiyle cari düzende başarılı hükümetleri kurma peşine düştü… İlmî çalışmayı bıraktı... O bırakınca partililer de bıraktı.
Sömürü sermayesi Erbakan gitsin de ADİL DÜZEN gelmesin diye AK Parti’ye razı oldu, Cemaat’e razı oldu, onları destekledi. Böylece Erbakan devre dışı kaldı. Ama bu arada AK Parti ve Cemaat güçlenmişti. Şimdi bunları birbirleriyle çatıştırarak ve savaştırarak sonuç alacağını sanıyor.
Başkanlık sistemi yeni bir sistemdir. ABD başkanlık sistemi Türkiye’de uygulanamaz. Yeni Anayasa da kolay oluşmuyor...
Bu seçimden sonra Yeni Anayasa üzerinde ilmî çalışma yapılacak ve Yeni Anayasa dört yıl içinde hazırlanacak, seçime o anayasa vaadi ile girilecek ve sorunlar çözülecektir…
***
Kur’an’a danışmadan ve onun ne dediğini öğrenmeden çözüm bulunamaz.
Bunu ben söylemiyorum, Kur’an söylüyor:
“Rabbinin Kitabı’ndan sana ne bildiriliyorsa onu aktar. Onun söylediklerini değiştirebilecek yoktur. Ondan başka tutunacak bir şey bulamazsın.” (Kehf;18/27)
Cenabı Allah’a inanan, Hazreti Peygamber aleyhisselâma inanan herkese söylüyorum; Kur’an böyle diyor, başka bataklıklarda çözüm bulamazsınız.
Kur’an söylemeye devam ediyor:
“Seninle sabah akşam Rablerine O’nun vechini kazanmak için devam edenlerle sabret ve gözlerini onlardan ayırma…” (Kehf;18/27)
Yani…
- Başkan doğrudan iş yapmaz.
- Başkan sadece kurumlar arasında dengeyi sağlar.
- İşleri başkan değil kurumlar yapar.
- Anayasamız da Kur’an’ın bu emrini tedvin etmiştir.
***
Hükümet de kanunlar yapmaz. Hükümetin işi yapılmış kanunları uygulamadır.
Kanunları Meclis ve Devlet Başkanı yapar; ilim adamlarına hazırlatır.
Yani devlet başkanının görevi kanunların uygulamasını yapmak değil yaptırmaktır. Bunu da hükümetin eliyle yapar. Başkan ise ülkenin muasır medeniyetin üstüne çıkması için gerekenlerin yapılması için üniversiteleri harekete geçirir, ilmî çalışmaları yaptırır...
Üniversitelerin hazırladığı tasarılar Meclis’te kanunlaşır...
Dinî kuruluşlar ve okullar onları halka anlatacaklardır...
Süleyman KARGÜLLE