PARALEL YAPIDAN KURTULMAK MI İSTİYORUZ?
Adil Düzene göre ekonomi; insanların en az emekle ürettikleri ürünlerle en çok gün nasıl yaşayacaklarını öğrendikleri ilimdir. Üretimde en az emek sarf edilmesi için işbölümü yapar, bir çalışan mümkün olduğu kadar tek bir ürün üretir. Böylece üretimde en az saati harcamış olur. Diğer taraftan elde edilen ürün mümkün olduğu kadar çok kimse arasında bölüşülür, dolayısıyla onunla en çok gün yaşanır. Konusu eşya ve insandır. Kişiler için gayesi uzun ömürlü daha çok insanın yaşamasını sağlamaktır. Topluluk için gaye yeryüzünü imar ederek daha çok insanın yaşamsına imkân sağlamaktır. Kişinin gayesi ile topluluğun gayesi arsında dayanışma vardır.
Batı düzeninde ise ekonomi; sınırlı imkânlarla insanların sonsuz ihtiyaçlarını karşılamadır. Gayesi, sermayeyi azamiye çıkarmadır. Konusu para ve maldır. Onlar için insan da bir mal durumundadır.
İslâmiyet’te ortaklık düzeni olduğu için sabit gider yoktur, üretime katılan bütün girdiler üretimden pay alırlar. Oysa Batı düzeninde sabit giderler vardır. Tesisin kirası böyledir. Hiç üretim yapmasa da işletme kirayı ve faizi verecektir. İşçilik eskiden değilken gider sayılmıştır. Çünkü henüz tam istihdam sağlanamamıştı. Köylerde boş emek vardı. İstediği zaman çalışır, istediği zaman çalışmazdı. Bugün ise tam istihdam sağlandığı için işçi de sabit gider arasında yer almıştır. Kanunlarda işçinin işine istediğin zaman son veremiyorsun. Zaten ihtisas kazanmış işçiyi çıkardığınız zaman yerine işçi bulamazsınız.
Batı hâlâ yirmici asrın ekonomisini okutmakta, kitaplarda hâlâ emeği değişken gider olarak göstermektedir. Batı dünyası zaten İslâm ekonomisini bilmiyor, bilip anlaması da mümkün değildir. Batı dünyası kendi ekonomisini de bir asır geriden takip etmektedir. Kayıt dışı ekonomiden ise haberi bile yoktur.
Batı ekonomisindeki gaye; Batı’nın dünyayı nasıl sömürebilmesini öğretmektir. Oysa bizim ekonominin gayesi; bizim onları nasıl sömüreceğimizi öğretmek değildir. Bizim gayemiz sömürülmeden yaşamaktır. Birbirine tam zıt iki ekonomi içindeyiz. O faizi nasıl yükseltirim diye uğraşmakta, biz ise faizden nasıl kurtuluruz diye uğraşmaktayız.
O halde bizim iktisat fakültelerinin tamamı birer paralel yapıdır, Batı’nın Türkiye’yi nasıl sömürdüklerini öğreten birer okuldur! Bizim fakültelerde tercih konusunu ele alırken bir çiftçi tarlasına patates mi eksin soğan mı eksin, bunu tartışırız, onu öğretmeye çalışırız. Batılılar ise araba mı üretsinler, bilgisayar mı üretsinler, onun tercihini öğretirler. Bizim fakültelerimiz de onların fabrikalarını nasıl çalışacağını öğretmektedir. Mezun olduğu zaman öğrenci sudan çıkan balığa dönmektedir.
Türkiye’de bilgisayar fabrikası olmadığı için iş bulamayan fakülte mezunu devlet dairesinde görev almak için didinmekte, görev alınca da bir iş olmadığı için vatandaşa zorluk çıkartmayı marifet zannetmektedir. Yönetim vatandaşa hizmet edeceğine vatandaşa engeller çıkarma teşkilâtı hâline gelmektedir. İşte paralel devlet böylece oluşmaktadır.
Paralel devletin merkezini Pensilvanya’larda değil, senin üniversitelerinde, senin fakültelerinde araman gerekir. Paralel devleti Gülen’in üniversiteleri değil, senin fakültelerin üretmektedir. Her bürokrat madem ki vatandaşa zorluk çıkarmak için vardır, her bürokrat madem ülke çıkarları için değil de ülkemizin nasıl sömürülmesi için çalışmaktadır; bundan daha ileri paralel olabilir mi?
Bunun suçlusu o görevli değildir, bunu suçlusu Milli Eğitim Bakanlığı’dır.
***
PARALEL YAPIDAN KURTULMAK MI İSTİYORUZ?
İktisat fakültelerinde inkılâp yapılacak... Bizim vereceğimiz program okullaşacak... Ekonominin Adil Düzene göre tanımı, ekonominin Adil Düzene göre tasnifi, ekonominin Adil Düzene göre tarihçesi, ekonominin Adil Düzene göre bugünkü dönemi... Kooperatiflerle üretim ve tüketim yapılması… Merkez kooperatifleri tarafından buğday, demir, toprak ve altın bonolarının nasıl çıkarılacağı… Ekonomideki arızaların nasıl giderileceği ve muasır medeniyetin üstüne çıkmak için neler yapmamız gerektiği… İşletme fıkıhlarının hazırlanmasını ve bir işletmenin çalıştırılmasını öğreteceğiz... Tıp fakültelerinin nasıl hastaneleri varsa, ekonomi fakültelerinin de işletmeleri olacak ve öğrencileri çalışarak öğrenecekler, mezun oldukları zaman aynı zamanda işletmelerini kurmuş olacaklar...
Süleyman KARAGÜLLE