Birkaç ay önce Merkez Bankası faizleri yüzde 6’dan yüzde 12’ye çıkardı. O zaman yazdığım yazıda bu ya cehalettir ya da ihanettir dedim. Merkez Bankası Anayasal kuruluş değildir, hiç kimse ona sorumluluk yükleyemez. Sorumlu olan hükümettir. Hükümet, TCMB Başkanı derhal görevden almalı ve yerine bilen birini atamalı demiştim.
Büyük konuşmuştum; bu yapılan çözüm olursa ben bir şey bilmiyorum demiştim.
Baktım ki doların değeri düştü, demek ki yapılan etkisini gösterdi; o halde ben bir şey bilmiyormuşum demiştim. Zamanı beklemeye başladım; akşam haberlerinde enflasyonun yüzde 12’inin üstüne çıktığını televizyon haber verdi. Kendime geldim; demek ki biliyormuşuz.
1- Faizi yükselttiğiniz zaman, fiyatlar kendiliğinden yükselir. Çünkü herkes banka kredisiyle çalışıyor, maliyetlere faizleri yüklemek zorundadır. O akşam hesap yaparlar ve ertesi gün mallarına zam yaparlar. Eskiden üretilmiş malları eski fiyatla satsalar bile, yeni üretilen malları yeni fiyatla satarlar. Enflasyon faizi geçmek zorundadır. Bu söylediğimiz aynen gerçekleşti, enflasyon yüzde 12’nin üstüne çıktı. Bu faiz gecikmeli hesaplarla olmuştur. Ne kadar zaman sonra çıktığını bilemeyiz.
2- Faizleri yükselttiğiniz zaman yurt dışına giden dolar durur. Doların değeri geçici olarak düşer. Bu kadar düşeceğini sanmıyordum. Ama doların değeri Türkiye’deki siyasi zaferden dolayı düşmüştür. Saldırılar başarısız olunca itibarımız artmıştır. Kredibilitemizi düşüremediler, basın özgürlüğümüzü düşürdüler. Bu düşüş ne zamana kadar devam eder. İşte bilemediğim ve tahmin edemediğim bu süredir.
3- Ekonominin başka bir kuralı daha vardır. Faizler enflasyonun üstünde olmak zorundadır. Yoksa zararla çalışılmış olur. Kredi faizleri enflasyonun üstüne çıkmak zorundadır. Siz kanun koyarsanız bankalar istediği faizi uygulama yollarını bulurlar. Bulamazlarsa iflas ederler. Bankalar iflas eder, iktidardaki parti/ler iktidardan iner ve gelecek parti/ler iflas eden bankaların paralarını öder.
4- Demek ki faizler yükseldi. Bekledik; enflasyon da yükseldi. Şimdi bekliyoruz ki faiz yüzde 12’lerden en az yüzde 15’lere çıksın. Başka türlü sektör çalışamaz. Bankalar iflas eder, iktidardaki parti iktidardan düşer veya ANAP ve DP gibi munkariz olur. Zaten faiz bunun için yükseltilmiştir. Enflasyon olsun, sonra faizler daha da yükselsin, sonra baskı ile faizler yerinde tutulmaya başlansın, bankalar iflas etsin ve bu yolla iktidar düşüp gitsin. Siyasi operasyonların yapıldığı tarihlerde suni olarak doların değeri yükseltilmiş ve sermayenin talimatı ile Merkez Bankası faizi yüzde 6 daha yükselip yüzde 12’ye çıkarmış; enflasyon da doğal olarak yüzde 12 olmuştur. Şimdi faizler yüzde 15 olacak. Bankalar borçlanacak ve iflas edecek, talimatla iflas edecek, AK Parti iktidardan düşecek...
O halde AK Parti Gülen’i ve cemaat mensuplarını mahkûm etmeye değil, kendi içindeki asgari cahilleri uzaklaştırmak durumundadır. Bu oyuna bilerek geliyorlarsa haindirler, bilmeden geliyorlarsa cahildirler. Bu durumda artık onların kendiliklerinden istifa etmeleri gerekir; aksi halde…
NELER YAPILMALIDIR?
1- Faizler yüzde 5’den aşağı indirilmelidir ve bankaların zararları varsa yani reel faizden aşağı durumda iseler devlet sübvanse etmelidir.
2- Altın hazine tarafından kârsız alınıp satılmalıdır. Hazinedeki stoka göre altının fiyatı hesaplanmalıdır. Altın ithalatı ve ihracatı serbest bırakılmalıdır. Altın ticareti vergiden muaf olmalıdır. Böylece oluşan altın fiyatları enflasyonu günlük olarak ölçer.
3- Devlet faizleri yani reel faizi yüzde 2,5 olarak belirlemeli ve faizi altının fiyatına göre ayarlamalıdır. Böylece bankalar reel faizle çalışmış olurlar.
4- Bu uygulama bugünkü “faizli sistem”den “faizsiz sistem”e geçmek için ara çözümdür. Sonra bankalar faizle değil cirodan payla çalışmalıdırlar. Banka faizleri sıfırlanmalıdır. Yüzde 2,5’luk enflasyon devam edecek, bu da devletin geliri olacaktır.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92