Partiler, üyeleri arasında yoklamalar yaparak cumhurbaşkanı adayını belirlemektedir. Uyarılarımıza hiç kimse kulak vermemektedir. Kendileri bilirler! Biz uyarılarımıza devam edeceğiz. Bediüzzaman da bir zamanlar yazmış, kimse kulak vermemişti ama bugün herkes onun vârislerinden tir tir titremektedir.
Dünyada en iyi okulları kurdular, en iyi üniversiteleri açtılar. Bugün oralarda okuyanlar yarın tüm dünyada görev başında olacaklar; Masonlar para ile hâkim oldular, bunlar ilimle hâkim olacaklar. Bu da dünyanın değişmesi demektir.
Bunlar iman sahibi kimselerdir. Bugün siyasette kullanılabilirler ama kendileri iktidar olunca İslâm düzenini arayacaklar ve “Adil Düzen”i bulacaklardır.
Bizi de bugün dinlemeyenler kendi küfürleri içinde gark olup gideceklerdir. Paralel yapıları ayıklamakla sorunlar çözülmez. Paralel yapıyı ayıklayacağım derken o paralel yapı sana sadık olanları ayıklatır, seni kıskıvrak bağlar, onlarla beraber seni de ayıklarlar.
Cumhurbaşkanının özellikleri olmalıdır.
1) Cumhurbaşkanı devlet yönetmeyi ve savaş yapmayı bilmelidir. Arabayı kötü biri de olsa usta şoföre teslim etmek zorundasınız. Bunun yegâne tahsil yeri Harp Akademileridir ve ordunun kendisidir. O halde devlet başkanı asker olmalıdır.
2) Devlet başkanı güçlü olmalıdır. Silahlı güç onu dinlemelidir. Askerin dilinden anlamayan sivile asker itaat etmez. Askerler emeklilere kıdemlilik ilkesi içinde saygı gösterirler. Sivil devlet başkanı her zaman kendisini güçsüz hisseder.
3) Devlet her zaman hukuk düzeni ile yönetilemez. Hukuk düzeni yeterli olsaydı ordulara gerek kalmazdı. Hukuk dışı emir ve komuta ile yönetmek de bir sanattır. Bunu ancak bir asker başarabilir, kurumlar arası dengeyi ancak o sağlar. A. Gül’ün yönetimde bir eksiği yoktur ama Türkiye kurumları perişan olmuştur.
4) Devlet başkanı sadece başbakanı atar veya alır. Sivil yönetimde yerinden yönetim ilkesi esastır. Dolayısıyla asker bir cumhurbaşkanının olmasında hiçbir mahzur yoktur.
Buna itiraz edilebilir; asker olması antidemokratik değil midir?
İngiltere’de antidemokratik değil de Türkiye’de ondan on defa daha demokratik olan neden antidemokratik olsun. Kaldı ki cumhurbaşkanını yüksel tahsil şartını getiriyoruz. Akademiyi bitirmiş olma neden antidemokratik olsun. Herkes kabiliyeti varsa asker olabilir ve devlet başkanı olabilir.
Bunlar bu devleti yıkmak isteyenlerin koyduğu kurallardır. Devletin bu tür kurallarla kendisini bağlaması bir tür intihardır. Türkiye aklını başına toplamalı ve dediğimi yapmalıdır.
1- Grubu olan dört parti orgenerallerden adaylar koymalıdır; 4’ünü AK Parti, 3’ünü CHP, 2’sini MHP, 1’ini BDP koymalıdır. Milletvekilleri sıralama yapıp dereceler tesbit etmelidir. Her aday partilerin ortak adayı olur. Meclis halkına adayları arz etmiş olur. Adaylar böyle tesbit edilmelidir. Sonra bu adaylar seçime katılmalıdır. Anayasanın seçim kuralları uygulanmalıdır. Asker cumhurbaşkanı olmalıdır.
2- Parti üç devre şartını kaldırmalıdır. Recep Tayyip Erdoğan Meclis Başkanı olmalıdır. Böylece hükümetin meclise hâkimiyeti kalkar, meclis hükümete hâkim olur. Erdoğan bu devrede “Adil Düzen Anayasası’nı mecliste oluşturmalıdır.
3- Abdullah Gül arzu ederse başbakan olmalıdır. Halkın isteği de budur. Gül meclisin denetiminde yönetmelidir. Böylece demokrasi oturtulmalıdır.
4- Parti infazı erteleme affı çıkarmalı. Yeni başbakan gelinceye kadar hapishaneler boşaltılmalıdır. Kaçan kaçsın, delilleri tahrif eden etsin. Bu durum devlete zarar vermez. Hakemlerden oluşan yargı sistemi oluşturulmalı ve onlar mahkûm ettikten sonra mahkûm hapishaneye alınmalıdır. Mahkûmiyetten önce hapis sistemi kaldırılmalıdır.
Kimse bu yazdıklarımızla ilgilenmez ve cevap vermez!
Çünkü sömürü sermayesi öyle buyuruyor!
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92