Bir milletvekili bana telefon ediyor; ‘Laiklik hakkında bir makale yazar mısın?’ diyor.
Onu ziyaret eden arkadaşımıza; ‘Başbakanla birlikte hepimiz laiklikle ilgili bir çözüm bulamadık’ diyor.
Ben bugün size laiklik maddesini yazacağım ama yorumlamayacağım.
Yorumu isteyenler, Süleyman Akdemir’le yazdığımız kitaba başvurabilirler.
Madde x+1- Hak sahibi görevli yalnız insandır. Yargı ancak kişileri mahkûm edebilir, kişilerden başkasını borçlu veya alacaklı kılamaz. Ortak olanlara benzer hüküm verilirse de herkes kendisi hakkında verilen kararla ilzam ve iltizam edilir.
Madde x+2- Hükümler fiillere göre faillere verilir ve fiiller tedahul etmez. Her fiilin hükmü ayrıdır, faile göre değişmez. Suçun faili vardır, cezasını çeker ama suçlu yoktur. Fiiller failin ehliyetli olup olmadığını tesbitte etkili olur, hükümlerde olmaz.
Madde x+3- İnsan fikir, his, irade ve ünsiyet melekelerini dayanışma ortaklıkları içinde kullanır ve korur. İlmî, dinî, meslekî ve siyasî dayanışma ortaklıklarından her biri, en az beş, en çok yirmi olacak şekilde düzenlenir. Bucak, il, ülke ve insanlıkta çoklu sistemde bağımsız olarak faaliyet gösterirler. Zararlar bilgisizlikten doğmuşsa ilmî, beceriksizlikten doğmuşsa meslekî, ihmalden doğmuşsa ahlâkî, kasten iras edilmişse siyasî dayanışma ortaklıkları tazmin eder.
Madde x+4- Hiçbir hüküm mensup olduğu sosyal gruptan dolayı farklı olamaz. Suçsa herkes için suçtur. Haksa herkes için haktır. Mevzuatta sosyal gruplara ayrıcalıklı hükümler konmaz.
Madde x+5- İlmî, meslekî, siyasî ve ahlâkî dayanışma ortaklıklarına bütçeden güçlerine göre pay ayrılır. Bu gruplar görevlilere paylaştırırlar.
Madde x+6- Dayanışma ortaklıkları sorumluları şuraları oluştururlar. Dinî şura ne yapılacağına, ilmî şura nasıl yapılacağına, meslekî şura kimin üreteceğine, siyasî şura ürünlerin paylaştırılmasına karar verir.
Yukarıda arz ettiğim maddelerden de anlaşılmaktadır ki yasalarda bir din mensubu başka din mensubuna baskı yapamaz hükmü konamaz. Bir kimse diğer kimseye baskı yapamaz denir, varsa istisnalar sayılır.
Bugün Türkiye’de laiklik var mıdır?
Yasalar ve mevzuatta Türkiye laik değildir, fiiliyatta ise laiklikte en ileri ülke hâlindedir. Laiklik dediğimiz zaman kuvvetler ayrılığını anlamalıyız, kuvvetler dengesi olarak düşünmeliyiz. Türkiye’de güçlü siyasiler vardır, güçlü din vardır ama güçlü ekonomi yoktur, güçlü ilim yoktur. Türkiye bunlarda dışa bağımlıdır ve bunlar monopoldürler. Bunlarda hiçbir yönüyle laiklik yoktur.
Türkiye’de din ve siyaset bakımından tam laiklik vardır. Din resmen tanınmamıştır ama fiilen vardır. Siyaset resmen tanınmıştır, fiilen de vardır, yüksek seçim barajlarına rağmen mecliste dört siyasi grup mevcuttur.
Tarikatlar yasak olmakla beraber Nurcular, Süleymancılar, İskender Paşa Cemaati, Sami Efendi Cemaati, Menzil Cemaati, Nakşîler, Uşşakîler etkin bir şekilde faaliyettedirler. Bunların legalleştirilmesi laikliğin teminatı olur.
O halde sorun anayasal sorun değildir. Bugün mevcut anayasa içinde de pekâlâ laiklik düzenlenebilir ve Türkiye dünyanın en ileri laik ülkesi olur. Çünkü Türk halkı dindar olduğu kadar da laiktir; kendi işlerinde koyu dindardır, başkalarına karışmama yönünde ise son derece laiktir.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92