1967’de AKEVLER Kredi ve Yardımlaşma Kooperatifi’ni kurduk. Bir yerden bir kuruş kredi almadan, hiç sermayenin desteğini kabul etmeden, sadece ortakların dayanışması ile evler ve siteler yapmaya başladık. Cumhuriyet gazetesi “Müslümanlar bloklaşıyor” diye manşet attı. Turgut Özal sermayeden izin alarak faizli kredileri vermeye başladı. Enflasyonla desteklenen kredilerle halk ev sahibi olmaya başladı. TOKİ böyle doğdu.
O zamanlarda sanayi siteleri de kuruluyordu, ev ve işyerleri birlikte inşa ediliyordu. Sonraları sanayi siteleri durdu, sadece mesken inşaatı ile yetinildi! Dışarıdan alınan kredilerle durmadan apartmanlar yapılmaya başlandı! Devlet TOKİ’ye arsaları peşkeş çekti! Parasız vermekle kalmadı, ruhsatsız inşaata da izin verdi! Halk ev yaptırmak için yıllarca belediye kapılarında ruhsat bekliyordu, tarla fiyatı ile arazilerini satmak zorunda kalmıştı...
Halk inşaata yönelince köyler boşaldı, atölyeler kapandı...
TOKİ ise gittikçe semirip büyüdü...
*
Şimdi sıra sömürü sermayesine, ABD sermayesine peşkeş çekme zamanı gelmiştir.
TOKİ’de suiistimaller var... İhalelerde fesat var... Ekonomiyi çökertme hedefi var...
Tamam da; TOKİ hiç olmazsa varlığı ili millidir.
Daha öncede yazmıştım; TOKİ tekel sömürü sermayesine devredilecek...
İşte, bunun ilk adımı atıldı...
TOKİ’de yolsuzluk vardır. Bakanların çocuklarından izinsiz işe başlanamıyor. Dört beş bakan birleşmiş ve çocukları ile TOKİ’yi soyuyorlarmış...
Doğrudur!
Hazırlık böyle yapılır. Yolsuzluklar yapılır, etkin kişilerin çocuklarının adı karışır. Hep onlar adına iş yapılır. Onların ne derece haberleri vardır bilemem ama olsa bile tuzağa düşürülmüşlerdir.
İhaleye fesadı karıştırmışlar… Peki, bunlar ihale mi almışlar? Aracı olmuşlar. Yani ihalede “rüşvet alan” ve “rüşvet veren” suçlu değil de sadece bu “aracılar” mı suçlu?!. Onlar teşhir edilmiyor. Onların adı reklamlarda yok. AK Parti’nin yıpratılması için onların çocukları hedef alınıyor. Yarın belki bunlar tahliye edilecek ama tahliye edildikleri kenarda küçük bir haber olarak çıkacak...
Soruşturma esnasında yargıya baskı yapmak suçtur ama vatandaşa suçtur; sömürü sermayesine ve sermayenin medyasına suç değildir, çünkü onlar dokunulmazdır!
Bu tezgâhın içinde polis yoktur, savcı yoktur, hâkim yoktur.
Yargılama düzeni öyledir ki; medyanın şirretliği o kadar güçlüdür ki; işte bu olaylar ve operasyonlar cereyan ediyor...
AK Parti’ye, başlangıçta, daha işin başında; “yargılama sistemini” değiştir, “millî medya” oluştur dediğimiz hâlde, bugüne kadar bize kulak vermemişlerdir...
*
AK Partililer sömürü sermayesinin talimatına uyarak şimdi iktidarı bırakmaktadırlar!..
Halk onlara oy vereceği halde, onlar görevlerini tamamlamadan bırakmak üzereler!..
Yarın A. Gül ve r. T. Erdoğan için tutuklama talimatı gelirse asla şaşmayın...
Şeytanın hiçbir zaman merhameti yoktu, bugün de merhameti yoktur...
*
Evet…
Bizden tavsiyeler…
- Önce genel af çıkar ve bu uçuruma gidişi durdur. Ordumuz dağılmaya doğru gidiyor, bunu durdur. Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır, onu da afla çöz.
- Sonra, bir gün bile kaybetmeden “hakemlik sistemi” ile adil yargı sistemini getir, yargıyı değil yargıcı bağımsızlaştır.
-Basın/medya kooperatifleri yasasını derhal çıkar, Milli medyayı/basını oluştur, sömürü sermayesinin en önemli sömürü aracına son ver.
- Karşılıksız faizli para sisteminden vazgeç. Faizsiz kredileşme kooperatiflerini kur, altın ve toprak paralarını çıkar. Faize son ver, faiz parasını değil emek parasını kullan.
- KİT’leri satma, bütün kamu işletmelerini özerkleştir, sen denetle, işçilerin ve yöneticilerin kuracağı kooperatiflere devret, sermayeye değil halka aç, halka devret.
- Seni koruyacak olan kötü de olsa kendi ordundur, kendi askerindir, onu koru, onun varlığı ve gölgesi yaşaman için şarttır, gafil olma…
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92