Odalar Birliği, Tabipler Odası, Barolar Birliği gibi kuruluşlar resmi kuruluşlardır. Saltanat devrinden kalma ve saltanat zihniyetiyle çalışmaktadırlar. Yöneticiler bir defa orasını işgal etmişler; hep kendilerini seç(tiri)yor ve devamlı olarak saltanatlarını devam ettiriyorlar. Kendileri olmuyorsa, yakınları o makamlara vâsıl oluyorlar...
Bunlar için söyleyeceğimiz tek şey; o sistemin değişmesidir.
Bir de TÜSİAD vardır. Dış sermayenin Türkiye temsilcileri bir kuruluştur. Onlar da sistem olarak elbette babadan oğula intikal ederek devam edeceklerdir.
Bizim bunlara da söyleyecek bir şeyimiz yoktur.
Erbakan bunlara karşı MÜSİAD’ı kurdu. MÜSİAD Batı mantığı içinde kurulmuştur. Biraz sonra elinden kaçırmış ve MÜSİAD’ı ele geçirenler S. Demirel zihniyetine hizmet eder olmuşlardır. Hâlen de onların hizmetçisi olarak görevlerine devam ediyorlar...
MÜSİAD’ı ele geçirenlerin görevleri nedir?
Görevleri, Türk girişimcisini uyutmaktır. ‘İşte görüyorsunuz, bizim de kuruluşumuz var!’ deyip, gerçek halk girişimcilerini uyutup topluluğu ekonomik açıdan geri bırakmaktır. Girişimcilerimizi gittikçe borçlandırarak, sonunda Osmanlı İmparatorluğu’nu borç batağı ile yıktıkları gibi Cumhuriyet Türkiye’sini de yıkmaktır.
Ne var ki, MÜSİAD yöneticileri o kadar zavallı, o kadar gaflet ve dalâlet içindedirler ki, ülkemize ihanet ettiklerinin bile farkında değildirler. Asıl acınacak durumları budur. Kendi geçici çıkarları için farkında olmadan bu ülkeye ihanet etmektedirler.
Peki, MÜSİAD ne yapabilir?
Çok şey yapabilirler, pek çok şey...
Ne yapacaklarına sadece bir misal verelim.
Bugün tekel sömürü sermayesi vardır. Büyük firmalar oluşturmakta ve “Genel Hizmet” dediğimiz 25 hizmeti kendi bünyesi içinde yapmaktadır. Orta ve küçük ölçekli işletmeler ise Genel Hizmet yapacak olanları finanse edemedikleri için 25 Genel Hizmetten mahrumdurlar. Dolayısıyla yaşama şansları her gün biraz daha azalmaktadır.
MÜSİAD NELER YAPMALIDIR?
1- MÜSİAD bir araştırma heyeti oluşturmalıdır. Bir yarışma açmalıdır. Yarışmacılar birer sayfalık öneri ile yarışmaya katılmalıdırlar.
2- Yarışmaya katılanlar bu sahifeleri okuyup sıralamalıdırlar. Bir yarışmacının aldığı sıraların tersleri toplamı, o yarışmacının aldığı telif derecesidir.
3- Böylece elde edilen sıra ile kişinin verdiği sıralar arasındaki farkların kareleri toplamı toplananların sayısına ve bir eksiğine bölünür, kare kökü alınır. Bu sapladır. Sapmanın tersine göre sıralanır. Buna da takdir sırası denir.
4- Takdir ve tekdişr sıralarının toplamı, katılanların derecesini verir. İlk yirmi kişi ilmî heyeti oluşturur.
5- Bundan sonra bu yirmi kişiye MÜSİAD tarafından aileleri ile gelecekleri bir otel kiralar. Bir ay çalışırlar. Onlardan bir konunun ilmî çözümü istenir.
6- Çözüm devletin yapacaklarını değil, MÜSİAD’ın yapacaklarını ortaya koyar. Bunun için proje/ler hazırlanmalıdır.
a) Faizsiz kredileşme ortaklığını kurabilir.
b) Altın sertifika çıkarabilir.
c) Mala-mal marketler zincirini kurabilir.
d) Genel Hizmet Kooperatifleri kurabilir.
7- Genel Hizmet Kooperatifi bir pilot işletme üzerinde uygulanır. Önce bir bakkal üzerinde uygulanır. Sonra bakkallar “Genel Hizmet”te birleştirilir. Sonra bir mala-mal marketler zinciri kurulur.
8- Bu sayede para devreden çıkar. Önce İstanbul’da, sonra Türkiye’de, sonra dünyada işletmenin senedi geçerli olur. Böylece faizli sömürü sona erer.
Biz bu gerçeği bizim insanlarımıza anlatamıyoruz. Ama sömürü tekel sermayesi bunun böyle olduğunu çok iyi bilmektedir. Bunun için gerekli baskıyı yapmamaktadır. MÜSİAD’cılar bilerek veya bilmeyerek onlarla işbirliği hâlinde olduklarından dolayı, bizimle görüşmüyorlar bile. Necmettin Erbakan benimle beraber birkaç sene çalıştı, Fethullah Gülen çalıştı; ama MÜSİAD’cılar görüşmediler bile!
Türk milletine bazı tavsiyelerde bulunacağım.
Türkiye’de kurulmuş tüm kuruluşlar; Saadet Partisi, AK Parti, MÜSİAD, Hak-İş ve diğerleri; hepsi sermayenin adamları tarafından işgal edilmişlerdir. Oyalama ve kandırma faaliyetlerinde bulunmaktadırlar. Siz bunlardan ümitlerinizi keseceksiniz ve yenilerini kuracaksınız. Sizin kuruluşunuzu da ajanların işgal etmemesi için yapacağınız iş; taviz vermeden “Adil Düzen”i her alanda uygulayacaksınız. Aksi halde vereceğiniz en küçük bir taviz bile sizi yarın onlar gibi yapar.