Bir ülkenin zenginliğini ortalama ömür ve kişilerin reel ücretleri ile ölçebiliriz. Reel ücret bir saatlik emeğin buğday olarak ücretidir. Türkiye denen bu ülke yani Türkiye’miz zengin ülkedir.
Ülkenin ormanları, ekilebilecek tarlaları, sulanabilen veya su istemeyen yerler, madenler, bitki örtüsü, havanın temizliği, değişik iklim şartları.
Ülkeyi etkin ülke hâline getiren başka bir etken de merkeziliktir. Coğrafi bakımdan ortada olan daima avantajlıdır. Yollarla bağlı ise o ülke diğer ülkelerden çok çok avantajlıdır.
Türkiye potansiyel olarak zengin ülke olduğu halde fiilen geri ülke durumundadır.
Bunun sebebi nedir?
Türkiye Ortaçağ’ın en uygar ülkesi idi. Türkler Anadolu’ya gelmeden önce de burası dünyanın en ileri ülkesi idi. Türkler geldikten sonra da iki medeniyetin sentezi sonucu yine dünyanın en ileri ve zengin ülkesi oldu. Türkler sayesinde büyümüş ve büyük ülke olmuştur. I. Dünya Savaşı’ndan önce Türkiye/Osmanlı hâlâ tek süper güç sayılıyordu.
Tarım döneminden sanayi dönemine geçen Avrupa bu geçişte zorluk çekmedi. İslâm’ın yani Türklerin etkisi ve sermayenin yönlendirmesiyle kolayca sanayileşme dönemine girmiştir. Türkiye ise bu dönemde yenilik yapamamıştır. Batılılar yazı yazmayı bilmedikleri için matbaayı icat ettiler ve kullandılar. Müslümanların ise ileri seviyede yazma sanatları olduğu için matbaaya ihtiyaç duymadılar ve geri kaldılar.
Birden bire geri kalındığını hisseden Osmanlılar savunma refleksi ile Batılılaşmaya başladılar; öğrenerek değil taklit ederek Batı’nın sanayiini almak istediler. Batın’ın sanayii müsbet ilim ile plan ve projeye dayanıyordu. Türkiye’de ise plan ve proje yoktur. Mahir ustalar görerek ve parçaları ölçerek imalata başladılar. Bu da sonuç vermedi.
‘Türk Malı’ dendiği zaman, bunlar bundan beş-on sene önceki Çin mallarına benziyordu. Yerli mal satılmazdı bile. 1950’den evvel lisede okurken, ilçede babamın arkadaşı bir kumaş mağazası sahibine uğradım. CHP’yi tutuyordu. ‘Buradaki mallar arasında Türk malı varsa mutlaka değersizdir’ dedim. ‘Burada Türk malı yoktur’ dedi. İlçenin bir numaralı değilse bile iki numaralı mağazası idi.
O yıllarda durumumuz işte bu seviyedeydi.
Sonra Batı sermayesine ülkemizi açtık. Bu sefer de sadece montaj sanayiine geçebildik. Makine onlardan, iplik onlardan, elektrik ithal, petrol ithal; biz de karın tokluğuna çalışıyor ve güya üretiyoruz.
Ben devlet görevlisi iken bunları bizzat yaşadım. Koskoca Elmadağ Barut Fabrikası’nın güya su projesi var, yeraltı projesi var ama tesisler ona göre yapılmamıştır. Projeye bakmadan ustalar istedikleri yerlere istedikleri kabloları çekmişler. Arıza olduğu zaman projeye bakıp takip edemezsiniz. Ancak su tesislerinde uzun seneler çalışmış ustalar arızları bulur ve tamir ederlerdi. Ustalara müdahale ettiğiniz zaman hemen müdür muavinine giderler ve sizi şikâyet ederler. Müdür gayet iyi biliyor ki siz ustasız bir şey yapamazsınız. Onun içim müdür mühendis olan sizi değil ustayı tutardı. Fabrika işte böyle çalışır. Vaktim olsa da o yaşadıklarımı yazsam, ibret-i âlem roman olur.
Bunlarla yaptığım mücadelede onları yendim. Müdür gitti, onu koruyan genel müdür de gitti ama hiçbir şey değişmedi. Sistemin değişmesi için düzenin değişmesine karar verdim.
Bunun için Akevler Kooperatifi’ni kurduk. Onlarca sene çalıştık ve bugün anayasa ekseriyeti ile iktidar olundu ama hiçbir şey değişmedi. Bizim zamanımızda bizler üniversitede Türkçe okuyor ve Türklerin sorunlarını tartışıyorduk. Şimdi İngilizce okuyor ve ABD’nin ve Batı dünyasının sorunlarını tartışıyorlar; yani yine teslim olduk!
Bu durumda ne yapmamız gerekir?
Evet, çağımızın sorunlarını çözecek müçtehitlerin yetişmesine yardımcı olmalıyız...
Müçtehit adayı Matematik öğrenecek, Kur’an Arapçası’nı öğrenecek, Fıkıh öğrenecek ve Muhasebe öğrenecek...
Örnek işletmeler kurulacak ve örnek uygulamalar yapılacak...
Yeniden dört delile dayanarak oluşturduğumuz projeler uygulanacak...
Yeniden insanlık ve bütün dünya Kur’an nuru ile aydınlanacak...
Bu arada Tevrat’tan, İncil’den ve Vedalar’dan da yararlanacağız...
Demek ki…
Bunu yaptığımız zaman insanlığa örnek olmakla kalmayacak, aynı zamanda herkesin saygı duyduğu bir yol gösterici de olacağız.
İnat edip de aksi yönde direnirsek…
Kör, sağır ve dilsiz olmaya devam edersek…
Türkiye diye bir devlet tarihten silinir, II. Sevr uygulanır...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92