Ermeniler kadim bir millettir. Kendilerine özgü uygarlıkları vardır. Kafkasya’da geniş alanı kapladıkları gibi bir zamanlar tüm Anadolu’da çoğunluk oluşturuyorlardı. İslâmiyet’in gelmesi ile Rum ve Ermenilerin bir kısmı Müslüman oldular. Kuzey Anadolu’da Hemşinler bunlardan ihtida edenlerdir.
Osmanlı İmparatorluğu onlara İstanbul’da yer verdi, merkez oluşturdu. Ermeni Patrikhanesi halen devam etmektedir. Anadolu’da Türklerle beraber bin yıla yakın bir zamanda beraber yaşadılar. Müslümanların isyanları olmuştur ama Ermeni veya Rum isyanları Osmanlılarda görülmez.
Roma Hıristiyanlığı kabul edince Hıristiyanlık devlet dini oldu. Batı Roma Katolik, Doğu Roma Ortodoks oldu. Katoliklerde dine bağlı devlet, Ortodokslarda devlete bağlı din sistemi gelişti. Ermeni ve Gürcü gibi bağımsız kiliseler de varlıklarını sürdürdüler. Ermeniler ve Gürcüler birlikte yaşamışlardır. Türklerin buraya gelmesiyle de Azeriler Şii mezhebini benimsediler.
Katolikler ve Ortodokslar harici mezheplere karşı hasmane davranmışlar, Osmanlının himayesi sayesinde diğerleri varlıklarını korumuşlardır.
Sömürü sermayesinin fitnesi ile Ermeniler de Osmanlılara isyan ettiler. Bunun sonucu olarak Anadolu’da Ermeniler kalmadı. İstanbul’da ise varlıklarını sürdürmektedirler ve onlarla bir sorunumuz yoktur. Anadolu’dan tehcir edilen Ermeniler ABD’ye gitmiş ve zengin olmuşlardır. Şimdi Ermenistan’daki Ermenileri durumları çok kötüdür.
Ermenistan’daki Ermenilerin ekonomik sorunları vardır. Perişan durumdadırlar. Bu yetmiyormuş gibi Azerilerle de savaş içindedirler. Bu savaş sebebiyle hem Azeriler hem de Ermeniler perişan haldedirler. Ermenistan’daki Ermenilerin durumunu düzeltmek, Türkiye’deki ve ABD’deki Ermenilerin görevidir. Azerilerin durumunu düzeltmek de Türklerin ve İranlıların görevidir. Gürcülerin de durumları çok acıdır. Onlarla ilgilenmek de Türkiye’de yaşayan Gürcülerin görevidir.
Yapılacak iş Türkiye’de bir Kafkasya Vakfı kurmadır. Bu vakıf önce bu üç Kafkas halkları arasındaki sorunları hakemler yoluyla çözmeli, bunlar barışmalıdır. Sonra da bunların sefalet durumlarına son vermek için vakıf proje hazırlamalıdır.
Çözüm yüz dairelik lojmanlı işyeri apartman projesidir.
Gürcü, Ermeni ve Azeri apartmanları oluşturulmalıdır. Bu apartmanlar nizasız yerlerde kurulmalıdır. Dünyanın neresinden olursa olsun, Gürcü veya Ermeni veya Azeri halkları buraya yerleştirilmelidir.
Bu apartmanlar iki önemli görevi görecektir. Önce Kafkasya’da yaşayan halklardan kimse işsiz kalmayacaktır. Dolayısıyla barış kolay sağlanacaktır. Sonra buradan geçim dolayısıyla dünyaya yayılan Gürcü, Ermeni ve Azeri halklarını buraya toplayacaktır. Dolayısıyla buranın nüfusu artacaktır.
Kafkas ülkesi çok verimli ülkedir. Önce çok çeşitli madenlere sahiptir. Bunun yanında çok çeşitli bitki örtüsü vardır. Kafkas Dağları sebebiyle iklimi yumuşaktır, bol kar ve yağmur yapar. Her türlü tarım üretimine elverişlidir. Bunun dışında yağmur ve kar sebebiyle, bitki örtüsü sebebiyle çok sağlıklı bir iklime sahiptir. En çok dinlenme alanlarına sahiptir. Manzaralı dağları eşsizdir.
Burada kuracağımız yüz dairelik lojmanlı işyerleri apartmanları kârlı işler yapacaktır. Biz onların mallarını rahatlıkla pazarlayabiliriz. Dolayısıyla buralarda yapılacak yatırımlar en kısa zamanda kendilerini amorti eder. İstanbul’da kuracağımız Kafkasya Vakfı bunlarla ilgili projeler hazırlayacak; Gürcistan’a, Ermenistan’a ve Azerbaycan’a gidip bu apartmanların kurulacağı arsaları temin edecektir. Ondan sonra tüm dünyadaki Gürcü, Ermeni ve Azeri halklarından yatırım yapmaları istenecektir.
Böylece asrın sonunda bir Kafkas uygarlığı doğmuş olacaktır.
Biz Akevler olarak böyle bir vakfa her türlü katkıda bulunmaya -arkadaşların adına- hazırız diyorum.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92