Kur’an’da yollar için bütçelerden tahsis ayrılmıştır. Devlet, il ve bucak bütçelerinde üçte bire varan pay ayrılmıştır. Yol Allah’ın yani halkın yoludur. Herkes gelip geçer. Yolculardan bedel almak İslâmiyet’te yasaktır, haramdır.
Gelecekte paralı yollar kalkacak, herkes ücretsiz gelip geçecektir.
Yeni yollar nasıl yapılacaktır?
İnsanlık kıtalara parsellenir. Kıtalardan ülkelere toprak verilir. Ülkeler bölgelere parsellenir. Bölge topraklarından illere toprak verilir. İl ilçelere parsellenir ve ilçe topraklarından bucaklara yerler verilir. Bucak semtlere parsellenir. Semtlerden ocaklara arsalar verilir. Semtlerde işletmeler kurulur.
Bir inşaat yapıldığı zaman onun beşte biri kamuya ait olur, bu pay beşe ayrılır.
Beşte biri o siteye altyapı yapana verilir. Beşte biri ile o bucağın altyapısı yani yolları yapılır. Beşte biri ile illerin altyapısı yapılır. Beşte biri ile ülkenin altyapısı yapılır. Beşte biri ile insanlığın altyapısı ve yolları yapılır.
O halde “Adil Düzen” geldiği zaman tüm yollar, elektrik hatları dâhil, kamunun olacak ve kamu bunlardan parasız yararlanacaktır. Artvin’de elektrik üreteceksin, İstanbul’da alacaksın ve ücret ödemeyeceksin. Yahut belli işletme masrafı alınacak, kira alınmayacak.
Durum böyle olunca;
Şimdi para ile yol yapanlar, sonra para ile satın alanlar ne yapacaklar?
Onların elinden bir gün bile kaybetmeden yollar ve köprüler alınıp kamulaştırılacak.
Peki, bunlara ne ödenecek, onlara ne ödeyeceğiz?
Onu şimdiden bilmelidirler ki ona göre yatırım yapsınlar veya satın alsınlar.
Yolu kendileri yapmışlarsa, yaptıkları masrafları yani istihkakları, o zamana kadar aldıkları meblağlar işletme karşılığı olduğu için düşülmeyecektir.
İnşaat bitmiş, kendisini amorti etmiş, artık kamunun malı olmuş bir yolu veya köprüyü, camiyi veya okulu satmak asla caiz değildir. Dolayısıyla bu tür bâtıl işleme giriştikleri için mallar derhal ellerinden alınır ve hiçbir şey ödenmeyebilir.
Yahut akit bâtıl değil de fasit farz edilir. O zamana kadar aldıkları kiralar düşülür. Satın aldıkları zamandaki meblağın maliyeti kendilerine iade edilir. Bu iade demir veya toprak parası ile yapılır.
O halde AK Parti’nin bugün müşteri bulup satması meşru değildir ama bize bir zararı yoktur. Çünkü yarın biz taşınmazlara el koyduğumuz zaman karşı taraf hakemlere gidecek, hakemler de Adil Düzen fıkhına göre hükmedeceklerdir.
Demek ki asıl sorun olan AK Parti’nin köprüleri ve yolları satması değildir. Asıl sorun olan Adil Düzene göre fıkhın ortaya konmasıdır. Bu yalnız Kur’an ehlinin fıkhı olmayacaktır. Bütün ehli kitabın katkısıyla oluşacak insanlık fıkhı olacaktır. Hakemler bu fıkha göre hükmedeceklerdir. Etmeyen hakemler olursa, onlar muhakeme edilecek, tazminatı hakemin dayanışması ödeyecektir.
Bu sebepledir ki Adil Düzen Çalışanları günlük siyasetle meşgul olmazlar.
Biz tahlillerimizde günlük siyaseti değerlendiriyoruz ama onları tenkit etmek için değil, sizlere onların yanlışlarını göstermek için tenkit ediyoruz. Yoksa iktidar olsak belki biz de onların yaptıklarını yapmak zorunda kalırız.
İktidarı uyarmak için de müçtehide ihtiyacımız vardır. Müçtehitler nebilerin yerini alacaklardır. Artık peygamber yok. Allah onu sona erdirdi, yerine içtihadı koydu. Fıkıhçılar içtihatlarını koydular. Sonra içtihadı da kaldırarak şeriata son verdiler. Eski hükümdarlar fiilen son verdiler. Şeriatı ilga edenler içtihada resmen son verdiler. Sandılar ki Tanrı öldü! Ama şimdi yeniden içtihat müessesesi ihya olacak, uluslararası adil hükümler konacak ve sömür son bulacaktır. Sömürünün azgınlığı buradan yani bu boşluktan geliyor.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92