Bir baba düşünün; çarpmış, çırpmış, gasp etmiş, haram kazançla servet edinmiştir. Bu durum yargı tarafından tesbit edilip malları elinden alınmamıştır. Bu baba öldüğü zaman bu servet vârislere miras olarak dağıtılmaktadır. Çocuklarından biri çok muttaki kimsedir, haram kazancından kaçınmaktadır. Muttaki annesinin yolunu tutmaktadır. Bu çocuk babasının haram kazançla elde ettiği serveti ne yapacaktır? Bu haramdır ben istemem deyip ret mi edecektir?

Buna yetkisi yoktur. Çünkü Kur’an’da “Mâ tereke” denmektedir. Kaynağı araştırılmadan baba mirası oğluna intikal eder. Bu sebepledir ki İslâmiyet’te reddi miras yoktur. Çünkü bir servete mâlik olmak yalnız hak değildir, onu koruma görevi de vardır. Dolayısıyla çocuk babasından gelen mallara sahip çıkıp onu korumakla da görevlidir.

Oğulun görevi babasından gelen mirasın helal veya haramlığını araştırmakla ne görevlidir ne de yetkilidir. Gasp edilenler miras taksim edilmeden önce ölünün terekesine dava açarlar, miras taksim edildikten sonra vârislere kimse dava açamaz. O halde oğulun görevi babasından kendisine intikal eden serveti şeriata göre yönetmedir. Yoksa babam bunu haram kazançla elde etti, bunu reddederim diyemez.

Bu özel mülkiyette böyle olduğu gibi bir devlet başkanının halefi de selefin elde ettiği saltanatın meşru veya gayrimeşruluğuna bakmaz, o anda mevcut olan mülkü yani devleti şeriat hükümlerine göre yönetir. Biz bugün cumhuriyetimizi Adil Düzen içinde yönetme durumundayız. Selçukluların ve Osmanlıların yaptıkları haksız saldırılardan biz sorumlu değiliz. ABD de bugün devletini şeriata göre yönetmekle yükümlüdür, yoksa atalarının Amerikan yerlilerine yaptıkları zulümden bugünkü yöneticiler sorumlu değildir. Kur’an bunu açıkça söyler; onların yaptıkları onlara aittir, sizin yaptığınız de size aittir. Siz onların yaptıklarından sorumlu olmazsınız. Başka bir âyette de; mülkün mâliki sensin, dilediğinden alır dilediğine verirsin diyor. O halde bugün biz Cumhuriyetin sahibi isek, ABD halkı devletlerinin sahibi ise bunu bizlere Allah vermiştir. Eskilerin yaptıklarından biz sorumlu değiliz.

Hükümet Suriye konusunda bunun için haksızdır. Beşşar Esad bugün iktidardadır. Babasının yaptığından o sorumlu değildir. İktidarı ona babası değil Allah vermiştir. Şeriata göre yönetmek görevidir. Halkın otoriteye itaat etmesi gerekir. Yargıya gitme hakları vardır. O topraklardan hicret etme yetkileri vardır ama hiçbir zaman mevcut otoriteye isyan etme yetkileri yoktur. Bizim yapacağımız şey onların arasındaki çatışmayı artırmak ve kışkırtmak değil, aralarındaki nizayı sona erdirmektir. Esad’a diyeceğiz ki; bırak, senin yönetimini istemeyenleri bize gönder. Biz onları barındıralım. Esad buna mani olursa yargı kararı ile Esad’ı yola getirmek borcumuzdur. Muhaliflere de diyeceğiz ki; yönetim size zulüm mü yapıyor? Buyurun gelin, topraklarımızda sizin de yeriniz vardır. Gelmeyecekseniz iktidara itaat edin. Gelmezlerse o zaman Esad’ın iktidarını desteklemeliyiz, onu takviye etmeliyiz.

Hükümet ise batılıların arzularına uyarak şeriata aykırı olarak halkı kışkırtmaktadır. Esad da isyan edenleri haklı olarak öldürmektedir. Böylece biz ıslah edeceğimize fitne sokmaktayız. Bu büyük bir hatadır. İltica edenleri barındırmak bizim insan olarak görevimizdir. Ama devamlı hicret şeklinde olmalıdır. Oradaki mal ve mülklerini devletimize bırakırlar, bizden o mülklerine tekabül edecek imkânlar sağlarız Türkiye’de yerleşirler. Bir daha geri dönmeyi unuturlar. Muhacirler Mekke’yi fethettikleri zaman kimse Mekke’ye dönmedi. Hazreti Peygamber Mekke’deki kendi evini bile ona sahip çıkandan almadı.

Ben bunları yazarken AK Parti’ye veya Başbakana karşı olduğum için yazmıyorum. Doğrusu ne ise onu Kur’an’dan aktarıyorum. Benim içtihadım hatalı ise Başbakan Erdoğan uleması ile tartışsın, sonra kararı yine kendisi versin. Böyle yapmayıp Esad nasılsa gidecek, ben öbür tarafta olayım demek zulümdür, hatadır. Cumhurbaşkanı bizi yakından tanır. Tarafları uzlaştırmak için bizi görevlendirsin, Suriye’deki savaşı şeriat hükümlerine göre durduralım.

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92