Süleyman Karagülle
KORONAVIRÜS VE SEMT KOOPERATIFLERI
6.04.2020
3585 Okunma, 1 Yorum

Koronavirüs ve Semt Kooperatifleri

İnsan uygarlaşan bir varlıktır.

İnsan her gün yenilik içindedir her gün yeni olayla karşılaşır.

Yeni bir olaya veya yeni bir soruna çözüm bulanlar yaşarlar, çözüm bulamayanlar yok olup giderler. Yeni tip virüs de işte bu sorunlardandır.

Kur’an’ın öğretileri içinde hazırlanan Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası’nda çözüm olup olmadığına bakmalıyız.

Çözüm varsa anayasa önerimiz tam, çözüm yoksa anayasamız uygarlaşmaya elverişli değildir demektir; sosyalizm ve kapitalizmde olduğu gibi çaresizdir.

Adil Düzen’e göre koronavirüs salgınına karşı yapılacaklar nelerdir?

1- Tarihte köy olarak bilinen ve 100 aileden oluşan topluluklara “semt” diyoruz. Semt, çalışmada ve yaşamada birbirleri ile anlaşmış olan kimselerin kurdukları en küçük birimdir. Her semtte 10 ocak/apartman bulunur. Her ocakta kadınlara ayrı erkeklere ayrı iki dairelik revir vardır. Herhangi bir bulaşıcı hastalık görülünce hasta önce revire alınır, hastalığın ailesine bulaşması önlenir. Semtte 10’a yakın sağlık personeli bulunur. Semt sakinleri onları kendileri seçer. Herkesin bir sağlık hizmetlisi vardır. İlçede pratisyen doktoralar bulunur. Semtteki sağlık elemanı ile irtibat kurarak ilk tedbir alınır. Durumun ciddi olması halinde ilçedeki doktor semte gelir ve revirde muayenesini yapar. Gerekli görürse hastayı ilçe polikliniğine alır ve orada tedavi eder. Orada tedavi edemezse bölge hastaneleri vardır, oraya sevk eder. Orada tedavi edilemezse insanlığın ihtisas hastaneleri vardır, oraya sevk edilir. Bütün bunlarda hastadan herhangi bir karşılık istenmez. Herkes tam sigortalıdır. Hastanın masrafları semt kooperatifleri tarafından dayanışma içinde karşılanır.

2- Semt kooperatiflerinde çalışma yerleri vardır. Bütün semt sakinleri orada çalışabilir. İş bulur. Semtte üretilen mallar semt ambarına konur. Nakliye ilçe laboratuvarlarına götürür, ilçe laboratuvarlarında tahlil edilerek etiketlenir. Bölge fabrikalarına gider. Bölge fabrikalarında mamul hale getirilerek etiketlenir. Tüm dünya bölge toptancılarına satılır. Onlar da ilçe tüccarlarına satarlar. Onlar da semt bakkallarına satarlar. Halk tüm malları semt tüccarlarına satar, tüm malları sem tüccarlarından alır. Halk semt içinde çalışır ve üretir, semt içinde alır ve satar. Normal zamanlarda halkın semt dışında çalışması da serbesttir. Malını istediği yere satması da serbesttir. Olağanüstü hallerde bu semt tarafından yasaklanır. Bucaklar başka bucaklara, iller başka illere, ülkeler başka ülkelere, tüccarlar dışında alış-verişi yasaklayabilir. İnsanlık ülkelere, ülkeler illere, iller bucaklara, bucaklar semtlere yasaklar koyamaz.

3- Her semtte o semtte olanların rahatlıkla çalışabilecekleri işyerleri vardır. Olağanüstü hallerde herkes kendi işyerinde çalışarak yaşar. Her semtte en az altı aylık ihtiyaç stokları vardır ve altı ay hiçbir şey almadan yaşayabilir. Bunu bir yıla da çıkarabilir. Her semt kendisi altı aylık suyunu kendisi temin eder. Her semt altı ay kendi elektriğini kendisi üretir. Her semtin altı aylık yakıtı vardır. Gaz kesildiğinde bir sene üşümeden yaşar. Olağanüstü hallerinde semt altı ay tüm giriş ve çıkışları durdurabilir.

4- Herkesin cep telefonu vardır. Kendisine semt kooperatifleri tarafından verilir. Herkesin haberleşme hakkı vardır, yarısı bedava sistemi uygulanır. Herkesin seyahat hakkı vardır, yarısı bedava sistemi uygulanır. Olağanüstü hallerinde görüşmeler serbesttir. Buluşmalar ise yerinden alınan kararla yasaklanabilir. Bucak başka bucaklara gidiş gelişleri, iller başka illere gidiş gelişleri, ülkeler başka ülkelere gidiş gelişleri yasaklayabilirler. Tedaviler karşılıksızdır. Ekonomide al kapıda sat kapıda ilkesi uygulanır. Dolayısıyla hayatta hiçbir aksama olmaz.

5- Bugün alınan tedbirlerin bir yıl sürdüğünü düşünelim. Tarım arazileri ekilmeyecek, biçilmeyecek, üretim duracak, alışlar ve satışlar duracak. Bir sene sonra tüm insanlık açlık içine girecektir. Derin güç halkı sokağa dökecek, insanlar manavları bakkalları yağmalayacaktır. Yiyecek bulamayınca birbirlerini yiyeceklerdir. Derin güç insanlığı buna hazırlıyor.

6- Korona 19 virüsü sıradan virüslerden daha tehlikeli değildir. Derin güç virüsü kendisi üretmese bile sıradan bir virüsü abartmıştır. Gereksiz aşırı tedbirleri aldırtıyor, insanlığı açlığa ve anarşiye hazırlatıyor. Bunu önce Muhterem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın anlaması, sonra da yakın görüşmeler içinde olduğu Trump, Putin, Şi ve Papa’ya anlatması gerekir. Savunma ile savaş kazanılmaz. Savunma ile sadece zaman kazanılır. Zafer ise ancak karşı saldırı ile elde edilir. Derin güçler saldırmıştır. Savunmalıyız ama aynı zamanda karşı saldırıya geçmek için hazırlanmalıyız. Saldırı biyolojik değildir. Saldırı psikolojiktir. Karşı saldırıyı da psikolojik olarak yapabiliriz. Bu güç ise hem Erdoğan hem de temasta bulunduğu liderlerde vardır. Yeter ki ilahi mesajlara kulak verilsin, versinler.

Bu yazımı Sayın İstanbul Valisine arz ediyorum ve kendisinin bunu Sayın Cumhurbaşkanına açıklamalarını ise takdirlerine bırakıyorum.

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
06.04.2020
12:30


1967...1968...1969...AKEVLER 54 YILDIR ÇALIŞIYOR...2018...2019...2020

ZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

ZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 1058

ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 1058. Hafta - 04 NİSAN 2020 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 1058. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?” (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.” (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ, Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

***

*ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

KORONAVİRÜS VE SEMT KOOPERATİFLERİ

Süleyman KARAGÜLLE

***

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-5

Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-6

Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-7

Virüs dünya düzeni mi, Adil Dünya Düzeni mi?-8

Reşat Nuri EROL

***

FURKAN SÛRESİ- 11. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

تَبَارَكَ الَّذِي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلَى عَبْدِهِ لِيَكُونَ لِلْعَالَمِينَ نَذِيرًا (1) الَّذِي لَهُ مُلْكُ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ وَلَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِي الْمُلْكِ وَخَلَقَ كُلَّ شَيْءٍ فَقَدَّرَهُ تَقْدِيرًا (2) وَاتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ آلِهَةً لَا يَخْلُقُونَ شَيْئًا وَهُمْ يُخْلَقُونَ وَلَا يَمْلِكُونَ لِأَنْفُسِهِمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا وَلَا يَمْلِكُونَ مَوْتًا وَلَا حَيَاةً وَلَا نُشُورًا (3)وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ وَأَعَانَهُ عَلَيْهِ قَوْمٌ آخَرُونَ فَقَدْ جَاءُوا ظُلْمًا وَزُورًا (4) وَقَالُوا أَسَاطِيرُ الْأَوَّلِينَ اكْتَتَبَهَا فَهِيَ تُمْلَى عَلَيْهِ بُكْرَةً وَأَصِيلًا (5) قُلْ أَنْزَلَهُ الَّذِي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضِ إِنَّهُ كَانَ غَفُورًا رَحِيمًا (6) وَقَالُوا مَا لِهَذَا الرَّسُولِ يَأْكُلُ الطَّعَامَ وَيَمْشِي فِي الْأَسْوَاقِ لَوْلَا أُنْزِلَ إِلَيْهِ مَلَكٌ فَيَكُونَ مَعَهُ نَذِيرًا (7) أَوْ يُلْقَى إِلَيْهِ كَنْزٌ أَوْ تَكُونُ لَهُ جَنَّةٌ يَأْكُلُ مِنْهَا وَقَالَ الظَّالِمُونَ إِنْ تَتَّبِعُونَ إِلَّا رَجُلًا مَسْحُورًا (8) انْظُرْ كَيْفَ ضَرَبُوا لَكَ الْأَمْثَالَ فَضَلُّوا فَلَا يَسْتَطِيعُونَ سَبِيلًا (9)تَبَارَكَ الَّذِي إِنْ شَاءَ جَعَلَ لَكَ خَيْرًا مِنْ ذَلِكَ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ وَيَجْعَلْ لَكَ قُصُورًا (10) بَلْ كَذَّبُوا بِالسَّاعَةِ وَأَعْتَدْنَا لِمَنْ كَذَّبَ بِالسَّاعَةِ سَعِيرًا (11) إِذَا رَأَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَعِيدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظًا وَزَفِيرًا (12) وَإِذَا أُلْقُوا مِنْهَا مَكَانًا ضَيِّقًا مُقَرَّنِينَ دَعَوْا هُنَالِكَ ثُبُورًا (13) لَا تَدْعُوا الْيَوْمَ ثُبُورًا وَاحِدًا وَادْعُوا ثُبُورًا كَثِيرًا (14) قُلْ أَذَلِكَ خَيْرٌ أَمْ جَنَّةُ الْخُلْدِ الَّتِي وُعِدَ الْمُتَّقُونَ كَانَتْ لَهُمْ جَزَاءً وَمَصِيرًا (15) لَهُمْ فِيهَا مَا يَشَاءُونَ خَالِدِينَ كَانَ عَلَى رَبِّكَ وَعْدًا مَسْئُولًا (16) وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ وَمَا يَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ فَيَقُولُ أَأَنْتُمْ أَضْلَلْتُمْ عِبَادِي هَؤُلَاءِ أَمْ هُمْ ضَلُّوا السَّبِيلَ (17) قَالُوا سُبْحَانَكَ مَا كَانَ يَنْبَغِي لَنَا أَنْ نَتَّخِذَ مِنْ دُونِكَ مِنْ أَوْلِيَاءَ وَلَكِنْ مَتَّعْتَهُمْ وَآبَاءَهُمْ حَتَّى نَسُوا الذِّكْرَ وَكَانُوا قَوْمًا بُورًا (18) فَقَدْ كَذَّبُوكُمْ بِمَا تَقُولُونَ فَمَا تَسْتَطِيعُونَ صَرْفًا وَلَا نَصْرًا وَمَنْ يَظْلِمْ مِنْكُمْ نُذِقْهُ عَذَابًا كَبِيرًا (19) وَمَا أَرْسَلْنَا قَبْلَكَ مِنَ الْمُرْسَلِينَ إِلَّا إِنَّهُمْ لَيَأْكُلُونَ الطَّعَامَ وَيَمْشُونَ فِي الْأَسْوَاقِ وَجَعَلْنَا بَعْضَكُمْ لِبَعْضٍ فِتْنَةً أَتَصْبِرُونَ وَكَانَ رَبُّكَ بَصِيرًا (20) وَقَالَ الَّذِينَ لَا يَرْجُونَ لِقَاءَنَا لَوْلَا أُنْزِلَ عَلَيْنَا الْمَلَائِكَةُ أَوْ نَرَى رَبَّنَا لَقَدِ اسْتَكْبَرُوا فِي أَنْفُسِهِمْ وَعَتَوْا عُتُوًّا كَبِيرًا (21) يَوْمَ يَرَوْنَ الْمَلَائِكَةَ لَا بُشْرَى يَوْمَئِذٍ لِلْمُجْرِمِينَ وَيَقُولُونَ حِجْرًا مَحْجُورًا (22) وَقَدِمْنَا إِلَى مَا عَمِلُوا مِنْ عَمَلٍ فَجَعَلْنَاهُ هَبَاءً مَنْثُورًا (23) أَصْحَابُ الْجَنَّةِ يَوْمَئِذٍ خَيْرٌ مُسْتَقَرًّا وَأَحْسَنُ مَقِيلًا (24) وَيَوْمَ تَشَقَّقُ السَّمَاءُ بِالْغَمَامِ وَنُزِّلَ الْمَلَائِكَةُ تَنْزِيلًا (25) الْمُلْكُ يَوْمَئِذٍ الْحَقُّ لِلرَّحْمَنِ وَكَانَ يَوْمًا عَلَى الْكَافِرِينَ عَسِيرًا (26) وَيَوْمَ يَعَضُّ الظَّالِمُ عَلَى يَدَيْهِ يَقُولُ يَالَيْتَنِي اتَّخَذْتُ مَعَ الرَّسُولِ سَبِيلًا (27) يَاوَيْلَتَا لَيْتَنِي لَمْ أَتَّخِذْ فُلَانًا خَلِيلًا (28) لَقَدْ أَضَلَّنِي عَنِ الذِّكْرِ بَعْدَ إِذْ جَاءَنِي وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنْسَانِ خَذُولًا (29) وَقَالَ الرَّسُولُ يَارَبِّ إِنَّ قَوْمِي اتَّخَذُوا هَذَا الْقُرْآنَ مَهْجُورًا (30) وَكَذَلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا مِنَ الْمُجْرِمِينَ وَكَفَى بِرَبِّكَ هَادِيًا وَنَصِيرًا (31) وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْلَا نُزِّلَ عَلَيْهِ الْقُرْآنُ جُمْلَةً وَاحِدَةً كَذَلِكَ لِنُثَبِّتَ بِهِ فُؤَادَكَ وَرَتَّلْنَاهُ تَرْتِيلًا (32) وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا (33) الَّذِينَ يُحْشَرُونَ عَلَى وُجُوهِهِمْ إِلَى جَهَنَّمَ أُولَئِكَ شَرٌّ مَكَانًا وَأَضَلُّ سَبِيلًا (34)وَلَقَدْ آتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَا مَعَهُ أَخَاهُ هَارُونَ وَزِيرًا (35) فَقُلْنَا اذْهَبَا إِلَى الْقَوْمِ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا فَدَمَّرْنَاهُمْ تَدْمِيرًا (36) وَقَوْمَ نُوحٍ لَمَّا كَذَّبُوا الرُّسُلَ أَغْرَقْنَاهُمْ وَجَعَلْنَاهُمْ لِلنَّاسِ آيَةً وَأَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ عَذَابًا أَلِيمًا (37) وَعَادًا وَثَمُودَ وَأَصْحَابَ الرَّسِّ وَقُرُونًا بَيْنَ ذَلِكَ كَثِيرًا (38) وَكُلًّا ضَرَبْنَا لَهُ الْأَمْثَالَ وَكُلًّا تَبَّرْنَا تَتْبِيرًا (39) وَلَقَدْ أَتَوْا عَلَى الْقَرْيَةِ الَّتِي أُمْطِرَتْ مَطَرَ السَّوْءِ أَفَلَمْ يَكُونُوا يَرَوْنَهَا بَلْ كَانُوا لَا يَرْجُونَ نُشُورًا (40) وَإِذَا رَأَوْكَ إِنْ يَتَّخِذُونَكَ إِلَّا هُزُوًا أَهَذَا الَّذِي بَعَثَ اللَّهُ رَسُولًا (41) إِنْ كَادَ لَيُضِلُّنَا عَنْ آلِهَتِنَا لَوْلَا أَنْ صَبَرْنَا عَلَيْهَا وَسَوْفَ يَعْلَمُونَ حِينَ يَرَوْنَ الْعَذَابَ مَنْ أَضَلُّ سَبِيلًا (42) أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا (43) أَمْ تَحْسَبُ أَنَّ أَكْثَرَهُمْ يَسْمَعُونَ أَوْ يَعْقِلُونَ إِنْ هُمْ إِلَّا كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ سَبِيلًا (44) أَلَمْ تَرَ إِلَى رَبِّكَ كَيْفَ مَدَّ الظِّلَّ وَلَوْ شَاءَ لَجَعَلَهُ سَاكِنًا ثُمَّ جَعَلْنَا الشَّمْسَ عَلَيْهِ دَلِيلًا (45) ثُمَّ قَبَضْنَاهُ إِلَيْنَا قَبْضًا يَسِيرًا (46) وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ اللَّيْلَ لِبَاسًا وَالنَّوْمَ سُبَاتًا وَجَعَلَ النَّهَارَ نُشُورًا (47) وَهُوَ الَّذِي أَرْسَلَ الرِّيَاحَ بُشْرًا بَيْنَ يَدَيْ رَحْمَتِهِ وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً طَهُورًا (48) لِنُحْيِيَ بِهِ بَلْدَةً مَيْتًا وَنُسْقِيَهُ مِمَّا خَلَقْنَا أَنْعَامًا وَأَنَاسِيَّ كَثِيرًا (49) وَلَقَدْ صَرَّفْنَاهُ بَيْنَهُمْ لِيَذَّكَّرُوا فَأَبَى أَكْثَرُ النَّاسِ إِلَّا كُفُورًا (50) وَلَوْ شِئْنَا لَبَعَثْنَا فِي كُلِّ قَرْيَةٍ نَذِيرًا (51) فَلَا تُطِعِ الْكَافِرِينَ وَجَاهِدْهُمْ بِهِ جِهَادًا كَبِيرًا (52) وَهُوَ الَّذِي مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ هَذَا عَذْبٌ فُرَاتٌ وَهَذَا مِلْحٌ أُجَاجٌ وَجَعَلَ بَيْنَهُمَا بَرْزَخًا وَحِجْرًا مَحْجُورًا (53) وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا وَكَانَ رَبُّكَ قَدِيرًا (54) وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لَا يَنْفَعُهُمْ وَلَا يَضُرُّهُمْ وَكَانَ الْكَافِرُ عَلَى رَبِّهِ ظَهِيرًا (55) وَمَا أَرْسَلْنَاكَ إِلَّا مُبَشِّرًا وَنَذِيرًا (56) قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ إِلَّا مَنْ شَاءَ أَنْ يَتَّخِذَ إِلَى رَبِّهِ سَبِيلًا (57) وَتَوَكَّلْ عَلَى الْحَيِّ الَّذِي لَا يَمُوتُ وَسَبِّحْ بِحَمْدِهِ وَكَفَى بِهِ بِذُنُوبِ عِبَادِهِ خَبِيرًا (58) الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ الرَّحْمَنُ فَاسْأَلْ بِهِ خَبِيرًا (59)

***

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا (60) تَبَارَكَ الَّذِي جَعَلَ فِي السَّمَاءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ فِيهَا سِرَاجًا وَقَمَرًا مُنِيرًا (61) وَهُوَ الَّذِي جَعَلَ اللَّيْلَ وَالنَّهَارَ خِلْفَةً لِمَنْ أَرَادَ أَنْ يَذَّكَّرَ أَوْ أَرَادَ شُكُورًا (62) وَعِبَادُ الرَّحْمَنِ الَّذِينَ يَمْشُونَ عَلَى الْأَرْضِ هَوْنًا وَإِذَا خَاطَبَهُمُ الْجَاهِلُونَ قَالُوا سَلَامًا (63) وَالَّذِينَ يَبِيتُونَ لِرَبِّهِمْ سُجَّدًا وَقِيَامًا (64) وَالَّذِينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا اصْرِفْ عَنَّا عَذَابَ جَهَنَّمَ إِنَّ عَذَابَهَا كَانَ غَرَامًا (65) إِنَّهَا سَاءَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا (66) وَالَّذِينَ إِذَا أَنْـفَقُوا لَمْ يُسْرِفُوا وَلَمْ يَقْتُرُوا وَكَانَ بَيْنَ ذَلِكَ قَوَامًا (67)

***

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ

Va EiÜAv QIyLa LaHuM (Va EiÜAv FuGıLa LaHuM)

“Ve onlara kavl edildiğinde de”

Haber alma teşkilatı kurulmuş, sonunda bugünkü halk oylamasına benzer ama ondan çok ileri bir şekilde insanlardan yeter bilgi toplanmış olur. Halkın oyu okuyucuların ortak olduğu haftalık dergide ortakların çevrelerini dinleyerek aldıkları bilgilerle oluşur.

Elde edilen sağlıklı bilgilere dayanılarak içtihatta bulunulur. Yeni düzen için gerekenler yapılır ve söylenir. وَ harfinin gelmesi yapılacak ve söylenecek başka şeyler de olur demektir. Burada bir tane örnek verir. إِذَا gelmesi bunun gerçekleşeceği anlamını taşır. Yani biz yarın iktidar olduğumuz zaman bu görevi yapmış olacağız demektir.

Burada قِيلَ meçhul gelmiştir. Kime söyleneceği belirtilmemiştir. İmam değil de soruşturma ve yargılama sonunda söylenmesi gerekenler söylenecek demektir. Buradaki zamir ortaklık sistemine karşı gelen, direnen ve tövbe etmeyen kimseler olup yenildikleri zaman onlara söylenilecekleri ifade eder.

Nasıl mağlup olurlar? Öncelikle karşılıksız dolar altın bonosu karşısında iflas eder. Doları değersiz hale geldiğinde artık güvendikleri orduları, besledikleri terörü olamaz. Basın da besleme olduğu için gücünü yitirir. Okulları ve üniversiteleri de çalışamaz hale gelir. Hâsılı iflas etmiş olurlar ama savaşla değil ortaklık düzeni karşısında iflas ederler.

اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ

usCuDUv LielRaXMAvNı (uFGuLUv LieLFaGLAvNı)

Rahman’a secde edin”

الرَّحْمَن kelimesi Furkan’ı indiren olarak surenin başında geçmiştir.

Ortaklık sisteminin en önemli özelliği yeryüzünün Rahman’a ait olmasıdır. İnsanları ortak etmektedir. Çalışanlar oradan Rahim sıfatına göre ücret alırlar. Yarısı onlara kalır diğer yarısı ile Allah’ın Rahman sıfatı tecelli eder. “Errahmanirrahim”de bu hususa işaret edilir. Nispet belirtmediğine göre usulcülerin kuralları ile yarıya bölünür. Furkan; bu düzenin, ortaklık düzeninin adıdır.

Buraya kadar olaylar anlatılmış, mücadele ele alınmıştır. Bundan sonra sure geleceği bize anlatır. Gelecek ise Allah’ın Rahman sıfatı ile tecelli eder.

Bundan önceki ayette Rahman’a yani habir olana sor denilirken şimdi onların rahman düzenine takınılacak tavır beyan edilmiş olur.

Secde etme, ben yalnız sana kulluk ederim ve senden yardım isterim manasına gelir. Bu secdenin nimetlerine karşı görev görürüm. Rahmet de rahmandan gelenlerdir. Ben yalnız sana işçi olurum demektir. Bediüzzaman buna “Esir ortadan kalkmadan ecir onun yerine geldi” demek suretiyle işaret etmiştir.

İşçilik düzeninden ortaklık düzenine geçme demek rahmana secde etme demektir.

Kendilerine ortaklık düzenine geçin dendiğinde onlar şu cevabı verirler.

قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ

QAvLUv Va Ma elRaXMAvNu (FaGaLUv Va Ma eLFaGLAvNu)

Rahman da ne diye kavlettiler”

Başka şeyler söylerler, başka direnmeler gösterirler. Rahman da ne imiş derler. وَ ile onun için gelmiştir. وَمَنْ الرَّحْمَنُ denilmiyor da وَمَا الرَّحْمَنُ şeklinde geliyor. Demek ki itiraz ettikleri Allah veya Rab olmayıp ortaklık düzenidir. Patron yerine, işçi yerine, ortaklar var. Rahman düzeninde herkes kendi istediği işi partilerin/kamunun güdümü ile değil kendi içtihadı ile yapar.

Kapitalistler hep rahim sıfatı ile hareket ederler. Sosyalistler hep rahman sıfatı ile hareket ederler. Birisinde Sermaye, diğerinde Devlet egemen olur. Kur’an düzeni ise hem yarısı rahman hem de yarısı rahim sıfatları ile oluşur. Böylece denge ve uyum içinde bir düzen ile karşılaşılmış olur.

أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا

EaNaSCuDu LıMAv TaEMuRuNAv (Ea NaFGaLu LiMAv TaFGuLuNAv)

“Bize emrettiğine mi secde edelim?”

Yine مَنْ getirmeyip مَا ile getiriyor.

Biz sizin ortaklık düzeni için mi çalışacağız? Bizim patronlarımız var, biz onlara secde ederiz. Para babalarımız var, silah babalarımız var. Rahman da ne oluyor?

Demek ki onlar işçilik düzeni için direneceklerdir. Allah bunu bize bildirmiş oluyor. Bildirilenle karşılaşılacak demektir. Burada emir sığası gelmektedir.

Ortaklık düzeni iktidar olduğunda onlara geçmişte yaptıklarının hesabı sorulmayacak mıdır? Kamuya karşı işlenmiş suçlar cezalandırılmayacak mıdır? Kendilerinden geçmişin hesabı sorulması yerine sadece ortaklık sistemini kabul etmeleri istenecektir. Sadece bu emredilecektir, ayet bize bunu açıkça söylüyor. إِذَا ile başlayan yerde anlatılıyor. Demek ki ortaklık sistemi gelecektir. Yeni düzende onlara ne yapılacağı ve nasıl davranılacağı ifade ediliyor.

Yapılacaklar şunlardır: Semtleri ayrılır, bucakları ayrılır, illeri de ayrılır. Kendi hallerine bırakılır. Bize zarar vermedikleri takdirde onlara karışılmaz, vergi istenmez, hizmetler de verilmez. Güvenlikleri kendi kendilerine terk edilir ve korunmazlar. Bizim bucaklarımıza, illerimize veya herkese açık bırakılan yerlerimize girdiklerinde hukukun kuralları onlara da uygulanır. Saldırırlarsa karşılık olarak onlara saldırılır.

وَزَادَهُمْ نُفُورًا (60)

Va ZAvDaHuM NuFUvRan (Va FaGaLaHuM FuGUvLan)

“Ve onları nufuren ziyade etti.”

Burada ziyade eden kavilleri olabilir. Bir şey söylemeyip sussalar nefretleri o kadar artmayacak iken tartışmaya girdiklerinden hem nefretleri hem de hasımlıkları artar.

İnsanlar iki grupta toplanırlar.

Ehli Hak olanlar, sorunlarını hakemlerin denetiminde barış yoluyla çözerler.

Ehli şirk ise sorunlarını silah zoru ile çözmeye kalkışırlar ve soykırım yaparlar.

Biz onlarla tartışırız. Onlar yola gelmezler. Onların nefretleri artar. Ama halk bizim tartışmalarımızı takip edince sonunda bizim yanımızda olmaya karar verir. Fetih ve yardım gelmiş olur. Biz söyleriz, onlar karşı çıkarlar ve sonunda onlar helak olup giderler. Buna karşılık tartışmalara kulak veren halk sonunda bizim/hakkın yanında olur.

Bir savaş gazisi anlatıyor. Savaşın en kızgın bir döneminde ben bir beyaz bayrak kaldırdım, kısa bir süre sonra beyaz bayrak sayısı 3000’e çıktı. Savaşın kuralı budur. Dengede zannederken veya en beklenmedik bir sırada birden bir taraf sıfır haline gelir. Suriye’de şimdi böyle bir zafer elde ediliyor. Şurası bilinmelidir ki bizimle savaşan Esat değildir hatta Trump ile Putin de değildir. Bizimle savaşan derin Sermaye’dir. Belki de Rothshildler bile sadece görünürdekilerdendir. Ama Sermaye’nin sonu artık gelmektedir. Çünkü Sermaye bizimle değil ortaklık sistemi ile yani Rahmanla savaşıyor. Galip gelmesi mümkün müdür? Buna inananın aklına şaşarım.

YORUM

Rahman düzenini iyi kavramak gerekir. Kapitalistlerde kimin parası varsa patron odur. Halk birer köledir, çalışır ve karnını doyurur. Bu söylediğim yeni değildir. Avrupalılar Amerika’ya gidince bol imkânlar ile karşılaştılar ama işçileri yoktu. Amerika’ya gidenler zencileri zorla yakalayıp köleleştirerek götürmüşlerdir. Böylece ABD’de tarım köleler kullanılarak yapılmıştır. Sanayi devrimi gelişince kuzeydekiler işçi bulamayınca güneydeki köleleri ayaklandırdılar. Hürriyetleri karşılığında işçi haline getirdiler. Bir başka deyişle köleleri zorla sanayi sektörüne transfer ettiler. Çiftlik sahiplerinin köleleri, sermaye sahibi sanayici patronların işçileri oldular. Şimdi de devletin kölesi yapılmak isteniyor.

Hıristiyanlıkta hiç savaş yoktur, dolayısıyla esir de yoktur.

İslamiyet’te savaş vardır. Teslim olanlar öldürülmez; karşılıksız serbest bırakılır, karşılıkla serbest bırakılırlar, onlara toprak/arazi verilir ve kendi işlerini kendileri yaparlar, bunlar mümkün değilse hür ailelere verilirler ve bunlar onları iş yapacak hale getirirler.

Ortaklık sistemi insanları kölelikten ve işçilikten kurtaracaktır; silah zoru ile değil, aç bırakarak değil, ortaklık sistemi ile kurtaracaktır. Bunun için kabul ettiğimiz sistem şudur: doğal kaynaklar gibi emeksiz elde edilenler kamunundur. Bunlar halka ortak pay edilir. Ürünlerin yarısı kamuya kira payı olarak kalır yarısı da emek payı olarak çalışanlara kalır. Kamuya ait yarısı da çalışamayan veya çalışmak istemeyen kimselere bölüştürülür. Bunun için “yarısı bedava sistemi” geliştirilmiştir. İşte, Allah iş verdiğinde Rahim sıfatı ile tecelli ediyor. Geri kalan yarısını ise karşılıksız olarak muhtaçlara bölüştürüyor ve Rahman sıfatı ile tecelli ediyor.

“Erbakan anlatmadı” diyorlar.

Çok basit olan bunu herkes her gün anlatıyor.

Öz Türkçe ile:

“Ve onlara yaşatan için kapanın dendiğinde ‘Yaşatan da nedir? Bize buyurduğun için mi kapanacağız?’ dediler ve (Allah) onları kin olarak artırdı.”

Kur’an kelimeleri ile:

“Ve onlara secde edin diye kavl edildiğinde ‘Rahman da nedir? Bize emrettiğine mi secde edelim?’ diye kavl ettiler ve (Allah) onları halinde olarak ziyade etti.”

Va EiÜAv QIyLa LaHuM usCuDUv LielRaXMAvNı QAvLUv Va Ma elRaXMAvNu EaNaSCuDu LıMAv TaEMuRuNAv Va ZAvDaHuM NuFUvRan

وَإِذَا قِيلَ لَهُمُ اسْجُدُوا لِلرَّحْمَنِ قَالُوا وَمَا الرَّحْمَنُ أَنَسْجُدُ لِمَا تَأْمُرُنَا وَزَادَهُمْ نُفُورًا (60)

***


...

DEVAMI VE TAMAMI 

"SEMİNERLER"DE...






Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
ABD Başkanlık Seçimi
19.11.2016 42243 Okunma
28 Yorum 19.12.2016 21:41
Süleyman Karagülle
KABİR AZABI
25.02.2014 29514 Okunma
8 Yorum 05.03.2014 21:24
Süleyman Karagülle
Görevimiz
22.02.2014 27977 Okunma
12 Yorum 05.02.2016 21:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi'nin kuruluş tartışması
6.08.2011 19835 Okunma
9 Yorum 06.02.2016 17:34
Süleyman Karagülle
Akevler
14.07.2013 18803 Okunma
6 Yorum 22.07.2017 20:36
Süleyman Karagülle
Devlete faiz haram mıdır?
9.11.2013 17918 Okunma
Süleyman Karagülle
İlmîlik Demek “Usul” Demektir
3.10.2015 16840 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden Arapça; Neden Kuran Arapçası
9.02.2013 15604 Okunma
1 Yorum 10.02.2013 15:18
Süleyman Karagülle
Fıkha Göre Yeni Hükümet
14.06.2015 14270 Okunma
5 Yorum 28.06.2015 16:16
Süleyman Karagülle
Putin Müslüman Oldu
21.03.2015 13969 Okunma
5 Yorum 24.03.2015 11:50
Süleyman Karagülle
Tesviye mi Tasfiye mi?
1.09.2016 13791 Okunma
3 Yorum 22.09.2016 19:58
Süleyman Karagülle
Akit ve Ahit (Tekrar)
12.04.2012 13730 Okunma
1 Yorum 13.04.2012 17:57
Süleyman Karagülle
Ahmet Davutoğlu’nun Hatası
14.05.2016 13689 Okunma
3 Yorum 17.05.2016 07:37
Süleyman Karagülle
15 Temmuz 2016 Neden Yapıldı?
17.07.2016 13559 Okunma
3 Yorum 19.07.2016 19:47
Süleyman Karagülle
Kuran'ı Doğru Anlamak
30.05.2015 13547 Okunma
3 Yorum 27.11.2016 18:52
Süleyman Karagülle
R.T.Erdoğan ve F.Gülen
8.02.2014 13474 Okunma
2 Yorum 27.07.2017 01:05
Süleyman Karagülle
İnsanlık anayasası - Sam Adian'a cevap
24.02.2016 13436 Okunma
10 Yorum 26.02.2016 00:34
Süleyman Karagülle
Evlilik ve Kanun Önerisi
5.03.2016 13423 Okunma
1 Yorum 06.03.2016 01:18
Süleyman Karagülle
Akhan ve Tokul Ailelerine Açık Mektup!
5.09.2015 12958 Okunma
1 Yorum 05.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Düşen Uçak ve Suriye Meselesi
29.11.2015 12307 Okunma
4 Yorum 08.12.2015 06:11
Süleyman Karagülle
Yeniden Seçim
25.07.2015 12293 Okunma
3 Yorum 29.07.2015 03:01
Süleyman Karagülle
İdam ve Öcalan
25.06.2016 12114 Okunma
6 Yorum 02.07.2016 12:02
Süleyman Karagülle
Kesilen Hayvanlar (Mete Firidin’in görüşü üzerine)
14.04.2015 12068 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 20:19
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sisteminin Delilleri
21.05.2016 12054 Okunma
4 Yorum 22.05.2016 18:44
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-1
1.10.2011 11844 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
20.09.2015 11740 Okunma
4 Yorum 23.09.2015 18:43
Süleyman Karagülle
Darbeyi Kim Yaptı?
8.10.2016 11734 Okunma
6 Yorum 11.10.2016 13:15
Süleyman Karagülle
Davet
25.04.2015 11483 Okunma
6 Yorum 27.04.2015 10:03
Süleyman Karagülle
Kur’an Ekonomisi
3.12.2016 11447 Okunma
3 Yorum 05.12.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Sam'a cevap: Kuran'daki müşküller, müteşabihler
3.01.2016 11408 Okunma
1 Yorum 16.01.2016 14:15
Süleyman Karagülle
AK Parti’nin Kötülük ve İyilikleri
25.06.2016 11378 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE TAM İSTİHDAM
3.10.2016 11368 Okunma
Süleyman Karagülle
Sam Adian'a cevap
15.11.2015 11240 Okunma
2 Yorum 19.11.2015 21:27
Süleyman Karagülle
Üçüncü Binyıl Uygarlığı
31.10.2015 11238 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:54
Süleyman Karagülle
İki Merkez; Sermaye ve Kur’an
3.10.2015 11238 Okunma
2 Yorum 05.10.2015 08:11
Süleyman Karagülle
Koalisyon ve Çözüm
4.07.2015 11221 Okunma
3 Yorum 24.07.2015 23:29
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Tuzak!
11.04.2015 11138 Okunma
3 Yorum 13.04.2015 12:32
Süleyman Karagülle
Riba/Faiz ve Katılım Bankaları
24.01.2015 11075 Okunma
Süleyman Karagülle
Mümin kimdir?
9.05.2015 11017 Okunma
Süleyman Karagülle
Kiralar Neden Yüksek?
31.01.2015 11009 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi bekleyen tehlike; uçurum!
6.06.2015 10984 Okunma
2 Yorum 09.06.2015 08:56
Süleyman Karagülle
İstihare; “EVET/HAYIR” manası nedir?
26.02.2017 10884 Okunma
9 Yorum 04.08.2017 21:52
Süleyman Karagülle
Söz ver, oy vereyim
9.05.2015 10882 Okunma
1 Yorum 11.05.2015 09:51
Süleyman Karagülle
Akit Yorumcularına
21.07.2015 10865 Okunma
1 Yorum 22.07.2015 13:24
Süleyman Karagülle
Çağımızda Cihad
7.07.2015 10860 Okunma
3 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Mümin-Müslim Hakkında Sorular
25.05.2010 10818 Okunma
4 Yorum 07.06.2010 22:20
Süleyman Karagülle
Çağımızın sorunları
4.05.2013 10791 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:10
Süleyman Karagülle
Türkiye’nin Yeri ve Görevi
27.06.2015 10761 Okunma
1 Yorum 29.06.2015 14:04
Süleyman Karagülle
Kuran'ın değeri, Muhammed'in varlığına dair cevaplar
11.06.2016 10717 Okunma
1 Yorum 12.06.2016 17:31
Süleyman Karagülle
Korkunç Kriz ve Çaresi
16.05.2015 10634 Okunma
3 Yorum 22.05.2015 11:29
Süleyman Karagülle
İran'da zelzele ve teklif
20.04.2013 10616 Okunma
4 Yorum 25.04.2013 18:26
Süleyman Karagülle
Dershaneler
7.12.2013 10606 Okunma
8 Yorum 08.04.2014 09:25
Süleyman Karagülle
F. Gülen ve İbtihal
26.03.2016 10604 Okunma
Süleyman Karagülle
Medine Vesikası-Taha Akyol’a Cevaplar-2
25.07.2015 10597 Okunma
Süleyman Karagülle
Başkanlık Sistemi
26.11.2016 10573 Okunma
4 Yorum 29.11.2016 07:17
Süleyman Karagülle
Çözüm Süreci ve PKK sorununun çözümü
8.08.2015 10509 Okunma
2 Yorum 10.08.2015 12:00
Süleyman Karagülle
Avrasya Ekonomik Birliği
3.01.2015 10396 Okunma
3 Yorum 14.01.2015 08:18
Süleyman Karagülle
Akevler ve AK Parti
14.06.2015 10265 Okunma
Süleyman Karagülle
Vergisiz Devlet
26.12.2015 10182 Okunma
2 Yorum 26.12.2015 20:11
Süleyman Karagülle
Çözüm 100 lojmanlı işyerleri
30.03.2013 10140 Okunma
9 Yorum 13.04.2013 08:44
Süleyman Karagülle
Elektrik Kesintisi ve Çözüm Önerisi
4.04.2015 10072 Okunma
Süleyman Karagülle
Kuran'a İman ve Uymamız Gereken Dört İlke
5.11.2016 10069 Okunma
3 Yorum 13.11.2016 13:12
Süleyman Karagülle
Kur’an ve İki Lider; Putin ve Erdoğan
2.01.2016 10031 Okunma
4 Yorum 08.01.2016 15:13
Süleyman Karagülle
Ruslar ve Türkler
20.12.2015 10009 Okunma
2 Yorum 25.12.2015 14:57
Süleyman Karagülle
D E R G I !
29.04.2017 9998 Okunma
18 Yorum 16.05.2017 08:11
Süleyman Karagülle
Mısır’daki İdamlar ve Yapılması Gerekenler
23.05.2015 9983 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:09
Süleyman Karagülle
İstişare
2.11.2013 9972 Okunma
8 Yorum 13.11.2013 11:10
Süleyman Karagülle
Vadeli satış, taksit ve murabaha
22.12.2012 9883 Okunma
Süleyman Karagülle
Kenan Evren
16.05.2015 9870 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:30
Süleyman Karagülle
KUR’ANÎ ÇÖZÜM
18.04.2016 9858 Okunma
1 Yorum 18.04.2016 10:52
Süleyman Karagülle
Altın Bono
17.12.2016 9832 Okunma
2 Yorum 19.12.2016 21:21
Süleyman Karagülle
PKK, Kürtler ve Yapılması Gereken
7.11.2015 9827 Okunma
3 Yorum 11.11.2015 11:52
Süleyman Karagülle
Kıssadan hisse ve devlet yönetimi
17.05.2014 9826 Okunma
Süleyman Karagülle
Milletvekili Yemini
14.03.2015 9782 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Bir Dünya İçin Yapılması Gerekenler
19.11.2016 9679 Okunma
1 Yorum 19.11.2016 22:39
Süleyman Karagülle
IŞİD ve PKK ile Neler Oluyor?
1.08.2015 9662 Okunma
Süleyman Karagülle
Sermaye ve siyasi güç, para ve silah
24.05.2014 9592 Okunma
Süleyman Karagülle
GİRİŞİM/Cİ (Bir Tartışma Konusu)
31.12.2011 9581 Okunma
3 Yorum 05.01.2012 13:32
Süleyman Karagülle
Son Ümit!
4.07.2015 9548 Okunma
Süleyman Karagülle
Neden matematik?
16.02.2013 9494 Okunma
1 Yorum 17.02.2013 00:40
Süleyman Karagülle
İslâm Hukuku-Taha Akyol’a Cevaplar-1
25.07.2015 9480 Okunma
Süleyman Karagülle
Çanlar kimin için çalıyor?
19.07.2014 9426 Okunma
5 Yorum 22.07.2014 09:12
Süleyman Karagülle
Adil Kur’an Düzeni ve çağımızın sorunları
5.09.2015 9381 Okunma
2 Yorum 07.09.2015 17:54
Süleyman Karagülle
Ayı öldürmek yasak
4.05.2013 9304 Okunma
1 Yorum 05.05.2013 09:25
Süleyman Karagülle
Vergi indirimi ve vergi iadesi
22.02.2014 9294 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Çin
1.08.2015 9262 Okunma
1 Yorum 03.08.2015 09:13
Süleyman Karagülle
Partilere Tavsiye
30.05.2015 9186 Okunma
1 Yorum 01.06.2015 08:08
Süleyman Karagülle
Rockefeller Ailesi ve Hidrojen Enerjisi
2.04.2016 9186 Okunma
2 Yorum 11.04.2016 08:19
Süleyman Karagülle
Mehmet Hikmetumut, Ölüm ve Ötesi
5.07.2015 9149 Okunma
1 Yorum 20.07.2015 09:31
Süleyman Karagülle
Rüya
20.02.2016 9138 Okunma
2 Yorum 21.02.2016 11:34
Süleyman Karagülle
Yeni Hükümet ve Devlet Başkanı
20.06.2015 9124 Okunma
2 Yorum 23.06.2015 14:03
Süleyman Karagülle
PKK Mikrobu Üreten Sebepler ve TEDAVİ
6.02.2016 9111 Okunma
1 Yorum 06.02.2016 23:11
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeninde Başkanlık
21.05.2016 9083 Okunma
1 Yorum 23.05.2016 08:10
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni; Çözümü Halk Üretebilir
14.11.2015 9030 Okunma
1 Yorum 16.11.2015 08:32
Süleyman Karagülle
Akevler ve Araştırmacı
12.01.2013 8996 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir Adil Düzen Eleştirisi ve Cevabı
15.11.2011 8885 Okunma
Süleyman Karagülle
Tanrı ve Olasılık
3.10.2015 8825 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Partinin başarıları
16.11.2013 8792 Okunma
Süleyman Karagülle
Akevler Ekolü ve ...
18.04.2015 8785 Okunma
2 Yorum 20.04.2015 17:09
Süleyman Karagülle
Erbakan ve Adil Düzen
14.11.2009 8707 Okunma


© 2025 - Akevler