20. Yüzyıl’ın başına geldiğimizde Allah’a inananlar şaşkına dönmüşlerdi. Dünyayı ateistler işgal etmiş, insanları zorla dinsizleştiriyordu, her yerde dinsizlik ve ahlâksızlık moda olmuştu. Kim dinsiz ise o zafer kazanıyor, zengin oluyor, iktidar oluyordu. Bizim çocukluğumuz bu ezilmişliğin içinde geçti. Türkiye’de Mustafa Kemal ve İsmet İnönü, arkadan Celal Bayar dinsizliğin önderleri idiler. Mısır ve İran dinsizliğin ve ahlâksızlığın diyarı olmuştu. Mısır’da bununla mücadele eden, Türkiye’de bununla mücadele eden birçok dindar insan bu uğurda canını verdi...
Sonunda ne oldu?
Türkiye’de AK Parti iktidarda…
Mısır’da İhvanı Müslimin iktidarda…
Şehit Seyyid Kutub’un hizbi iktidarda...
Bu mücadeleye biz de karınca kararınca katıldık...
Sonunda işte Türkiye’de ve Mısır’da iktidardayız...
Ne değişti, ne değişiyor?
Zina artıyor, evlenme azalıyor, boşanma çoğalıyor...
Faiz ve yolsuzluk, rüşvet ve kayırma mı azalıyor?..
Türkiye’de daha mı az insan dağlarda can veriyor?..
Peki, bugünkü durum buysa, ne için mücadele edildi?
Şehit olanlar niçin şehit oldular?
Saltanat postuna bizden birilerinin oturması için mi bunca boğuşma yaptık?
İnsanlık milyonlarca insanın canına neden kıydı?..
Başbakan Mısır’a gitti, nutuk çekti, nutuk dinledi…
Ne değişti?
Bu nutkun amacı neydi?
İhvanı Müslimin Cumhurbaşkanı ne söyledi?
İnsanlar coşuyor, insanlar alkışlıyor; neyi alkışlıyor?..
*
Olay şudur.
Sermaye insanlara ölümü gösterdi, şimdi insanlar sakatlıktan ve felçten memnun! Cihadı bıraktılar, birbirlerini alkışlıyor!..
Sorun şudur.
Küçük cihadı kazandık ama büyük cihadı kaybettik.
Köprüyü geçtik ama Allah’ı ve Kur’an’ı unuttuk.
Şimdi ortak tarihimizle ortak coğrafyamızla, ortak inançlarımızla, ortak müttefiklerimizle öğünerek kendimizi avutuyoruz. Kendi kendimize ninni söyleyerek uyumaya çalışıyoruz…
Suriye’de olanlara karşıyız; ha saldırdık, ha saldıracağız ama İsrail’de olanları kınama imkânına bile sahip değiliz... Gemimiz uluslararası sularda vuruluyor, askerimizin başına çuval geçiriliyor; biz burada oturuyoruz…
Askerimize çuval mı geçirildi?..
Ertesi gün İncirlik Havaalanı’nı kapatırız. Fırsat o fırsat, askerleri terhis eder, isterlerse onlara iş veririz. Ondan sonra ABD çuval geçiremez, askerlerimize halı sererdi…
İsrail gemimizi mi işgal etti, İsrail vatandaşlarımızı mı öldürdü?..
Elbette yaptıkları savaş sebebidir, şimdilik savaşma gücümüz yoktur.
Ama Boğazlardan geçen İsrail gemilerine el koyardık, gücü varsa o gelsin bizimle savaşsın derdik. Türkiye’nin ülke dışına gidip savaşma gücü yoktur ama ülkesini savunmasında dünyanın bütün orduları birleşse bile Türkiye’yi yenemez.
*
Türkiye ne yapacak?
Türkiye önce “Adil Düzen”i kendi ülkesinde uygulayacak...
Bunun için pilot uygulamalar yaparak insanlara “Adil Düzen”i öğretecek...
Bu pilot uygulamalarla insanlara “Adil Düzen”i göstererek öğretecek...
Türkiye savunmada dünyanın en güçlü devleti olacaktır.
*
Sonra ne yapacak?
İran’da ve Mısır’da İslâmiyet’i kabul eden yönetim var.
Oralarda “Adil Düzen” kurulacak...
D-8’ler önce kendi ülkelerinde “Adil Düzen”i kuracaklardır.
Savunma bakımından bağımsız hâle geleceklerdir.
*
Sonra tüm dünya devletlerini “Adil Düzen”e çağıracağız.
“Adil Düzen”i kabul ettiklerinin delili hakemliği kabul etmeleridir.
Kim kabul ederse bizim müttefikimiz odur.
*
İnsanları bir arada tutan iki güç vardır.
Biri barıştır, temeli hakemlere dayanır.
Diğeri savaştır, temeli kuvvete dayanır.
Biz kuvvete karşı kuvvetle çıkamayız.
Biz kuvvete karşı ancak Hak ile çıkabiliriz.
O zaman galip geliriz.
*
Bundan yarım asır önce biz cihada başladığımızda bir ümidimiz vardı...
Bu zalimler, bu kâfirler giderse, yeryüzünün düzeleceğini düşünüyorduk...
Var gücümüzle onları indirip kendimizi onların yerine geçirmeye çalıştık...
Ne oldu?
Suya vardık ama serap çıktı.
Serabın peşinden koşarken ümitli idik...
Suya varacağız ve kana kana içeceğiz diyorduk...
Şimdi can havli ile ulaştık ama susuzluktan ölmek üzereyiz...
Ne yazık ki susuzluğumuz gitmedi ama ümitlerimiz gitti...
Artık koşacak bir hedefimiz de kalmadı...
*
İşte…
Akevler Adil Düzen Çalışanları insanlığın kırılan bu ümidini yeniden yeşertmek ve yerleştirmek istiyor. “Adil Düzen”le insanlığı gerçek ırmağa ulaştıracaktır.
Biz buna inanıyoruz...
Bunun için çalışıyoruz...
Dolayısıyla hedefe varacağız.
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92